Sevgili Kaan, etme eyleme... Sen bunları, benim ağzımdan daha bir kere shimano lafı çıkmadan söyledin. Üstünden en az bir 3 sene geçti herhalde. Böyle şeyleri tek sen söylemedin, başkaları da söyledi durdu. Bahsettiğin alette stradic 8000fi idi. 19.5 kg kalaması var diye de şişiriyordun. Ki bu alet, ikinci balıkta kalaması yapışıp kaldığı için başa bela olmakla nam salmış bir alettir. Geldin, bunu shimano'yu şişirmek adına bize söyledin. Hadi dedik, iyi niyet, neyse, shimano'da tezek değil zaten. Ama baktık gördük ki, ohooo, balonu geçtiniz, zeplin ettiniz bu aletleri resmen. Aç, bak kaç kişinin başına bela olmuş o şişirdiğin drag: http://www.google.com.tr/search?q=stradic+8000fi++sticky+drag
Ne diyorsun abi sen yahu? shimanoyu şişirmek adına mı söyledim? İyi peki... Şişirmeye meraklıyımdır ama kendi göbeğimi abi... Elimde makine kalsaydı, bozulsaydı da oo güzel deseydim o zaman şişirmiş olurdum sanırım. 19,5 yazıyorsa 19,5 demişizdir, ben kafayı bozmadım av aletleriyle, 19,5 kg taş bağlayıp test edecek kadar sıyırmadım balatayı, kullandıysam sağlam geldiyse yazarım, dandikse yazmam. Beni şakşakcılıkla itham etme... Şişirmiş mişirmiş... Sana hayırlı tartışmalar 3 sene önce söylediğim şeyi hatırlaman ayrı, konu konu araştırıp baktıysan o da ayrı... 3 sene önceki ne bilgimiz aynı ne görgümüz Hata ettiysek affola... Almasın kimse stradic 8000. Zaten sanırım fi falan kalmamıştır piyasada, sıkıntı yok o zaman
arkadaşlar illa shimano diye bişey yok diyoruz ama şuan piyasada onun kadar kaliteliside neredeyse yok örnek catana serisi 75 tl çok markanın daha pahalı makinasına kafa tutar exage desen gene aynı 150 tl ama performansı fiyatından yüksen shimanonun en düşük makinası hyperlop ve alıvo bile yıllarca tık demeden çalışıyor. şahsım adına söylüyeyim shımanoyu hiç bir makinaya değişmem illaki daiwa pen birçok markayıda ekliye biliriz ama düşük fiyata aldığınız ürünü tatmin edermi işte orası soru işareti.
Doğru söylüyorsun aslında Serdar abi, bende böyle haraketsiz kalırsam devamlı bendede tutulmalar başlayabilir, ufaktanda olsa evde bile egzersiz yapmak şart :thumb:
Söylediklerinize hem katılıyor hem katılmıyorum.Ben 345 gti II kullanıyorum sirti avlarinda,muhteşem performans veriyor.100 kg olan versiyonlari da mevcut tabiiki ama illa 100 kg lik icin yapılmış değil..
Hocam; sen de okumadan cevap veriyorsun herhalde; sorun makinayı kullanan değil; kamış ile atış yapıp; kamışı tutan kolda... Bizim uyguladığımız; ya da uygulamaya çalıştığımız av disiplini olan at-çek avcılığında da bu durum ister sağlam; ister çürük olun kendinizi zorlarsanız eğer bir süre sonra oluyor; yahut ikinci gün oluyor; veya üçüncü gün; nihayetinde oluyor yani ve ısrar ederseniz iş sakatlanmaya kadar gidiyor; çünki yaptığımız iş farklı... Koca surf kamış; eşşek kadar makina ile; ucuna da 150-200 gr.gibi ağırlıklar bağlayarak yapmaya kalkıyoruz bu işlemi ki değil bizim gibi ağırlıklarla; normal spin kamışlar ile spin yapanlarda bile rastlanıyor bu Tenisçi hastalığı denen illete... Dilersen net üzerinde örnekleri de var; bulur linkini veririm hala israr ediyor isen... Makina çeviren kolum çelik gibi... Zaten 2 parmak ucu ile çeviririm ben makinamı; sıkı delikanlıdır makinam; kullananlar istisnasız memnun; neye göre de deme şimdi...
Surf makinanın ağababalarından biri var bende; kıyamıyorum da satmaya duruyor öylece evde... Belki bu yaz çapari yaparım onunla...
