25.03.2007 Riva Kalkan Avı Organizasyonu

Konu, 'Denizlerimizden Güncel Av Raporları' kısmında SahEmre tarafından paylaşıldı.

  1. derya__kuzusu

    derya__kuzusu Manyak Müjdat :)

    Yaş:
    53
    Mesajlar:
    7.966
    Şehir:
    izmir/bornova
    Favori Kamış:
    olta
    En İyi Avı:
    yayın 4,5 kg.-4,kg.Lambuka
    Tebrikler arkadaşlar organizasyonda ,muhabbette,sunumda, harika ellerinize sağlık .
     
  2. serhatcenk

    serhatcenk

    Mesajlar:
    1.027
    Ee diğer fotolar nerede? Hadi fotosu olanlar yükleyiverinde, bende kendime güleyim biraz... :D
     
  3. SahEmre

    SahEmre Emre

    Mesajlar:
    2.481
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Okuma Salina 4.20 Salina 100-200 - Lineaeffe Extreme Cast 4.40 180gr. - Okuma V-System 240 10-40g
    Favori Makine:
    Ryobi Proskyer Nose Power - Shakespeare Mach 1 XT
    En İyi Avı:
    Küçük beyaz; 7 cm. Kuzey batı Antartika Sığlıkları..
    Barış Bey
    Engin Bey
    Aldulaziz Bey
    Müjdat Bey

    Hepiniz saolun.

    Saat 17.30 ben yaklaşık 2 saat ile 2.30 saat araı resimleri yollamış olurum. yani eve gitmiş olurum. Bende de yaklaşık 30 tane resim olmalı.
     
  4. SahEmre

    SahEmre Emre

    Mesajlar:
    2.481
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Okuma Salina 4.20 Salina 100-200 - Lineaeffe Extreme Cast 4.40 180gr. - Okuma V-System 240 10-40g
    Favori Makine:
    Ryobi Proskyer Nose Power - Shakespeare Mach 1 XT
    En İyi Avı:
    Küçük beyaz; 7 cm. Kuzey batı Antartika Sığlıkları..
    Videolar da çekildi sanırım, kalkanları salarken ama kimde olduğunu hatırlamıyorum, ulaşta olabilir.
     
  5. Arz-ul Umman

    Arz-ul Umman

    Mesajlar:
    64
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Olta
    En İyi Avı:
    0,750 gr iskorpit, geri salındı
    muhteşem bi gün geçirmişsiniz arkadaşlar, itiraf etmeliyim ki çok ama çok kıskandım...,
     
  6. Ulaş2ta onlar ekler heralde..
    Kıskanma ne olur gel seninde olur..:D
     
  7. Dün Hüseyin abi formundaydı bizi gülmekten kırdı geçirdi..:D

    Şimdi aklıma geldi yine güldüm..:)
     
  8. harun91

    harun91 harun

    Mesajlar:
    586
    Şehir:
    istanbul
    Favori Kamış:
    shakspeare odysse makina,alba lucky kamış, lineaffe oyster 4.20 ve diğerleri..
    En İyi Avı:
    İsrail sazan istavrit izmarit gelincik
    hepinize çok teşekkür ederim.harika bir gün olmuş burdan anlaşılan.kumsalda mangal keyfi ayrı bir zevktir afiyet olsun
     
  9. diren

    diren Diren

    Yaş:
    50
    Mesajlar:
    3.321
    Şehir:
    İstanbul ama daha çok Kocaeli
    Favori Kamış:
    şeker kamışı
    En İyi Avı:
    Hayallerim, aşkım ve çipuram.
    Çok güzel bir günü, aynı güzellikte anlatmak çok kolay olamayacak. Hoş görünüze sığınarak, günü benim gözümle anlatmaya çalışacağım.

