06.09.2008 Ava giden Avlanır :)

Selamlar arkadaşlar;
Bugün sabah 07.30 da sazan yakalamak amacıyla yıllardır gittiğimiz bir gölün diğer tarafını denemek amacıyla arkadaşımla beraber motorsikletle yola çıktık.

Av yerimize vardığımızda saat 08.15 di. Geceden göle ağ atanların ağları toplamakla meşgul olduklarını gördük. Diğer taraftan gölün bu kısmına ilk kez geliyor olmamız nedeniyle kendimize oltaları atacak bir yer beğenmeye çalışıyorduk.

Sonunda olta atmaya müsait bir kaç yer arasından birini seçerek malzemelerimizi indirdik. Yanımızda yem olarak mısır ve kendi yaptığımız hamur mevcuttu. Daha önce gölün diğer kısmında mısır ile balık yakalmış olduğumuzdan pek fazla başka yem denemiyorduk. Oltalarımızı attık, zillerimiz taktık. Göl çevresinde görebildiğimiz kadarı ile bizden başka balık avlayan kimse yoktu.
Bir kaç dakikaya kalmadan ardı ardına tüfek sesleri gelmeye başladı. Biraz etrafa bakındıktan sonra göl çevresinde av köpekleri ile avlanan avcılar olduğunu farkettik.

Bir süre tüfek sesleri devam etti, sonra havanın da iyice ısınmasıyla sesler kesildi...
Oltaları attığımız yer göl çevresinden her yerden görünebileceğimiz çok açıklık bir alandı... Dikkat edin; göle ağ atan kendini bilmezler ve göl çevresinde avlanan avcılar ve bulunduğumuz alanın kabak gibi meydanda olması...
Neden dikkat edin dedim? Çünkü ilerleyen kısımlarda flashback yapacağız

Dediğim gibi sıcaklığın kendini hissettirmesi ile yanımızda getirdiğimiz geniş kumaş ile kendimize gölge bir alan oluşturduk. Bu arada arkadaşımın geçen hafta almış olduğu havalı tüfeğide yanımızda götürmüştük ki balık beklerken hedef dikip atış yarışması yapıp oyalanalım... Zaten pek ses çıkaran bir silah olmadığı için balıkların sesten ürkmeyeceğini sanıyoruz.

Saat 10:30 civarında göle giriş yaptığımız yoldan gri renkli isuzu marka bir kamyonetin (pickup) girdiğini ve bize doğru geldiğini gördük. Arkadaşım o esnada havalı tüfek ile dikmiş olduğu hedeflere atış yapıyordu. Aha dedim seni yakalamaya geldiler "Gelsinler" dedi. Biliyoruz ki havalı tüfekten taşıma ve bulundurma gibi ruhsat istenemediği gibi avcılık belgesi ve avlanma pulu da aranmıyor. ( Havalı Tüfek ile av yapılması Merkez Av Komisyonu kararlarına göre yasaktır. Biz havalı tüfek ile avlanmadığımız için pek de endişelenmiyoruz doğrusu.) Kamyonet yanımıza geldiğinde resmi plakalı, Çevre ve Orman Bakanlığı'na ait bir araç olduğunu kapısında yazan Resmi Hizmete Mahsustur yazısı eşliğinde görüverdik Araçtan iki kişi indi. Koruma memuru olduğunu sonradan öğreniğimiz görevli direk benim yanıma gelerek hiddetli bir şekilde " siz buraya nasıl, nerden girdiniz, oltalarınızı toplayın,burası yasak bölge burada bulunan ne var ne yok hepsine el koyacağım" demesin mi? Desin tabi, dedi de zaten...
Bundan sonrasını koruma görevlisi ( G ) ben ( B ) ve arkadaşım ( A ) olarak anlatacağım...

G: siz buraya nasıl, nerden girdiniz, oltalarınızı toplayın,burası yasak bölge burada bulunan ne var ne yok hepsine el koyacağım ayrıca şu avlanma belgelerinizi de görelim...

B: Bir saniye biz buraya sizin gelmiş olduğunuz yolu kullanarak geldik, yasak olduğunu da bilmiyorduk, avlanma belgesinden kastınız nedir?

G: Avlanma izin belgeniz ?! Tamam neyse toplayın malzemeleri alacağız hepsini. Ben girişi kapatıyorum yanından yeni yol açıyorsunuz, çit çekiyoruz çitleri açıyorsunuz. Yemin ettim ilk gördüğümü yakalayacağım, malzemelerini de alıp ceza kestireceğim..

