Herkeze merhaba.Dün iş stresinden olsa gerek moralim bayağı bozuk keyfim çok kaçıktı.işten biraz erken çıkıp evde gittim,yatıp dinlenmek için.tam eşortmanlarımı giyip uzanmıştım ki birden telefon çaldı.arayan arkadaşım gökhandı.bana bu akşam işten çıktıktan sonra bi çeşmealtı tarafları yapalımmı dedi.bu teklif belkide benim stresimi atmam için bulunmaz bir fırsattı.tamam deyip hazırlanmaya başladım.yanıma pek fazla birşey almadım sadece iki kamış ve takım çantam haricinde.saat 8 civarı çeşmealtındaydık.çeşmealtında can beach clup var.onun hemen sağ çaprazında yıkık bi iskele size bakıyor.işte biz genelde orda takılırız.herzamanki gibi yerimize oturduk.oltalar atıldı ve beklenmeye başlandı.takım klasik üçlü dip takımı.yemler boru kurdu.iki kamışı birden atıp,uçlarına zilleri taktıktan sonra iskelenin yıkık duvarına dayadım.pek hareket yoktu.arkama dönüp takım çantamda olan ampülün pillerini arıyordum ki benim kamıştan sesler gelmeye başladı.tuhaftı.neden diyeceksiniz.çünkü kamışın uçu küt küt diye kafa atıyo ama uçundaki zil çalmıyodu.şimdi çoğunuz bunu okurken bana gülüyosunuzdur.çeksene olum kamışı diyosunuzdur.ama emin olun o an şoke olmuştum sanki.kısa bir şoktan sonra kamışı tasmaladım.uçundaki pekte fena bişey değil gibiydi.kafalar kuvvetliydi.ben çipurayım diyordu sanki.ve tahmin ettiğim gibide çıktı zaten.çok yakışıklı iri bir çipuraydı oltanın ucundaki.(elektronik tartıda 763 gr geldi)işte bu balık benim bütün bi yorgunluğumu almış stres falan bırakmamıştı.ve hemen arkasından gökhan arkadaşımın kaba lidakisi geldi.ve....3.4.son olarak 5.kaba lidaki.keyifler yerindeydi.o gün için benden keyiflisi yoktu sanki.ve rıskımız bukadarmış deyip evimizin yolunu tuttuk.şimdi bana soracaksınız hani fotolar diye.merak etmeyin fotolarıda var.ama gökhan arkadaşımın telefonunda.çok kısa bisüre içinde ayrı bi konu açarak onları ekliycem.sağlıcakla kalın.