2008-2008 dönemi av cezaları(kara hayvanları ve bazı deniz memelileri)

Konu, 'Genel Konular' kısmında 56561 tarafından paylaşıldı.

Konu Durumu:
Daha fazla cevap için açık değil.
  1. 56561

    56561 Yücel

    Yaş:
    48
    Mesajlar:
    2.535
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Daiwa Sensor Red Surf 4.00, Daiwa Procaster Samfish 2.10
    Favori Makine:
    Shimano Catana 4000FA, Ryobi Ecuisma 8000vi
    En İyi Avı:
    10.5 kg rus kefali, 5.250 Levrek, 1573gr kofana
    az önce bir gazetede çok ilginç bir yazı okudum sizinle paylaşmak istedim, sadece ilgimi çeken saçma kısımları size yazıyim.Leopar avlamanın cezası 35bin ytl, sırtlan 12bin,su samuru,yaban kedisi, karakulak 4bin,akdeniz foku 8bin ytl .
    Şimdi saçmalıkları açıklama sırasıyla
    1-Leopar(anadolu leoparı):Toplam popülasyonu 4
    2-Sırtlan(anadolu sırtlanı):Toplam popülasyonu 20 den az(3 sene önce)
    3-Su samuru: Sayısı bilinmiyor ancak milli park alanları içerisinde birkaç tane gözlemlendi
    4-Yaban kedisi-Karakulak:İkiside vaşak denilen kedi türünden yabani hayvanlar,sayıları bilinmemekle beraber 50 kilometrekarelik alanda sadece 1 tanesi yaşar(yaşam koşulları uygun olduğu taktirde) gerisini siz hesaplayın kaç tanedir.
    5-Akdeniz Foku:Hepiniz az buçuk biliyosunuzdur sayıları çok az

    Yani bu hayvanlardan herhangi birini avlamış olsanız maksimum 35bin ytl cezayla yırtıyorsunuz.Zaten bu türlerin sayısının az olması nedeniyle gen çeşitliliği de yok yani üreme şansları sınırlı.Bunlar için verilen bu cezalar sizce de komik değil mi.Bu türlerden herhangi biri için bence en azından bir 2-3 yıl ceza verilmesi gerekmez mi sizce de?

    yorumlarınızı bekliyorum
     
  2. tarcan

    tarcan ...

    Mesajlar:
    6.700
    Şehir:
    Hatay
    Favori Kamış:
    .
    Favori Makine:
    .
    En İyi Avı:
    Kefal 325 gram
    Bir nesli tüketmenin cezası çok daha fazla olmalı ancak yapacak birşey yok malesef.

    Güzel bir konuya değinmişsin bu arada ,eline sağlık.
     
  3. geneben

    geneben Aşkın

    Yaş:
    48
    Mesajlar:
    3.702
    Şehir:
    İzmir/Bornova
    Favori Kamış:
    olta
    En İyi Avı:
    Deniz turnası 70 cm 900 gr.
    Hayvanları koruma kanunu der ki?

    e) 8 inci maddenin birinci fıkrasında yazılı, bir hayvan neslini yok edecek müdahalede bulunanlara hayvan başına yedibuçukmilyar lira idarî para cezası; ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkralarına uymayanlara hayvan başına birmilyar lira idarî para cezası.


    Gerisini siz düşünün;)
     
  4. Suatreis

    Suatreis

    Mesajlar:
    267
    Yaban hayatının korunmasına esasala hazırlanan kanun ve yönetmeliklerde dikkatimizi çeken unsur hep mali ceza yönteminin benimsenmesi ve kasıt ile ihmal yaşansa dahi hapis cezası ile desteklenmesine rağmen bu cezanında para cezasına çevrilebilir uzunlukta olması. Kısacası parayı veren sıyrılıyor anlamına gelmektedir.

    En basit örneği; aracı ile sokak hayvanına çarpan ve hayvanı orada terk ederek kaçan sürücüye ancak 250-300 Ytl.para cezası öngörülüyor.

