2014 LÜFER-PALAMUT DURUMLARI VE BEKLENTİLER

Sağolasın Onur hislerimize tercüman olmuşsun bizlerde o kadar çok arkadaş barındırıyoruzki kalbimizde burda o kadar olur, herkese bugüne kadar sadece bilgi veren bizler birşeyler paylaşmaya çalışan bizler bile bu kadar sıkıntılı dönemlerden geçiyorsak, bu durumlarında bir çözümü olacaktır elbette öyle düşünüyor ve inanıyorum. Hep burdayız burayı seviyoruz, ancak bazı durumlar bizleride fazlaca üzüyor doğrusu, hakkımızda hayırlısı diyelim...

Sevgiler

 

Tekne avcılığında geçen haftaki balığın yerinde yeller esiyor. Daha geçen pazar 1 yıllık buzluk zarganaları ile livarı su giremeyecek şekilde lüferle doldurmuşken bu pazar bir lüfer tutmak için canlı zargana aradık. Balığı ne Boğaz'ın alt kesimlerinde ne de Marmara'da bulabildik. Neticede 2 lüfer birkaç sarıkanatla koca günü tamamladık. O kadar balık nereye gider, ne olur herkesin yorumu farklı. Limanda kimi gırgırlar topladı diyor kimi kanaldan göç ettiler diyor. Göç ettilerse Körfezde, Güney Marmara'da veya Tekirdağ'da bu balığın patlaması lazım. Onun haberlerini de artık ilgili yerlerdeki arkadaşlardan alacağız. Karadeniz'den ise halen lüfer haberleri geliyor. Elbet o balık da inecek ve İstanbul'da az ya da çok lüfer avı yapacağız. Yine de henüz Ekim'in 19'unda bu balıksızlık beklenmedik bir durumdu. Lüfer yolcu biz hancı, gelecek haftalar için beklemedeyiz.

 

Aret, Balık özellikle Cumartesi günü ambarlı ,büyükçekmece taraflarında patlama yaptı.Gidenler hatırı sayılacak miktarda balık aldılar.Kime sorsam aynı şeyi söylüyor.Biz ise maalesef bu hafta çıkamadık.Haftaya ne olacağı malum .İnşallah biraz daha devam eder diye umut ediyorum...

 

yazdıklarının %90 ına katılıyorum. Nereden bahsettiğini de çok iyi anladım. Bayağıdır da hem orayı hem de burayı takip ediyorum. Ama burası bana göre çok farklı, bu benim hissettiğim.

Bir sürü olumlu örnek yazmışsın, çoğuna katılıyorum. Hiç bir ititrazım yok.

Ama benim çok dikkatimi çeken bir ayrıntı var orada, hoşuma da gitmeyen. Küçük balık tutan, tebliğlere uymayan ve raporlayanlara karşı yönetim dahil çok anlayışlı bir tutum sergilenmesi. Olur o kadar denmesi, belki zorlama ile "kutluyorum ama bir daha yapmasan mı acaba" tavrı.

Bur da ise adamı paramparça ediyorlar. Bence haklılarda. Foruma rapor açma noktasına gelen insanlar, bu kadarını da bilmeli, en azından bilmese bile genel kanı onlara bunu hissettirmeli.

Sakın yanlış anlaşılmasın, kimseye yada herhangi bir platforma laf ettiğim yok. Sadece çok saldırganmış gibi görünse de forumumuzun bu tavrı çok hoşuma gidiyor. Çünkü çok az kıvırma payı bırakılıyor. İnsanlar bir şey yazarken söylerken ve fotoğraflarken 5 kere düşünüyor.

Bence buda genel bilinç düzeyini yukarıya taşıyor, haaaa kaçanlar oluyor mudur. Muhakkak. Ama Bu yüzden kaçacak olanlarda kaçsınlar, bence yanlışı alkışlamaktan iyidir...

Evet ikinci el piyasası çok kötü, ama inan bu olumlu tavır benim gözüm de bunu önemsiz kılıyor.

Herkese selamlar, saygılar....

 

Pardon arkadaşlar, yazdıklarımı okuyunca bir eksiklik fark ettim.

Bu konunun sonunda başka bir konu ele alındı ve yazdıklarım yanlış anlaşılmalara sebebiyet verebilir.

Forumumuzun bu olumlu tavrından bahsederken buranın gerçek sahibi olan üyelerinden bahsettim, onların tutumunu alkışladım. Yoksa yönetimin bu konu yada başka bir konuda tavrını görmediğim içim olumlu bir şeyden bu açıdan bahsedemem.

Var ise de biz görmedik. Ali abinin açmış olduğu bir konunun apar topar kapanması, kilitlenmesi, başka bir yere taşınması, sorduğu soruların ise gelişi güzel savruşturulması bu konuda takdir toplayacak değil elbet.

Benim bahsettiğim konu tamamen katılımcıların katkıları.

Umarım tam olarak kendimi ifade edebilmişimdir.

