Arkadaşlar ala balığı solucanla (canlı yemle)tutmanın yasak oldugunu bircogumuz biliyoruz,fakat bu yasagın nedenlerini bir turlu kavraya bilmiş degilim.Bu konuda beni ve değerli forumdaşlarımızı bilgilendirir iseniz sevinirim.Tabi bilgilendirme dışında,bu yasağı doğru buup bulmadıgınız ve sebebide çok önemli bunlarıda paylasırsanız sevinirim. Ben yakın bir zamanda mapss ve sahte yemler ile uzun uzadıya cabalamama ragmen göle ve göl cevresine bıraktıgım bircok sahte ile birtane balık tutamadım.Ve sahte ile avcılık bana gercekten cok yavan geliyor (şahsi görüşüm) eline bir kutu sahte al değiş değiş salla.Bir coğu göle takılsın bir kısmı ağaçlara daha cok çevre kirliligiile o göle ve dogaya cok buyuk zararlar verdiği kanaatindeyim. NOT: Fakat canlı yemle kastım burda,börtü böcek ,doğal kurt ,çekirge,solucan dır.Yavru balık vb canlılarla balık tutmak değil.Bunuda bil hassa belirtmekte fayda görüyorum dostlarım. Fakat o göl çevresinde o bölgenin balıklarının sevdiği ve dogal olan börtü böcek ve solucan kurt gibi yemlerle avlanmak daha bir keyifli ve doğaya daha az tahribat verdiği kanaatindeyim.Tabiki Limitler Ve Yasal Ölçüler E Uyulması Suretiyle. Evet sizlerinde görüşünü almaktan mutluluk duyarım dostlarım.Saygılarımla..
Göletlerde küçük balık hariç yem kullanabilirsin kardeşim. Suni yemleri akarsu ve derelerde kullanmak gerekiyor.
Göllerde yapılacak alabalık avcılığında ise kan kurdu, kemik kurdu, leş kurdu, sinek larvaları, canlı ya da cansız içsu ve deniz balıkları hariç, her türlü yapay, doğal ve mamul doğal yem kullanılabilir deniyor. Solucan söylenmemiş ama kurt yasak, sanırım yukarıda bahsedilenler mikrop taşıyabilecek yada bulaşıcı hastalık olabileceğinden olabilir. Malum hayvanlardada bulaşıcı hastalıklar olabiliyor...
Arkadaşlar zaten ender bulunan bir tür olduğundan limiti de sadece 3 adet. Dolayısı ile işi biraz daha zorlaştırmak amacında olduğunu zannediyorum.
Alabalık havuzlarda yetiştirilmiyor mu benim bulduğum ender bulunan bir balık olmaması gerekli derelerde az var ama havuzlarda sayısı oldukça fazla değil mi ?
Fatih bölgeden toplanılacak doğal yemler ister biz yem olarak takalım ister balıklar kendileri yakalasın bir hastalık ihtiva ediyor ise bu zaten her halikarda o balıga veya göle bulasacağı anlamına gelmezmi?Hani işi zorlaştırmak guzel birşey zaten alabalık avı ondan buyuk bir hastalıktır.Çünki zaten zor yakalanan bir balık fakat ben 15 adet balıgı yarım saatte torbaya atıp giden ve bunu 3 gun boyunca hergun tekrarlıyan bir kaç kişi yi avlakta gördüm bir iğne yem ve oltası ile.Bir kişi en fazla 3 balık alabilir ken o bir basına 15 balık aldı.Hani alması bir yana yarım saatte 15 balık yakalayabilecek kadar kendini eğitmiş adamlardı bunlar.Bence limitlere uyulması avlanma tekniğini zorlaştırmaktan daha önemli.
Tabii ki limitlere uyulması daha önemli. Fakat bu ne tebliğle olur ne polis-jandarma ile... Bizim ülkemizde bu cehalet varken söyleyin de söyleyin. Farketmesi için en az 30 seneye ihtiyacımız var.
