30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN DİNLE EY BÜYÜK ATA'M... Bize hediye ettiğin Laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti için, özgürlüklerimiz için, eşitlik için, bu Cumhuriyetin çocukları sonsuza dek sana minnettar kalacaktır. Ve bizlerin himayesinde, senin de dediğin gibi ; "TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLELEBET PAYİDAR KALACAKTIR."
Kutlu olsun... İbret olsun... Ders olsun... Yeniden bir 30 Ağustos daha yaratmak zorunda kalmayız inşallah...
30 ağustos zaferimiz kutlu olsun 30 AĞUSTOS ZAFERİ VE ÖNEMİ "25 Ağustos 1922 akşamı Başkomutan, Afyonkarahisar'ın 20 km kadar güneyinde Şuhut kasabasında, bir köy evinin üst katında kurulmuş sofrada, bir petrol lâmbasının sönük ışığı altında, akşam yemeğini yemektedir; taarruz ertesi sabah başlayacaktır. Yaver Muzaffer Bey, kendisine topçu cephane miktarı hakkında bilgi veriyor. Buna göre taarruzdan önce yapılacak toplu ve sürekli topçu ateşi, ancak üç dört saat devam ettirilecektir. Gazi Mustafa Kemal yemeğini bitirdikten sonra, iki tarafın arazi üzerindeki durumlarını gösteren haritayı istiyor; genel durumu bir kere daha inceliyor. Yaverine Döğer mevkii ile Dumlupınar arasındaki mesafeyi ölçtürüyor. Elindeki kalemle bu noktaya birkaç kere vuruyor; ağzından şu cümleler dökülüyor: -Döğer, döğer; fakat döğemeyeceklerdir. Buradaki kuvvetleri hareketsiz kalmaya mahkûmdur. Ayağa kalkıyor, Muzaffer Beye: - Hadi haritaları topla, hareket ediyoruz diyor. Gece yarısı olmuştur; Başkomutan, şimdi Kocatepe'nin eteklerindeki çadırlı ordugâhta, konik bir çadırdadır; gecenin koyu sessizliği içinde, yalnız ordugâhın önünden akan küçük bir dereden hafif su şırıltıları duyuluyor... Başkomutan, bir ara çadıra giren yaverine: -Hazır mısınız? diye soruyor. Olumlu cevap alınca doğruluyor, henüz bozulmamış olan portatif karyolasının üzerinden tabanca kemerini alıp kuşanıyor. Her günkü gibi tıraş olmuştur; eldivenleri elindedir, çadırdan çıkıyor... Ortalık zifirî karanlık... Petrol ve mum fenerlerinin titrek ışıkları altında Kocatepe'ye doğru çıkmaya başlıyor; öne doğru fazla eğilerek yürüyor. Arazi, arızalı olduğu için ağır ağır ilerliyor... Nihayet tepeye çıkmıştır; bütün karanlıkları delen gözleriyle ileriye bakıyor: -Allah, Türk milletini ve ordusunu koruyacaktır! diye mırıldanıyor. 26 Ağustos 1922... Sabahın ilk ışıkları görünmüştür; Başkomutan tarassut (gözetleme) dürbününün başında, düşman tahkimatını seyrederken topçularımız ateşe başlıyor... Bu ateş, tahkimatı yer yer havaya uçurmaktadır... Fakat bir taraftan da tonlarca cephane su gibi akıp gitmektedir... Endişeye kapılanlar oluyor; bunu Başkomutan'a da söylüyorlar. O, büyük bir soğukkanlılıkla: -Tek mermi kalıncaya kadar ateşe devam edilecektir, emrini veriyor ve ekliyor: "Cephane ikmalini düşmandan yapacağız." Akşam olmak üzeredir... Dâhi komutan etrafına bakarak: -Yarın öğleden sonra Afyon'da olacağız diyor. O anda herkes şüphe ve tereddütle birbirinin yüzüne bakıyor; fakat ertesi gün, yani 27 Ağustos günü öğleden sonra hep beraber Afyon'dadırlar. 