15.08.2009 Turna ve Anadolu Alası Yoklaması

Uzun zamandır turna avını özlüyordum ve nihayet bu hafta artık turna avına gidecektik. İki ekip olarak yola çıktık. İlk ekipte Atilla ve abisi, arkadaşları ikinci ekipte de ben ve Kubilay vardı.

Sabah gün doğumunda avlağa ulaştık Aylardan Ağustos olmasına karşın bulunduğumuz bölgede sabah saatlerinde hava sıcaklığı -1 dereceyi gösteriyordu ve bu bizim beklemediğimiz bir durumdu, resmen üşüyorduk ve arazide ısıya döndürülebilecek tek şey otlamaya gelen ineklerin bıraktığı tezeklerdi. Alelacele toplanıp yakılmış bir ateşte güneş doğana kadar ellerimizi ısıttık, güneş sırtımıza değerken yemek işini bu konuda methini duyduğumuz Atilla’nın abisine bıraktık. Yakacak malzemenin arazide olan bolluğu ve başka bir ekibin desteklediği ateşle melemenimizi hazırladık ama sabah çayı için kurduğumuz düşler piknik tüpünün ihaneti ile havada kaldı. Vakit değerlendirip çayı beklemeden hemen su kenarına geçtik.

Kubilay bir kıyıdan ben ve Atilla diğer taraftan ırmağı taramaya başladık. Su içindeki otların çokluğu neticesinde ot tutmaz kaşıklarımızla çalışmaya başladık. Suyun derinleştiği bir bölgede kuvvetli bir turnayı yeme atlatmayı başardıysam da ot tutmaz kaşığın teli esneyip açılarak iğneyi oturtmadığından turnayı sadece birkaç saniye su üstünde görmekle yetindik. Daha alt taraflarda da çeşitli vuruşlar aldıysam da bir türlü istediğim tasmayı vurupta balığı alamıyordum .Benzer durum Atilla içinde geçerliydi. Denediğimiz diğer kaşıklar ve sahtelerse hem çok sık takılıyor hem de balıklara cazip gelmiyordu. Nihayet resimde görülen genç turnanın kaşığı bütünüyle yutmasıyla kıyıya alarak resimledik ve suya saldık. Havanın yeni yeni ısınmaya başladığı saatlerde sivrisinek taarruzu artık dayanılmaz bir hale geldi öyle ki sinek kovucular dahi etki etmiyor kıyafetlerin üzerinden bile afiyetle bizi yemeyi sürdürüyorlardı. En az dokunulan ben üstümde 20 ısırık saydım.

Arkadaşlarda da herhangi bir faaliyet olmayınca ara verip kamp noktasına döndük. Öğlene doğru sohbetlerin araba gölgesinde koyulaştığı yerde yemek faslına geçtik ve karnımız doyurduk. Yer değiştirme kararı alarak suyun daha üst noktasına doğru araçlarla hareket ettik. Belli bir noktada ayrılma kararı aldık. Atilla ve ekibi geceleyecek ve ertesi gün içinde şanslarını deneyeceklerdi. Ben ise uzun zamandır gidemediğim yakın bir avlakta Anadolu alasının izlerini kovalama niyetindeydim. Birbirimize iyi şanlar dileyerek ayrıldık.

Kubilay’la avlağa geldiğimizde saat 15:00 civarı idi. Hemen boy çizmelerimizi giyerek suyun içinden atışlara başladık. Suyun akışı mevsime göre yüksek bir debide devam ediyordu ve ben o nadide avlakta her attığımda mepsimin ucunda yün parçaları toplayıp onları eğeriyordum. Canım sıkılmıştı, sebebi az ilerde oturup gönüllerince yün yıkayan bir aileydi.

Onları pas geçip devam ettiğim bir anda bir vuruş aldıysamda kıyılatmayı başaramamıştım. Biraz daha devam ettim, suda yatan bir turna gördüm yeme ilgisizdi ve bu avlakta turnanın olması beni huzursuz ediyordu. Suyun dışından devam ederken gözüme su içinde çırpınan batan çıkan bir balık takıldı. Sonuç aynen düşündüğüm gibi idi. Birbirine bağlanmış üç tırıvırıya dolanmış bir kasna can çekişiyordu. Balığı hemen kurtarıp yarasına rağmen hayata dair şansını denemesi için suya iade edip tırıvırıya da söküp attım.

