Akya için detaylı bir anlatım ya da teknik sözkonusu değil ama bir kaç hususu belirtmekte fayda var. Altın kural: DOĞRU ZAMANDA DOĞRU YERDE OL... Ama nasıl vurucaz ve alıcaz diyorsanız hadi gelin bu balığa yakından bir göz atalım. Pelajik (gezgin) bir balık türü olan akya bireyleri belli bir boya kadar sürü içinde yer alır ve sürü olmanın verdiği güven ile sürekli beslenme içgüdüsüne sahip olan akya etcil ve doymak bilmez bir avcıdır. Kısa süre içinde serpilen palazlar kıyılarda avladıkları kefal,izmarit, istarvit, sübye gibi yağlı balıklarla güçlenir ve açık sulara ve topuklara doğru uzarlar. MERA Akdeniz ve Egenin bu güçlü avcısı söylenenin aksine heryerde karşımıza çıkabilir. Dere ağızlarından topuklara, mendirek burunlarından batıklara, birkaç metre derinlikteki kumullardan löngöz uçurumlarının dik duvarlarına kadar geniş bir alanda dağılım gösterir. Genel olarak incelediğimizde ise şu sonuç çıkıyor. Tuz oranı yüksek ve sıcak suları seviyor. Birden derinleşen duvarları, mendirek uçalrını ve topuklarda avanmayıda seviyor. Burdan da anlaşılıyor ki Akya heran karşımıza çıkabilir. MEVSİM Akyanın mevsimi Mayıs derler. Hatta bazı bölgelerimizde balığın Mayıs balığı olarak anıldığını dahi duymuşuzdur. Evet mayıs ayı bu balıkların çiftleşmek için büyük sürüler oluşturduğu. Daha cesur ve meraklı davrandığı bir dönemdir. Fakat işin ilginci bu balığın neredeyse her mevsim av vermesidir. Ben şahsen Akyanın Ekim ve Kasım ayında daha verimli olduğunu gördüm. Sonuçta her mevsim ve her yerde avını yapabiliriz. TEKNİK Her avcının kendine has bir tekniği ve tarzı olduğunu biliyoruz ama bu teknikler akya için pekde önemli değil. Düz bir taşın üzerine dahi yatsanız, suyun ortasında asılı dursanız dahi akya o kocaman meraklı gözleri ile sizi kabul edicek ve aralarına alıcaktır. Çok meraklıdır. Ani ve sert hareketler yapmadığınız taktirde sizi kolay kolay rahat bırakıp gitmez. Tabi bu türünde istisnaları vardır. Kıl kaptımı değil ağzınızla kuş, yılan dahi tutsanız yanaşmaz, yoluna devam eder ve gider. Akya bilindiği üzere 40 50 kg a kadar büyüyen bir canlı. Fakat bizler genellikle 3 4 5 kg lık sürü halindeki bireylere rastlıyoruz. Şimdi bunları ele alalım. Bu boyuttaki bireyler genel olarak sürüden ayrılmamış ve yem peşinde gezen balıklardır. Hareket eden herşey onlar için merak uyandıran ve belkide potansiyel av olarak gördükleri nesnelerdir. Herşey yolunda ise emin olun pervasızca sokulacaktır yanınıza. Kafa kısmına ense köküne temiz bir atış yapın. Hiç acele etmenize gerek yok. Akya, Tral, Lambuka gibi açıksu balıklarının kötü bir alışkanlığı ise (avcılar için iyi) vurulan bireyi kolay kolay bırakıp gitmezler. Onu sanki sürünün lideri gibi kabul edip sıvışmazlar. Eğer iki kişi iseniz, tekneniz yakın ve ikinci bir zıpkınınız varsa bir balık belkide üçüncü bir balık alabilirsiniz. Sonuçta ne çıkıyor ? Akya çok şüpheci bir balık değil. Meraklı vecesur sadece. Ama iri bireylerde işler değişiyor. 