Ergin abi güzel böylemiş, eğer bu işin zoru olmasaydı zevkide olmazdı bence. Meps atalım çekelim ki hem yorgulalım hemde aldığımız balığa değsin. Yok öyle üç kuruşa beş köfte
Ergin kardeşim, Tespitlerinde çok haklısın. Ama o özellikle akarsularda yaşayan doğal alalarımız 30 sene gibi uzun bir süre bu yamyamca yapılan baskıya dayanamayacaktır. Buna eminim. Ne yazık ki parmak boyunda bile olmayan alabalıklar ilaç niyetine diyerek tüketilmekteler. Hürkan bey, Ankara'da yaşıyorsunuz. Ben de Ankara'da bulunmaktayım ve simanız yabancı gelmedi. Umarım görüşme imkanımız da olur. Size tavsiyem önce kuralı tam olarak öğrenmeniz olacak. Canlı yem DOĞAL YEM tanımının bir parçasıdır. Akarsularda olduğu gibi Göllerde yapılan alabalık avında da kurallar belirlenmiş olup, doğal ya da canlı yem ile av aşağıda belirtildiği gibi yapılabilir. Doğal yem ile alabalık avı akarsularımızda yasaklanmıştır. Bundan sonraki bold bölümü ilgili tebliğden kopyalayıp yapıştıracağım. 3/2 Amatör Tebliğ İçsularda amatör avcılık : (4) Bir amatör balıkçı en fazla 4 olta takımı ile avlanabilir. Olta başına iğne sayısı 3 adedi geçemez. Ancak, alabalık avında iki olta takımından daha fazla olta takımı kullanılamaz ve her olta takımında iki iğne bulunabilir. (5) Akarsularda her türlü doğal yem kullanılarak alabalık avcılığı yasaktır. Sadece yapay yem kullanılarak avcılık yapılabilir. Göllerde yapılacak alabalık avcılığında ise kan kurdu, kemik kurdu, leş kurdu, sinek larvaları, canlı ya da cansız içsu ve deniz balıkları hariç, her türlü yapay, doğal ve mamul doğal yem kullanılabilir. AKARSULARDA ve DOĞAL YEM ile avı tüm Dünya ülkelerinde olduğu gibi, bizde de yasaklanmıştır. Sizin de yazdığınız gibi, özellikle bu aylarda suları azalmaya başlayan akarsularımızda DOĞAL yem ile yapılan avcılık sonucu çok kısa sürede limit aşımı gerçekleşmekte olup, bu yöntem ile avlananlar ne yazık ki durmak bilmemektedir. Ayrıca doğal yemli olta iğnesi boy limiti altındaki alabalıklar tarafından çoğu zaman yutulmakta ya da hayvanın solungaç bölgesini yaralamaktadır. Bu yarayı alan doğal alabalıkların büyük bir bölümü suyuna iade edilmek istense de yaşama şansı bulamamaktadır. Tüm Dünya ülkelerinde de bu gerekçelerle (bazılarında göllerde dahil) alabalık avı sadece yapay yemle (bazılarında sadece FLY ile) yapılmaktadır. Umarım doyurucu bilgi aktarabilmişimdir. Ayrıca belirteyim ki; bu yasağı Bakanlığa öneren ve kabul edildiği için çok mutlu olan bir kişiyim. RASTGELSİN.
Tarık bey tanıstıgımıza cokmemnun oldum.Umarım bir ara beraber avlanma fırsatımız olur.Açıklamalarınız ve bukadar emek ve ayrıntıyla yazdıgınız yazınız için bilhassa teşekürlerimi sunarım.Bu yasanın cıkması sizi memnun ettiyse bundan bende memnuniyet duyarım elbette.Lakin tebliği defalarca okumuştum bu konuyu acmadan evvel. İşi zorlaştırmak o güzel ve kıymetli canlılara olabildiğince az zarar vermek elbet güzel ve doğru birşey bunuda sonuna kadar savunuyor,yasalar ve tebliğler doğrultusunda bende hareket etmek istiyorum.Fakat sizin de paylastıgınız gibi sorun insanların neyle avlandığında değil,limitlere uymamasında yatıyor.Ben şuna da emiğnimki kaşıkla benim canlı yemle tutacagımdan kat kat fazla tutacak bircok arkadaş o avlaklarda avlanıyordur.Ben canlı yemle sadece yasalara uygun 3 balıkla dönerken o bağajına 30 balık göle de birçok kaşık ve sahte bırakıp gidebilir. Ozaman bu şöyle uygulansa daha doğru olmazmı;uygun yem çeşitleri ve iğne boyları uygulanarak,limitler dahilinde yasal ölçülerde , ve sadece avlanma dönemlerinde tutulsa nasıl olur? Sonuçta iğne boyu buyuk tutuldugunda kucuk balıgın yakalanma olasılıgı bircok balık avında oldugu gibi cok dusuk.Bunun yanı sıra iğne boyu yasal ölçülerde balık tutmayıda sağlamış olur. Aslına bakarsanız ben torbacı tabir ettiğimiz et için avlanan,avcıların yüzünden av keyfimi bozmak göl ve göl çevresine bircok sahte ve kaşık salarak hem doğaya hemde malzemelerime zararvermek istemiyorum.(sahte ve kaşık kaybı her avlak için geçerli değil bol ağaçlı ve taşlı avlaklar için)Çünki ben uygun koşullar da uygun malzeme ile avlandıgımda o avdan zevk alan biriyim bir coğumuzda öyledir.(tabi çevreye ve canlılara zarar vermemek koşulu ile.)Şimdi aman bu işi zorlaştıralımda millet balık alamadan yada bir iki balıkla dönsün bizde balıkları böyle koruyalım dersek sadece kendiimizi kandırırız.Encok koruma altında olan 7 göllerdeydim gecenlerde , adam yanımda yarım saaatte 15 balığı götürdü , büyük küçük demeksizin.Ben limit dahilinde avlandım ki bundan da cok memnunum.Ama buyurun ben kasıklada avlansam limite uyucam canlıylada avlansam limite uyucam.O adam belki gece de tırıvırı atmıştır kim bilir.Şimdi söylermisiniz değerli buyuklerim ve dostlarım yasadan canlı yemi cıkartmak nekadar faydalı olmuş!!!! Bilmiyorum biyerde yanlışın oldugu kesin fakat o yer yem değil, insanların kafasını değiştirmede yatıyor.Saygılarımlaaa,sürçülisan ettiysek affola...
" Nasıl olsa limitlere ve zaman yasağına uyacağınıza göre, serpme ile germe ağ ile ava da izin verilsin. Solucanla yemlediğimiz Barikat - Parakete de gerelim. İğnelerimizi irice kullanırız. Boy limiti altı ve adet olarak fazla ele geçen alabalıkları yuttukları iğneleri çıkartıp suyuna geri salarız. Onları biz saldıktan sonra yaşar, ya da yaşamazlar. O bizim sorunumuz değil. " DİYELİM Mİ? Ne dersiniz arkadaşlar? Nasıl olsa limitlere sadık kalacağız ya. DOĞAL YEMLE, bakın CANLI YEMLE demedim. Çünkü öyle bir kural yok. Ayrıca DOĞAL YEM canlı ya da cansız olup doğal olan tüm ORGANİK yemleri kapsıyor. Evet DOĞAL YEMLE ve AKARSULARDAKİ DOĞAL ALABALIK avının neden TÜM DÜNYADA olduğu gibi, bizde de yasaklandığını bir önceki mesajımda yazmıştım. Lütfen bir kez daha o mesajı ve o mesaj içinde geçen bu kuralın gerekçesini okuyun, anlayın, sonra bu konuyu sayfalarca tartışmaya hazırım. Bir yandan da siz ve sizler gibi düşünenlere hak vermekteyim. Çünkü toplumumuzun genel eğilimini seslendirmektesiniz. Çünkü kağıt üzerinde kalan kuralları benimsemek istemiyorsunuz ve kendinizce haklısınız. Asıl tartışıp, belli bir mutabakat sağlandıktan sonra resmi kurumlara direteceğimiz, bir vatandaş olarak ısrarla isteyeceğimiz konu DENETİM olmalı. Bilirsiniz Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u fethederken şehrin önde gelenleri surların gerisinde MELEKLERİN KANATLARI VAR MI YOK MU konusunu tartışmaktaymış. Konulan kurallar AVCIYA DA, DENETLEYENE DE bir eğitim ile aktarılmadıkça, KURALLAR ETKİN BİR ŞEKİLDE denetlenmedikçe fark eden hiç bir şey olmuyor. Olamaz da. Ancak duyarlı ve sorumlu avcılar olarak bizler kendi aramızda bir otokontrol geliştirdik. O kadar. RASTGELSİN.
