Güneşli günleri kaçırmayım diyerek gün doğumundan gün batımına dek uzanan küçük bi av gezisi planladım kendime. Önce turna denemesi, peşinden derelerde kırmızı benek kovalamaca. Eldeki olta malzemelerini toparladım, erzağımı ayarladım ve gitmeye hazırım. 4:00da uyanmak üzere yatağa gidim ama nafile; gözüme uyku girmiyor. Ne zaman sabah suyuna niyetlensem aynısı olur, bi türlü uyuyamam ve ertesi gün de uykusuzluktan bitkin düşerim. Yine aynısı oldu, saat 4:00 ve ben hala uyanığım. Her ihtimale karşı çadır ve tulum da aldım yanıma, iki saat kadar avlakta kestirebilmeyi umuyorum. Tüm malzemeleri tekrar tekrar kontrol ediyorum. Önemli bişeyleri unutup da günün tadını kaçırmak istemem. Herşeyi aldığıma kanaat getirdikten sonra nihayet 4:30 gibi düştüm yollara. Meraya vardığımda hava aydınlanmış, fakat güneş henüz doğmamıştı. Hızlıca takımları hazırladım ve suya indim. Birkaç atış sonra yarı boyunda sahteye atlayan bu cengaver karşıladı beni. Cesaretini takdir ettim. Güneşin de doğmasıyla birlikte rapaladan kaşığa geçiş yaptım. 10-15dk denemeden sonra yine cılız bi vuruş. Aynen suya idae.. Sazların hemen dibinden gelen bir diğer yakışıklı... Bu mahallenin gençleri yürek yemiş bu sabah. Aynı yerden ikinci atışta da bu ufaklık geldi. Turna faslını kapattım. Malzemeleri toplarken malesef yanlışlıla emektar kamışımı kırdım.. Tekrar yoldayım. Kırmızı beneklinin peşinde dağlara.. Nerede bu kırmızı benek? Nerede? Nerede?! NEREDE?! Nihayet. Burdaymış. Tahminen 20cm civarında. Suya iade. Aramalara devam... Bir küçük ala daha... Yaklaşık 15cm. Suya iade fotosu çekeyim derken atlayıverdi haylaz. Yorgunluk ve açlık had safhada. Arabayı müsait bi yere çektim. Biraz yemek yeyip az da kestirip aya devam etmek istiyorum. Ve şok! Sadece domates, biber, elma ve armut var bagajda. Nevalenin kalanını evde unutmuşum. Sinirlenip yaktığım ateşi de söndürdüm. Getirdiklerimi atıştırdım mecburen. Yakındaki küçük bi gölette biraz kasna denedim. Üç küçük kasna. O sırada telefonum yanımda olmadığı için fotoğrafını çekemedim. İncitmeden hemen suya iade ettim onları da. İki saat kadar oyalandıktan sonra da oltalarımı topladım. Saat 15:17. Bir saat kadar uyuyup ava devam etmek niyetindeyim. Çadırı açmaya erindim, arabanın koltuğunda hayli rahatsız bi uykuya daldım. Uyandığımda saat 19:44. Bir saat kestirmeyi biraz abartmışım. Hava da epey kararmış. Artık dönme vakti. Uzun, yorgun fakat güzel bi gündü. Dokuz balık, hepsi iade. Bu günü de böylece kapatmış oldum. Eve dönmeden trofe avımı da yapmayı ihmal etmedim. Büyük boy bir çöp poşeti dolusu çöp topladım. Hekese keyifli avlar dilerim..
halil bey, bir birinden güzel kareler. Verdiğiniz her detay görselllerle birlikte o anları bize yaşattı. Tatlı su avlarında beni en çok heycanlandıran balık boyundan dolayı turnadır. Bolu da Benekli yakalamanız beni şaşırtmadı ama turnaya çok şaşırdığımı itiraf edeceğim. Raporlarınız foruma renk katıyor bir sonraki raporunuzu da bekliyoruz.
Okuma zevki veren, çok güzel bir rapor olmuş, tebrik ederim. Kamış kırılması gibi küçük aksilikler dışında, aksiyonlarda yaşamışsınız. Anlatım, fotograflar, onca yorgunluğunuza rağmen mıntıka temizliği için teşekkür eder, raporlarınızın devamını dilerim.
Turna benim için de heyecan kaynağıdır, ilk göz ağrım sayılır hem de. Bolu'da bi kaç yerde var, ama bana epey uzak göller, o açıdan baya şanssızım. Deneyimlerimi elimden geldiğince paylaşmaya çalışacam.
Çok güzel bir rapor olmuş, tebrik ederim. Ben de Bolu'da okuyorum. Gölköy barajı üniversitenin arkasında, oraya balığa giderim diyordum ama 3 senedir okuyorum daha toprağına basamadım . Üniversite bitince gideceğim artık .
Gölköy'e bir defa gittim onda da fırtına çıktığı için olta atamadım Temmuz-ağustos gibi tatlısu levreği için tekrar giderim. Ama çok kalabalık oluyo dediler, pek sevmiyorum ben kalabalıkta av yapmayı..
Fan clubünüzde yer almaktan, raporlarınızı ilgiyle takip etmekten ve çöpçülüğünüzden gurur duyuyorum.
Sevgili Halil ilk raporuna yazmadım. Geçici olduğunu düşündüm ama belli ki kalıcısın ve bu işi dert edinmiş bir kardeşimizmişsin. Ez cümle; önceki raporuna izafeten yem konusuna bir hatırlatma yapmak isterim, sanırım artık yeridir. Akarsularda her türlü doğal yem kullanılarak alabalık avcılığı yasaktır. Güzel paylaşımlarının devamı dilekleriyle, en güzelleri rastgelsin.
Valla ne yalan söyleyeyim, ben de geçici olduğunu sandım sevgili Halil Alabalık yakalamayı hiç denemedim ama istediğim bir av, doğal yemin kullanılmasının yasak olduğunu şimdi öğrenmiş oldum.. Son olarak raporunuz oldukça iyi, resimler, anlatım ve çevreci kişiliğiniz takdire değer.... raporlarınızı bolca okumak dileğiyle
çok iyi bir rapor.tebrikler duyarlılık ve doğaya hassasiyetine diyecek yok.örnek bir amatör balıkçısın
Çöp konusunda ki duyarlılığınız için tebrik ediyorum. Hepimize güzel bir örnek ve bence raporun en güzel kısmı...Hepimiz bence raporumuzu bu tip bir sonla tamamlamalıyız...