10. İstanbul Organizasyonu - 16 Eylül 2007 Kuruçeşme

16.09.2007 İstanbul ya da 2. Türkiye Çimen organizasyonu


Öncelikle tüm organizasyon ekibi olarak, dün bizi çok heyecanlandıran ve sonra da sevince boğan, Serdar kardeşimizin minik ikizlerini, çiçeği burnunda anne ve baba olan Serdar ve Şirin çiftini tebrik ederiz. Haberi alınca hepimizin yüzünde güller açtı birden, tekrar tekrar kutlarım Serdar kardeşim, Allah analı babalı büyütmeyi nasip etsin, bahtları hep açık olsun inşallah.


Ve tabi gelelim organizasyona….

Sabah saatlerinde Suat’la konuştum. Müjdat Kuruçeşme’ye geçti dedi ve ben de Müjdat’ı aradım. Bana, Ankara ekibiyle buluştuklarını, birkaç İstanbul’lu arkadaşın da orada olduğunu ama bulundukları yerde çok fazla tekne bağlı olduğunu, olta atılmasının imkansız olduğunu falan anlattı. Çok mu tekne var, nasıl olur bir ya da iki tane vardır dedim. Hayır buraya bir dünya tekne bağlanmış dedi. Yanlış yerde olduklarını anladım tabi ve onların beni orada beklemesine karar verdik. Sonrasında Tarkan ve Remzi ile görüştüm, onlar doğru yerdeydiler ama hem Tarkan hem de Remzi, doğru yere geldikleri halde kimseyi göremediklerinden, diğer tarafa bakmaya gitmişlerdi. Ama ikisini de yakaladım Allah’a şükür. Ve doğru yerde olduklarını söyledim. Ama Remzi epey bir yol aldığından, onunla da diğerlerinin olduğu yerde görüşmüş olduk. Aytekin de doğru yere gelmişti ve biz de öncelikle doğru yere varıp, Suat ve Özge’yi orda bırakıp, Aytekin’le birlikte diğerlerini almaya gittik. Gittiğimizde, arkadaşların yüzleri çok hoştu. Cadde kenarında kaldırımda, hınca hınç bir kalabalığın içinde olta atmaya çalışıyorlardı ve bana “burada kalamayız, mümkün değil” diyorlardı. Ben de sakin olun, yanlış yerdesiniz gideceğimiz yer gayet güzel dedim ve asıl mekanımıza geçtik sonunda. Tabi orayı görünce arkadaşların içi epey bir rahatladı…

Tabi öncelikle, oruç tutmayan arkadaşlarla çay bahçesinde küçük bir kahvaltı yaptık. Ondan sonra da diğer arkadaşlarımız yavaş yavaş gelmeye başladılar ve epey kalabalık olduk. Bir kısım arkadaş sohbeti tercih ederken, bir kısmı da çoktan olta atmaya başlamıştı bile. Çünkü tutulan balıklar, iftar vaktinde hepimize yemek olacaktı.

Tüm gün, balık tutuldu, sohbet edildi, gülündü, eğlenildi, balık furyalarında koşun koşun nidaları yükseldi, ciddi konuşuldu, şakalaşıldı, kısacası her zamanki gibi her şey çok güzeldi.

Ankara’dan gelen Turgay abi, Savaş, Tanju, Serkan, Mustafa ve Alicansın’a, İzmir’den gelen, hatta bize sürpriz yapıp midyeler getiren Müjdat kardeşime, Tekirdağ’dan gelen Sedat, Tuncay ve Ulvi ağabeylerime de, ta uzaklardan gelip bize katıldıkları için çok çok teşekkür ediyorum. Ayaklarınıza ve yüreğinize sağlık. İyi ki geldiniz ve günümüze renk kattınız, sağolun.


İstanbul’daki arkadaşlarımızdan ise listede adı olup gelemeyenler de, adı olmadığı halde sürpriz yapıp gelenler de oldu. Gelemeyenler mazeretlerini bildirdiler ve merakta bırakmadılar, sürpiz yapanlar bizleri sevindirdiler, özellikle Hakan Özden arkadaşımız’ın uzun bir aradan sonra sürpriz yaparak gelmesi bizleri çok sevindirdi, hepinize ayrı ayrı çok teşekkür ediyorum arkadaşlar. Dilerim daha nice organizasyonlar yaparız birlikte.


Benimle market turu yapan, domateslerimizi dilen Suat’ıma, ve yine market turu yapan Müjdat ve ablama, balıkları temizleyip pişiren planlı porgramlı Tarkan arkadaşıma (maşallah, yağ, tava, tuz v.s. her şeyi getirmiş kendisi) ve pişirmede yardımcı olan sevgili Boğaç arkadaşımızın babasına, tüpü, demliği, çayı, şekeri, ve rüzgar koruyucu kolisi ile tam teçhizat gelen ve bize çay demleyen Aytekin arkadaşıma ve iftar çayını demleyen Selim arkadaşıma, çekirdekler için Ankara ekibine ayrıca teşekkürler.

Harika bir gündü ve bu organizasyon da bitip gitti… Ama çok güzel tanışıklıklara imza attık ve bundan sonraki organizasyonlarda da bir araya gelmek için anlaştık. Günümüze keyif katan herkese ama herkese çok çok teşekkürler, ayaklarınıza ve de yüreğinize sağlık…

Gelelim resimlere, sırayla hepsini yollayacağım şimdi…

 

Elbette önce Boğaz manzarası…



Yol ortası sohbetçileri…












Ve balıkçılar ;