2015 alapalukçu part 6

Sevgi, saygı ve hoşgörünün üzerinize olması dileğiyle sevgili oltacılar,
Değerli dostlar facebook’a takılmaya başladıktan sonra forumları ihmal eder olduk  üzerine bir de oltacı dergisinde yazmaya başlayınca meşguliyet iyice arttı. Bu aksaklıklar için hepinizden özür diliyor ve oltacı haziran sayısında yayınlanan alabalık av raporumu sizlere sunuyorum. Devamı gelecek…
Aylardan Mayıs olmuştu, sezon açılalı 2 ayı geçmiş ancak kışın etkileri derelerin üzerinde daha yeni yeni kalkıyordu. Alabalıkların döner kaşığa yeterince tepki vermemesi yüzünden bir türlü şöyle güzel bir balık avı yapamamıştım ama fırsat kolluyordum. Nihayet gece iş çıkışı planlarımı yapıp evde birkaç saat geçirip yola çıktım . Stabilize yolları arabama acımadan hızlıca geçmiştim. Alabalık avında son derece önem arz eden kamuflaj kıyafetlerimi üzerime çabucak giymiştim. Alabalık avında günün ilk saatleri ve son saatleri oldukça verimli geçer . Saat 6’da güneşin ilk ışıkları dereye vurmadan önce oltamı suyla buluşturdum .Ortam olabildiğince güzeldi; Nihayet bahar gülen yüzünü göstermiş kuşların ötüşleri derenin şırıltısına karışıyordu.
Dere üzerindeki ilk balık olabileceğini tahmin ettiğim noktada güzel bir balık vurmuş ancak suyun üzerine çıkıp iki takla atarak endamını sergileyip gözden kaybolmuştu. Belli ki gün güzel geçecekti. Birkaç vuruş daha boşa gittikten sonra nihayet güzel bir kırmızı benekli kraliçeyi hoplaya zıplaya kenara almıştım. Limit üstü balığı alıkoymuş ve at- çeklere devam ediyordum . Bu av esnasında en çok hoşlandığım şeylerden birisini de ihmal etmiyor bol bol fotoğraf çekiyordum. Zorlu doğa koşullarında şelaleri tırmanıyor ve kayıp düşmemek için azami ihtimam gösteriyordum. Bu av esnasında en korktuğum şeylerden birisi de kayıp sakatlanmaktır. Zira hem yalnızdım hem de telefonun çekmediği yerlerdeydim. Birkaç ufaklığı doğal ortamına saldıktan sonra bir başka kraliçeyi daha kandırdım. Nihayet güzel bir şelalenin altına gelmiştim, büyük balıkların en sevdiği ortamlardan birisiydi. Yavaş ve sessizce yaklaşıp eğilerek yaptığım ilk atışımda ihtişamlı bir balık oltaya vurmuştu ve kalamanın sesini dinletiyordu. Kısa süren bir mücadelenin ardından bu harika kraliçeyi kenara almayı başarmıştım. Son derece fotojenik ve hayli beslenmiş bir balıktı tek elim balığın gövdesini kavramaya yetmiyordu. Aslında balığı almaya niyetlenmiştim ancak son anda aklıma güzel bir fikir geldi ve salmaya karar verdim. Balığı suyla buluşturup kendine gelmesini bekledim, sonra da yavaşça salıp suyun içindeki salına salına yüzmesini seyrettim. Bu gerçekten harika bir duyguydu balığı yemekten çok daha lezzetliydi. O zaman aklıma bu slogan geldi “Sanki yedim de, çocuklarına bırak” Bundan sonraki doğal alabalık avlarımda da tuttuğum en büyük balıkları salma kararı aldım. Bütün alabalık avcısı dostlarımı okurlarımı da kampanyaya katılmaya davet ediyorum…
Video; https://youtu.be/WcpRJAUlcAQ
Vakit ilerlemişti harika bir kraliçe daha oltaya vurmuştu suyun üzerindeki taklalarına rağmen oltadan kurtulamamıştı. Elime aldığımda 3lü kancanın sadece birisinin balığa dış yanaktan takılı olduğunu gördüm. Hayret ettim çünkü böyle bir durumda alabalık %90 kendini kurtarırdı. Bunun bir ikram olduğunu düşünüp balıklarımı son kez fotoğraflayıp arabama doğru yola koyuldum. Yol üzerinde bir kaç fotoğraf daha çektim ve beni alapalukçu yapan Rabbime şükredip mutlu mesut eve döndüm.
Ve son olarak çocuklarınıza balık tutmayı öğretin, inanın onlarla beraber avlanmak kadar güzel bir şey yok. Ayrıca onlar bizim geleceğimiz, kurallara uygun sportif balık avcılığında bizden çok daha iyi olacaklar…
Sevgili okurlar bir daha ki ava kadar sağlıcakla ama balıkla kalın…
Kullanılan malzemeler;
Kamış ; ron thomson 1.80 2-20gr
Makina;cabelas 500fd
Kaşık;mepps aglia tw (2 numara)
Misina; ip kendo X8 0.12
DSC_0383 by birol Tangut, on Flickr
DSC_0385 by birol Tangut, on Flickr
DSC_0386 by birol Tangut, on Flickr
DSC_0765 by birol Tangut, on Flickr
DSC_0392 by birol Tangut, on Flickr
DSC_0398 by birol Tangut, on Flickr
DSC_0399 by birol Tangut, on Flickr
DSC_0400 by birol Tangut, on Flickr
DSC_0401 by birol Tangut, on Flickr
DSC_0406 by birol Tangut, on Flickr
DSC_0409 by birol Tangut, on Flickr
DSC_0410 by birol Tangut, on Flickr
DSC_0412 by birol Tangut, on Flickr
DSC_0420 by birol Tangut, on Flickr
DSC_0422 by birol Tangut, on Flickr
DSC_0424 by birol Tangut, on Flickr
DSC_0428 by birol Tangut, on Flickr
DSC_0430 by birol Tangut, on Flickr
DSC_0432 by birol Tangut, on Flickr
DSC_0433 by birol Tangut, on Flickr
DSC_0434 by birol Tangut, on Flickr
DSC_0435 by birol Tangut, on Flickr

 

Birol abi tebrikler çok güzel av ve resimler olmuş , devamını dilerim .

 

tebrikler abi. seni imenerek kıskanıyorum.

 

tebrikler çok güzeller kafama bişey takılıyor çok sıg degilmi takılma yapmıyormu ? kaşıgı akıntıya karşımı çekiyorsunuz yoksa akıntıyla birliktemi çekiyorsunuz yani derenin akış yönüne dogrumu yoksa tam terse dogrumu ?

 

Birol klasiği..
Seyrine doyum olmayan manzaralar, adabınca yapılmış ruhen doyumluk bir av.

 

Av-sunum her şey çok güzel.
Rastgele

 

Görselleriyle anlatımıyla, keyifli bir av daha. Balık boyları da çok iyi.
Huzurlu avlarının devamını dilerim.

 

Çok teşekkürler Şenol kardeşim. Devamı gelecek inşallah...

 

Çok teşekkürler Ömer kardeşim,

Beni pek çok kişi kıskanıyor, ama aynı zamanda seviyor. Ben de onları seviyorum...

 

Kıskandıran avlar he vallah. Ne denir ki, maşallah kardeşim.

Yeğenimle olta attığın videoyu da izledim. "Baba, baba, ama baba!" çığlıkları her babanın nasibi olmayan ruha dokunan, hayat aşılayan seslenişler olsa gerek.

 

Kadir kardeşim ,

Döner kaşığı atar atmaz sarmaya başlayacaksınız. O zaman takılma yapmaz. Kaşığı her zaman akıntıyla beraber çekiyorum. Yani derenin aşağısından yukarıya doğru avlanıyorum.

 

Çok teşekkürler Yavuz ağabey,

Elimden geldiğince ..

 

Çok teşekkürler Zafer kardeşim.

 

Çok teşekkürler Volkan kardeşim,

Gerçekten bu sefer balıklar iriceydi.

Devamı gelecek...

 

Çok teşekkürler Nuri ağabey,

Oğlumla olan avın paylaşımını bir dahaki raporumda yayınlayacağım. O video fenomen oldu "ama baba yaa" sözleri internette çınlıyor...

 

abi heralde bu resimdeki yerden atıp çekiyorsun dogrumu anladım derenin akan yönünün tersine atıp akan yöne dogru cekiyorsun

https://c1.staticflickr.com/1/350/19101754815_93f987dae9_z.jpg

 

Doğrudur kardeşim. Ayrıca raporun içindeki video linkinde ayrıntıları görebilirsin.

 

teşekkürler ben hep akıntı yönünde atıp akıntıya karşı çekiyordum kaşıgı demekki böyle yapmak gerekmiş teşekkürler

 

Huzurun fotoğrafları ....her daim rastgele.

 

Teşekkürler Barış kardeşim.