Kubilay’la aramız açılmaya başlamıştı, neden bu kadar geride kaldığını merak ediyordum. Kubilay’ın oltası daha önce tamir gördüğü noktadan tekrar kırılmıştı ve canı sıkkındı. Aracın anahtarını alarak benimle suyun üst tarafında buluşmak üzere dönüşe geçti.

Parkur sonuna doğru yaklaştığım bir dönemeçte mepsimi siyah üzeri kırmızı benekle değiştirerek gözüme kestirdiğim bir noktaya indirdim. Çekerken bir dokunuş aldım ama bunun balık mı yoksa su içindeki otlardan birinin dalına dokunuş mu olduğuna tam karar veremedim. Atışımı yeniledim. Veee ani bir basma hareketi ile alabalığın sudaki rengi kendini gösterdi. Tam kıvamında ayarlı kalamamı 2-3 defa çeken alabalık kendini otların içine doğru çekmeye çalışırken ben mücadeleyi sona erdirip balığı dışarı aldım. 35 cm uzunluğunda 535 gr ağırlığında gelen bu gökkuşağı alası saatler süren emeklerimin en güzel karşılığı idi. Sırtındaki çelik mavisi pulları gözlerimi kamaştırırken tek başıma resmini çekip devam ettim.

Bu seferde Anadolu alasını bu noktada bulmak nasip olmamıştı ve yaşam alanlarının kirliliği, turna gibi yırtıcı balıkların bu noktalara kadar çıkması vb. nedenlerden dolayı onlar için endişelenerek avı tamamlayıp biz evimize döndük.

Geceyi geçiren Atilla ve ekibide sudaki otların yoğunluğundan dolayı aynı bir önceki avlaktaki gibi istedikleri verimi alamamışlar ama kampı gayet eğlenceli geçirerek evlerine dönmüşlerdi.

Gündoğumunda avlak



Ağustosta Serinlik..











Ustamızın ve emeği geçenlerin ellerine sağlık
















Kendim çekmiştim, kuyruğu kesmişim
​

 

Sevgili Rıfat
Bir alabalık deresinde bulunmak bence herşeye değer niteliktedir.Helede uğraşılar sonucunda böylesine tombul birini yakalamak en büyük ödüldür.
Tebriklerimi sunuyorum.
Sevgiyle kal

 

Oltamın kırılması moralimi bozsa da sizlerle olmanın zevkini yaşamak oldukça güzeldi...Güzel anlatımın için teşekkürler...

 

Harika bir av raporu sunmuşsunuz.Avın güzelliği bu işte,balık sayısı çok olsa belki daha çok mutluluk verir.Ama o kamp yapmak yok mu! O harika birşey işte,üstüne birde bol aksiyon.Daha güzel avlar nasip olur inşaallah. Rastgele....

 

Rifat Bey çok Güzel Bi Anlatim Ve Harika Sunumunuz Için çok Teşekkür Ederim Güzelbi Hafta Sonu Geçirmişsiniz Kubilay Arkadaşimizda Oltasi Kirilmasina Rağmen Eğlenmiş O Tiriviriyi Suya Salan Caninin De Diyorum .. Gerisini Herkez Bilir Daha Güzel Avlar Ve Güzel Baliklar Yakalmaniz Dileğimle Saygilarimla

 

Sevgili Rıfat duyarlılığın ve doğaya saygın için tekrar tebrik ederim güzel bir av olmuş devamını dilerim.

 

Turnalar artik seni unuttu dostum Sen artik alabaliklarin efendisisin Alabaliklarin seni nasil sevdiginin göstergesi elindeki yakisikli .. Sivrisineklere ragmen cok güzel bir gün yasamissiniz , yemekler de nefis görünüyor..Tezekle isinmak bile ayri bir tad vermistir eminim..

Ama maalesef herzamanki gibi tiriviri ve yün yikayip suyu duyarsizca kirletenler gibi cansikici unsurlar da mevcut Insallah bir gün bunlar da sona erecek..

Seni sevgiyle selamliyor, her zaman güzel ve keyifli avlar diliyorum..

 

Vedat abi gönlüm güzel bir Anadolu alası resimleyebilmeyi isterdi ama bu alabalıkla mücadelemde de ödül olarak öğrendiğim yeni bir şey var. Teşekkür ederim..

Bu sefer kamış tamir masrafın benden

Teşekkürler saolun, açık hava gibisi yok..

Ben ikinci defadır o avlakta bunu görüyorum. Burası fly avcılığının da yapıldığı harika bir yer ancak bunu yapanların aklından şüpheli,vicdansızlıklarındansa eminim..

