2010 işlerimin yoğunluğu yüzünden benim açımdan verimsiz bir yıl oldu. İşlerim nedeniyle bir çok hobby ve uğraşıma ara vermek durumunda kaldım. Fakat her şeye rağmen 15 gün arayla iki seferimi 2 güzel balıkla noktaladım. 1.SEFER 23-07-2010 saat 15.00 gibi Konya'dan hareket ettim. 1 saatlik yolculuktan sonra ekibin diğer üyeleri Ahmet ve Tekin'i de alarak avlağımıza doğru hareket ettik. 40 dakikalık bir yolculuktan sonra doğanın kallarındaydık. Nihayet görünmeye başlayan avlağımız Tekin'le güzel bir uyum sergiliyordu. Oltalarımızı suyla buluşturduktan sonra kısa bir mıntıka temizliği ve çadırımızın kurulumu sonrası sıra balıkları beklemeye gelmişti. Çok geçmeden ziller çalmaya, balıklar birer ikişer gelmeye başlamıştı. Fakat her yılın aksine gelen balıklar küçüktü. Daha irilerini göndermeleri konusunda anlaştıktan sonra gelenleri suya iade . Akşam olmadan mangalı yakalım derken mangalımı unuttumuzu gördük. Fakat Müthiş Türk zekası hemen devreye girmiş, kendimize derme çatma bir mangal-şiş arası icad edivermiştik. Yemek ve çay faslından sonra gecenin ilerleyen saatlerinde balık gelmemesi üzerine çadırımızda istirahate çekildik. Sabah erkenden oltalarımızı ve yemlerini tekrar elden geçirdiğimiz sırada, biraz önce atmış olduğum oltanın zili çalmaya başladı. Misinadaki gerginlik ve zilin hareketi gelen balığın limit üstü olduğunu gösteriyordu. 1 günün sonunda elde ettiğimiz tek balık Tekin'in ellerinde. 3.kğ sazan 2.SEFER 06-08-2010 günü saat 14.00 gibi avlağımızdaydık. Tekin'in işi olması sebebiyle bu sefer Ahmet'le avlaktaydık. Havanın aşırı sıcak ve rüzgarlı olması sebebiyle sanırım avlak bomboştu. Büyük bir iştahla oltalar suya sallandı Fakat bu iştaha sabırsızlık ve acemilik te eklenince küçük kazalar kaçınılmazdı Ahmet kompe suya fırlattığı takımını kurtarma derdinde Oltalar suya bırakılmış, yemek yenmiş, çay içilmiş ama balıklardan ses yoktu yine. Kulaklarımız zil sesi, gözlerimiz dikilen çubukların hareketini beklerken, çubuklardaki tek hareketlilik, ucuna bir konup bir uçan yusufçuklardı. Hareketsiz geçen saatleri aşırı rüzgara bağlıyor, rüzgarın kesilmesi ile trofe balıkları alacağımız hayalini kuruyorduk. Geçen yıl aşırı rüzgar yüzünden arabada demlemeye kalktığım çayın, çaydanlığının devrilmesi ile yanan ellerim yüzünden bu sene daha temkinliydim. rüzgarlığın içerisinde demlenen çayımız Biz çayımızı demlerken aynı bölgeye tesadüfen İsmail abi ve kardeşinin gelmesi keyfimizi arttırmıştı. Akşama kadar balık gelmesede şikayetçi değildik. Demlediğimiz akşam çayımıza komşularımızı da ortak etmiş, güzel bir ortam oluşturmuştuk. Çaylar içilmiş, eski av anıları tazelenmiş, gece ilerlemiş ama balıklarda ses yoktu. Uyumak için çadırlarımıza girmiştik ki İsmail abinin sesi geldi. -Koşun! koşun! balık var. gece 02.30'da yemlenmeye çıkan bir sazan. Uykumuzun dağılması ile bir müddet daha bekledik ve sonunda çadırlarımıza girerek yattık. Ertesi sabah rüzgarın kesilmesi ile iri balık beklentimiz maalesef gerçekleşmedi. Yine gelen ufak tefek balıkları iade ederek yine tek balıkla avımızı sonlandırdık. Evde çektiğim diğer resim başta koymayı unuttuğum metreyi sonra hatırladım Balıklar taze mısır ile yakalanmış olup, ilk balık 3 kğ. İkinci balık ise 2.7 kğ gelmiştir.
Yakup abi tebrikler. Az ve öz olmuş. Sazanların maşallahı var. Daha irilerine rasgele... Ayrıca avlak yeri hiç yabancı gelmiyor ama çıkaramadım.
tebrikler daha nice limit üstü sazanlar tutmanız dileğiyle. ayrıca duyarlılığınız için sizlere teşekkür ederim.
tebrikler. çok güzel iki av ve rapor... ikinci raporun ikinci resmindeki ahmet bey oltayı atarken iki ayağıda yerden kesilmiş ve uçuşa geçmiş özel bir olta atma tekniği mi var abimizin?
Teşekürler Emre, eksik olma. Tahmin etmiş olman lazım Mustafa. Konya'dan 130 km. kadar uzaklıktaki avlak. Teşekkürler arkadaşlar. Daha güzelleri sizlere de nasip olması temennimle. Evet. Ahmet'in kendisine has bir atma tekniği vardır. Ve bu teknik sonunda ya misina kopar, ya da takım komple suya gider Teşekkürler. Daha güzeli size nasip olsun.
güzel av olmuş tebrikler ama sazan avında küspeli olta kullanmak bakanlık tarafından yasaklanmıştır bilginiz varmıydı bilmiyorum?
Uğur Bey küspeli olta kullanıldığı kanaatine nasıl vardınız? Balıkların taze mısırla avlandığı yazıyor en altta. Ben mi göremiyorum yoksa kaçırdığımız bir nokta mı var?