 

Halen yazdıklarımın ve konumun arkasındayım sonuna kadar o günden bugüne halen değişen bir durum yok ve karşımıza geçipte bir kişi net bir açıklama koymadı bekliyoruz, herkesin işi var yoğunluktan bakamıyorlar giremiyorlar edemiyorlar bu kişiler bizim kadarm yoğunlar acaba merak ediyorum açıkçası, benim kadarmı Serdar kadarmı. boğaç kadarmı yoğunlar, gelsinlerde karşılarındaki insanların yoğunluklarına ve zamansızlıklarına baksınlar o zaman bizlerede hak verirler zannederim.

 

Takımını değiştir aret....

Şimdi siz bunu "Lavuklar, siz takım makım nasıl yapılır bilmiyoonuz, sizin takımlarınız şey gibi, bir halat yarama, yaaa, annaadın mı?" diyoruz gibi algılıyorsunuz. Ama emin ol öyle bir niyetimiz yok.

Ama böyle kesat zamanlarda balık tutmak zorunda kalmış birisi olarak, canlı zarganaya gelecek balık varsa, buzluktan çıkma zarganaya getirecek takımların olduğunu söylüyoruz.

Birincisi, zargana bol olunca, onu yem olarak saklamak için özel bir şeyler yapacaksın. Ne yapılacak anlattık bir zaman.

İkincisi, onu canlı zargana kadar cazip kılacak bir takım kullanacaksın hepsi bu.

Düşün, teknem yok, şeyim yok. Geceden gidip zargana süzecek imkanım yok. Canlı zargana gezdirme şansım yok. O yüzden el mahkum canlı zargana olmadan canlı zargana kadar iyi çalışan bir şeyler yapmayı icat etmek zorundaydık. Bilmem anlatabiliyor muyum?

 

Evet sen üretmek zorundasn sonuna kadar haklısın bizde bu hafta pazar günü 6 lüfer yakaladık yanındada 8 adet kadar lüferimsi geldi ama balık dün ve bugün delirdi süper bir hızla geliyor adetler korkunç akşamüstü bile fena balık yapıyor demedi de demeyin.

 

Şimdi şu var, geçen hafta oltayı indirdiğin anda balık üzerine binmiş 50 tane lüferle geri dönmüşsün. Mevsim Ekim'in ortası, dolayısı ile 1 haftada böyle bir azalma beklemiyorsun. Geçen haftaki gibi bir hazırlıkla gidince de 2 balıkta kalıyorsun. Bu hafta balığın ilacı canlı zarganaydı, canlıyı indiren balığı alıyordu. Bizim yanımızda ise zargana yakalamak için ince bir kamış hatta ağaç dalı bile yoktu. İşte bunlar hep tecrübe.

Yaprak zarganayı canlı gibi yüzdürmek için bizim sistem rapala arkası takım. Biliyorsun bunun bir sürü mikrofırdöndüsü filan var, yaprak yemi yılan gibi yüzdürüyor. Ama özellikle derin suda canlı yemin yerini tutmuyor, hele orada canlı indiren varsa seyrek balıkta pek şansın olmuyor. Buzluk zarganasını da canlı yem gibi çalıştıracak takımlar önerdiğini yazmışsın, kusura bakma ama pek hatırlayamadım. Bu konuda önerilerin varsa elbette dikkate alırız.

 

Rapala arkası takım, o işe fayda etmez. Rapala arkası takım, kaşık kafadan iyi, canlı zarganadan çok daha kötü bir takımdır. Yani, lüfer canlı zarganaya bakıyorsa, rapala arkası ile iş göremezsin kısaca. Rapala arkası, balığın normal yeme rahatça atladığı yerde, vuruş sayısını artırır. Yani normal takıma 6 vuruş alıyorsan rapala arkasına 9 vuruş alırsın. Ama normal takıma vuruş yoksa, rapala arkasına da büyük ihtimal olmaz.

Derin suda asıl sorun, akıntının az olmasıdır, o yüzden yem daha az aksiyon yapar.

Olaya bir kere şöyle bakman lazım. bildiğin bir şey var, canlı zargana iner, lüfer çıkar. Ok, sorun yok. Ama canlı zargananda yok. O zaman ne yapacaksın? İşte bunu düşünerek bir kaç şey yapman lazım.

Peki ne yapacaksın? Meranı bilmiyoruz. Akıntısı nasıldır, dip formu nasıldır bilmiyoruz. Bu nedenle şunu yapmalısın dememiz zor.

 

Mera sürekli değişiyor, 7 metrelerden 50 metrelere kadar, Boğaz kanalında olursak tabii çok kuvvetli akıntı var, Marmara kıyısında olursak havaya göre az ya da orta akıntı. Derinlik ve akıntı arttıkça kurşunu ağırlaştırıp kol boyunu kısaltıyoruz.

 

Sevgili Aret, niyetimiz, amacımız, sizi olabildiğince her defasında balıkla buluşturmak. Yani akıl vermek filan derdinden ziyade, hep birlikte maksata hizmet eden bir şeyler yapmak.

Bilgi paylaştıkça çoğalır zaten. O yüzden bildiklerimizi paylaşmaya çalışıyoruz.

Kol boyunu kısaltmak, yemi zemine daha yakın tutmak demek. Bundan dipteki daha az akıntıya inmek faydası sağlandığını düşünüyorum şahsen.

Dediğim gibi, net, budur demek, siyah veya beyaz gibi tek atımlık bir şey söylemek zor.

Ama mesela o akıntılı durum için şöyle bir şey önerilebilir. Yemin 50cm önüne, plastik, kaba bir S harfine benzeyen bir şey takılır. Böyle bir şey, suda kuyruk sallar, arkadaki yemi acayip şekilde hareketlendirir. Bu da genelde lüfer için canlı yemden daha etkili netice verir.

Dediğim gibi, meraların koşullarını net bilmiyorum. Bilmediğim içinde ent bir şey söylemek güç. Zira, mesela o takılacak şeyin boyutları filan önemli. Küçük olursa döner, büyük olursa hareket etmez filan.

Ama bunları denemek isterseniz, denenebilecek bir şeyler elbette yapabiliriz. Gider birlikte deneriz, tutarsa, kullanırsınız.

 

Serdar abi ben uzun olta yapmıyorum ama bir fırsat olur belki denerim.
Aklıma takılan birşey oldu, bu yazdığında. Düz yılan balığı gibi sahtelerin önüne cam vantuzu gibi bir aparat ekliyorlar, görmüşsündür. Bu aparat sahteye acayip kuyruk sallatıyor. Acaba böyle bir aparat fleto zargana önüne eklense etkin olmaz mı?

 

Pazar gunu ambarlida balik vardi 06.30-14.30 arasi 15 i iri 7 adet kofana 22 balik aldim hepsini rapala arkasi yaprakla aldim o tarafta balik gayet tatmin ediciydi.

 

Olabilir, bu da bir çözüm. Ama onlar yemi deli gibi sallandırıyor, lüfer işkilleniyor. Yada öyle diyoruz, çünkü lüferde iş yapmadığını biliyorum.

Fakat, başka türlü bir şey yaparsan, örneğin bir tür lüfer mantarı, gayet iyi netice veriyor. Elbette bizim denediğimiz avlaklarda, nispeten sığ, akıntı pek az, dip düz, otlu. Peki nasıl başka türlü bir şey? Ön tarafı sahtenin damağı gibi yapıyorsun. İçine bir rattle, yani tıkırtı yapan bir şey koyuyorsun. Akşama, hatırlarsam, resmini koyarım buraya.

 

Damaklı olması, tıkırtı çıkartmak durumunda olması, bana sahteleri anımsattı. Sahte arkası yaprak takmaktan ne farkı var ki, pek oturtamadım.
1 veya birkaç artısı olması lazım ki uğraşalım.

Zokalı avcılıkta püf noktalar sence nelerdir abi? Ne yapılırsa fark yaratabilir mesela?
Benim amacım kasa dolusu tutmak değil elbet. Mesela son avda 6'yı geçseydim, sonrakileri yakala sal yapacaktım. hihi

 

Volkan sizin oralarda ne boy balık çıkıyor genelde? Lüferden bahsediyoruz tabii

 

Geçen senelerde 25 - 40 cm arası çıkıyordu Aret. Bu sene ilk gelenler daha iri.
İlk lüfer avımda tuttuklarımız 35 - 40 cm aralığı. Muhtemelen 45 cm'e kadar tutanlar vardır. Biraz daha güneye inince kilo ve kilo üstü balıklar çıktığını biliyorum.

Özetle 45 cm'e kadar oluyor geneli ama sürprizlere de gebe tabi her zaman.

 

Evet raporunuzda gördüm, buradakine yakın boylar. Ama orası Ege, lüferin irisi de başka balıklar da gelebilir. Yerinizde olsam biraz sağlam takımlarla uzunoltada canlı zargana denerdim. Orada zargana bulmak da çok kolaydır heralde.

 

Burası Ege ama bir saroz değil. Dip çamur, yükselti, taş hemen hemen hiç yok. Lüfer, palamut bu bölgede yem bulduğundan dinleniyor sanıyorum.
Burada tutulacak balık belli; bu dönemde, lüfer, palamut, ayda yılda bir lambuka.

Uzun oltayı buralarda da biliyor bazı kaptanlar ama tercih edilen bir yöntem değil. Durdukları yerde av yapmak daha az masraflı ve daha zahmetsiz. Palamut ve lambuka tutmayı biz amatörlerden başka kimse tercih etmiyor.
Onların tek hedef var o da lüfer.
Zarganalar zaman zaman tekne etrafında dolandılar, kepçemiz olsa belki yakalardık.
Birgün tekne sahibi olursam çok şeyler deneyecem tabi Aret.
Şimdilik bu kadarla yetinmek durumundayım.