    Verilmesi gereken cezayi müeyyidenin 1 ila 3 yıl arasında para cezasına çevrilemeyek nitelikte olmasını, AB diye avaz avaz bağırıp ta uyum yasaları çerçevesinde yaptık, oldu diyen ve bu konuda dünyada emsal olan cezaları bilmeyen, harukulade yüksek bilinçli ne yaptığının farkında olan yöneticilerimizden bekliyorum.:mad:
     
  5. 56561

    56561 Yücel

    Yaş:
    48
    Mesajlar:
    2.535
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Daiwa Sensor Red Surf 4.00, Daiwa Procaster Samfish 2.10
    Favori Makine:
    Shimano Catana 4000FA, Ryobi Ecuisma 8000vi
    En İyi Avı:
    10.5 kg rus kefali, 5.250 Levrek, 1573gr kofana
  6. SüperAcemi

    SüperAcemi

    Mesajlar:
    160
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Valla olta ile bir kaç kere avlandım.
    En İyi Avı:
    Bir keresinde 4-5 tane istavrit yakalamıştım..Haa birde yengeç...:)
    Anadolu Leoparıyla ilgili sizle paylaşım yaparım ama valla ağlarsınız... Ayrıca bizim insanlarımıza gıcık olursunuz.Son kalan Anadolu Leoparı yani Parsı av partisiyle vurmuşlar böyle bir ülke var mı ya... Leopar değil Parstır aslında... Benim sandığım Türk topraklarında yok.Kim görmüş 4 tane anlamadım.
     
  7. SüperAcemi

    SüperAcemi

    Mesajlar:
    160
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Valla olta ile bir kaç kere avlandım.
    En İyi Avı:
    Bir keresinde 4-5 tane istavrit yakalamıştım..Haa birde yengeç...:)
    Avcıları tutun parsımız yaşıyor

    Ankara'nın Bağözü Köyü'nde bir kadını kolundan yaralayan pars, 27 yıldır MTA Tabiat Tarihi Müzesi'nde türünü temsil ediyor. Parsların yok oluşunda Milaslı Mantolu Hasan'ın payı büyük.

    Dört yıllık kılı kırk yaran takibin sonucunda bulunan ayak izleri ve dışkı örnekleri incelendi. Sonuç kesin: Anadolu parsı hâlâ yaşıyor!


    AYŞEGÜL DİKENLİ (Arşivi)

    İSTANBUL - Önce Romalı gladyatörler, sonra 1950'li yıllarda Toroslar'daki köylerde yaşayan çocuklar, geceleri onun çığlığını duyarak ürpermişti. Efsanelerde, mitolojilerde, köy kahvelerinde anlatıldı. Ama artık sadece taşa nakşedilmiş kabartmaları ve Ankara'daki MTA (Maden Tetkik Arama Enstitüsü) Tabiat Tarihi Müzesi'ndeki içi doldurulmuş bedeni kaldı...
    Sonuncusu 27 yıl önce Ankara'da görülen efsanevi Anadolu parsı köylüler tarafından
    'canavar' olarak bilindiği için derhal vurulmuş. O günden sonra sırra kadem basan Anadolu parsının 27 yıllık sessizliği Doğal Hayatı Koruma Derneği'nin (DHKD) araştırmasıyla bozuldu.