Kalaması dertli olduğu bilinen bir alete (ki sen bilmeyebilirsin elbette), "amanda şöyle kalaması var, 100kg'luk balığı çeker" diye yazmak, şişirmek değilse nedir peki? Ben niyet okumam, yok böyle bir şey. Senin ne adına bunu söylediğin de beni ilgilendirmez. Ben sonucuna, olayın kendisine bakarım. Bu yaptığın açıkca, öyle bir balığı çekemeyecek kadar dandik bir aleti, öyleymiş gibi göstererek şişirmek. Niyetin neyse ne, ne adına yaptıysan yaptın, beni onlar ilgilendirmez. 3 seneden beri pek bir şeyde değişmedi. Hala millet aynı şekilde şişirip duruyor, görüyoruz. Senin bir diğer hatan ise şuydu: Hiç 100kg'luk balık tutmamış biri olarak, makinenin bu işi yapacağını söylemek. Alanen bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olmak değil mi? Ve benim Shimano'ya mı, yoksa böyle insanı oha filan eden bu şişirmecilik olayına mı tepkili olduğum belli oluyor mu?
O kadar basit değil abi bu olaylar. İnsan fizyolojisi gariptir. Mesela ayak orta parmağını düz tutup diğerlerini bükmek istersen, olmaz bir türlü. Hepsi birden oynar. Bunun gibi, tek bir koluna bir sürü kuvvet verip, ötekini rahat tutamazsın. Makineyi saran kolun zorlanırsa, el mahkum diğer kolunu kasarsın, kamışı tutan kolunu da. Ve bu aslen gerkesiz bir kasmadır, zorlamadır işin enteresan tarafı. Sonuç olarak, eğer makinen iyiyse, rahat sarılıyorsa, kamışı o kadar tutmak için kendini kasmazsın. Ve dahası, oradaki dert, makinenin 200gr ağır olması, hafif olması da değil. Büyük ihtimalle -iyi bir makine aldıktan sonra- o kamışın sapına 125 - 150 gr bir kurşun koymak seni daha çok rahatlacaktır. Emblem kullananlar bilir. Sararsın, 175 gr kurşun, iyi, tam balık biner, nasıl olursa, makine aksine hafifler, daha rahat sarılmaya başlar. Bu fizik kanunlarına ters değil mi? Evet, ters. Peki olan ne? Olan şu, balık bindi ve kamış daha ağırlaştı. Sen kamışı tutmak için daha fazla kuvvet uygularsın haliyle. Ama makine rahat bir makine olduğu için, o kadar fazla kuvvet istemez. Kamış için kendini kastığın durum nedeniyle, makine sanki daha hafiflemiş, yüke bindikçe daha kolay rahatlıyormuş gibi olur. Senin durum bunun tersi. Makineye aşırı kuvvet harcadığın için, kamışa da böyle yükleniyorsun ve gereksiz yere kasıyorsun kendini. Eğer iyi bir makinen olursa, bu kez makine seni zorlmayacağı için, kamışı ancak gerektiği kadar zorlarsın. Bu da kasmana engel olur. Şunu akılda tutmak lazımdır. İnsan 60 km sürekli yürüyebilir ve yorulmaz bile hatta. Ama hızlı adımlarla 30 km zor yürür. Koşarak 10km zor gider. Depar atarak 500m'de iflahı kesilir. Bir noktadna sonra, kolunun uygulayacağı her azıcık fazla kuvvet, sana misliyle daha büyük yorgunluk olarak dönecektir. Makinenin sana kazandıracağı %20 rahat çekiş, toplam yorgunluğunu belki %80 azaltacaktır. Hele o kas sakatlanmalarını, çok çok daha aşağı çekecektir.
Aslında o makinelerde aynı öyle bir şey. O kalıptan bekleneni vermez pek. yoğun (balık tutma açısından) kullanımda, denizde çabucak dökülür. Gücüne, sağlamlığına göre çok büyük, kabadır. Kol tarafında değilde, öbür kapak tarafta, iki tane dişli olur onların. wormshaft'a güç aktaran. Bunlara dikkat et, genelde çabucak elde kalıyorlar.
