Sabah 6 , deniz çarşaf gibi, alacakaranlık hüküm sürüyor Adrasan koyunda. Teknemizin motor sesi yankılanmaya başladı dağlardan, gürültüsüne rağmen bizi hiç rahatsız etmeyen o pancar sesi. Dümende Engin kaptan, sancak tarafında hatunla ben, iskele tarafında Namık. Herkes yerini almış , "bugün büyük gün" diyerek koydan çıkıyoruz. Rapalalar çoktan suya salındı. Suluadaya yaklaşırken ilk palamutu almıştık bile, güne hızlı başladık , kesin kuzu bugün gelecek :) . Av hızını kesmedi arka arkaya çekilen 3 palamut , kuzu oltası için gerekli yemliği sağlamıştı... Namık "bu gün de yakalamazsam arap olayım" diyor ; [IMG] Eee , dün Enginin tekneden düşmesine ramak kalmıştı, kuzunun asılmasıyla. Bizden daha hevesli görünüyor, gözleri parlıyor, "bu sefer tamam". Tam yol , rota dün kuzunun kaçtığı yer. 5 adalara doğru gidiyoruz. Sabah kahvelerimizi yudumlarken , Namık günün doğuşu resmini çekiyor. Serin esen rüzgar ürpertiyor insanı. Olay yerindeyiz, 2 kuzu takımı indirildi , rölantiye yakın hızda ilerliyoruz. Elimde inşaat eldiveni , ne olur ne olmaz bakarsın bana denk gelir ;) . Engin le rastgele diyoruz birbirimize. Vakit ne kadar hızlı geçiyor , o devasa vuruşu hissetme bekleyişi devam ediyor. Saatler geçtikçe ümitler de tükeniyor, sabah suyu bitti. Engin kaptan, öğle yemeği için hannoz tutalım abi diyor. Tam kerterize getiriyor tekneyi, palamuttan hazırladığımız yemli dip takımlarını atıyoruz. 100mt nin üstünde derinlik. Oltayı ilk çeken Engin oluyor, 2 tane hannoz geliyor ama hannoz demeye dilim varmıyor. O kadar büyüğünü yakalamamıştım. Sonra ağırlaşan oltam beni uyarıyor, topluyorum 2 güzel hannoz da benden. Namık' ta sıra, 1 hannoz 3 berber balığı nasibi oluyor. Akıntı çok fazla olduğu için kerterizi sürekli kaybediyoruz, kaptan tekrar kerterize alıyor tekneyi. Öğlen sıcağı bastırıyor, yemlik ve yemeklik balıklarımızın bir resmini çekiyoruz. [IMG] Öğle yemeği için kaptandan suluadadaki mağara teklifi geliyor, dip oltalarını topluyoruz. Suluadaya doğru yöneliyoruz. Rapalalar hemen suya :) . Giderayak bir palamut daha teşrif ediyor , bu da kuzuya verilir mi beee [IMG] Mağaraya varıyoruz, akvaryum gibi sualtı manzarasında, kaptan harika bir balık tava yapıyor bizlere , hannoz, palamut ve hannoz için attığım oltaya takılan bahtsız 1 kupes ; [IMG] Yemeğin ardından herkes teknede kendine bir yer buluyor ve dinlenmeye çekiliyor. Ama uyumak ne mümkün, nerede bu kuzular ! [IMG] Akşam üzeri, tüm umudumuzla suluada etrafında kuzu sırtısına devam ediliyor, ama nafile saatler geçiyor böyle. Güneş, dağın arkasında kaybolurken Namık birgün önce rapalasına atlayan zarganayı da kuzu için feda etmeye karar veriyor; [IMG] Suya indirilen zargana eşliğinde , Adrasan a doğru yol alıyoruz. Üzerimizdeki uykusuzluk ve yorgunluk yüzlerimizden okunurken. Bir dahaki sefere diyoruz , bir dahaki sefere ... [IMG] Sevgi ve saygıyla ...