    İhbarlar Toroslar'dan geldi
    Anadolu parsının hala yaşadığı yönünde ciddi ipuçları elde eden DHKD, şimdi onların yaşadığı alanları belirleyip koruma altına almak için çalışıyor.
    Bu dev kedinin yaşadığını ispatlamak için 1997 yılında DHKD ve Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından bir proje başlatıldı. Proje kapsamında gelen ihbarlar değerlendirilerek, özellikle Toroslar çevresinde 4 yıl boyunca yoğun çalışmalar yapıldı. Orman Bakanlığı'nın da desteklediği projenin sonunda ayak izleri ve dışkı örnekleri bulunan Anadolu parsının birkaç çiftinin hâlâ yaşadığı anlaşıldı.
    Kuyruk dahil toplam uzunluğu 236 santimetre olan Anadolu parsı, 1950'li yıllara kadar en az ayı ve kurt kadar biliniyordu ve köylülerin en çok korktuğu yırtıcı hayvanların başında geliyordu.
    Son pars Ankara'nın Beypazarı ilçesine beş kilometre uzaklıkta Bağözü Köyü'nde görüldü. Bir köylü kadın ilk defa gördüğü bu bu dev kediyi merak edip biraz yaklaşınca pars onu kolundan yaraladı.
    Olay köyde duyulunca eline silah alan
    'canavar' olarak bilinen hayvanı öldürmek için seferber oldu ve başarıldı.


    Felis tigris: Dicle kedisi
    DHKD Genel Müdürü Tansu Gürpınar'ın, Anadolu parsıyla tanışması da bu olayla başlamış. Genç bir doğa araştırmacısı olan Gürpınar, olayı duyar duymaz Beypazarı'nın yolunu tutmuş. O günden sonra Anadolu parsı tutkusu başlamış.
    "Anadolu parsı bir efsane. Ama artık yaşayan bir efsane olduğunu biliyoruz" diyen Gürpınar, Anadolu parsının Türkiye'deki gelişimini ve sırra kadem basmasını şöyle anlatıyor: "Anadolu'nun geçmişinde aslında bugün dünyada bilinen aslan, kaplan, çita gibi büyük kedilerin çoğu yaşamış. Örneğin Hititliler aslanlarla birlikte yaşamış. Kaplan denince herkesin aklına Hindistan geliyor. Oysa kaplanın bilimsel adı 'Felis tigris', 'Dicle kedisi' demek. Bu bize kaplanın ilk tanımlandığı yerin Anadolu olduğunu gösteriyor."
    Bugün Toroslar'da dolaşanların Romalı gladyatörlerle dövüştürülecek parsları yakalamak amacıyla yapılmış taştan 'kaplan kapanları'na rastlaması mümkün.


    Anadolu Afrika değil
    Peki ne oldu da Anadolu'nun her yerinde cirit atan aslan, kaplan ve leoparlar yok oldu? Gürpınar'a göre sorumlu insan.
    "Anadolu birçok kavmin geçtiği bir yer. Çok fazla savaş ve istilaya maruz kalıyor. Bu sırada ormanlar yakılıyor. Sonuçta Afrika gibi geniş düzlükler yok Anadolu'da.
    Ama, dev kedilerden en yaygın türü leoparların yok oluşu özellikle 1940'lardan itibaren hızlanmış. Köylüler zehirli etlerle bu hayvanları öldürmüş. Bundan sonra 50-60 temsilcisinin olduğu sanılan leoparlar avcılar tarafından öldürülmüş."


    Mantolu Hasan
    Bu avcılardan sonuncusu 'Mantolu Hasan'. Milaslı Mantolu Hasan, tek başına 20-30 tane leoparın 'hakkından gelmiş'.
    Gürpınar, "Anadolu'da pars neslinin neredeyse yok olmasında Mantolu Hasan'ın da çok sorumluluğu vardır" diyor.
    Yok olduğu sanılan parsı bulmak için WWF ile başlattıkları çalışmada, Kars'ta, Sivas'ta, Abant'ta da pars görüldüğü yönünde ihbar aldıklarını söyleyen Gürpınar, parsın bilinçsiz avcılar tarafından yok edilmesinden
    korktuklarını söylüyor:
    "Anadolu parsının Toroslar'da yaşadığından eminiz. Ayak izleri bulundu, dışkı örnekleri Almanya'daki laboratuvarlarda incelendi. Dışkı örnekleri bilimsel olarak kesin sonuçtur. Şimdi amacımız, onun yaşadığı alanı bulup, koruma altına almak."