Serdar abi, bu kadar cihazı gerçekten kullandınız mı? Yani ben bu işte çok eski değilim ama sizin yorumlarınıza, bilgi genişliğinize gerçekten şaşırıyorum.. Kendi adıma söyleyeyim, birisi çıkıyor benim hiç duymadığım bilmediğim bir marka model söylüyor yazıyor siz içinde ki dişlisine varana kadar yazıyorsunuz. iyi tarafını kötü tarafını nokta atışı yazıyorsunuz.. Olayı "olta makine" grubundan çıkardım sonuçta herkez hobi olarak yapıyor ticari olarak yapmıyoruz.. Çoğu satıcı bile sattığı ürünün bu kadar detayına girmez incelemez.. Uzmanlık alanınız olsa ancak bu kadar bilgi sahibi olabilirsiniz ama yinede maddi ve manevi olarak (zamandan kasıt) bu kadar cihazı deneme şansını nasıl yakalayabiliyorsunuz? Ayrıca bu kadar çok cihazı alıp kullanmakta akla aykırı geliyor hepsi birbirinden pahalı bu cihazların.. yine dediğim gibi zaman çok önemli hepsi ile iyi kötü bir test imkanı yaratmanız lazım Eğer bu kadar detaylı inceliyorsanız gerçekten sizi ayakta alkışlıyorum..:clap2: :clap2: :clap2: :clap2:
Sevgili Fatih, hepsini satın almak gerekmiyor. Yanımızdaki arkadaşta oluyor vs. Bakıyoruz görüyoruz. Zamanla, tecrübe kazandıkça, zaten nereye bakmanız gerektiğini görüyorsunuz. Adamın elinde bir makine varsa, karşıdan bakıp, kasıp kasmayacağını anlıyorsunuz. Elinize alınca neresine bakmanız gerektiğini, hangi sesi dinlemeniz gerektiğini vs. biliyor oluyorsunuz. Çabucak detaylı inceleme şansınız oluyor. Ama birde şu var. Benim balık tutma anlayışım farklı. Bu yüzden bir makine, bir kamış, bir çapari (yada neyse) alıp, aynı yere gidip aynı balıkları tutup durmak benim için anlam ifade etmiyor. Ben sürekli yeni, farklı şeylere bakıyorum. Böyle olunca, elimde en kral makinede olsa, o pek bir anlam fiade etmiyor, gidip bir diğerini alıyorum. Bir de şöyle bir strateji izliyorum genelde. Elimde öyle alınmış bir sürü şey oluyor ya. Bunların bazısını, arkadaşlara hediye ediyorum. Mesela sevmediğim shimanoları dağıttım hep. Adam soruyor, nasıldır, elbette "ooov, çok güzeldir, şimanov yav.." cevabını alıp mutlu oluyor. Ama espri şu. Hediye ettiğim kişi, almaya gücü yetmeyen kişi değil ki. Altında 1500 beygir yatla geziyor mesela. Şimdi tabi altta kalır mı bu arkadaş. Mesela biri yarin amerika'dan geliyor. Mutlaka, bir malzemeciye gidecek, iyisinden bir makine ver diyecek, alıp getirip bana hediye edecek. Herşey karşılıklı. Böylece, sürekli olarak bir makine sirkülasyonu oluyor haliyle. Burada böyle nokta atışı gibi yorum yaptığım makinelerin hepsi, bir şekilde kullanmış olduğum aletler oluyor. Rapor yazmayı pek sevmediğim için, millet sanıyor, oturuyoruz klavye başında.. Oysa hayatımız 8 saat 5 gün mesai dışında, genelde balıkta geçiyor. Dün bu karda kışta, balık tutuyorduk mesela, bugün kıyamet kopacakmış, kimin umrunda. Kısaca, burada yorum yaptığımız makinelerin hemen hepsi, bir şekilde kullandığımız aletler. Ama çok kullanmak değil mesele. Asıl mesele, bir aletin nesine bakacağını bilmek. Nasıl olursa ne oluyor, bunu kavrayabilmek.
Yorumlarınızdan balık avı üzerine ar-ge yapıyorsunuz zannetmiştim. Özet olarak ben bu sonuca vardım. Ben yaşıyorum + hobi olarak arada bir balık avlıyorum, Siz balık avlıyorsunuz + hobi olarak yaşıyorsunuz..
