Boş bir günüm varsa nasıl değerlendireceğim konusunda tereddütüm yok, tabii ki balığa gidilecek hihi Planımda sırasıyla Kırmızıbenek, Turna ve Gökala denemesi yapmak var. Geceden hazırlığımı yaptıktan sonra saat 4:30'da uyanmak üzere yattım. Fakat her zamanki gibi uyumak imkansız, iki saat kadar debelendikten sonra pes ederek kalktım. Biraz bilgisayarda oyalandıktan sonra kahvaltımı da yaparak saat 5'te yola koyuldum. Uykusuz hissetmiyorum. Ama gün sonunda bitkin düşeceğim kesin. Hafif sisli, nemli, ıslak bi hava. Çoğu insanın aksine en sevdiğim, kendimi huzurlu hissettiğim havalar. Kırmızı benek için birkaç ay önceden aldığım bir istihbarata uyarak küçük bir dereyi kaynağına kadar takip edeceğim. İstihbaratın kaynağı olan abimize göre o vadide 8 tane de ayı yaşasa da tutku korkunun önüne geçiyor elbette. Korkuya yer yok. Ama yol boyu gördüğüm derelerin hep bulanık olması biraz canımı sıkıyor, geceden çok yağmış.. Neyse ki av için tarayacağım dereye geldiğimde seviniyorum. Su gayet berrak. Devrilmiş ağaçlar, yosunlar, sel sularının köklerine kadar soyup çırılçıplak bıraktığı ağaçlar, kır çiçekleri... Nafile... Kırmızıbenek yok. İstihbarat yanlış. En ufak bi işaret bile yok... Araca dönerek turna için sık sık gittiğim bi göleti bir kez daha yoklamak için tekrar yola koyuldum. Göle varış. Hazırlık. İlk atışta bu yakışıklı karşılıyor. Hemen suya iade ederek at-çek yapmaya devam ediyorum. Gün hareketli geçecek gibi.. Bir saat kadar daha çeşitli kaşıklarla deneme yaptıktan sonra silikon yeme geçiş yapıyorum. Yine bir ilk atış selamı Bu yakışıklı da göle iade. Bu gölde daha önce tanıştığım bi amcayla karşılaştım yine. Biraz muhabbet ettik. Kırmızıbenek için gittiğim yeri tarif edince güldü, meğer gerçekten orda hiç balık yokmuş Kendisi menbaını biliyomuş alanın, beni de götürecek, söz aldım. Laf arasında bi dereden bahsetti. Yıllardır kimse gitmiyomuş balık yok diye. Bi arkadaş geçenlerde gitmiş, 60 tane Kırmızıbenek almış dereden. banghead banghead Yağma kültürü, yağmacı bi millet banghead Amcanın telefon numarasını da aldıktan sonra ayrıldım yanından. Bir saat kadar daha atçekten sonra başka vuruş olmayınca turnalara elveda dedim. İki şirin yavru, ikisi de sapasağlam suya iade. Gökala olduğunu bildiğim dere/bataklık karışımı bir meram var. Son çare olarak kendimi oraya attım. Telefonumu arabada unuttuğum için burada fotoğraf çekemedim. İki güzel boylu alayı kaçırdım peşpeşe. Hırs yapsamda tuttuğum bi tanesi kısa sürede beni teskin etti. Hırslanmaya lüzum yok. Anın keyfine varmak daha mühim. Derenin sonunda suyun oldukça durgun aktığı bir yer var. Yaklaşık aynı boy bir ala da orada aldım. Yorgunluktan ve açlıktan tükenmeye yakınım fakat. Dönsem mi diye düşünürken bir su birikintisinde büyükçe bi alanın gölgelendiğini farkettim. Oltayı indirmemle hemen kaptı. Fakat nafile, bir kaç çırpınıştan sonra balığı sudan çıkarmaya fırsatım olmadan kurtuldu. Yaşattığı heyecanla açlığı, yorgunluğu da unutturdu bana. Göletleri biraz daha gezdim, başka alaya rastlamadım. Dönmeye karar verip, az önce balığı kaçırdığım gölete tekrar uğradım. Yine yaklaşık aynı büyüklükte bir ala.. Yemi suya indirdiğimde başta yüz vermedi, çevresinde dönüp gidiyordu. Ben de yemi suya daldırmadan, su yüzeyine dokunacak şekilde tuttum. Görür görmez de yükselip tek hamlede aldı. Fakat dişli çıktı balık. Oltanın ucundaki yarım metre misinayla oradan oraya kendini savurup kırk takla attıktan sonra tam kıyıya aldım derken kancadan kurtuluverdi. Balığın peşine ben de kendimi boyluboyunca suda buldum. :laughing: Tutamadım ama, ellerimin arasından kayıp gitti, sırılsıklam olduğumla kaldım.. :laughing: Kırmızıbenek için kullandığım sinekler Gökala için çok küçük kalıyor malesef. Dumura uğramış vaziyette evin yolunu tuttum ne yazık ki... Günü bu iki güzel gökala ile kapatmış oldum. Adetim olduğu üzere bu da ketdok trofesi, topladığım çöpler Bugün sabah yine duramadım yerimde, kendimi son iki balığı kaçırdığım sularda buldum. Onun raporunu da fotoğrafları bilgisayara atınca yayınlayacağım.
Yağmur sonrası balıkta olmayı ben de severim. Ama balıktayken yağmuru asla. Gayet güzel, dolu-dolu bir gün yaşamışsın Halil, daim olsun abicim.
Sağolasın Nuri abi, evet yoruldum ama keyifli bi gündü gerçekten Rüzgarsız, hafif yağmur çiseleyen havalara bayılıyorum ben avdayken. Hele koyu bi de sis varsa muazzam oluyo
Teşekkür ederim Şenol Bey Profil fotonuza imrenerek baktım. Dilerim böyle bi turnanın raporunu açmak da nasip olur bir gün