    Jaguar şarkısı
    'Dağlarında gezen bir
    jaguar olsam,
    Seni alıp karanlık inime
    götürsem,
    Açsam orada göğüs
    kafesini
    Baksam görsem bir kalbin
    var mı?'
    Orta Amerikalı yerlilerin, yüzyıllarca avlayıp/avlandıkları jaguarlar, bunun gibi pek çok şarkıya, efsanelere konu olmuş. Jaguar kedigiller 'feline' ailesinin yedi büyük türünden biri. Diğer üyeler şunlar: Asya ve Afrika'da aslan; Himalayalar'da aybars ya da kar leoparı;
    Kuzey ve Güney Amerika'da puma; Asya ve Afrika'da çita ve yine Asya ve Afrika'da pars.
    DHKD Genel Müdürü Tansu Gürpınar'a göre Anadolu parsı diğer kedilere göre oldukça 'cool' yaratıklar.
    Terbiye edilmeye müsait değiller. Gözleri çok keskin olduğu için geceleri avlanıyorlar.
    Geri kalan zamanlarını ağaçlarda uyuyarak geçiriyorlar. Bu yüzden onları görebilmek büyük bir şans.
    ***


    Onları görmek zor
    DHKD Genel Müdürü Tansu Gürpınar, "Leopar kendini çok iyi gizler. Afrika'da her yerde aslan, çita görebilirsiniz. Ancak bazen aylarca tek bir leopar bile görmezsiniz" diyor. Tanzanya'da 'vahşi model'i görüntüleyen İngiliz fotomuhabir Mike Mockler, bu başarısıyla BBC Wildlife Magazin'in 2001 yılı fotoğraf ödüllerinden birini kazanmıştı.


    Radikal gazetesinden alıntıdır. Yaşıyor diyorlar ama ben sanmıyorum inşallah yaşıyordur.
     
  8. 56561

    56561 Yücel

    Yaş:
    48
    Mesajlar:
    2.535
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Daiwa Sensor Red Surf 4.00, Daiwa Procaster Samfish 2.10
    Favori Makine:
    Shimano Catana 4000FA, Ryobi Ecuisma 8000vi
    En İyi Avı:
    10.5 kg rus kefali, 5.250 Levrek, 1573gr kofana
    akdeniz üniversitesinden bir dostum resimlendiğini söyledi ancak yerini bilindik sebeplerden solayı söylemedi
     
  9. SüperAcemi

    SüperAcemi

    Mesajlar:
    160
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Valla olta ile bir kaç kere avlandım.
    En İyi Avı:
    Bir keresinde 4-5 tane istavrit yakalamıştım..Haa birde yengeç...:)
    Valla ne desem çok sevindim.İnşallah vurmaz bizim doğayı çok seven dostlarımız...
     
  10. Huseyin Alp Arslan

    Huseyin Alp Arslan Huseyin Alp Arslan

    Yaş:
    56
    Mesajlar:
    3.370
    Şehir:
    Auckland/Yeni Zealanda
    Favori Kamış:
    olta ve oltadan baska hic bir sey
    En İyi Avı:
    22 kg Kingfish
    Cok guzel paylasim. Cok asil bir hayvan. Insaallah cok gec degildir. Cok ama cok seyi farkinda olmadan kaybettik. Aslinda kayipta degiller hic bir zaman sahip cikmadik ki.. Sahip olmadigin sey nasil koybolur. Ama neden bu eksiklik hissi.Pars ne. Istanbulda cekirgelerin pesinden ziplar, kelebeklerle kosusturur, cir cir boceklerini dinler, dedemin bahcesinde gece ates boceklerini sayardim.

    1980'lerden itibaren yok oldular, sesleri, renkleri, neseleri...Onlar yok oldu da biz var mi olduk? Herkes bir taraflari eksik yasiyor. Herkes neden tamamlanamadigini bilmiyor.
     
