20 km. boyunca Dalaman katliamı 12 Mayıs 2007 Ramazan ÇETİN, DHA Denizli'nin Acıpayam İlçesi’ne bağlı Akalan Beldesi’ndeki Dalaman Çayı’na, fabrika atıklarının karışması sonucu binlerce balık öldü. Dalaman Çayı’nın Akalan Beldesi yakınlarında 3 gün önce başlayan balık ölümleri çayın 20 kilometrelik bölümünde gözlendi. Çayın içinde ve kenarında binlerce sazan balığı öldü. Ölü balıkların büyük bölümü, çayın kenarına vurdu. Özellikle Köke ve Çakır köylerinin bulunduğu mevkide, canlı balık kalmadı. Dalaman Çayı’ndan tarlalarını sulayan çiftçiler ise balık ölümleri nedeniyle tedirgin oldu. Köylüler ve muhtarlar, balık ölümlerinin Akalan Beldesi’nde bulunan, AKP Denizli Merkez İlçe Başkanı Mehmet Ali Özkan’ın da ortak olduğu yem ve süt fabrikasından sulama kanalına bırakılan atıklar yüzünden yaşandığını iddia etti. Balık ölümlerinin fabrika atıklarından kaynaklanmadığını söyleyen Özkan ise "Burada 11 yıldır faaliyet gösteriyoruz. Fabrikamızın atığının sulama kanalına aktığı doğrudur ancak balıklara zarar vermez. Biz süt, peynir ve yem üretiyoruz. Bu ürünlerin atıkları balıkları öldürmez" diyerek, kendilerini savundu. Özkan, arıtma tesisinin en kısa zamanda yapılacağını söyledi. Acıpayam Kaymakamlığı, balık ölümleri üzerine bölgeden numuneler alarak İzmir Bölge Hıfzıssıhha Enstitüsü Müdürlüğü’ne tahlile gönderdi. kaynak: Hürriyet gazetesi
Yalana bak! İşin teknik kısmına girip kimseyi bunaltmak istemem ama bu kadar da yalan olmaz ki! Arıtma tesislerinde en başa bela atıklardan biri organik atıklardır. Hele ki tesiste bir kaza, dökülme vb olduğunda gelen atık miktarı bir anda artarsa, herkese geçmişler olsun derim ben... Bir de bunu arıtmadan çaya veriyorlar, hem de 11 yıldır!!! Hadi fabrikayı işletenler insafsız, İl Çevre ve Orman Müdürlüğü de mi insafsız? Ya da bu çay sulama amaçlı kullanıyorsa, İl Tarım Müdürlüğü de mi görmüyor, denetlemiyor. Öte yandan diyelim arıtma tesisi yaptılar, düzgün çalıştıracaklar mı bakalım? Ancak denetimdeeeeen denetime... Onda da şebeke suyunu çıkış suyuna bağlar atık değerlerini düşük çıkarırlar, benden söylemesi.
hakkaten neden küfrediyorsun ki (a^^+7(}%ı-"é@p=?#4w>|~:+m) lerine... onlar zaten (a^^+7(}%ı-"é@p=?#4w>|~:+m)
Birileri fazla para kazanacak diye bize ait yani hepimizin doğasını,çocuklarımızın yaşam alanlarını mahvedecek sonra bizde susacaz ha!YOK BÖYLE BİŞEY YOOOOK!Allahınızdan bulun...
abi bu konuları iletiyoruz gerekli mailler de bir ara verildi hatta ben ilettiğim bir şikayetime cevp ta aldım ilettiğim makamlardan. Ancak burada zaten kaymakamlık olaya el koymuş. O açıdan böyle bir şeye gerek duymadım ve diğer arkadaşlarımda gerek duymadılar sanırım. Sonucunda kaymakamlık ta olaya el koymuş ve bunu çevre ve orman bakanlığına ilettiğiniz de gelen cevap kaymaklığımız olaya el koymuş ve gerekli incelemeleri başlatmıştır gibi oluyor..
Orhan bey, sorunuzu daha erken görmediğim için üzgünüm Umarım gönül koyduğunuz yanıtsız kalan soru bu değildir. Sorunuzun yanıtına gelince: İki dönem, bağlı olduğum meslek odasının İstanbul Şubesinde Yönetim Kurulu Sekreter üyesi olarak görev yaptım. O dönemlerde halktan bize bu tür şikayetler gelirdi ve bu şikayet yazılarının eklerinde bireylerin ilgili makama yazdıkları ancak yanıt alamadıkları dilekçe örnekleri olurdu. Biz de yazıyı ekleri ile birlikte ilgili makamlara gönderir ve gereğini isterdik (şu an bu görevi yürüten arkadaşlar da bunu yapmaya devam ediyorlar) ve konu yazışma takibine alınırdı. Kimi zaman çok çabuk ve olumlu yanıtlar aldık ama kimi zamanlar da ise yasal süre dolmasına karşın yanıt gelmezdi. Yeniden sorulur, ilgili yer deyim yerindeyse yazılarla sıkıştırıla sıkıştırıla yanıt alınırdı. Özetle diyeceğim o ki, bu tür şikayetlerde bireysel başvurular genelde (nedense) makamlarca o kadar dikkate alınmıyor ama bir meslek odası gibi yarı kamu kurumu niteliğinde oluşumlarca yazışma yapıldığında er ya da geç yanıtlamak ve sonuca ilişkin bilgi vermek durumunda kalıyorlar. Ben kendi adıma, bu tür şikayetlerin önce kurumlara yapılması, yanıt alınmıyorsa ilgili meslek odaları üzerinden sorgulatılmasından yanayım. Saygılarımla...