evet,öyle bu kötü,selimpasanın göbegindeki,tarlalar bile ev doldu,alt yapı yok,kanalizasyon,denize,balıkçı burhan vardır, iskelede,hala teknesi var,o adam bile balık tutamadı bu yaz,o ki sabah akşam tekneyle,20-30 kg tutar satardı,tekneyle çıkıp,istavrite,bide bu sezon başındaki,japonyadan gelen,kırmızı denizanaları,denizi mahvetti,hiç balık bırakmıyo,bu meret,suyun yüzeyini kaplayarak,balık yumurtalarını,ufak balıkları ve balıkların,yiyecegi besin,maddelerini tüketerek,balık türlerinin çogalmasına izin vermiyorlar,üreme mevsimi olan haziran ayından,sonra,hepsi ölerek,esrarengiz bir biçimde yok oldular,denizanalarının ve yosunlarının asırı üremesinin tek sebebi,evsel,kirlilik atıklardır,bu maddeler,basta,plankton,yosun,deniz anası gibi zararlı canlıların aşırı üremesine sebep oluyor,temiz denizde deniz anası ya hiç yoktur,yada azdır,selimpasada bloklar halinde görüyoduk,valla,bizim kıyıdan çıkan,temizlenen yosunda baska hiçbiryerden çıkmamıştır,bu kapsamda,bu yaz,kaç kamyon gelsede temizlemeye bitiremedi,inşaalah bu yaz yosun deniz anası olmayıp,bol balıklı,temiz bir denizde güzel bir,seon geçiririz,öyle umut ediyorum,bakalım hayırlısı artık..
evet, sel felaketti, 2 yakınımızı kaybettik selde, acıydı... ancak bu felaketin tek bir faydası olacaksa o da şu olacak, denize akan milli tortular, araya karışan ve kıyı şeridine çökelen hafif lağımlı çamurlar feci kurt yapacak, çocukluğunda hatırlarsan; denizin tam başladığı yerde ıslak kumu az eşeleyince küçük kırmızı kum solucanları çıkardı, bunlar pisi, dil, tekir, kırlangıç, barbun, mırmır ve kefal gibi kıyı şeridi balıklarının 1 numaralı besiniydi... takriben 10 yıldır bu solucanlar hiç yok, ve balık da yok... onlar bu yeni oluşan dip yapısında üreyecekler ve kıyımız tekrar az da olsa pisi, dil, tekir, mırmır ve kefal yapabilecektir. böyle umuyorum... hele ki bizim oranın kefalinin lezzetini bilirsin, içinden çamur dahi çıkmaz doğru dürüst, sakız gibi eti vardır... inşallah, inşallah
evet,küçükken o kurtları hatırlıyorum,oldukça igrençtiler,ama balıklar için bu kadar faydalı oldugunu bilmiyordum,zaten,dere sürekil çamuru tasıdıgı için,ve sel suları baya getirmiştir bu kurtlardan,zaten dikkat ettim,en çok,pisi dil,mırmır avladıgım,yerler dere yataklarına yakın olan,dip yapısı çamur,kumluk,görüşün az oldugu yerler,ama görüş oldumuda,poyrazda,mutlaka gün yüzüne çıkacaktır hepsi,bu da bise yarıcak,inşallah,kısmetse,hatta denize tarlalardan yılan,fare bile gelmiştir,düşüncemce,yılan balıgıda,fare avlarız artık,levrek en iyi fareye geliyor bu arada,belki duymuşundur kaan abi....
duymaz mıyım fatih... ama kim fare kapanı kurup da sonra onu viyak viyak iğneye takacak tifo, kolera, veba, kuduz ne arasan var merette, zaten bir kara hayvanını oltaya takmak bana ters, acırım en üzüldüğüm orayla ilgili ne biliyor musun, kıyıkent iskelesinin yanında, ortası delik koca bir kaya vardı hani... selde gömülüp gitmiş. o kayalık benim 6-7 yaşında ilk ispari ve karagözlerimi tuttuğum, biraz daha büyüyünce, 10 yaşlarında maskeyle dibine bakıp su altında bu güzel canlıları uzun uzun inceleyip davranışlarını ilk öğrendiğim yerdi senin resimlerinden birisini koyuyorum... sular aşırı çekilmişken çekmişsin.
evet,geçen,seneki,ocakta suya girmiştim,su o kadar,çekilmişti,dalana kadar kumda baya yürümek,zorunda kalmıştım,evet,o göbek,kare şeklindeki,büyük taşın altında,gelincik,ispariler,mırmır gibi,bir çok cins balıga ev sahipligi yapan bir yuvaydı,orası,balıgın orada bol olmasının nedeni,çok sıgda ve sote bir yerde, herkesin aklına gelmicek bir yer olmasından,kaynaklanıyor,bende 2 sene önce,altına bakıp,zıpkınla karagöz vurmuştum,1 tane,şimdi o eski resimlere bakınca,duygulanıyor,insan,ah eski selimpasa,geri gel artık,o taşın az aşagısında,yaşlı balıkçı burhan abinin kayıgı vardı,hatırlıyosundur,o güzel pahalı teknelerin arasında,ahşap kayıgıyla,yaşlı olmasıyla,sanki yıllara,teknoljiye karsı direniyor,gibiydi,ah be hey gidi, selimpaşa.....
Aslında Kaan aklıma çok önemli birşeyi getirdin. Şu ki, o derelerin akışının azalmasını hep garipsedim. Doğal birşey gibi gelmedi hiç... Sanırım doğrulanabilir bir tezim var ! Bayağı senedir doğru dürüst akmayan derelerin akmayışı dolayısıyla gelmeyen balıkların yemi olabilecek organizmalar ve geçmiş kirlilik yüzünden denizde yeni yeni beliren canlı popülasyonlarının birleşik etkisinden mi Selimpaşa kıyılarında balığı arar olduk ? Kirlilik ve trol geçmişte kaldı. 7 m'lik teknesi olan İstifkent'te oturan bir arakadaşım anlattı, Nisan Eylül arası denize açıldığında %80 Sahil Güvenlik tarafından yanaşılmış teknesine. Yani tüplü zıpkıncılık da zor, belgesiz açılmak da. @Fatih: Kanalizasyon altyapısı döşendi oraya. Site bağlantıları yapıldı mı bilmiyorum ama bizim sitelerden denize akma söz konusu değil. İspatı kolay. Diz boyu suya girip kumu eşeleyip havalandır. 1 metre kadar eşele. Açığa garip mor ~ siyah arası renkli garip kokulu kum çıkıyorsa bu taşan ve denize karışan foseptiktir. İlerdeki sitelerden (Başkent'ten sonraki) taşma kesinlikle var. İspatı da yukarıdaki yönteme gerek kalmadan gözle baktığında siyah renkli kumun ve garip kokunun varlığıdır. Bu sene bizzat şahit oldum. Bu seneki mezgit bolluğu da bence yakın açıklarda bulunan yemlenme alanlarının düzeldiğine işaret. @Kaan: Çıkılmaz yola girdi demişsin. Doğaya bir şans verirsen o kendini yeniler. İstanbul Boğazı'nda sürpriz balıklar çekmiyor muyuz ? Yine Boğazda kıyı kirlenmesi benim gözlemlediğim kadarıyla hızla geriliyor. Ahırkapı Feneri'nin dibindeki kayalıkların suyunu görseydin keşke. Livara su almak için indiğimde hayret ettim. Son derece berraktı. Kaldı ki orada denize girmenin sağlık için halen tehlikesiz olduğu söylenmiyor. Gelelim Selimpaşa'ya... Orada deniz kirliliği açısından şehirleşme konusu o kadar da önemli değil bence. Denizden uzaktaki o yapılaşmanın denize foseptik taşıması çok zor, hatta imkansız.Önündeki kayalık yapıyı hatırlatırım. En kötü ihtimalle orası da er ya da geç kanalizasyon sistemine bağlanır ve dolayısıyla resmi kontrol altına girer. Kuzeydeki TOKİ yapılaşmasını ayrı tutuyorum. Bloklar boş olmasına rağmen dereyi defalarca kirlettiğini düşünüyorum ve halen de kirletebilir ! Evet kötü bir felaket yaşadık, geçmişte kirlilik de yaşadık fakat bu bize dersler verdi. Nerede olursa olsun, bundan sonra gördüğümüz en ufak kirleticiyi şikayet edeceğiz. Hele bu sezon başında dereden akan garip renkli suya (sanırım çimentoydu !) benzer şeyleri görürsek çalmadık kapı bırakmayacağız. Bunu da sadece kendi keyfimizin devamı için değil, dengeli bir deniz florası için, kirlenmenin eşiğinden dönen memleket suları için, kirlenmenin eşiğinden dönebilecek dünya suları ve ÇOCUKLARIMIZIN "BABA BALIK NE DEMEK ?" sorusunu sormaması için yapacağız ! Umarım bana katılıyorsunuzdur... Sevgiler, Koray
yakamozdan sonra küçük bir dere var sazlıklı falan orası leş gibiydi bu yaz, kokusuda cabası. deredeki suya gecenlerde baktıgımda gayet berraktı, atık su verildiğini sanmıyorum. yazın o bölgede kıyıda gezerken en kenarda gördüğüm gümüş bolluğunu bizim buralarda daha görmedim hayret etmiştim. popülasyonun azaldığını zannetmiyorum. bu sene kayıp balığımız mırmır gecen seneki bolluk olmayınca insanlar balık bitti tükendi diye veryansın ediyor. oysaki daha önceki senelerde ender tuttuğum bir balığı bolca tutmaya başladım buda gayet güzel bir işaret. o balıkta karagöz. ayrıca kalkan iyice yerleşti kıyılarımıza. kırlangıçlarda büyüyor en son yarım kglık bir tane aldım kıyıdan. lüfer bolluğuda zaten görülüyor kumburgazdaki av rapolarından. iki iskelenin arasından akan bir dere var orda yazın gördüğüm kefal yavrusu bolluğuda kayda değerdi. küçük balık yoksa büyük balıkta yok diyoruz ya oysaki küçük balık var. ntvnin yeşil ekranında denk gelmiştim yazın, derelere verilen atık sularla iş yapmaz denilen devletimizin nasıl igilendiğini. marmarayı güzel günler bekliyor gelecekte. büyük teknelere gerekli düzenlemeler yapılsa çok daha iyi olucak. çarpık kentleşmenin getirdiği vurdumduymazlığı aşıyoruz yavaş yavaş. kontroller sıkılaştı. benim ümidim var herşey güzel olucak. bunlarda gecen akşam yarım saatte gelen karagözler. bu sene oldukça bollar.
kıyımızda pek yem yok, problem o... kirlilik eski boyutunda değil, derelerin akması, ama temiz akması ile balık popülasyonu artacaktır. karagözler silivriden mi Hüseyin?
benim,vurdugum karagözler o boyutlarda,selimpaşada,daha büyüğüne rastlamak zor,şans,dereden lagım akıyor,hem koku,hemde siyah zift akyıgına kaç kez şahit oldum,kumdada o olayı yasadım,zift bazı yerlerde var,ama bunu sürekli yapmıyor,millet uyanır diye,ara ara,az az,bulanık veya ziftli su halinde dereden veriyorlar,kimse inanmıyor tabi buna,kimse belediyede dahil,yaptıgı pisligi söylemez,ama ben biliyorum,bana yeter,gümüş balıgını bolluktan görüyorsanız ben bolluktan sayamadım pek,açıkçası,gümüş her zaman vardı,benim kastım diger balık türlerine,balık tutunca,bol oldugunu düşünmeyin,her zaman eskiyle kıyaslayın,birde trol yok demişiniz,selimpaşada,allahı var,gözümle şahidim,eylül ayında,bu sene önceki senelerdede,sahile açıga koskocaman gemiler,koca aglarla denize ag atıp,topluyor,herkesin gözü önünde oluyor bu olay,hala olmadıgına inanıyorsanız,birsey diyemem,ama tabi gece oluyor,bu olay,gündüz deginiz sahil güvenlik bakar,ona lafım yok........
. Kaan selamlar Bardağa dolu tarafından bakmak bu olsa gerek. . Bu karanlık ve yağmurlu İstanbul sabahında İçimize gene bir ışık verdin, Sağolasın. .
bunlarda,yazın,sitenin önünden çektigim kirlilik resimleri,saygılarımla,akan suyun ne kadar temiz ve berrak oldugu aşikar...
kusura bakmayın,tarcan bey düzeltme zamanım olmadıgı için öyle attım,moderatör arkadaslardan,düzenleyebilirlerse idaha iyi olur,dizime kadar balçıga girip,tekne çıkarmanın eziyetini siz düşünün,neye bastıgını bilmeden diz e kadar çamur,tekneyi çıkar,bagla,tam bir eziyet,anlatamam...
yosunlar normal, bulunduğun yer tam küçük kaşık tipi koy içi olduğundan en çok yosun sizin orasıyla camcıoğlu önünde oluyor. ama hakkaten felaket. belediye bu yosunu temizlemiyor diye kızıyorsun ama alış buna, bak sana örnek vereyim; selde pert olan evleri temizlemek için belediye ev başı 300 lira istedi, selde hata bende sanki, ıslah edilmemiş dere yatakları, alt yapı eksikliğinin bir numaralı sorumlusu benmişim gibi, bırak afet ilan etmeyi, bana 300 lira ver, eşyalarını atayım dışarı, yıkayayım diyor. 250 lira özel şirkete verip eşyaları attırdım, evdeki tonlarca çamuru yıkattırdım, bir de dezenfekte ettirdim... pes doğrusu!!! bunlar denize afedersiniz lağım değil de tuvaletleri direk bağlasa yine şaşmam... sorun sadece belde belediyesinde değil, büyükşehir de sorunlu. her yeri kazdı büyükşehir, yeni yol inşaatları vs, ama yerel seçimlerde başka partiye kaptırınca ödeneği kesti, her yeri çamur ve pislik içinde bıraktı, yol da kapalı duruyor... biraz daha yazarsam hukuken sakıncalı kelamlar sarf edeceğim diye korkuyorum ve bitiriyorum...
haklısın,kaan abi dogru söylüyosun,ne desek boş,onun için,yapcak biseyimiz yok,maalesef,selde berbattı,hepsi gibi,sel fotolarımda var şimdi,çıkıyorum,bi ara onlarıda paylaşırım...
belki kendi eşyalarımı kurtaramadım,ama,o iki yavru kediyide evin içinden,kurtardım,şimdi teyzemler besliyor..
karagözler silivriden 200-300gr arası balıklar daha büyüğü denk gelmedi daha, gidebildiğim akşamlarda illaki alıyorum balık. balık vurgunundan, 90dan önceki dönemde eniştemin çektiği 4.650gr lık karagözün hikayesini dinledikçe hırs yapıyorum, herşey güzel olucak diyorum ve bunada inanıyorum. yosun kirliliği dediğiniz gibi kıyı yapısından dolayı. silivri sahilini bilirsiniz derenin olduğu kısımda bu yaz belediye yosunları temizlemeye çalıştı ama önüne geçemedi bir türlü. o pis kokulu derede artık kokmuyor. kokuyu ve pisliği yapan yosunlar. bu yaz o fotoğrafların çekildiği yerden bende denize girdim defalarca, bu görüntüye hiç denk gelmedim. deniz zaman zaman pisliğini kenara atmakta, sonra tekrar geri çekmekte belediyeyi suçlamaya gerek yok bu yüzden. lağım taşmalarıda olucak yaşanan afet az buz bişey değildi. ama deniz kendini bir şekilde yeniliyor. kıyıdaki balığı kıran balıkçılar bulunduğum bölgede. büyük olanlar değil küçük olanlar açıktan başlayıp diz boyu suya kadar ağ serip başında yatıp kalkıyorlar birde. ağların başına taktıkları ışıklar var burası bizim dercesine, baktıkça üzülüyorum. topu topu 6-7 tekne bunu yapan, dönüşümlü olarak yatıp kalkıp aynı bölgeleri tarıyorlar popülasyonmu dayanır buna. üzücü elden birşey gelmiyor. izinleri var bahaneleride sağlam "ekmek parası".
o resimlerin olduğu yerde denize girmek mühim değil Hüseyin, o resimlerin çekildiği yerde yaşıyorum senenin 5 ayı, 30 senedir... belediyenin yosunda olmasa da diğer pek çok konuda kabahati var, takdir edersin ki içinde olarak daha iyi biliriz. yosun olmadığı lodossuz günlerde de koku yapıyor ara sıra, bazen bulanık, Korayın dediği gibi çimento vs karışmış (tahminimce) pis sular da geliyor. senin oradaki dereyi tabi ki biliyorum ama sürekli gözlemlemediğim için bir şey diyemeyeceğim, lağım karışıyor mu karışmıyor mu bilemiyorum. ama bölgedeki belediye ve büyükşehir belediyesi pek çok konuda üvey evlat muamelesi yapıyor bizlere... sevgiler. not: çocukluğumuzdaki kırgında ellerle kovalarla onbinlerce karagöz toplanmıştı, bereket bereket diye, halbuki bir afetti... 90 dan sonra son iki sene dışında selimpaşada karagöz tutmak şansa kalmış bir işti, çok çok özlediğim bir balıktı, gelsin buyursun yerleşsin, börekler açarız ona