  11. hauki

    hauki mustafa cecen

    Yaş:
    40
    Mesajlar:
    1.716
    Şehir:
    finlandiya-jarvenpaa-tr alanya
    Favori Kamış:
    olta ve zipkin
    En İyi Avı:
    görup de tutamadigim balikti
    iki uc yil once tv lerde karadeniz civariydi yanlis hatirlamiyorsam pars goruntulenmisti...ve hala ulkemizde parslarin yasadigi soylenmisti...ve hatay tarafinda kapanla cizgili sirtlan yakalanmisti yine 2-3 yil once...paylasim icin tesekkurler ibrahim bey alttaki linkte daha aciklamali ve resimlerle bilgi mevcut
    ANADOLU PANTERI RESIMLERLE HIKAYESI
    http://www.ergir.com/son_anadolu_panteri_yazi.htm
     
    Son düzenleme: 31 Temmuz 2007
  12. hauki

    hauki mustafa cecen

    Yaş:
    40
    Mesajlar:
    1.716
    Şehir:
    finlandiya-jarvenpaa-tr alanya
    Favori Kamış:
    olta ve zipkin
    En İyi Avı:
    görup de tutamadigim balikti
    anadolu sirtlani

    [​IMG]

    Herhangi bir telefondu çalan –en azından o anda ben öyle olduğunu sanmıştım. Ancak telefondan yükselen ses, sıradışı bir heyecanla karşımdaydı: “40 yıldır görülmeyen,‘yok olmuş’ bir hayvan bulundu” dedi, telefondaki gazeteci. “Yani?”