28 ve 29 Ağustos günleri verilen emirlere göre, düşman kovalanmakta ve sıkıştırılmaktadır. Başkomutan da evvelce tasarladığı yerde, düşmana son darbeyi vurmak için hazırlanmaktadır. Nihayet 30 Ağustos... Başkomutan otomobiline biniyor. Şimdi Zafertepe diye anılan yere doğru inme emrini veriyor. Birinci Ordu Komutanı Nurettin Paşa: -Paşam ateş hattına iniyorsunuz diyor. Cevap veriyor: -Siz burada kalınız! Yoluna devam ediyor. Düşmanın top ateşi altında bulunan bir yere geliyor; oradan dürbünle düşmanın asıl kuvvetlerinin bulunduğu yerlere doğru ilerlemekte olan piyade birliklerimizin hareketini takip ediyor. Birdenbire, "Allah, Allah!.." sesleri yükseliyor. Askerlerimizin süngüleri batmak üzere bulunan güneşin kızıl ışıkları altında alev alev yanmaktadır; ölümü hiçe sayan kahramanlarımız, düşmanın üzerine ateşten bir çığ gibi iniyor. O anda Büyük Komutan, elindeki sigarayı atıyor; ayağa kalkıyor. Siper içinde dimdik duruyor; bu, çok sevdiği, üzerlerine titrediği askerlerine karşı bir saygı duruşudur; gözleri nemlenmiştir. Eliyle muharebe alanını göstererek bağırıyor: -Hacı Anesti, mağrur kumandan! Neredesin, gel de ordularını kurtar! (1) Ertesi gün sabahın erken saatlerinde muharebe alanını dolaşıyor. Manzara çok hazindir; binlerce düşman cesedi... Birbirinin üzerine yıkılmış yüzlerce topçu hayvanı... Terk edilmiş toplar; cephaneler... Asil ruhlu Büyük İnsan, üzüntü duyuyor: -Bu manzara insanlığı utandırabilir, fakat meşru müdafaamız için buna mecbur olduk. Türkler, başka milletlerin vatanında böyle bir harekete teşebbüs etmezler diyor. Biraz ileride topların arasında yerde bir Yunan bayrağı görüyor; eliyle işaret ederek emrediyor: -Bir milletin istiklâl alâmetidir (sembolüdür). Düşmanın da olsa ona hürmet etmek lâzımdır. Bayrağı yerden kaldırıp topun üzerine koyunuz.(2) 30 Ağustos'un gerçek anlamını ve önemini BüyükZafer'in ikinci yıl dönümünde (30Ağustos 1924) Dumlupınar'ın Çal tepesinde yapılan törende Atatürk'ün verdiği söylevde görürüz: "... Hiç şüphe etmemelidir ki, yeni Türk devletinin, genç Türk Cumhuriyetin temeli burada tarsin olundu (kuvvetlendirildi), hayatıebediyesi (ebedî hayatı) burada tetviç olundu (taçlandırıldı). Bu sahada akan Türk kanları, bu semada pervaz eden (uçan) şehit ruhları devlet ve cumhuriyetimizin ebedî muhafızlarıdır." (3) (1) Türklerin taarruz etmeyeceklerine inanmış olan Yunan Başkomutanı Hacı Anesti, izinli olarak geldiği İzmir'de gazetecilere: "Karşımda Mustafa Kemal diye birini göremedim." demiştir. (2) Hasan Rıza Soyak, Atatürk'ten Hatıralar, Cilt:I, Yapı Kredi Bankası Yayınları, İstanbul, 1973, s. 134-136. (3) Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerinin Tarihî Nuktu, Cumhuriyet Gazetesi Yayını, İstanbul, 1924, ss. 10,12:14; Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerinin Sonbahar Seyahatleri, Matbuat Müdiriyeti Umumiyesi Yayını, İstanbul, 1925, s. 37:39.
30 ağustos zafer bayramı kutlu olsun düşünmek lazım m.akif ersoyun dedi gibi sen türk oğlu türksün düşün bu toprakta kefensiz yatan atanı bizim geleceğimiz için kendilerini feda etmişler onların ruhları şad olsun
Zafer bayramımız kutlu olsun,bu vatan için can veren şehitlerimize ALLAH rahmet eylesin.NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE.