20 30 40 kg olan bireyler genelde tek ve dipten rotasına devam eden bir uçak yoluna gider. Fazla oyalanmaz ama merakını kamçılayıp kendinize yaklaştırma ihtimaliniz küçük bireyler kadar olmasada yinede birkaç numara ile gelebilir. Bunlardan bahsedersek ağızdan kabarcık çıkarma, ses, orta suya çıkıp asılı kalma. Çok kez yaşamışımdır ki iri bir akya eğer sizi yatarken farkedip gelmediyse sonradan siz onu görüpte hangi numarayı yaparsanız yapın çokda işe yaramayacaktır. Fatak bu cinsinde intahara meyilli bireyler herzaman vardır. İri akya genelde tek ve dipte gezer dedik. Tam bir avcı hareketidir bu. Sinsi ve hızlı. İstisnaların dışında genelde yan tarafta ekrara girer o koca gözleriyle sanki size birşeyler anlatmak ister gibi süzer gözlerinizi. İşte o an. muhtemelende balık avcıyı ilk farkettiği için çok yakın bir mesafeden rotasında küçük bir değişiklik yapıp inceleme yapmak üzere yaklaşıcaktır. Kocaman bir gövde, muhteşem bir kuyruk, dev gibi gözler, tam bir balık tam bir av. Bunları düşünmek ve o güzelliği seyretmek için belkide saniyeden çok daha az bir süreniz olduğunu unutmayın. Nişan alıyoruz ve... EKİPMAN Hep söylerle yazarlar çizerler. (Derin dalışla ilgisi olmayanların, hayatında en fazla 10 m ye dalan insanların derin dalışla ilgili ciddi makaleler yazmaya giriştiği gibi, Akya avı ile alakası olamayanlarında bu tip yazılar yazması dersler vermesi ülkemizde normaldir. Konumuza dönelim...) Akya avı çift lastikli kuvvetli yok 120 yok 130 luk ahşap tüfeklerle yapılır falan filan. Yok arkadaşlar ben size asıl reçeteyi veriyorum. Akya avı 90 lıkla dahi yapılır (iri bireylerde dahil) çok kalın olmayan bir şiş. Kısa ve uzun çekilebilen, kendini çok hızlı bir şekilde toparlayan lastikler, sağlam bir makara, uzun ve kalite bir ip işimizi görecektir. Ama elimizde aşağıdaki yazacağım malzemeler olduğu taktirde riske girmemiş ve akya avını zevkine varmış oluruz. 100 lük veya 110 luk herhangibir malzemeden yapılmış gövde. 140 cm 6.35 inox şiş 18 ya da 20 mm latex 60 - 70 ip Çokda detaylı bir kompozisyon değil görüldüğü gibi. Asıl iş akyayı nereden vurmamız gerektiği. Bununiçin en sağlam yer ense köküdür. Balık ölmese bile kendini yırtamaz ve kafaya yakın yere darbe alan hayvan kısa sürede can kaybeder. Yorulur. Onun dışında balığın yanal organı dediğimiz bölgenin üzeri yani omurgayı kırmak için yapılan atışlarda sonuç verecektir. Omurgası kırılan bir akya tekerleri patlamış bir arabaya benzer. Onun için herşey bitmiştir. Hadi kötü bir atış yaptık. Balık aldı şişi uzadı. Yapmamız gereken en iyi şey balığı kullanmak yani sert hareketlerden ipimizin aniden gerilmesinden kaçınmak. Balıkla bir tempo belirleyip ipimizi kayalara dolayıp kesmesin diye dua etmemiz gerekir. Eğer su açık ise böyle bir risk yok denecek kadar azdır ama kıyı avlarında bu sahne birçok kez yaşanmıştır. O yüzden makaradakiipin kaliteside çok önemlidir. Akya avı ile söyleyeceklerimiz bu kadar. Bu güzel balığı avlamak her avcının hayallerini