    Artık heyecanlanma sırası bendeydi.Konuşmanın gidişatı heyecanımı azaltmadıysada, olayın şaşılacak bir yönü –enazından benim açımdan- artık kalmamıştı.Sözü edilen hayvan sırtlandı. Bilimsel çevreler genelinde yakın döneme dek nesli tükenmiş ya da tükenmekte olan bir tür olarak değerlendirilen; ancak, gerek görüldüğü bölgelerdeki yerel halk, gerekse sırtlanlar üzerinde çalışmalarını sürdüren WWF Türkiye tarafından, halen ülkesınırları içinde varlık gösterdiği ısrarla savunulan sırtlan.Gazetecilerden gelen telefon zinciri gün içinde de sürdü. Ve olayın içyüzü yavaş yavaş aydınlamaya başladı. Her şey, jandarmaya gelen bir ihbar sonucu Hatay’ın Altınözü ilçesine bağlı Çetenli köyünde yaşayan Mustafa Seçen’in 7 Ocak 2004 tarihinde gözaltına alınmasıyla başlamıştı. 46 yaşında,altı çocuk babası olan Seçen, evinde, iki hafta önce yakaladığı bir çizgili sırtlan (Hyaenahyaena) saklıyordu. Ve neredeyse bütün köy,Seçen’in evinin önünde kuyruk olup esaret altındaki hayvanı bu kez ‘çok yakından’ görmüştü.Köylüler, zaten doğada var olduğunu bildikleri bir hayvanı evine kadar taşıyıp sergileyen Seçen’e büyük ilgi göstermişti. Ama ünü köylülerle sınırlı kalmayacak ve o, birgün bile geçmeden Türkiye’nin gündemine ‘yok olmuş’ bir hayvanı yakalamış isim olarak oturacaktı.Olay artık basına yansımıştı.Kamuoyu, resmi makamlar ve üniversitelerden uzmanlar konuya büyük ilgi gösterdi. Denklemin halkaları yavaş yavaş çözüldü ve çok geçmeden Seçen’in daha önce de üç sırtlan yakalayıp Gaziantep Hayvanat Bahçesi’ne verdiği ve bu sırtlanlardan ikisinin hâlâ hayvanat bahçesinde bulunduğu ortaya çıktı. Üçüncü sırtlan ise –Seçen’in anlatımına göre– hayvanat bahçesinde ölmüştü. Olay gitgide ilginçleşiyordu.
    Jandarma, Hatay’da sırtlanı Doğal Hayatı Koruma Derneği tarafından 2000 yılında basılan Türkiye Memelileri Posteri’ni kullanarak teşhisetmiş; Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’ne haber vermişti. Seçen gözaltında çok kısa süre kaldıysa da, yakaladığı sırtlanlar artık Türkiye genelinde mercek altındaydı.
    Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü bünyesinde bir ekip hiç zaman yitirilmeden Ankara’dan Hatay’a gönderilmiş veTürkiye’nin “ilk” çizgili sırtlan ekibioluşturulmuştu: Ercan Yeni yönetimindeki fotoğrafçı Aykut İnce, yaban hayat uzmanı Bekir Çetin, veteriner Hasan Emir ve ekibin ulaşımından sorumlu Mustafa Köse. Ekip, Hatay’daki çalışmalarına henüz başlamışken bu kez Gaziantep Hayvanat Bahçesi’ndeki iki sırtlanın da –Safiye ve Saffet– ortaya çıkmasıyla Gaziantep’e yönelmiş ve ben de işte bu aşamada –Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün görevlendirmesiyle– Gaziantep’te bulunan bu ekibe dahil edilmiştim.
    Görevlendirilmemin hemen ertesinde, sabahın erken saatlerinde Gaziantep’teydim… Çizgili sırtlan araştırmasının Gaziantep ayağı, İl Çevre Müdürlüğü koordinasyonu altında sürdürülecek ve Şube Müdürü Hüseyin İnce’nin odası, karargâhımız olacaktı. Buarada, daha önce Hatay’a gönderilmiş olan ilk sırtlan ekibi de ben henüz kente ulaşmadan Gaziantep’te çalışmalarına başlamıştı.Sırtlan operasyonu, bu aşamadan itibaren iki ayaklıydı veGaziantep’teki ekip olarak Doğa Koruma ve Milli Parklar GenelMüdürlüğü’nün merkezindeki (Ankara) Mustafa Akıncıoğlu ile sürekli irtibat halindeydik.
    Esaret altındaki hayvanların serbest bırakılması konusunda en doğru kararı almak için sürekli toplantı yapıyor, atılabilecek adımları ve her bir adımın avantaj ve dezavantajlarını değerlendiriyorduk.
    Gazianteplilerin bir bölümü, çoktan sırtlanlara sahip çıkıp, “bu hayvanlar bizim”demeye başlarken, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün hedefi de olayın çizgili sırtlanlar açısından en doğru şekilde çözülmesiydi. Hayvanat bahçesi yetkilileriise, “Bu hayvanlar bir seneden beri buradalar. Şimdi bırakırsak doğaya uyum sağlayamayacaklar, hayvanat bahçesinde daha iyi bakılıyorlar”görüşünü savunuyordu. Ve bu kez deTürkiye’nin gündemini, bir yılı aşkın birsüredir hayvanat bahçesinde tutulan iki sırtlanın doğaya salınıp salınmaması tartışması biçimlendiriyordu.
    Çalışmalarımızı ilgiyle izleyen vatandaşlardan biri, “Vahşi hayvan. Zararlı. Zatenbir yıldır buradaymışlar. Bırakın kalsınlar” demişti bana. Bir diğeri de sırtlanın gündemi zorlamasını anlamakta zorlanıyordu: “Niye karışıyorsunuz şimdi? Neden bu hayvana bu kadar değerveriliyor anlamıyorum.” Yaşlı bir amcanın görüşü ise hepsinden daha sertti, “Ne tantana çıkarıyorsunuz ki!”
    Aslında yaygın kanıları anlamak o kadarda zor değildi. Örneğin bir çoban eğer kurtlar yüzünden koyunlarını kaybediyorsa, koruma çalışması onun için pek de bir anlam ifade etmez.Onun açısından zararlı bir hayvanın korunmaya çalışılması, anlayabileceği bir şey değildir. Hayvanları zarar gören bir çobanın bu tepkisi anlaşılabilir belki. Ama asıl sorun böyle düşünen çobanlar değil, sırtlanın zararlı bir hayvan olduğu yolundaki genel kanı.
     