Haklı olabilirsin Fatih. Ama ben sanıyorum, hiç bir şeyi öylesine yapamıyorum. Aptalca denebilecek bir mükemmelliyetçilik* güdüm var. Bir şeyi yaparım, beğenmem, illa bunun daha iyisi vardır, onu yapmalıyım, bulmalıyım diye kasarım, ar-ge mi yapılacak, ne yapılacaksa hiç çekinmem. ( * Mükemmel, "iyi"nin en büyük düşmanıdır. )
Biz de gordugumuzu duydugumuzu soyluyoruz senin gibi, her makineyi bizzat tecrube edemiyoruz. Yok niyet onemli degilmis sonuca bakarmis. Vay pasam vay ya. Robot gibi yazacagiz o zaman. Yazmayinca sisirmekle itham edilecegiz. 100 degil de 74 kilo baligi cekti stradic, arkadasimiz soyledi gorduk fikrimizi soyledik. Bana bir seyler yazarken robot gibi degil de biraz karsindakinin ruhunu kalbini gozeterek yazarsan sevinirim Serdar Abi. İtham eder gibi dalga gecer gibi yazacagin biri degilim ben. Karsimda nezaket kurallari icinde sohbet eder gibi konusalim. Sence hatamiz varsa da balikta yanimdaymis gibi konus. Cunku biliyorum oradayken kirici uslupla konusacak birisi degilsin. Saygilar.
Ben inanıyorum sana Kaan,balık tutmasından anlayanların hepside inanır,çekmemesi için bir nedende yok zaten...
Kamışı sıktığımı da nereden çıkardın??? Elimin arkasını kamış ile makina arasında makina ön ayağına dayar; avucumu da kamış için yatak şekline getirir ve hiç sıkmam... Tenisci dirseği denen rahatsızlığın kaynağı ise bambaşka bir olaydır; makina veya kamışla ilgisi yok; genellikle teniscilerde ve yerine göre spincilerde rastlanabilen bir rahatsızlık... Söyle bakalım Serdar Hocam; bir tenis raketi kaç gram; tenisci makina da kullanmaz; bu hastalığın sebebi ne olabilir acep??? Alıntı... “Levrek süpürgesi” bu araştırmalardan hatta biraz zorunluluktan ortaya çıktı diyebilirim. Zorunluluktan diyorum zira at-çek avlarımdan birinde sanırım omuz liflerimi zedelemişim. Son gittiğim at-çek avı sonrası(yaklaşık 6 saatlik bir avdı) omuz ağrım dayanılmaz boyuta geldi. Doktor arkadaşlarımın en az bir ila üç ay dinlendirme önerisiyle, levrek avcılığı açısından mevsimin en hareketli zamanları benim için bitmişti. Böylesine uzun bir süre Alıntı... Şöyle bir durum da var hani... Zinhar makina ile ilgisi yok; bu tip rahatsızlıklarında... Ve bahsettiğim gibi avdan önce ısınmaz; ve kendi özellikleriniz ve diğer şartları gözetmeyip çok fazla zorlarsanız lif zedelenmesi, kas sıkışması ya da tenisçi dirseği denen rahatsızlığa yakalanmak işten bile değil... Örneklerini de gördük; bundan sonra temennim odur ki inşallah görmem doğrusunu isterseniz...
remikson kullandım kırıldı. Ama remiksondakiler iyi insanlar, arayıp kırıldı dedim hemen ilk siparişta bayiye parçasını gönderelim, ilave edelim oradan alın dediler, üstelik ücretsiz, istemedim. zaten ucuz bir oltaydı. Ama iyi insanlar yani bunu eklemek istiyorum Onun dışında, şimano biraz daha özense Türkiyede şimanodan başka marka kimse almaz ve burada insanlar balığa çok meraklı, çok da fazla para kazanır Türkiyeden. hatta burada bir fabrika açsa olta sorunu kökünden çözer herhalde, çünkü büyük çoğumuz şimanocuyuz
Haluk abi, ben hiç el diye bir kelime ettiğimi hatırlamıyorum. Hatta arattım, cidden etmemişim. Senin sorunun elini sıkmak değil, kolunu sıkmak, özellikle de omuz kaslarına yüklenmek. Her neyse, omuz da senin, kolda. Ben sana onun böyle liflerini yolmadan, eklemlerini zorlamadan, kendini yormadan bu işi yapabilmen için gerekeni söyledim. Ötesi sana kalmış.
100 kilogramlık balığı çeker çekmeze hadisesine gelince; Youtube denilen yere bakarsanız Stradic'ten çok daha ucuz ve basit makinalar ile gayet sıkı balık yakalayanların var olduğunu görebiliyoruz; veya dünya rekorlarına baktığımızda 0,bilmemkaç gibi bizde izmarit veya çinekop yemlisinde kullanılan çap ve çekerli misinalar ile 100 kg. üzeri balıkların yakalandığı vaki ve kayıtlı; bu durumda ister Stradic olsun; ister başka marka bir makina; bunlar ile de böylesi balıkların yakalanabileceği aşikar...