Atatürk Resimleri İlk defa resim yükledim.Amacım ATA mızın en güzel resimlerini sitemizde paylaşmak.Zafer Bayramımız kutlu olsun,aziz şehitlerimiz nur içinde yatsın.
Bir sürü olumsuzluğun yaşanmış olduğu bu zor günlerde,30 Ağustos ruhlarına daha çok ihtiyacımız olduğunu hatırlatır,bu ülkede yaşayan bütün insanların Cumhuriyetlerine sahip çıkacakları inancını hiç bir zaman yitirmeyeceğimi Atatürk'çü ve Cumhuriyet'çi arkadaşlarla paylaşırım. Atatürk ve Cumhuriyet'e sahip çıkan insanlar olduğu müddetçe,bu cennet ülke ve coğrafya her zaman hak ettiği yerde olacaktır.Bu da bizim gibi bilinçli ve ülkesini sevenlerle ve sahiplenme ile olur.Bu konuda her kes üzerine düşen sorumluluklardan kaçınmamalıdır. Gün bezginlik ve korkaklık günü değildir.
14 Mart 1922 günü Yakup Kadri' nin İkdam gazetesinde, önemli bir yazısı yer aldı . Ankara' da Kızılay Merkezi' ndeki dertleşme ve tartışmaların ürünü olan bir yazı idi: "... Bu kanlı cenkler, bu korkunç mücadele yalnız Türkler ve Yunanlılar' ın savaşı değil, geçmişle geleceğin çarpışmasıdır. Eğer genç Anadolu Ordusu' nun kurtaracağı vatan üzerinde yeni bir hayatın ve yeni bir fikrin ışığı parlamayacak ise, eğer orada geçmişin o gerici, yeniliğe düşman, boğucu ve öldürücü karanlığı hüküm sürecekse, kurtuluş kelimesinin ifade ettiği mana pek eksik kalmaz mı? Zaman yürüyor, daima öne doğru, ileriye doğru yürüyor. Bunun aksine gitmesi, imkansızdır. "
Tarihi şan ve şerefle dolu bir ulusun vatandaşı olmaktan gurur duyuyorum. Bizlere bunu sunan gözünü bir an olsun kırpmadan göğsünü ülkesi için sunan tüm şehitlerimizin gazilerimizin askerlerimizin önünde saygı ile eğiliyorum. Ruhunuz şahdolsun Ne mutlu Türküm diyene....
Bu zafer kolay elde edilmedi. Üzerinden yüzlerce yıl geçse de kutlanması, geçmişimizle övünülerek coşulması gerekir. Kaç ulusun tarihi böyel bir zafer yazmıştır ki? Evet bu zafer kolay elde edilmedi... Çok bedeller ödendi, taarruz çok ince hesaplandı. Hataya yer yoktu... Ordular gecenin sessizliğinde ve karanlığında ilerlerken, düşman bunun bir yenilgi sessizliği olduğuna inandırıldı ama gafil avlandı... Demek ki bu millet sessizse, suskunsa işte o zaman korkulmalıdır. Ve asla umutsuzluğa düşülmemelidir: gecenin en karanlık olduğu an, günün doğumuna en yakın olduğu andır... 30 Ağustos Zafer Bayramımız Kutlu Olsun, Tüm Ulusumuza Coşku Olsun...
bayrakları bayrak yapan üzerindeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. mithat CEMAL Şehit ruhları semalarımızda dolaştıkça,şanlı bayrağımız vatan toprakları üzerinde dalgalandıkça,ulusumuz sonsuza dek hür ve bağımsız yaşayacaktır. ATATÜRK Vatan ve bayrağı için şehit olan kahraman askerleri minnet ve şükranla anıyoruz. seve seve canlarınızı verdiğiniz kutsal vatan topraklarında rahat uyuyunuz. Aziz ruhunuz şad olsun. ATATÜRK 30 ağustos zafer bayramımız kutlu olsun.