  13. PAŞŞA

    PAŞŞA Remzi

    Yaş:
    50
    Mesajlar:
    962
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Vega Potenza Supercore,Lineaeffe Fury Caster
    Favori Makine:
    Daiwa Windcast Z 5000,Ryobi AP Power
    İşte bunlarda resimleri
    [​IMG] [​IMG] [​IMG] [​IMG]
    [​IMG]
     
  14. SüperAcemi

    SüperAcemi

    Mesajlar:
    160
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Valla olta ile bir kaç kere avlandım.
    En İyi Avı:
    Bir keresinde 4-5 tane istavrit yakalamıştım..Haa birde yengeç...:)
    Birde nasıl kasılıyorlar iyi bir halt etmişler gibi...Tövbee ölmüş gitmiş adamlar neyse.....
     
  15. SüperAcemi

    SüperAcemi

    Mesajlar:
    160
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Valla olta ile bir kaç kere avlandım.
    En İyi Avı:
    Bir keresinde 4-5 tane istavrit yakalamıştım..Haa birde yengeç...:)
    Çok güzel paylaşım sağol....Bende duymuştum biryerden...Ama bu hayvanı pek sevmiyorum ya...Avını öldürmeden yiyor.Aslan gibi boğmadan hemde önce karnından başlıyor çok acı çekiyor av...İğrenç valla...Ama aile bağları inanılmaz kuvvetli ve çeneleri neredeyse bir timsah kadar güçlü baskı yapıyor.Kocaman kemikleri fındık kırar gibi çatırdatıyor...
     
  16. Wetblue

    Wetblue CUMHUR

    Mesajlar:
    311
    Şehir:
    Mersin-İstanbul
    Favori Kamış:
    DAIVA ST.9070 + ALBASTAR-Target 1,80 Two Piece
    En İyi Avı:
    Lagos 7,5 kg.
    ?

    CEZALAR HİÇ BİR ZAMAN ETKİLİ OLMAMIŞTIR. Bunu hazırlayanlarıda hiç anlayamadım. Amatör denizci denize çıkarken istenenleri bir okuyun. Şayet SG sizi yakalarsa ve eksiğiniz varsa her parça başı ne kesiyor ???? Bir araştırın bakın. İnanmayacaksınız. Resimdeki sözde avcıların haline bakın zaten başka lafa gerek yok değilmi :(
     
  17. hauki

    hauki mustafa cecen

    Yaş:
    40
    Mesajlar:
    1.716
    Şehir:
    finlandiya-jarvenpaa-tr alanya
    Favori Kamış:
    olta ve zipkin
    En İyi Avı:
    görup de tutamadigim balikti
    bende sirtlanlari pek sevmem ama bu hayvan zebra gibi cizgili bir sirtlan turu ve ulkemiz topraklarinda yasiyor bu yuzden sahip cikilmasi gerekiyor diye dusunuyorum.......
     
  18. SüperAcemi

    SüperAcemi

    Mesajlar:
    160
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Valla olta ile bir kaç kere avlandım.
    En İyi Avı:
    Bir keresinde 4-5 tane istavrit yakalamıştım..Haa birde yengeç...:)
    Tabii yanlış anlaşılmasın sevmiyorum ben öldürün demem diyemem dememeliyim. Ona soralım bakalım beni çok mu seviyor? Akşam yemeği olarak severde...:D Kesinlikle yaşatılmalı düşünsenize Pars olsa Sırtlan kurt tilki tavşan zaten var geyik domuz vs vs bunlar için Afrikadaki gibi doğal alanlarda Safariler yapılsa süper olmaz mı? Hem turizmde çeşit olur.;)
     
Konu Durumu:
Daha fazla cevap için açık değil.