B: Bakın beyefendi; biz zaten buranın yasak olduğunu bilmeden geldik. Kaldı ki daha önceleri de çok defalar bu gölün diğer kısmında balık tutmuşluğumuz da vardır. Oraya da görevli memurlar geldi hiç bir uyarıda bulunmadılar.
Yasak olduğunu bilsek böyle meydanlık bir yerde kabak gibi durmazdık zaten. ( Flashback 1 )Ayrıca bu gölün her tarafından balık tutuluyor ve ağ da atılıyor.( işte Flashback 2 ).

G: Buradaki balıkları biz besliyoruz. Daha sonra başka yerlere salıyoruz bunları. Burada avlanmak yasak. mesala bir tavşan görseniz ateş edemezsiniz. Orman sahası burası ( oysa ki sabah avcı kaynıyordu orman sahası - Flashback 3 )

Şimdi görevlinin son cümlesinin diğerlerinden komiklik bakımından pek eksiği yok zaten. Göl çevrede bulunan en büyük göllerden biri zaten. 2-3 yıldır o göle gitmemize rağmen oradaki balıkları beslediklerine dair en ufak bir belirti dahi görmedik. Zaten o balıkları oradan başka yere salsalar yazık olur. Göl hem temiz hem de çok büyük... Ayrıca beslediklerini iddia ettikleri göle ağ atılıyor. Orman sahası , yasak dediği yerde de kara avı yapılıyor. Varmı daha ötesi?

A: Biz buranın yasak olduğunu bilmiyorduk, zaten ticari bir amacımız olsa biz de ağ atardık. Millet koca koca ağları seriyor yıllardır buraya, sen gelmiş bizim yasak olduğunu bilmememize rağmen 2-3 oltaya laf ediyorsun bir de el koyacağım diyorsun.

Görevlinin bu şiddetine bir anlam verememekle birlikte bir yandan da kendi kendime güldüm doğrusu. El koyacağım dediği malzemeler 3 adet el oltası 1 adet 3.00 mt kamış ve 40 lık makina bunun yanında motorsiklet ve havalı tüfeğe de göz dikti. Devamı aşağıda...

G: Yok ben anlamam ne varsa alacağız ( arkadaşına dönerek ) motorla tüfeğide alıcaz. Bakın jandarmayı çağırırım toplayın çabuk malzemeleri...

B: Malzemelere el koyacaksanız resmi kağıt isterim. Üzerinde Çevre ve Orman Bakanlığı anteti bulunan kağıda tutanak tutman gerekiyor.Aksi halde hiç bir malzemeyi de vermeyiz size.

G: Resmi tutanak kağıdı yok yanımızda. ( dikkat komedi başlıyor .) Ajandamın arkasına yazacağım isminizi ve aldığım malzemeleri. Maslak'ta bizim genel müdürlük binası var. Cezasını ödedikten sonra ordan geri alırsınız malzemeleri.

Haliyle bu durum oldukça komik geldi bana. Cevabım aynen şuydu.

B: Tamam o zaman ajandaya yaz sen, biz bi ara gelir malzemeleri Maslak'taki Genel Müdürlüğe bırakırız... Resmi tutanak veremiyorsan kusura bakma Jandarma gelsin o zaman...

Bizim arkadaş baktı el konulacaklar listesine motorsiklette girdi. Dellendi tabi.

A: Ben sana hiç bir şey vermiyorum. ( Cebine eline atarak cep telefonunu çıkartır ) Al sana telefon ara gelsin Jandarma.

G: (Diğer arkadaşına seslenir) Kitabı getir. (Bahsi geçen kitapçık Merkez Av Komisyonunun el kitapçığıdır.)

Kitaptan ilgili kanun maddesini bularak bize okur açıklaması şöyledir maddenin: bulunduğumuz yerin orman gençleştirme ve fidan sahası olduğu, orman içi dinlenme alanı statüsünde olduğu ve daha niceleri...

B: Bakın bu konularda en az sizin kadar bizim de bilgimiz var merak etmeyin. Bizler yasak avcılık yapmayız. Balıkçılıkla ilgili bir çok foruma da üyeyiz.( Bizim (bu) forumun reklamını da yaptım ayrıca Anlamaz forumdan falan ama hadi neyse.)
Bir yanlışlık oldu bilmeden girdik işte... Ayrıca bu gölden bir kaç kez ağ atanları da çıkartmışlığımız vardır bizim. Hatta bu sabah da toplarlarken denk geldik ağları. Diğer ağ da şu tarafta==>

Adam nuh diyor peygamber demiyor arkadaş. Tutturmuş illa "malzemelere el koyacağım" diye. Bizim de son sözümüz "Jandarma gelmeden hiç bir şey vermeyiz" oldu haliyle.
Görevli bizim arkadaşa:

