06/05/2007 Mordogan Raporu

Aslinda bu hafta icin bir av programim yoktu. Gecen hafta esim Izmir disinda oldugu icin bu haftasonu dinlenmeyle gecer diye dusunuyor, isin dogrusu baliksiz bir haftasonu gecirecegim icin biraz da uzuluyordum. Hava tahminleri hem cumartesi hem de Pazar icin cok olumluydu. Sadece Pazar gunu, ruzgar hafif de olsa guneyli olacagi icin havanin iyice sicak olacagini, baligin da pek keyifli olmayacagini ongorup, kendimi teselli ediyordum

Cuma aksami esim gelip de daha once de sık sık beraber baliga ciktigimiz, isyerindeki arkadaslarla Pazar gunu icin balik plani yapsak nasil olur diye sordugunda ne sicak, ne guneyli ruzgar ne de baska bir sey kalmadi kafamda. Ancak, hanimlarla birlikte balik plani yapinca, ister istemez, biraz buyukce ve tuvaletli bir tekne bulma ihtiyaci hasil oluyor. Bu Pazar havanin guzel olacagini duyan da balik programi yapmis sanirim, o yuzden 8 kisi alacak, tuvaleti de olan bir tekne bulmamiz biraz guc oldu.

Bu tayfayla genelde Eski Foca’dan ava cikariz. Manisa’da, hastanede calistiklari ve haftasonu da olsa kimi zaman acil bir sekilde hastaneye cagrilmalari gibi bir durum olabilecegi icin, ulasim bakimindan Manisa’ya en yakin sayilabilecek Eski Foca’yi tercih ediyoruz. Amma ve lakin, Eski Foca’da bizim isimizi gorebilecek teknesi olan, tanidigim ne kadar kaptan varsa aramama ragmen, tum tekneler kiralanmisti. Baska yerlerde aramalara devam ettik ama durum hep ayniydi.

Son dakikada Mordogan’dan guzel bir haber geldi, istedigimiz gibi bir tekne bulunmus, rotamiz belli olmustu. Cumartesi gecesi, klasik olarak gene hic uyumamis, hazirliklarimi yapmis, nevaleleri hazirlamistim. Bana yeter ki balik deyin, ben ne lazimsa hazirlarim:




Sabah 04:30’da Bornova’dan baslayan yolculugumuz, yem, kahvalti vb molalarin ardindan 06:30’da Mordogan’da nihayete ermis, biraz gecikmeyle de olsa gunes dogarken 07:00 de vira bismillah deyip yola cikmistik.



Teknemiz, guzel bir yat; kaptanimiz da dunya sevimlisi, hossohbet, balikci dostu bir abimizdi. Uzunada aciklarinda, yasak bolgenin hemen disinda bir avlaga goturdu bizi. Oldukca bereketli bir mekanmis, uzun zamandir ilk defa sabah suyundan aksamsuyuna kadar hic yer degistirmeden gecirdigimiz ilk av oldu. Izmaritler o guzelim renkleriyle arz-i endam etmeye basladilar. Ortalama su boydaydilar:



Sabahin ferah serinligi, oglen yerini amansiz bir sicaga birakti. Ancak, kisa bir sure sonra ruzgar yon degistirip kuzeyden esmeye baslayinca hem havadaki pus dagildi, hem de bir sureligine de olsa rahat nefes aldik.

Bulundugumuz yer, at-topla balik yapiyordu. Bos donen olta neredeyse olmadi diyebilirim. Sabahleyin aldigim yemi gorunce “Ne yaptin sen” diyen arkadaslar aksama dogru yem bitecek korkusunu yasamadiklari icin bana dua etmislerdir herhalde. Ben de, icime mi dogdu ne, 2 patlak mamun, 400 sulunes, 8 paket boru kurdu almis, Mordogan’dan, kaptandan gelen haber ve istek uzerine de 2 kilo sardalya tuzlamistim. Ne bizim, ne baliklarin nevalesi eksik kalmadi yani gun boyunca

Bu arada, Av yasagi basladigi icin sardalya altinla basabas olmus durumda. Tezgahlarda sardalya diye kolum kadar tirsiler satilmakta, kilosu 7 ytl’ye. Allahtan, tanidik bir balikcidan uzatma ile alinmis 2 kilo sardalya bulabildim tuzlayacak.

Izmarit gun boyunca, oglenin en sicak saatlerinde dahi hic kesmedi, Bir ara kirma mercan yogunlugu basladi. Sabah, oglen ve aksamustu birer posta mercan geldi. Maalesef mercanlar hala ince. Bu arada dipteki baliklara atip cekerken ortasuda oltaya yuklenmeler ortami heyecanlandirdi. Gelen istavritler, bogaz balikcilarini kiskandiracak gibiydi:

Hanimlar show yapti: