Malum tadilat işleri nedeniyle bu gün Ormanlı organizasyonuna katılamadık. Cumartesi de oldukça yağışlı ve soğuk olunca dalmak şöyle dursun, bir olta atmak bile nasip olmadı. Ama yine de aklım kalmadı desem yalan olur, denizde çırpıntılı, hem su hem hava çok soğuk... Akşamı zor ettim. Umarım pazar sabahı hava güzel olur... Haydi şimdi yat bakalım... Yattım... Yüzüme vuran güneşle uyandım. Kuş sesleri... Bir an inanamadım. Yorgana sıkı sıkı sarılarak uyumuştum oysa, baktım ki yorgan yerde, demek hava bir anda oldukça ısınmış... Saatime baktım tam 7.15 ve 1 Nisan... Allahım dedim, bu bir şaka herhalde... Tam balık saatinde dün deli danalar gibi dalgalarıyla kıyıyı döven deniz de, yüzüme yağmur damlalarını mermi gibi fırlatan o rüzgarda gitmiş... Deniz de, hava da pırıl pırıl güneşin altında miskince uyuklayan bir kedi gibi... Betopanın metretülü şuymuş, pergule böyleymiş, bana ne?? Çektim elbiseleri, aldım paletimi ,maskemi... Zıpkın? Hayır almayacağım... Zaten geçen sefer yanıma aldığımda da kıyamamıştım kullanmaya, nazar mı değdi nedir? Bu gün özlediğim balıklarıma şöyle bir bakayım, biraz kovalamaca oynayalım yeter... Kıyıya vardım, paletleri, maskeyi taktım... Yahu şnorkel nereye gitti? demin elimdeydi ya bu meret Biraz ilerime sürüklenmiş... Su da soğuk haa! Patiklerle eldivenleri almamakla hata ettik galiba... Sabah güneşi suyu hiç mi hiç ısıtamamış... Sanki bıçaklar saplanıyor ellerime ayaklarıma... Neyse, "ya kısmet " dedim ve verdim maskemi suya.. İki kez bile palet çırpmamıştım ki irice bir vatoz 'merhaba' dercesine kuyruk sallamaya başladı... Biraz ilerisinde bir rina... Bunlar kıyıya sokulmuşsa balıklar da artık girmiştir, haydi bakalım... İleride bir karaltı ve parıltı var, o yöne döneyim... Gözüm hep dipte, bakalım bizim kalkanlardan ne haber?? İki yavru kırlangıçla oynamaya başladım peşlerinden epey palet çırptım. Bir de ne göreyim bir anda her tarafım pırıl pırıl parlamaya başladı... Kocaman bir gümüş sürüsünün içindeyim O karaltı ve parıltının sırrı bir anda çözülmüş oldu böylece. Balıklar da pek uysal, soğuktan mayışmışlar mı acaba hemen duraladım, binlerce çift gözün bana bakması epey hoşuma gitti, özlemişim kerataları Bir an sahnedeymişim de beni merakla izleyen binlerce kişinin önündeymişim gibi hissettim Bir ara bir hareketlilik oldu, sürü kaçışmaya başladı ve o anda bana doğru gelen 15-20 tane hercai delikanlıyı gördüm, epey mesafe var ama bunlar ne ola ki... Sürünün peşinden giderlerken bana da "acaba yenir mi bu" dercesine bakmayı ihmal etmediler. Ahh dedim ah o zıpkınım yanımda olacaktı kiii, bana posta koymayı o LEVREKlere göstermez miydim , Neyse daha yaşayacakları varmış, ızgaradan önceki son turları, dolaşsınlar, beslensinler, semirsinler tabii Palete kuvvet, yola devam... Az ilerimde kumda bir hareket var sanki, ne ola ki acaba?? Hımm küçük bir kefal... Kumda oynaya oynaya geliyor... Bir kum tepeciği var ama?? Yoksaa? Evet... O kum tepesi falan değil, gömülmüş bir kalkan ve kefalcik te sanırım eceline doğru yüzüyor... Palet freniyle olan biteni izlemeye koyuldum, kalkan oldukça büyük gibi ve 2 metre kadar önümde... Kefalcik te 4 metre kadar ötemde. Heyecanla bekliyorum... Kalkanla aralarındaki mesafe 50 santime indi. Kalkanın hiçbir yerinde hareket yok, acaba kalkan değilmi? Ama işte kuyruk, işte gözler... Tam ağız hizasına geldiğinde resmen slow-motion olarak av-avcı karşılaşmasını gördüm... Herşey 1 saniye içinde oldu ve bitti. Kalkan 'besinini' aldıktan sonra aynı yere geri gömüldü. Gördüğüm kadarıyla oldukça büyük bir melek... Bu kadar yeter, haydi kıyıya... Yoksa daha çok yutkunursun adamım, haydi bakalım... Ver rotayı kıyıya, tam yol ileri! Ellerimi, ayaklarımı ve yüzümün maskenin örtemediği taraflarını hissetmiyorum, soğuktan uyuşmuşum. Evet sığılığa vardık, haydi kalkalım bakalım... Yahu o yüzenler mırmır mı? Evet, ta kendileri, yahu siz ne zaman bu kadar büyüdünüz? Aferin size... Bir dahaki sefere bu kadar şanslı olabileceğinizi mi sanıyorsunuz? Yüzün yüzebildiğinizce... Sonra mı? Sonrası malum... Betopanın metretülü, izocamın topu, pergule için en iyi ağacın hangisi olacağı
Ulaş Tek kelimelik yorumum var. Harika. Hem balıkların kıyıya inmiş olması hem bolluğu hem de anlatımın. Haydi hayırlısı bakalım.
ULAŞ bu satırlar ne yahu,adeta küfür gibi.gece gece mahfettin beni. bu balıklar bizim burnun oralardamı. haftaya haftasonu ailecek oraya geliyorum, levrekleri hazırla.mangal yakmayı özledim
Teşekkür ederim Mahir ağabey, epeydir karşılaşamıyorduk, ellerinizden öpüyorum RealGS, yer sizin tepenin 2 km kadar ilerisinde, caminin hizasında Sen mangalı yakarsın ben denizden gelir getiririm levrekleri
Biliyorum dedigin yeri Ulaş. bizim,gece yemlikle eşşek istavritleri aldıgımız avlagın oralar. şaka değil Ulaş,hava güzel olursa kesin geliyorum ailemle. levrek yakalamak güzel olur.
ulaş abi bizimle gelmeyipte silivrilere gittin he harika bi anlatım ile su altında biz görmüşüz gibi hissi verdiğin için anlatımına sağlık abicim yüreğine nefesine sağlık
Eh görev çağırdı Mustafa ne yapalım Yazdığımız her bir kelimenin tam da yerine ulaştığı dost yüreklerinize sağlık
Eyvallah Ulaş'ım, yakarız mangalımızı.deniz verirse balık onu,vermezse tavuk kanadı yeriz. balık bahane muhabbet şahane yani
Ulaş ve Birol Abilerim, yazın bende genellikle Gümüşyaka'da oluyorum. Eğer kabul ederseniz bende aranıza katılmak isterim. Hem sayenizde şu levrek avının inceliklerinide öğrenmiş olurum Saygılar...
Eren , Levreğin inceliğini Ulaş abinden öğrenebilirsin.Benim daha levrek avlamışlığım yok henüz.Ancak Restaurantlarda pişmişini gördüm
gümüşyaka derseniz bende varım arkadaşlar. babamı pazar günü oraya bıraktım hafta sonrarı artık gider gelirim.
valla güzel olur ulaş. sular biraz ısındığında sanırım verim dahada artar. hafta sonu sahile indiğimde gümüş sürülerini göremedim. biraz daha sabır.
valla bende bir ara niyetlendim . ama yem yanıma almamıştım suya girmek zor geldi o yüzden oltaları açmadım bile ama sen gördüysen artık denemekte fayda var