süsler. Unutmayın Akya heran ve heryerde karşınıza çıkabilir. Belki çok kısa bir süre sonra belkide yarın... YEMEKLERİ Bu kadar güzel bir balık, mükemmel bir form, güç ve asalet. Fakat yemekleri için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Akyanın en leziz 2 3 kg lık bireyleridir. Bunların filetosunu alıp yarım saat kadar saf sızma zeytinyağı içinde bekletir ve ızgarasını yaparsak gayet güzel olur. Kızartma içinde aynı şeyi söyleyebilirim. Ama balık büyüdükçe etinin kıvamı ve kalitesi değişmekte ve azda olsa yenebilirliği ortadan kalkmaktadır. Geçenlerde yakın bir arkadaşım ile 16 kg lık bir akya vurduk. Skat yerden vurulan balığa ikinci zıpkını pek adetimiz olmasada attık ve aldık. Balığı yemeye karar verdik. Çorba,dolma,ızgara,tava,buğlama,patatesli vesaire nerdeyse her nanesini yaptık. Sonuçta sadece iri akyanın beyaz etinden çorba yapılacağı kararına vardık... Bol Akyalı avlar... Onur GÜNER
Öyle güzel anlatmışsınki,bir zıpkın alıp Yeşilırmağa atlamamak için zor tutuyorum kendimi Gerçi bu zamana kadar bizim ırmakta akya yakalayan olmadı ama ,neyse...
çok teşekkürler, baharda kuzuyu deneyip namık beye rakip olayım diyordum, anlattıklarınız çok faydalı olacak
Akyanın mevsimi Mayıs derler. Hatta bazı bölgelerimizde balığın Mayıs balığı olarak anıldığını dahi duymuşuzdur. Evet mayıs ayı bu balıkların çiftleşmek için büyük sürüler oluşturduğu. Daha cesur ve meraklı davrandığı bir dönemdir. Fakat işin ilginci bu balığın neredeyse her mevsim av vermesidir. Ben şahsen Akyanın Ekim ve Kasım ayında daha verimli olduğunu gördüm. Sonuçta her mevsim ve her yerde avını yapabiliriz. havyarı olan balık avlanılmaz. mayıs ayında bu balığı avlamayın.
Şükürler olsun ki vurduğum Akyaların hiçbirinden havyar çıkmadı. Hassas bir konu. Umarım aynı hassasiyeti olta ile avlananlarda gösteriyordur...
Onur böyle güzel yazılar yazıp özendiriyorsun bizi, marmarada akya vardı da biz mi vurmadık Emeğin için teşekkürler.
Marmarada Akya vuranlar var hatta geçen hafta bir yazıda karadenizde (Samsun) ağalara 18 kg ve 30 kg akyaların takıldığını okudum. Hatta ve Hatta bu sezon Karadenizde gırgırdan kılıçta çıkmış. Eeeee Saroza kadar gidiceksin o zaman
Mutlaka var tabi çipura da var ama akya orda ki kadar fazla rastlanmıyor ama vuranlar forumlara koyacaklardır.
40-45 lik al kıyıda başla kaya aralıklarnnda derinlik 2 metrelere 3 metrelere git tek gitme açıklara umarım güzel levrek çipura sargoz kefal ler vurursunreeling
5 yıl önce yazılsa da ben yeni farkettim. Forumun derinliklerinde ne hazineler varmış, aramak lazım. Çok değerli bilgiler için teşekkürler..
müthiş ya bu kadar olur onur ustam inan kendimi sanki sinema salonunda gibi hissettim bir an o kadar daldımki o güzel yazılarını kendimi bir an orada o balıkların içinde sandım gerçekten emeğinize sağlık
Müthiş bir anlatım, büyük bir emek, sanki bende sizinle birlikte dalıp, trofe bir akya vurmuş kadar oldum. Ellerinize ve emeğinize sağlık, teşekkürler:thumb: