3. Nükleer Santral İğneada'ya

Konu, 'Genel Konular' kısmında simendifer tarafından paylaşıldı.

  1. kassarulu

    kassarulu İbrahim

    Mesajlar:
    50
    Şehir:
    Sakarya
    Favori Kamış:
    Captain 1500 Camelon
    Favori Makine:
    Okuma
    En İyi Avı:
    Sazan 5 kg, kefal 3kg
    Karşı olanlar belki çözüm fikirlerini söylerlerse daha iyi olur sadece bu olmaz demekle olmuyor
    çünkü;
    şuan kullandığımız elektiğin %50'ye yakını dışardan aldığımız doğalgaz ile üretilmektedir. dolayısı ile rusya ya bağımlıyız.
    Artan nüfusumuz ve gelişen sanayimiz sonucunda ileriki yıllarda elektirik ihtiyacımız katlanacak.
    "Hes olmasın doğayı bozuyor", "nükleer olmasın radyasyon" demek önümüzdü yaşayacağımız sorunları çözmüyor.
    teşki başka bir çözümü olsa ama şuan bundan daha iyi bir çözüm yok
     
  2. ugur58

    ugur58 UGUR

    Mesajlar:
    160
    Şehir:
    istanbul/beylikdüzü
    En İyi Avı:
    1.5 kilo mırmır.sıra lüferde...
    yani.yanı başımızdaki bulgaristanda veya ermenistandaki nükler santralde kaza olsa zaten türkiye komple radrasyon altında kalıcak.arkadaşımızın dediği gibi milletin riskini çekicez onlarda sefasını sürecek bizde dışa paso bağımlı elektrik alcaz gaz alcaz.ermenistan veya bulgaristan devletlerinin gücü ve ekonomasi bizim 4 de 1 imiz değil ama onlar elektriğini kendileri üretirken biz milletten dileniyoruz.gereken teknolojiyi ve ekibi de nükleer enerjinin yanında sağlancak zaten.yarım yamalak işle bu iş olmaz bunun herkez bilincinde.tam destek veriyorum devletime.dediğiniz gibi hidrojen le alakalı çalışmalar sürüyor ama ortaya tam anlamıyla konması ve kullanıma hazır olmasıı en az 10 sene alır en az.ve dev bütçeler gerekiyor bunun için.amerikan veya çin gibi ekonomiler ancak bunun üsdesinden gelebilir.demek isdediğim bizim hidrojenle ilgili çalışmalar yapıp onu faliyetle kullanıma getirmemiz çok ama çok zor.türkiye yeni yeni son 7 8 senedir kendi topladı şöle 6 7 sene sonra bakın o zaman nasıl kendi teknolojilerimizi üretiyoruz.tüm üniversitelerimiz çalışmalara başladı artık.yeterki toplumuzun rafahını ve ihtiyacını karşılıyabilelim.nükler enerjiyi isdemeyenler lütfen enerji olarak çevreye zarar vermeyecek nasıl enerji üretiriz açıklama yaparsa seviniriz.
     
  3. simendifer

    simendifer Sennur

    Mesajlar:
    9.177
    Şehir:
    İstanbul
    İbrahim bey, sadece "olmalı" demekle de olmuyor. ;)

    Bakınız, ikinci mesajımda çözüm önerisi sundum. Bunca olumsuzluk çok net biçimde ortaya konulurken, siz neden illa ki olmalı diyorsunuz? Bence asıl açıklanması gereken budur.

    Kalkınma ise, bununla ilgili olarak yazacaklarımı yazdım. Dışa bağımlılık ise, Yasin arkadaşımız dışa bağımlılıkla ilgili çok net bir açıklama yapmış, yani dışa bağımlılığımız da sonlanmayacak. Tüm bunların yanında, tek bir kazada tüm verimli arazilerimizi, yaşamımızı, yaşamımızı değilse sağlığımızı velhasıl herşeyimizi kaybedeceğiz. Tüm bunlara rağmen neden hala bu ısrar, ben de size bunu sormak istiyorum. Görebilmek bu kadar zor olmamalı. Bilerek görmüyorsanız, onda başka bir şey vardır o zaman. ;)

    Bakın en büyük karşı çıkış nedenlerimizden birini görün mesela;

    http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=17380857&yazarid=249

    Oradaki fotoğraf, bu ülkede nükleer enerji santrali kurulmaması gerektiğinin en açık göstergelerinden biridir.
     
    Son düzenleme: 7 Nisan 2011
  4. simendifer

    simendifer Sennur

    Mesajlar:
    9.177
    Şehir:
    İstanbul
    Uğur kardeşim,

    bak bu söylediklerinin hepsinin cevabı, zaten önceki yazdıklarımızda net bir şekilde mevcut. Aynı şeyleri tekrar ederek bir yere varmamız söz konusu değil. Kısır döngüye giriyoruz. Ülkemizin son 7-8 senelik durumuna, siyasete girmemek için değinmek istemiyorum, burası yeri değil zira. Ama bu konudaki düşüncene kesinlikle katılmadığımı söyleyebilirim. Sana da, neden Nükleer santral kurulmaması gerektiği ile ilgili başka bir Yılmaz Özdil yazısı ekleyeyim. Bunlar da birer sebep işte.

    http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=17280730&yazarid=249


    Not: önerdiğim Hidrojen kaynaklı enerji üretimi için en az 10 sene demişsin. Buna çok sevinirim kendi adıma. Zira ilk nükleer santralin açılması için verilen tarih "2023". ;)
     
    Son düzenleme: 7 Nisan 2011
  5. m-a-v-i

    m-a-v-i Yasin

    Mesajlar:
    1.153
    Şehir:
    İstanbul
    Sorularınızın kendimce cevaplarını samimiyetle verdiğimi düşünüyorum, tabi anlatılmak istenen aynı zamanda karşıdakinin anladığı kadarıyla da sınırlı, bu noktadan sonra ne kadar anlatmaya çabalasam/sınız sanırım kendimizi bundan daha net bir şekilde ifade edemeyiz. Sadece şunu söyleye bilirim henüz dünyayı değiştirecek bir buluşa imza atmayı başaramadım.:) Dolayısıyla bu işi bilim insanlarına bırakıyorum. Ama bu arada da önüme getirilen ve doğru olduğu iddia edilen her projeye destek vermemi de kimse beklemesin, 6-7 sene beklememizi öneren dostuma ben de aynı şekilde "muhteşem işlere imza atan" üniversitelerimizin çalışmalarını beklemesini öneririm. Bakarsınız enerjinin "şifrelerini" çözerler ve bizleri nükleerden kurtarırlar. :)

    Selam ve saygılar. Yasin
     
    Son düzenleme: 7 Nisan 2011
  6. skymount

    skymount Nuri ERTİK

    Yaş:
    52
    Mesajlar:
    899
    Şehir:
    Eskişehir
    Favori Kamış:
    Dam Spezipower 180
    Favori Makine:
    Abu Garcia 100U
    En İyi Avı:
    Yayın,35 kg.,Aras
    Valla ben de sorularımda çözümleri gösterdim ama...
    Kendimce tabiii...

    O sorulara verlecek cevapların içinde var çözümler...
    Okununca...
    Ve bir çok başka mesajda da...

    Ayrıca,
    Dışardan almayalım mantığı içinde,
    Türkiye'deki bir çok tesisi "Dışarıda daha ucuz boşverin biz üretmeyelim kapatalım diyerek" (yaşı yetenler ve abilerim bunu diyen zat-ı muhterem-i hatırlayacaktır) , tüm ürünlerde dışa bağımlı olmayı sağlayan sitem içerisinde,
    bu nükleer santralın dışa bağımlılığı engelleyeceği tezini öne sürmek (ki nükleer teknolojisinde de dışa bağımlı olunacak) nasıl bir temele dayanmaktadır ki?
     
    Son düzenleme: 7 Nisan 2011
  7. yakup

    yakup Yakup

    Yaş:
    62
    Mesajlar:
    537
    Şehir:
    Alanya
    Favori Kamış:
    Elime hangisi gelmişse
    Favori Makine:
    Hangisi takılmışsa
    En İyi Avı:
    Daha değil
    Hiçbir enerji insan sağlığından değerli değildir...
     
  8. balli

    balli m.nuri akkaya

    Yaş:
    59
    Mesajlar:
    9.049
    Şehir:
    erzurum
    Favori Kamış:
    D.A.M Telespin 3 mt. 10/30gr.
    Favori Makine:
    Shimano Hyperloop 4000 RB
    En İyi Avı:
    11,7 Kg. Aynalı sazan
    Doğru, lakin; İnsan sağlığı da enerjiye bağlıdır.


    Not: mesajım konu dışı addedilirse lütfen silinsin.;)
     
  9. m-a-v-i

    m-a-v-i Yasin

    Mesajlar:
    1.153
    Şehir:
    İstanbul
    Doğru, lakin; İnsan sağlığı için temiz enerji gereklidir.

    Not: Nuri abinin mesajı konu dışı addedilip silinirse, benim mesajım da illa ki silinsin. ( hihi ) bu da yeni smile güzelmiş.:p
     
  10. yakup

    yakup Yakup

    Yaş:
    62
    Mesajlar:
    537
    Şehir:
    Alanya
    Favori Kamış:
    Elime hangisi gelmişse
    Favori Makine:
    Hangisi takılmışsa
    En İyi Avı:
    Daha değil
    Dünya üzerinde halen 32 ülke nükleer enerji kullanıyor. Bu ülkelerde faaliyette olan 443 nükleer santral yılda toplam 370 bin megavatt elektrik enerjisi üretiliyor.

    Bu rakam toplam dünya elektrik enerji üretiminin yüzde 18'ine eşit. Ancak santraller bu üretimi yaparken diğer yandan da her yıl toplam 12 bin ton nükleer atık üretiyor. Bu atıkların tam olarak nerede depolanacakları ise tam bir bilmece. Zira başta Avrupalı ülkeler olmak üzere birçok devlet kendi topraklarında nükleer atık depolamak istemiyor. Bunun nedeni ise nükleer atıkların etrafa yaydıkları radyasyonun çok ölümcül olması ve bir felaketin yaşanmaması için atıkların uzun yıllar büyük bir dikkatle saklanmasının gerekmesi.

    Etkisi 293 bin yıl sürüyor

    Tuzla ile başa çıkamayan Türkiye, 300 yıl nükleer atıkları kontrol edecek! Tuzla'da yaşanan kimyasal atık olayı akıllarda yeni bir soru yarattı: Henüz kimyasal atık sorununu dahi kontrol edemeyen Türkiye nükleer atık problemini nasıl çözecek?

    Nükleer atıklarla ilgili en büyük sorun ise atıkların çevreye çok uzun yıllar aralıksız olarak radyasyon yaymaları. Örneğin, nükleer atık içerisinde bulunan Plutonyum 239 adındaki izotopun ışıma gücünün yüzde 100'den yüzde 99'a düşmesi için 24 bin 400 yıl geçmesi gerekiyor. Bu izotopun radyasyon yaymaması için ise toplam 292 bin 800 yılın geçmesi gerekli. Son rakamlar ortalama bir nükleer santralin yaklaşık 3-5 milyar dolara mal olduğunu gösteriyor. Böyle bir santral yılda yaklaşık 11 milyar kilovattsaat enerji üretiyor.

    Diğer yandan aynı santral yılda ortalama 60 metreküp radyoaktif atık açığa çıkarıyor. Atıkların ortadan kaldırılması ise ortalama 38 milyon Euro'ya mal oluyor. Bu teknolojiyi kullanan ülkeler atıkları 70 dereceye varan yüksek ısıları nedeniyle önce santral yakınlarında bulunan soğuk su havuzlarında 'dinlendiriliyor'. Bu dinlendirme 5 yıl sürüyor. Ardından ara depolama safhası başlıyor. Soğuyan radyoaktif maddeler toprak altına gömülmeden önce ışıma oranı düşmesi için genellikle toprak üzerinde bulunan 'ara depolarda' yaklaşık 30 yıl daha bekletiliyor...


    Bu sorun aslında ülkelerin değil, Dünyanın sorunudur.
    Bir ülkenin yaptığı hata, başka bir ülkeyi meşru kılmamalı.
     
  11. kilicbey

    kilicbey İsmail Kiliç

    Yaş:
    54
    Mesajlar:
    1.719
    Şehir:
    İSTANBUL
    En İyi Avı:
    MIRMIr. 1.5 Kg LEVREK2 Kg Köpekbalığı 1 metre.
    Uğur kardeşim seninle beraber İbrahim kardeşime de verilmiş bir cevap olsun şimdi yazacaklarım. 17 Ağustos 1999 da meydana gelen gölcük merkezli deprem Kocaelinde ne şiddette hissedildi ve yıkımı ne derecede oldu ? ancak orada yaşayanlar bilir , peki bu depremin çevre illerde etkisi ne derecede idi ve ne şekilde hissedildi? bunuda bizler biliyoruz, onbinlerce canımızı o gün yıkılan binaların altında birakmadıkmı? tabiki çevre illerimizdede canlarımız yok oldu , fakat Kocaelindeki kadar yıkım ve can kaybı yaşanmadı.


    Gelelim Çernobil faciasına; evet bizim ülkemizide etkiledi, özelliklede Karadeniz bölgemizde yaşayanlar bu radyasyona daha fazla maruz kaldılar, peki Ermenistanda yani o NÜKLEER SANTRALın çevresinde yaşayanların kaçta kaçı yaşıyor, yaşıyorsa sağlık durumları hangi durumda hiç bir bilgiye sahipmisiniz?

    Elbetteki her ülke kendi enerji politikasını kendisi belirlemeli, fakat bu yol haritası çizilirken daha insancıl yollar aranmalı ve bulunmalı, yani birileri şerefsiz yaşıyorsa bizlerinde onlar gibi yaşamamızmı gerek yada birisi hergün kafasına dayadığı silahla rus ruleti oynamayı kendine alışkanlık haline getirdiyse bizdemi aynısını yapmalıyız.;):)
     
  12. ugur58

    ugur58 UGUR

    Mesajlar:
    160
    Şehir:
    istanbul/beylikdüzü
    En İyi Avı:
    1.5 kilo mırmır.sıra lüferde...
    çok güzel ve tatmin edici bir açıklama açıkcası.peki enerji için ne yapabiliriz alternatif kaynaklar ?güneş enerjisiyle ilgili çalışma varmı şuan hiç bilgin varmı ? veya borla enerji üretebilirmiyiz temiz?
     
  13. yakup

    yakup Yakup

    Yaş:
    62
    Mesajlar:
    537
    Şehir:
    Alanya
    Favori Kamış:
    Elime hangisi gelmişse
    Favori Makine:
    Hangisi takılmışsa
    En İyi Avı:
    Daha değil
    Bildiğim kadarı ile Güneş enerjisi ve Bor ile ilgili bir çalışma yok. Ya da en azından Nükleer Santral'e verilen Devlet desteği kadar yok.

    Şu anda gelişmiş Dünya ülkelerinin Enerji üretim gündemini; Güneş, rüzgâr, su ve organik atıklar oluşturmaktadır.


    Peki ülkemiz Güneş, Rüzgar, Su ve organik atık konusunda çok fakir bir ülke midir de ille Nükleer Santral şarkısı söylüyoruz?

    2002 yılında parlamento, Almanya nın enerji ihtiyacının 2050 yılında tümüyle
    yenilenebilir enerjiden sağlanabileceğini belirten bir plan sundu. Almanya
    gibi küçük yüz ölçümüne sahip fakat, yoğun nüfusu ve enerji kullanımı olan
    ve yüksek hayat standartına ulaşmış bir ülke için mümkün olan, her yerde
    mümkündür. Şu an, dünyada kullanılan toplam enerji miktarından daha
    fazlasının 2050 yılında sadece yenilenebilir enerjiden elde edilebileceğini
    enerji sektörü ilgilileri dahi kabul ediyorlar. Dünyanın enerji ihtiyacı,
    güneş enerjisiyle ısıtma ve elektirik üretme tesislerinden, rüzgâr
    santrallerinden, barajlardan ve organik atıklardan enerji üreten farklı
    teknolojilerden karşılanabilir.
     
  14. Yakamoz

    Yakamoz MUSTAFA

    Mesajlar:
    880
    Şehir:
    İSTANBUL==TRABZON
    Favori Kamış:
    LINEAEFFE OYSTER CAST KAMIŞ 3.90
    Favori Makine:
    OKUMA TRAVERTINE TR55 MAKİNE
    En İyi Avı:
    DOSTLARIM
    Evet aynı şeyleri denizlerimizi yok ederlerkende söylediler.Sanayi bir ülkenin can damarıdır sanayisiz olmaz bir çok insana iş kapısı olur hayatımızı kolaylaştırır dendi
    Fakat sanayi atıkları güzelim denizlerimize atıldı sonuç olarak denizlerimiz ve ona bağlı yaşam yok oldu
    Son teknoloji sonarlarla donatılmış büyük gırgırlar denizlerimizde ilk olarak avlanmaya başladığındada buna benzer şeyler söylendi söylendi BU sonarlar Japonyadada kullanılıyor çok balık yakalanıyor bir çok kişi ekmek yiyor bu işten gibi
    Şimdi ise denizlerimiz kirlendi denizlerde doğal yaşam kalmadı yanlış avlanma yapan büyük gırgır tekneleri yüzünden balık kalmadı diye kendimizi yırtıyoruz ama ne fayda olan oldu
    Yarın öbür gün ilerleyen zamanlarda bu nükler sanrallerdende yakınmaya başlıyacağız.
    Birileri yanlış yapıyor diye bizde yanlışa yanlışlamı cevap vereceğiz yani birileri dünyayı yok ediyor diye bizdemi aynısını yapalım
    Yok arkadaşlar bu konu benim kafama yatmıyor Bir çok ülke doğal kaynakları değerlendirirken bizde bindiğimiz dalı kesmeye çalışıyoruz

    Bir kaç araştırma sonucu edindiğim verileri sizlerle paylaşıcağım
    PLÜTONYUM: Ömrü 250 yıldır. Nükleer reaktörlerin çalışması sırasında atık olarak ortaya çıkar. Üst düzeyde zehirli ve kanser yapıcıdır.

    STRONSİYUM: Ömrü 280 yıldır. Bu radyoaktif madde yağış yoluyla bitkilere oradan da hayvanların sütüne geçerek insanlara bulaşır. Kan kanserine ( lösemi) yol açar.

    TRİTYUM : Ömrü 120 yıldır. Büyük oranda sudan oluşan vücudumuzda üreme hücrelerinde kalıtlıma ait kromozomlara yerleşir ve bozar.

    SEZYUM 137: 300 yıldır. Besin yoluyla insan vücuduna girer ve kaslara zarar verir.

    İYOD 129: Ömrü 34 milyon yıldır. Radyoaktif otlarla beslenen hayvan sütüyle insan vücuduna girer. Tiroid bezi kanserine , çocuklarda büyüme aksaklıklarına ve genetik bozukluklara neden olur.


    Bu durumda Nükleer Santral’ in zarar vermeyeceğini , Atıkların sağlıklı depolanacağını ve insanlığa zarar vermeyeceğini kim garanti edebilir?
    1. Enerji açığımız , yenilenebilir kaynaklardan üretilip, kayıp ve kaçakların engellendiği verimli kullanım sağlanarak, büyük çevresel ve ekonomik risklere girilmeden elde edilebilir.

    2. Nükleer seçenek kurulumu uzun , işletilmesi pahalı, kullanım ömrü tamamlanınca tesisin sökülmesi riskli ve maliyetli olduğundan uzun vadede kamu kaynaklarını savurganca tüketir.

    3. Dünya, radyoaktif atıkların güvenle saklanması için henüz bir çözüm bulmamıştır / bulamamıştır.<<<
    4. Soğutmak için kullanılan suyla nehir, göl ve denizlerin ekolojik dengesi bozulacak , su ürünleri ve bölgedeki balıkçılık yok edilecektir.

    5. Sürekli kaza yapma riski taşımaktadır

    6. Nükleer enerji ucuz ve karli olabilir ama santraller kisa ömürlüdür ve uzun vadede cok pahaliya patliyacak birseydir.
    nükleer santrallerin atıkları için dünyada hala sürekli depolama alanları kurulamıyorken, bu atıklar milyonlarca yılda yok olmazken, Çernobil kazası gibi olası bir kaza ya da sızıntıda can kaybı ve geniş bir çevrenin etkilenmesi söz konusuyken; nükleer santrallerin bakım ve güvenlik maliyetleri kuruluş maliyetlerini aşıyorken, nükleer santrallerin bilimsel olarak savunulabilir bir yanı yok.
    Enerji kullanımı derken, ulaşım, konut, sanayi ve tarımda ne kadar enerji kullandığınız, bu enerjiyi kullandığınız alet ve makinelerin ne kadar enerji tükettiği akla gelir. Evinizde daha çok enerji tüketen buzdolabını kullanırsanız, daha çok enerji harcarsınız.

    Pek çok ülke daha az enerji harcayan teknolojiler kullanırken, küresel sermaye eski teknolojileri satmaya çalışıyor. Ne kadar enerji kullandığınız; ihtiyacınız dışındaki enerjinin etkin kullanılıp kullanılmadığını tartışmanız gerekiyor.

    Yedi buçuk milyon dolara düşük enerji tüketen ampulleri üreten bir fabrika kurarsanız ve örneğin İstanbul'da ücretsiz dağıtırsanız, dört buçuk milyar dolar maliyetli bir kömür santrali yapmaktan kurtulursuz. Böylece daha az insan kanser olur, kanser tedavisine daha az para ayırırsınız.

    Türkiye'nin bir önceki hükümet döneminden başlayarak yaptığı doğalgaz antlaşmaları 30 yıla varan, uzun vadeli antlaşmalardır. Türkiye, ileriki yıllarda ihtiyacı olmadığı halde doğalgaz alıp, borç ödüyor gibi gözükmemek için, doğalgaz kullanımını desteklemek durumundadır. Bu da, enerjinin etkin kullanımından çok, daha çok doğalgaz tüketiminin yollarının araştırılması anlamına geliyor.

    Türkiye, Avrupa ülkelerine daha az enerji tüketen ev aletlerini pazarlıyor. Yani gerekli teknolojiye sahip. Ancak daha az ve temiz enerji kullanmak, kısa ve uzun vadede o ülke için yararlıyken, enerji politikaları, petrol şirketlerinin, nükleer teknoloji uzmanlarının, doğalgaz üreticilerinin kendi çıkarlarına göre düzenleniyor.
    Nükleer santralde de eski, çöp olarak adlandıracağımız teknolojinin diğer ülkelere pazarlanması söz konusu. Avrupa'da ve dünyada artık nükleer santral yapımı durmuş durumda. Başta Almanya olmak üzere pek çok ülke santralleri kapatmaya çalışıyor.

    Türkiye gibi Avrupa Birliği'ne uyumdan söz eden, gelişmeyi hedefleyen bir ülkeyseniz, en az çevreyi kirleten, doğaya en çok uyum sağlayan, az maliyetli teknolojilerin kullanılması gerekiyor. Bu maliyetlere toplumsal maliyetler de dahil. Çevreyi kirleten bir teknolojiyi satın aldığınızda, kanser ilaçlarına da müşteri oluyorsunuz. Hem o çöpü alıyor, hem de pisliğini temizlemenin bedelini üstleniyorsunuz.

    Türkiye nükleer santral kurmaya karar verdikten sonra, güvenlik altyapısı, bakım, kontrol gibi konularda sürekli teknoloji almak zorunda kalacak. Pazar değeri olmayan eski teknolojinin bu şekilde satılması, diş doktorunun lokanta açıp, müşterilere taşlı pilav vermesine benziyor. Tabii burada yeni santrallerin kurulması, diğer ülkelerdeki santrallerin kapanmasından dolayı işsiz kalan mühendislere de iş imkanı sağlıyor.

     
    Son düzenleme: 8 Nisan 2011
  15. tarcan

    tarcan ...

    Mesajlar:
    6.700
    Şehir:
    Hatay
    Favori Kamış:
    .
    Favori Makine:
    .
    En İyi Avı:
    Kefal 325 gram
    Evet sevgili arkadaşlar.

    Varmı ötesi....

    Almanya 2022'de nükleerle vedalaşıyor

    *** Buradan alıntıdır. Eser ve hak sahibi BBC dir ***
    http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2011/05/110530_germany_nuclear.shtml

    Almanya 2022'de nükleerle vedalaşıyor
    Son güncelleme: 30 MAYIS 2011 - TSİ 06:18
    Facebook Twitter Bu sayfayı arkadaşıma gönder Yazıcı için .

    Fukuşima'daki kazadan sonra nükleer karşıtı gösteriler düzenlenmişti

    Almanya'da koalisyon hükümeti 2022 yılında tüm nükleer santralleri kapatma kararı aldı.



    Duyuruyu, gece geç saatlere kadar süren kabine toplantısından sonra konuşan Çevre Bakanı Norbert Rottgen yaptı.

    Başbakan Angela Merkel Japonya'daki Fukuşima Nükleer Santrali'ndeki felaketin ardından nükleer güçle ilgili bir etik komisyonu oluşturmuştu.

    Japonya'daki felaketten sonra Almanya'da nükleer enerjiye karşı kitlesel gösteriler yapılmıştı.

    Çevre Bakanı Rottgen, üretimin durdurulduğu yedi nükleer reaktörle, Kruemmel Nükleer Enerji Santrali'nde tekrar üretime başlanmayacağını bildirdi.

    Altı nükleer santralin en geç 2021'de kapanacağını söyleyen bakan, en yeni üç santralin de 2022'de kapatılacağını belirtti.

    Rottgen, "Bu kesin bir karar. En son inşa edilen üç santral 2022'de kapanacak. Karardan geri dönüş yok' dedi.

    Yüzde 23 nükleerden

    Bakan, kapatılmaya karşın yılda 2,3 milyar euro elde etmesi beklenen harcanmış nükleer yakıt vergisinin toplanmaya devam edeceğini söyledi.

    Ülkedeki nükleer enerji endüstrisi, santralleri erken kapatmanın ülkenin sanayi üretimine büyük darbe vuracağını savunuyordu.

    Almanya'nın Fukuşima felaketinden sonra bazı eski reaktörlerde üretimi durdurmuştu.

    Bundan önce ülkenin enerji ihtiyacının yüzde 23'ü nükleer santrallerden karşılanıyordu.

    Nükleer enerji karşıtlığı sayesinde Yeşiller Mart sonunda yapılan seçimde, Hristiyan Demokratların kalesi olarak görülen Baden-Wuerttemberg eyaletinde birinci olmuştu.


    *** Buradan alıntıdır. Eser ve hak sahibi BBC dir ***
    http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2011/05/110530_germany_nuclear.shtml