Teşekkür ederim..Daha iyi avlar sizin olsun.

Sevgili Uğur "alabalıkların efendisi" övgüsü ne kadar insana gurur okşatsa da ben bu yolda emekleyen bir acemiyim hala. Ha olsa olsa bu sevda ile "alabalıkların kölesi" sıfatı daha uygun düşer bana . Turnalarla aramı düzelteceğim inşallah, onlar için bir sürü rapalam var. Sadece baraj göllerinde fazla turna kalmayışı ile biraz ara vermiştik..

Sevgi ve selamlarımız karşılıklı, sana da iyi avlar diliyorum..

 

Soğuk, sivrisinek, avlağın otlu oluşu, kırılan kamış, balıksızlık, hele ki çaysızlık... Bir balık macerasında olabilecek en hafif olumsuzluklardır aslında.

Bana göre asıl üzücü olan, Anadolu Alası'nın selamsızlığıdır. Onun hazin öyküsü gelip oturdu içime. Bu nadide balığın yaşam alanlarının kirliliği, turnalarca istila edilmiş olması çok üzücü gerçekten. Bu kayboluş, inşallah dönemsel bir kayboluştur ve tekrar eski güzel günler geri gelir demek istiyorum.

Selam ve sevgilerimle güzel kardeşim.

 

Nuri abi inşallah aklımda olan ve gitmeyi planladığım başka bir avlaktan size Anadolu alasının selamını getirebileceğim. Ancak bu avlak için artık ben de iyimserliğimi kaybetmeye başlıyorum.

 

Ellerine sağlık Rıfat abi.Herşey için teşekkürler

 

Harika fotoğraflar....Gönülden tebrik ederim Rıfat abi.

 

ogustosta -1,bizde burayi cok soguk zannederdik,rapor icin tesekkurler.tiriviri baligin kemigine kadar islemis,yaziklar olsun,ahirette baligin o tiriviriyi atandan alacagi var,balik HAKKI..!

 

Tebrikler Rıfat abi paylasım icin tesekkurler rastgele..

 

Tebrikler Rifat Kardeş Anadolu Alasini Bekliyoruz

 

Rıfat duyurlı davranışın için teşekkürler...Böylesi güzel kereler ile süslediğin rapor için tebrikler...devamına rastgelsin....

 

tebrik ederim ....

 

Sondan 4. ve 5. fotografı görünce kendimden geçtim. o merada bulunmak bile bana huzur veriyor. kayseride en sevdiğim avlak orası. gördüğüm kadarıyla debi yüksek ve otlanma fazla. siz o saatlerde alalarla mücadele ederken bende uçan alalarla mücadeledeydim. güzel bir gün geçirmişsiniz tebrik ederim. Rasgele

 

Sabah -1 ile başlayansıcaklık öğlen +31e geçmişti,donma yanma hepsi birarada Tırıvırıyı atanlar ona dolaşsınlar,gerçekten yazık..

Teşekkür ederim..

Vallahi bizde bekliyoruz işte Önder

Deniz avına geçtin galibaki turnaları az görür olduk sen gibi, devamına da inşallah Feridun..

Sizin oraların avına,doğasına benzemez ama eski haliyle bu avlak 1950 yıllarda Amerikalıların fly için özellikle geldiği bir avlaktı. Eski halini bilenler buruk bir özlemle anar anlatırlar hikayelerini..

Fatih gerçekten insanın dünya ile bağlantısının koptuğu mekanlardan biri değil mi burası? Uçan alalara gideceğini biliyordum, 15 Ağustos itibari ile sezonunuz açıldı hayırlı uğurlu olsun. Bir müddet bizim sahalardan uzak kalırsınız artık,görüşmek üzere..

 

Mübarek ramazan öncesi mecburi ara vereceğim için bunda iki günlük bir av planı yapmıştım güzel ama balıksız geçen bir av oldu. sizde çok iyi bilirsiniz av böyle birşey bir var bir yok aynı merada önceki haftalarda çok güzel avlar yaptık ama bu hafta olmadı nasip değilmiş. gerçi rıfat günü kurtardı azda olsa jarz oldu ben ertesi günde çok uğraşmama rağmen tek vuruş bile alamadım artık ramazandan sonra deneyecez.herkese rasgele hayırlı ramazanlar.
Birde Fatih daha ben hiç uçan aladan yemedim duyurulur.