G: Şimdi kapıyı kapatıcam bakalım nasıl çıkacaksınız buradan

A: İstediğin yeri kapat gerekirse dağdan taştan gider yine çıkarız buradan

Aslında burada kapıdan kasıt nedir onu da anlamadık ya neyse. bulunduğumuz alan en az 100 hektarlık bir alan ve bu alanın kapsını ben hayal bile edemiyorum...
Neyse sonuca gelince benim tüm yumuşatma çabalarım biraz da olsa karşılık bulmuş olacak ki görevli biz "Jandarma gelsin" dedikten sonra el koyma işinden vazgeçti nedense.
Ben görevlinin ısrarından vazgeçtiğini anlayınca gel dedim arkadaşım sana atılan diğer ağı göstereyim. Beraberce ağın yanına gittik. Ağın bir kısmı suda. Aslında benim niyetim sabah ağ atanları ağları toplarken görmüştük ya onlar gittikten sonra diğer ağı toplayıp yakmaktı Bu kötü emelime ulaşamadım malesef. Ağın yanında yaklaşık 100 mt halat da vardı. İlk önce halatı alıp kamyonete yüklediler güzelce işimize yarar diye
Ağı ise; zaten parçalanmış galiba işe yaramaz kabilinden sözlerle almayacaklardı ki devreye tekrar girdim ben. Alın kardeşim bu ağıda giderken yolda çöpe atarsınız. Ya da yakalım bunu burada. Burada bırakırsanız Allah muhafaza şamandıra ve kurşunlarını tekrar kullanabilirler dedim. Haklısın deyip ağı da yüklediler kamyonete.

Son adımda biz şimdi girişi çitle kapatıcaz siz de çıkarsanız iyi olacak dediler

Velhasıl kelam balık yakalamak amacıyla gittiğimiz umutlu bir günümüz bu şekilde heba oldu Elimizde bir kaç karede fotograf kaldı...

Devamı bir sonraki mesajda ​

Saygılar...​

 

Bu konuyu asla görevlileri rencide etmek paylaşmadığımı belirtmek isterim. Paylaşmamın nedenine gelince; kim bilir kaç kişinin malzemesine bu şekilde el konulmak isteniliyor ve alınıyor. Orası yasak mı değil mi dikkat etmeden girdiğimiz bir bölgeydi ki araç girdiğine göre motorsikletin girebilmesini çok görmemeli... Sanki biz dağ taş aşmışız da kaçak yollardan o sahaya girmişiz gibi suçlandık. Ayrıca daha Bismillah gelir gelmez malzemelere el koyacağız da ne demek? Biz orada o malzemeleri itiraz etmeden teslim etsek hibe etmiş oluruz büyük ihtimalle. Bu yüzden bu gibi durumlarda büyük oranda haksız da olsanız hakkınızı en ince detayına kadar arayınız... Ola ki başınıza böyle bir olay geldi, öncelikle alttan alarak ikna etmeyi deneyin. Baktınız olmuyor kesinlikle resmi evrak olmadan malzemelerinizi teslim etmeyin ve gerekirse Jandarmayı çağırtın. En azından olaya Jandarma karışırsa elinizde resmi evrağınız olur.

Hadi bizim balık malzemelerimiz o kadar kaliteli değillerdi belki. Ama aramızda takip ettiğim kadarı ile çoğumuz bu tutkuya imkanlarımız el verdiğince yabana atılmayacak paralar harcayabilecek nitelikteyiz. İnsan hobisi, zevki için büyük paralar harcayabiliyor. Bunlar bu şekilde haksız yollardan başkalarına kazanç kapısı olmasın...

 

sertan kardeşim büyük geçmiş olsun. ne diyeyim çarpık yasaların çarpık uygulanması başka ne denilebilir ki....

 

ormancı oldukları kasadaki odunlardan belli. bir miktar ormanı gençleştirmişler gibi görünüyor

 

Geçmiş olsun.Ve sizi canı gönülden tebrik ederim.Herkesin yapamayacağı işleri yapmış ve gayet bilinçli davranmışsınız.Bende hatırlatayım.Böyle durumlarda(el koyma)kesinlikle resmi mühürlü belge alınız.Sadece imza ve kağıt yetmez.Zaten el koyma durumlarında verilecek olan evrakta sabit mühür bulunmak zorunda

 

Teşekkürler; aslında biz o durumda yapılması gerekeni yaptığımıza inanıyoruz. Kızdığımız nokta ise eline yetki verilen bilinçsiz kişilerin karşılarındakileri de kendileri gibi görerek sindirmeye çalışmalarıdır.