    Son anda verilen bir kararla ekibe katılmıştım. Gece geçmek bilmedi, sabahsa çok nazlanarak geldi... Yücel arkadaşım (borwekci) hem heyecanımı paylaşmak, hem de bana uzaklardan da olsa yarenlik edebilmek için sabaha kadar beni yalnız bırakmadı ve sitemizde açtığı konu üzerinden yazıştık. Çok keyifli ve sohbet dolu bir sabahlama oldu. Bu keyifli saatlere karşın gün yine de doğmak bilmiyordu. Sanırım üç kere çantamı boşaltıp yeniden doldurdum... Unutulan birşey var mı diye...
    Tam saatinde buluşma yerindeydim. Hiç uyumamış olmanın verdiği yorgunluğu ve yeni gün bize neler getirecek sorusunun heyecanını bir arada yaşıyarak bekliyordum. Ben Ulaş’ın arabası ile gidecektim. Ulaş’la konuştuğumuzda beni Çağlayan’dan Şişli’ye gelerek alacakları için sürekli o yöne bakıyordum. Hiç aklıma Birol abinin yönlendirmesiyle Mecidiyeköy’den giriş yapacakları gelmemişti.
    Avlak’a ulaşana kadar ki bölümü Erme çok güzel anlattığı için geçiyorum.
    Avlak yeri seçimimiz ve Hamdi’yi arabasının bir jeep olmadığına ikna etmemiz çok zaman almadı.
    Dere ile denizin buluştuğu noktada, yığma kayalarla oluşturulan dalga kırana, dört ayaklı ve son derece oyuncu Riva sakinlerinin eşliğinde ulaştık. Kayaların üzerinde ilerlemek, dengede durmak bir de bu yarım yamalak denge ile olta atmak hiç bana göre değildi. Ama Yavuz abinin bana olan inancı sonsuzdu... Herkes takımlarını hazırlayıp ilk atış denemelerini yapmaya başlamıştı. Söz yerindeyse gözlerini balık bürümüştü. Benimse açlık... Gerçi Deniz poğaça almıştı ama benim onlarla aram yoktu. Bir iki mızmızlandım, baktım kimse oralı değil. Anlaşılan kimse kahvaltı yapmak istemiyordu. Sonra Yavuz abiyi kandırdım, birlikte Riva’ya doğru yol aldık. Ekmek, domates, peynirimizi alıp bir de güzel sohbet edip dalgakırana geri döndük. Sırt çantamı yere ters koyup küçük bir mutfak masası yaptım kendime ve başladım ekmek arasına nevaleleri yerleştirmeye... Kimse istemese de ben nezaketen ekmek arası domates peynir isteyen var mı diye sordum. O da ne? Hepiniz mi? Vay hainler, hani istemiyordunuz demedim tabi ki. Elimden geldiğince seri olarak ekibimizi açlıktan kurtardım. Tabi arkadaşlarıma en güzel süpriz çantamdan çıkarttığım bir termos dolusu sıcak su oldu... Hazırlanan sandöviçlerin servisinde bana yardımcı olan Ulaş’a da bir kez de buradan teşekkür etmeyi unutmamak gerek: sağ olasın Ulaş kardeş...
    Kahvaltımız bittikten sonra, itiraf etmeliyim ki biraz yorulmuştum, elime kameramı alıp sahilde kaç kere arayışına çıkmaya karar verdim. Daha iki kaya ya aştım, ya aşmadım, Yavuz abi seslendi: “Gel bakalım, at-çek çalışacaksın!” Omuzumda kamera, elimde olta, kaya üstünde akrobasi hareketleri ile talimlere başladım. Hava kapalı, deniz dalgalı ben ise ürkektim. Her an takımı kayalara takabilirdim, ki bunu da becerdim. Kayaların tepesinden bu talime daha fazla dayanamayarak ve Yavuz abinin bir boşluğunu fırsat bilerek dersi kırdım.
    Sahile gidip köpeklerle oynadım ve onlardan poz vermelerini rica ettim.Ama bu çok kolay olmadı, arkadaşlarla dil problemimiz vardı. Bizim dilimizde “otur”un karşılığı onlarda “buraya gel”, bizdeki “yerine dön”ün karşılığı ise “gel, elimi yüzümü yala”.
    Ben bu oyunları ve dil problemini aşmaya çalışırken Birol abi, Ulaş ve Emre yeni avlak yerine keşfe gitmiş dönüyorlardı. Yürürlerken ayaklarına doğru gelen dalgaların bıraktığı beyaz köpük, arkalarında yay şeklinde uzanan birkaç yüz metrelik kumsal ve bunu tamamlayan arka fondaki tepe çok hoş bir kompozisyondu. Hemen bir iki kare yakalamaya çalıştım. Sonra hepbirlikte tasımızı tarağımızı toplatıp, bir grup “kalktı göç eyledi Avşar elleri”, bir grup da “dere geçit vermezse atlarım taştan taşa” diye türkü söylerek yeni avlağımıza geçtik. Hemen oltalar denize atıldı ve ben de bu tatlı heyecanı fotoğraflamak için yerimi aldım.
    Oltalar yerleştirildikten ve yerleri sağlamlaştırıldıktan sonra Serhat'ın arabası oturduğumuz yere yakın park edilerek, aküsü bitene kadar müzik seti olarak kullanıldı. Derken, bir grup arkadaşımız öğlen yemeği için alışverişe gitti. Onların yokluğunda biraz dolaşırım diye ümütlenmiştim ki, yine aynı ses: “Diren, çabuk kıyıya, al bu oltayı da, at çek çalışacaksın”. Ya Yavuz abiiii... demeye kalmadı ikinci ders saatim de böylece başladı. Kabul etmek gerekirse kum üstünde olta atmak kaya üstünde atmaktan çok daha kolay. Yavuz abi her atışımı dikkatlice izleyip, hatalarımı anlattı: “İki kolunu da kaldır, belinden kuvvet alarak dön... Atarken kamışın ucunu indir sürtünme azalsın... Boşluğu al, tamam dur... Yavaş sar, acele etme... Pes etmek yok, yeniden dene...” Yavuz abi inanılmaz sabırlı bir öğretmen. Kendisine ne kadar teşekkür etsem azdır...
    Bizim dersimiz devam ederken güneş güzünü göstermeye başladı ve Hüseyin abiler de alışverişten döndü. Bunu fırsat bilip yine dersi kırdım. Bir oğlak edasıyla zıplaya zıplaya yanlarına gittim ve Hüseyin abinin o hazin cümlesi çınladı kulaklarımda. “Hadi bakalım, yemeğimiz hazırla Diren hanım.” Nasıl ya?.. Ben mi?.. Tek başıma mı?.. Neyse ki Ata bey (umurata) diğerlerinden daha insaflı çıktı. Her işi Diren hanıma bırakmak olmaz diyerek bana yardım etti. Birlikte zeytin yağlı barbunyalarımızı, peynir tabağımızı ve salatamızı hazırladık. (iyi ki yanıma zeytinyağı, limon, tuz ve bıçak almışım, çok işe yaradı) O sırada diğer kürek mahkumu olan Deniz arkadaşım ise mangal başındaki yerini almıştı. Tekirler eşliğinde keyifli bir yemek yedik. Ben biraz hızlı içiyor gözükmüş olacağım ki Ata bey, Diren hanım siz de iyi içiyormuşsunuz dedi. Etrafıma baktım, ben mi diye. Çünkü diğer arkadaşlarla kıyaslayacak olursak ben oldukça yavaş kalmıştım. Ya da biz, ekip olarak sünger gibiydik.
    Yemekten sonra bu kez derse Hüseyin hocamız girdi ve hepimize düğümler konusunda eğitim verdi. Böylece dört değişik düğüm öğrenmiş oldum. Dersin sonunda bana bir de sınav yaptılar. Hamdi elimdeki iğnenin büyük olduğunu, onuna herkesin düğüm atabileceğini söyleyerek Hüseyin abinin çantasındaki en küçük iğneyi getirdi. Biraz zorlanmakla birlikte ona da gayet başarılı bir düğüm attım. O sırada sahilden sesler geldi, bir de döndük ki ne görelim? Emre iki tane kalkan yavrusu tutmuş... Çok sevimli olan bu yavruları fazla incitmeden hemen denize geri gönderdik. Bu olay herkesi şevke getirdi, demek ki burada kalkan vardı.
    Bu kadar ders iş ve sevinç beni iyice yormuştu. Serhatın aküsü biten ve artık içinden müzik sesi gelemeyen sessiz arabasına girip biraz şekerleme yapma zamanıydı. Bir saat kadar uyuduktan sonra Deniz’in, Diren kalk tiramisu zamanı dediğini duydum. Tiramisu mu.... Tiramisu mu!!!! Diyerek, ikinci tekrarda dank eden gerçeği kaçırmamak üzere hemen olay mahaline koştum. Sınırlı sayıda çatalımız olduğu için en son zeytinyağlı barbunya içinde bırakmış olduğum çatalımı alıp büyük bir midesizlik örneği göstererek yaladım ve tiramisuya dalış yaptım. Immm, tiramisu enfesti... Gün batmak üzereydi... Bundan güzel ne olabilirdi...
    Günün süprizi olan kalkanımız da işte bu saatlerde Emre’nin oltasını kapıp kaçmaya çalışırken planları ters tepti ve Emre onu kapıp geldi. Ortalığı bir bayram havası kapladı, ölçümler yapıldı ve tamam denildi, sirkülere aykırı değil. Bu arada ilk kez bir balığın sudan çıktıktan sonra çektiğini gördüm. Hüseyin abi bunun normal olduğunu söyledi. Meğer kalkanlar suda şişer dışarı alınca da böyle çekerek küçülürmüş. Yani denizden alır almaz poz vermek yerine ölçüm yapılsaymış bizim kalkan efendi en az 40-45 santim gelebilirdi.
    Uyku, temiz hava ve kalkan kardeşin gelişi tekirin etkisini silmişti, gün batımına da bir kadeh kaldırmak gerek diyerek kaldığım yerden tekire devam ettim. Tiramisu üstüne tekir harika oluyor, bire iki ekti yapıyor. Glikozun katalizörlüğünde hızlandırılmış çakırlaşma çalışmalarım sonuç vermiş olacak ki, ayıkken hayatta tırmanamayacağım kayalıkları geçerek Yavuz abinin yanına gittim. Gün bitene kadar at-çek talimlerimiz sürdü. O arada bir iki takım koparttım ve çok utandım ama Yavuz abi gani gönüllü, hiç acıma, giden takım olsun dedi...
    Hava kararırken yeniden mangalımız yaktık. İtiraf etmek gerekirse Deniz mangal konusunda tam bir uzman. Ona ocakbaşı bir yer açtırmamız gerek. Böyle organizasyondan organizasyona olacak gibi değil...
    Son nevalelerimiz de afiyetle yedikten ve tekirin dibini yaladıktan sonra eşyalarımızı toplayıp arabalarımızdaki yerlerimizi almaya koyulduk. Bu arada bir grup arkadaşımız Serhatın arabasını vurdurabilmek için sanırım Riva’dan Polenezköy’e kadar arabayı itti ama sonuç alamadılar. Hüseyin abi olaya el atmasaydı, ben size bu satırları yazarken onlar hala orada arabayı ittirip “Al ikiye, al! Vurdur!” diye birbirlerine komutlar veriyor olabilirlerdi...

    Bu güzel günü yaşatan herkese sonsuz teşekkürlerimle...
     
    Son düzenleme: 26 Mart 2007
  10. SahEmre

    SahEmre Emre

    Mesajlar:
    2.481
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Okuma Salina 4.20 Salina 100-200 - Lineaeffe Extreme Cast 4.40 180gr. - Okuma V-System 240 10-40g
    Favori Makine:
    Ryobi Proskyer Nose Power - Shakespeare Mach 1 XT
    En İyi Avı:
    Küçük beyaz; 7 cm. Kuzey batı Antartika Sığlıkları..
    aferin güzel olmuş, çakışan bir husus yok.
    Yalnız ben peynir tabağıyla, barbunyayı unutmuşum :D
     
  11. Muhabbet güzel olmuş,tebrikler
     
  12. SahEmre

    SahEmre Emre

    Mesajlar:
    2.481
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Okuma Salina 4.20 Salina 100-200 - Lineaeffe Extreme Cast 4.40 180gr. - Okuma V-System 240 10-40g
    Favori Makine:
    Ryobi Proskyer Nose Power - Shakespeare Mach 1 XT
    En İyi Avı:
    Küçük beyaz; 7 cm. Kuzey batı Antartika Sığlıkları..
    ahahahahaha
    yok o bakımdan demedim :D
    o bakımdan şüphen olmasın
    ben genel olraka dedim.
     
  13. diren

    diren Diren

    Yaş:
    50
    Mesajlar:
    3.321
    Şehir:
    İstanbul ama daha çok Kocaeli
    Favori Kamış:
    şeker kamışı
    En İyi Avı:
    Hayallerim, aşkım ve çipuram.
    Daha ne şüphesi?
     
  14. simendifer

    simendifer Sennur

    Mesajlar:
    9.177
    Şehir:
    İstanbul
    Kendisinin paranoyak olduğundan şüpheleniyor :eek: :eek: :D:D:D
     
  15. Geliyor, video ve resimler geliyor...
    Azz Sonraa :)
     
  16. SahEmre

    SahEmre Emre

    Mesajlar:
    2.481
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Okuma Salina 4.20 Salina 100-200 - Lineaeffe Extreme Cast 4.40 180gr. - Okuma V-System 240 10-40g
    Favori Makine:
    Ryobi Proskyer Nose Power - Shakespeare Mach 1 XT
    En İyi Avı:
    Küçük beyaz; 7 cm. Kuzey batı Antartika Sığlıkları..
    Benimkilerde geliyor.
    Yalnız bende arabanın kurtarılış videosu var .3gp o şekildemi göndereyim youtube üyeliğimde yok nasıl yapsak.
     
  17. istanbulteam

    istanbulteam Alparslan Altan

    Mesajlar:
    2.467
    Şehir:
    istanbul
    Favori Kamış:
    Yasal olan tüm oltalar
    En İyi Avı:
    96 adet istavrit
    çok kolay emre abi iki dk üye olucaksın :D:D
     
  18. SahEmre

    SahEmre Emre

    Mesajlar:
    2.481
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Okuma Salina 4.20 Salina 100-200 - Lineaeffe Extreme Cast 4.40 180gr. - Okuma V-System 240 10-40g
    Favori Makine:
    Ryobi Proskyer Nose Power - Shakespeare Mach 1 XT
    En İyi Avı:
    Küçük beyaz; 7 cm. Kuzey batı Antartika Sığlıkları..
    Resimlere devam -1-

    Arkadaşlar bazı resimleri nedense makine ufak çekiyor bazılarını tam boy çekiyor ama ben büyükleride ufaltıp yolladım, problem olmasın diye.



    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]
     
  19. SahEmre

    SahEmre Emre

    Mesajlar:
    2.481
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Okuma Salina 4.20 Salina 100-200 - Lineaeffe Extreme Cast 4.40 180gr. - Okuma V-System 240 10-40g
    Favori Makine:
    Ryobi Proskyer Nose Power - Shakespeare Mach 1 XT
    En İyi Avı:
    Küçük beyaz; 7 cm. Kuzey batı Antartika Sığlıkları..
    resimlere devam -2-

    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]
     
  20. SahEmre

    SahEmre Emre

    Mesajlar:
    2.481
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Okuma Salina 4.20 Salina 100-200 - Lineaeffe Extreme Cast 4.40 180gr. - Okuma V-System 240 10-40g
    Favori Makine:
    Ryobi Proskyer Nose Power - Shakespeare Mach 1 XT
    En İyi Avı:
    Küçük beyaz; 7 cm. Kuzey batı Antartika Sığlıkları..
    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]