Öncelikle tüm forumdaşların bayramını kutlarım. Bu yasaklar benide çok sevindirdi, özellikle Burunbahçe de dibimize kadar gelen gırgır teknelerinden kurtulduğum için mutluyum. Bu yasakların korunması için biz amatör balıkçılara asıl görev düşüyor. Yasak olan yerde avlanan gırgırları hiç vakit kaybetmeden sahil güvenlik ve deniz polisini arayarak şikayet edelim. Resim çekerek belgeleyelim.
Ev tüm B.Çekmece koyunu görüyor , bu seneye kadar 1 eylül oldumu 10-15 gün boyunca gırgırlar Mimarsinan limanından çıkıp tüm koyu tarumar ediyordu.Bu sene bir elimde kamera bir elimde telefon beklemedeyim..
Harita 103-104 ve 106 yeni ve çok önemli. Eğer ciddiyetle korunabilirse, balık buralarda saklanacak yer bulacaktır. Aliço bilir, sert kuzeyli havalarda, boğazda kırgınvari su olduğunda, yatan balık aşağı iner ve Fenerbahçe'den doğuya doğru olan sahada barınmaya çalışır ve kafasına gırgır tokadını yerdi. Artık bu olmayacak, balık orada barınacak ve hava düzeldiğinde tekrar yukarı boğaza doğru yükselecektir. Dediğim gibi iyi korunması şartıyla. Burada herkese görev düşüyor, her şeyi kolluk kuvvetlerinden beklemeyecek, hepimiz bir vatandaş olarak görevimizi hakkıyla yapmaya çalışacağız. Fakat olur olmaz, bilir bilmez şikayetlerde de bulunmayacağız, yoksa yalancı çobanın hesabına döner iş. Herkes için hayırlısı.
Çok önemi yok aslında ustam. Boğaz için, marmara için kritik hat, 20m hattı. Bu hata termoklin seviyesi. Bundan daha derin olan yerlerde balık olmaz değil elbette. Ama bu derinlikten sonrasının kazınması vs. pek önemli değil o kadar. Onlarda evine ekmek götürecek. Açıkta, su üstü bolca, tonla hamsi, istavrit vs. hepsi var zaten. Tahiminim belki maliyet biraz artar ama rekolte düşmez. Fakat balıkların gelişme alanları tarumar edilmemiş olur.
Serdar, balık 20 metredeyse, dip 30 m. ise orayı çevirir ve balığı alır, dip 23 m. ise orayı çeviremez, 20 metredeki balık paçayı kurtarır. Termoklin seviyesi de mevsimlere göre alçalıp yükselir. Şubatta kırgın olduğunda boğazda kanal kalmamıştı, altı üstü bir akıyordu. Ayrıca kışın balık boğazda dibe yapışır.
Kurallar güzel ama benim aklıma takılan bu 24 metre meselesinin uygulamada çok kolay çiğnenecek bir kural olması. Adamlar 20 cm. altında çinekopu bile kasalayıp rahatça balık haline sokup pazarladılar, Boğaz'da ağı attığın derinlik 20 metremiydi 30 metremiydi bunun tespitini kim yapacak yasağı kim uygulayacak doğrusu oldukça şüpheliyim. Umarım yanılıyorumdur.
15m'den büyük teknelere ki gırgırlar bundan büyük olur genelde, AIS denen cihazın konulması zorunlu. Bu durumda ne olur? Sahil güvenlik önündeki ekrandan baktığında, hangi teknenin nerde olduğunu şak diye görür. O ekranda zaten bir deniz haritası üzerinde yer alır ve derinlikte yazar güzelce. Yani aslında derinlik ve yasak yer kontrolü için sizin bir şey yapmanıza gerek yok. Evde AIS cihazım yok, olsa harita üzerinde gösterirdim örnek olarak. SGK oturduğu yerden yasak yerde olan gırgırı şak diye görür zaten. Ama ya AIS cihazını kapatırsa? O zaten yasak. Kısaca, bunu denetlemek emin olun ki gayet kolay. 24m'den sığ yerde olduğunu düşündüğünüz gırgır teknesini, açıp SGK'ya söyleyin. Mümkünse IMO numarasını ve adını da belirtin. AIS kapalı ise gene ceza yiyecek zira.
Benim anladığım kadarıyla, gırgırcılar, bu yasakları pervasızca çiğnemekten kredilerini tükettiler ilgili makamların gözünde. Bize düşen, gırgır ile diğer ağları ayırt edebilmek en başta. Basitçe, gır gır olayında, teknede küçük bir bot, tekne gibi bir şey olur. Ağın bir ucundan o küçük tekne tutar ve denize sererler. Bunun dışında, sıklıkla, uzatma ağlarının vs. şikayet edildiğini ve bunların maalesef yasak kapsamında olmadığını bilmek gerekiyor.
Yasaklar böyle çiğnenecek ya da denetlenecek. http://www.balikcilar.net/kiyi-balikcisina-bir-hakaret-daha-24882.html
Beklenen oldu ,gırgırcıların anti propogandası başladı ,bazı yayın kuruluşlarıda buna çanak tutuyor ,jargonlar klasik '' vatandaş artık balığı tezgahta seyreder '' ,'' banka kredileri nasıl ödenecek '' ,'' onca adam bu tekneden ekmek yiyiyor şimdi işsiz kalacaklar '' ,devlet bu işe el atsın '' ,'' bunlar akın balığı biz tutmazsak başkaları tutacak '' v.s .vs senelerdir duyduğumuz zırvalar Son bomba 1 Eylülde denize açılmayacakları ( çok da umurumuzda ) Biz amatör balıkçılar olarak kazandığımız her santim sathı geri vermemek adına savaşa devam etmeliyiz ,bu sezon gelecek adına bazı şeylerin belirleneceği önemli bir sezon olacak Herkese bu mücadelede başarılar ve de Rasgele
Radikal'den alıntıdır Balıkçılıkla ilgili yapılan düzenlemeler 1 Eylül'de başlayacak yeni sezon öncesi tartışmalara neden oldu. Gırgır sahibi büyük balıkçılar için av derinliği yasağının 18 metreden 24 metreye çıkarılması tartışmanın odağı haline geldi. Balıkçılar 1 Eylül'de 'Vira Bismillah' demeyeceklerini söylüyor. Kıyı balıkçıları ise yasakların devrim niteliğinde olduğunu belirtirken, sivil toplum örgütleri de yeni uygulamanın balıkçılığı koruyacağını düşünüyor. Balık yasaklarıyla ilgili çevrelerin görüşleri şöyl Balıkçılıkla ilgili yapılan düzenlemeler 1 Eylül'de başlayacak yeni sezon öncesi tartışmalara neden oldu. Gırgır sahibi büyük balıkçılar için av derinliği yasağının 18 metreden 24 metreye çıkarılması tartışmanın odağı haline geldi. Balıkçılar 1 Eylül'de 'Vira Bismillah' demeyeceklerini söylüyor. Kıyı balıkçıları ise yasakların devrim niteliğinde olduğunu belirtirken, sivil toplum örgütleri de yeni uygulamanın balıkçılığı koruyacağını düşünüyor. Balık yasaklarıyla ilgili çevrelerin görüşleri şöyle: 'Organize oluyoruz' Zonguldak'ta 22 metrede gırgır avcılığı yapan tekne sahibi Coşkun Ünal, boykot hazırlığını anlattı: "24 metre yasağı nedeniyle vatandaşlar tek bir istavrit bile yiyemez. Lüfer yiyemez. Bu balıklar kasım ayına kadar 12-13 metre derinlikte seyrediyor. Derin suya çıkmıyor. Balıkçıların durumu çok kötü. Tüm Karadenizli balıkçılar karar aldık. 1 Eylül'de denize çıkmıyoruz. Şu anda telefonla bunun organizasyonunu yapıyoruz. Herkes katılacağını söylüyor. Denize çıksak bile iflas ederiz, yakıtı karşılayamayız. Büyük ihtimalle yasayı durdurmak için mahkemeye vereceğiz. Bu yasakların çıkarılma nedeni de balık çiftlikleridir. Halkın gücü çiftlik balığını almaya yetmiyor. Vatandaşa istavrit tutuyoruz. Bol olduğunda kilosu 2.5 lira oluyor. Çiftlik balığının kilosu 10 liradan fazla." '30 metre olmalı' Tülina (orkinos) ve Kılıç Balığı Avcılığı Derneği Başkanı ve 17 metre tekne sahibi Poyrazköylü balıkçı Şaban Bostan: Bu yasak 5 yıl önce çıkmalıydı. Denizlerimiz rahat ederdi. Çok mücadele verdik. Yasak 30 metre olmalıydı. Başbakan sayesinde 24 metreye indi. Avrupa'da yasak 50 metre. Büyük balıkçıların tepkileri normal ancak gelip geçicidir. Yıllardır bu tepkileri yapa yapa balık bırakmadılar. Adalet varsa herkes ekmek yiyecek bu denizden. Ufak balıkçı aç, kıyı balıkçısı aç... Amaçları kıyı balıkçılığını da bitirmek. Ben Avrupa'daki gelişmeleri sürekli internetten takip ediyorum. Avrupa kıyı balıkçılığını korumak için uğraşıyor. 'Devrim niteliğinde' Kıyı balıkçısı Burak Bağkıran: Bize de bazı yaptırımlar geldi. Ancak bizim için önemli değil. Yeni yasaklar bizim için devrim niteliğinde. Biz çevirme ağ atmıyoruz. Derinliği isterse 100 metre olsun. Gırgırlar öyle değil. Çeviriyor. Fikir Sahibi Damaklar'dan Defne Koryürek: Yasak kademeli olarak 50 metreye çıkarıldığı takdirde İstanbul Boğazı'nda ve Marmara'da kasıma kadar lüfer avcılığını ciddi miktarda düşürecek. Karadeniz'de büyük çaplı gırgır ağlarıyla kıyıma dönüşen lüfer avı, kasıma kadar balıkların nispeten yüzeyden akmasından dolayı son bulmuş olacak. Adalar dahil üç bölgenin rezerv alan ilan edilmesi balık bereketinin yeniden oluşmasını sağlayacak. Yıllardır İmralı ve civarının tek bir avcı giremediği için nasıl canlı bir sucul hayat yakaladığı herkesin dilinde. Benzer bir canlanmanın şu anda çölden farksız Adalar bölgesinde yaşanması mümkün olacak. 'Asıl hedeften uzakta' Greenpeace Deniz Kampanyaları Sorumlusu Banu Dökmecibaşı: Gırgır avcılığı için öngörülen 24 metre derinlik sınırlaması asıl hedef olan 50 metreden oldukça uzakta. Ancak bakanlık 50 metre sınırına aşamalı olarak geçileceğini açıkladı. Aksi takdirde 24 metre gibi bir değişim halihazırdaki uygulamadan çok büyük bir fark yaratmayacaktır. Söz konusu aşama, önümüzdeki 2 yıllık süreç içinde gerçekleşmeli ki özellikle kıyı alanlarındaki stoklarda bir gelişim izlenebilsin.
Denizmagazin'den alıntıdır Balık satmayacağız İstanbul Balık Komisyoncuları Derneği Başkanı Mahmut Uçan da 24 metre kısıtlamasının” balıkçıların iflas etmesi” anlamına geldiğini söylüyor. Uçan, “Tebliği protesto edeceğiz. Bu konuyla ilgili sayın Başbakan ile görüşmeyi düşünüyoruz. Bunu aşamazsak balık satmayacağız ya da hale balık sokmayacağız. Tebliğ ile balıkçıya adeta ‘Siz intihar edin’ deniliyor” diyor. Uçan, bu yıl hamsi, çinekop ve istavrit bol olduğunu belirtiyor. İstanbul Bölgesi Su Ürünleri Kooperatifleri Birliği Başkanı Erdoğan Kartal da, 24 metre kısıtlaması nedeniyle hamsi dışındaki balık avında yarı yarıya düşüş yaşanabileceği görüşünde. Deniz Ticaret Odası Balıkçılık Meslek Komite Başkanı Ahmet Menekşe de önceki tebliğde 1 Aralık’a kadar av derinlik sınırının 11 metre olduğunu 1 Aralık’tan sezon sonuna kadar da 18 metre olarak belirlendiğini söyledi. Menekşe, “O nedenle şimdi 6 metrelik bir fark değil, 13 metrelik bir fark sözkonusu. Biz hiç olmazsa sınırın 1 Aralık’a kadar 18 metre olarak belirlenmesini sonra 24 çıkarılmasını istiyoruz” dedi. Menekşe gerekçelerini de şöyle anlattı: “Bizde avlananlar göç balığı ve denizlerimizin yapısı farklı. Balıklar 10-35 metre arasında göç eder. Bütün avlanacak balık bu aradan geçer. Böyle bir yasak hiçbir yerde yok. Zaten bizim avladığımız 6 tür balığın popülasyonunda da bir sıkıntı yok. Balık 1 Ağustos’ta Ege’ye doğru akmaya başlar. 1 Aralık’a kadar da göçmüş olur zaten. O tarihten sonra 24 metre olmasında sıkıntı yok.” Ergün Kardeşler Balıkçılık Şirketi Sahibi Ergün Yılmaz da “Devlet bütün yasakları kaldırsın sadece 24 metre sınırını koysun bizim işimiz biter” sözleriyle tepki gösterdi.
Dedim ya, bu 24m olayı çok feci çarptı bunları. Tutmayacaklarmış... Blöfün daniskası. Gelelim balık tutulmaz mı? Aynen tutulur, aynı şekilde, aynı miktarda. Ha, biraz daha aramanız gerekir. Peki bunlar niye ağlıyor? Bunlar 50m derinliği olan ağı, 10m yere serip, trol gibi yaparak balığı yuvasıyla birlikte kırmaya alışmıştı. Böylece bilhassa bolca yavru balık yakalayıp, arada çaktırmadan un fabrikasına döküp geçebiliyorlardı. Şimdi bu ihtimal pek kalmadı. Ha, bu düzenlemeden önce, Marmara'da 8m yere bile ağ serilebiliyordu.
Başbakanada gidin, Karşınıza önce 30 metre arkasından da 50 metre çıkınca gidicek yerde bulamayacaksınız Uluslararası sularda av serbestisi var gidin orada ne tutarsanız tutun,Balıkmı getirmeyeceksiniz. satmayacakmısınız, İnanın yersemde üzülürsemde ne derseniz varım. Reis babanın bir lafı var ; Balıkçı sözünde durur diye, sözünüzde durunda yapmayın....
Satmazsanız satmayın çok da umurumuzdaydı. Halk Nisan'dan Eylül'e kadar balık yemiyor da ölüyor mu? Çiftlik balıkları ne güne duruyor? Deniz'in kapasitesi stoğu belli, ya insan gibi yakalarsın ya da başka meslek yaparsın. Aslında bizim kıyı balıkçısı olarak organize olup, ayda bir halk günleri yapmamız lazım. Gidelim yakaladığımız balığı sahilde halka bedava dağıtalım. O zaman görürler balık yiyemezsiniz diye tehdit etmeyi.
Zaten kaç senedir 1-2 Eylülde fırtına oluyor. Karadenize çıkamıyorlar. Bu senede fırtınaya denk gelir, bahaneleri tebliğ olur.
Çok iyi tesbit valla emre hatta süper, fırtınayamı denk gelirler. başka birşeyemi neye gelinirse gelinsin. Kıyıları bize bıraksınlarda ne yaparlarsa yapsınlar.