O kasada gördüğünüz odunları çit kazığı diye kullanıyorlar. Montaj sırasında görebildiğimiz o yöndeydi Tabi nereden temin edildiği ise muamma...

 

Buldukları 3 tane yeni gelişmiş koruyu indirmişledir aşşağı

 

geçmiş olsun
neresi burası

 

böyle eline biraz yetki verilen insanlar vatandaşa yerse yaparlar ama sizin gibi bilinçli kişilerle karşılaşınca durum değişir jandarmayı çağırmak en akıllıca davranış çünkü anlattıklarınıza bakılırsa jandarma lafını duyunca tavırları değişmiş geçmiş olsun

 

Sertan kardeşim geçmiş olsun...
Av ve avlak denetimleri aslında kesinlikle olması gereken bir düzenlemedir. Ama.? sizin bu yaşadığınız denetim gibi değil tabi...
Paylaşımın gerçekten faydalı oldu, çünkü; böyle bir durumla henüz karşılaşmadım ama ola ki.! karşılaştığımda en azından ne yapmam gerektiği konusunda bilgi sahibi olmuş oldum. Umarım daha bilinçli ve ne yaptığını bilen görevliler bu tür denetimleri gerçekleştirir...
Tekrar geçmiş olsun...

 

Sertan arkadasim inan acayip güldüm yazina harika bir anlatim belki adamlar ise yeni baslamis elemanlar olabilirdi güya sizin malzemelere el koyup seflerine gösterip bak sef biz isimizi nasil yapiyoruz ama gibisinden yapmak istemislerdir helal olsun sizeki onlara firsat vermemissiniz.neyse tekrar gecmis olsun arkadasim.

 

Aslında bizim düşüncemiz; gelen görevlilerin kendi aralarında malzemelerimize el koyup koyamayacakları yönünde iddiaya girmiş olabilecekleri gibi. Çünkü görevlilerden bir tanesi sürekli bağırıp çağırıp el koyacağım diye ısrar ederken diğer görevli biz tepki gösterip itiraz ettikçe kıs kıs gülüyordu diğerinin haline

 

Geçmiş olsun. Çok sürükleyici idi. Başımıza gelebilecek bir durum. En azından ne yapmamız gerektiğini öğrenmiş olduk. Olay hangi bölgede idi (mahsuru yoksa)

 

Herkesin başına gelebilecek türde biraz işgüzar görevli muamelelerinden biri işte.Yalnız havalı tüfek yasakken yanınızda bulundurmanız da bence iyi bir şey değil...

 

Yanlış anlaşıldı galiba havalı tüfek konusu. Açıklık getireyim iyice Havalı tüfek ve tabancalar Merkez Av Komisyonu kararlarına göre avlanma araç ve gereci olarak kullanılamaz. MAK kararları 3. bölüm madde 10-a da yazmaktadır. Yoksa avlanma haricinde kimsenin bir şey dediği yok. Bilmem sahillerde gördünüzmü; denize balonları sıralayıp atış yaptırıyorlar bu tüfeklerle, Eskiden Elleerinde tüfek ve tahta hedefe monte edilmiş hedef kartlarıyla İstanbul'da semt semt dolaşırdı bu işi yapanlar

 

ben orman bakanlığının memur ve şeflerinin bırakın onlarıda bakanlıkların bile bu konuda bilgisi az sirküler ellerine ulaşıyor o kadar ormancı memurların bir çoğu sizin orda anlatmak istediğinizi anlamaz çünkü tamamen duygusal. benim köyüm orman köyüdür anlatmak istediğimi anlayanlar anlamıştır zaten

 

34 ZH 0129 füme renkli isuzu pickup gördüğümüzde anlamalıyızki leş kargaları geldi
bende havalı tüfeklerimle sıksık dağa bayıra atış talimine giderim yeterki faturam yanımda olsun jandarma-polis birşey demez bakar ateşli silah değil yanımdada vurulmuş bir av yok, az ötede dikili hedef kağıdımda yada şişeler varsa kolay gelsin derler.

 

Biz yinede leş kargaları demeyelim de bilinçsiz görevliler diyelim, daha yerinde olur sanırım

 

Geçmiş olsun Sertan kardeş.Bence siz gitmemeniz gereken yerde,görmemeniz gereken şeyleri görmüşsünüz.bukadar tepki bu yüzden.Gerçekten görevlerini yapsalar oraya okadar kolay ağ atamazlar.paylaşım için teşekkürler...

 

Geçmiş olsun güzel mücadele etmişsiniz.Merak ettim G neyin kısaltılmışı