Tarık bey ben ve benim gibi dusunenler sizi , sizde bizi anlıyorsunuz buna emiğnim.Ufak düsünce farklılıkları var tabi;misal 3 balık limiti olan bir balığa barıkat kurmak veya serpme ağ atmak veya bakarsınız 3 balık için trol le avlanan da cıkar . Şaka biyana kurallara limitlere uyan hiçbir şahıs ne 3 balık için ağ atar nede barikat kurar.Zaten 3 balık, ister yemini bağlayıp çayını yudumlarken gelen zil sesiyle yakalasın o balığı,ister saatlerce atcek yaparak;gerek spor olsun gerek keyif olsun diye.Haa doğaya,çevreye,o bölgedeki canlı yasamına,o bölgeyi sizinle paylaşan avcı veya kafa dinlemeye gelmiş insanlara birzarar vermeden limitlere uyarak avlanacaksa ağda atsınlar , barikatta kursunlar.Ama sizde biliyorsunuzki çevreye zarar vermeden bunları yapmak cok zor.Ama uygun bir iğne ile (tek iğne) ucunda da solucan veya kurt var diyelim,atmış oltasını keyifle mantarı seyredip balıgını tutan bir insanın doğaya ne zararı olabilir bunu anlamakta gercekten gucluk cekiyorum.(Limitler dahilinde avlanmak şartı ile.) Diyeceksinizki arkadaş limit dışı avlananı gördüm demişsin fakat şikayet ettim dememişsin.Evet içim içimi yedi fakat şikayet edemedim çünki şikayet de bulunacagım kolluk görevlileri o avcılardan beter.Bize gösterilen kamp alanı dısında kamp yasak dedi , ormanın her bi yanına kampcılar dagıldı kamp yaptı,yerde ateş yasak dedi,ormanın içinde adam boyu ateş yaktılar (yerde) ve bunları göre göre sadece alacagı parayı düsünme telasında olan koluk görevlileri ne gelde şikayet et.Siz olsanız edermiydiniz?Veya ettiniz diyelim bu zihniyetteki görevlilerden ne fayda bekliyeceksinizki!!İşte en büyük sorun DENETLEME ve CEZAİ YAPTIRIM bunlara çözüm bulunmadığı sürece av araç gereçleri bir çözüm olmayacaktır.Sadece olsa olsa yok olmayı sadece bir nebze olsun geriletir o da gözle görünür dahi olmaz emin olun. Geçenler de amatör balıkcılık belgemi aldım.Kimlik ,fotoğraf ve en önemli şey 17 lira para ile belgeyi aldım.Kimse balık nerde tutulur nasıl tutulur hangi zamanlarda avlanılır ve başka bişey sormadıda , öğretmedide,Belki ben dinamitle avlanıcam ama kimin umrunda ver 17 lira da gerisini boşver.Şimdi devletin bu işlerden mesul kurumu bu halde sertifika veriyorsa gelde sen vatandaşa kız. Eğer bu düzen değişecekse,bu kurumlar işlerini doğru yapacaksa kurtla solucanla av biyana seve seve oltayı da tüfeğide bırakır avlanmamayı bile kabul ederim.Sağlıcakla kalın... Tarık bey bu arada yanlış anlasılma olmasın yazıya sizin isminizle başladım, fakat forum daki tum konuyu okuyan arkadaşlarıma ve es kaza körün taşı olurya denk gelir bir yetkili de bu yazıyı okursa diye herkeze hitaben yazılmış şahsi görüşlerimdir.Bir tartışma mevzusu değildir,sadece bir düşünce paylasımıdır.Saygılarımı sunarımm..
Hürkan bey, Eğer MUZİP lik yapmıyorsanız herhalde bu kez de anlaşılmadı diyerek konuya ilişkin hatırlatmamı bir daha tekrar edeyim, sonrasını uzatmaya gerek yok sanırım. 2 adet şamandıralı oltanızın ucuna ikişer iğne bağlamanız ve bu iğneleri solucan veya o kaynaktan elde edeceğiniz bir su böceği ile yemleyerek GÖL ve GÖLETLERDE av yapmanız yasak değildir. Yani sizin örneğinizi kullanacak olursam, Yedigöller ya da Abant Gölünde bu şekilde avlanmanız kurallar dahilindedir. Bunu ikişer iğneli dip oltalarıyla da yapıp, kamışlarınıza zillerinizi takarak da avlanabilirsiniz. Yeter ki oltanızın ucunda daha önceki mesajımda yazdığım suya ve su ürünlerine zarar verebilecek olan kan kurdu, kemik kurdu, leş kurdu, sinek larvaları, canlı ya da cansız içsu ve deniz balıkları olmasın. Baştan bu yana her mesajımda da yazıp, altını çizdiğim gibi DOĞAL ALABALIK avcılığında sahte yem ile avlanma, doğal yem kullanmama kuralı sadece AKARSULARIMIZ içindir. 3/2 Amatör Tebliğ İçsularda amatör avcılık : (4) Bir amatör balıkçı en fazla 4 olta takımı ile avlanabilir. Olta başına iğne sayısı 3 adedi geçemez. Ancak, alabalık avında iki olta takımından daha fazla olta takımı kullanılamaz ve her olta takımında iki iğne bulunabilir. (5) Akarsularda her türlü doğal yem kullanılarak alabalık avcılığı yasaktır. Sadece yapay yem kullanılarak avcılık yapılabilir. Göllerde yapılacak alabalık avcılığında ise kan kurdu, kemik kurdu, leş kurdu, sinek larvaları, canlı ya da cansız içsu ve deniz balıkları hariç, her türlü yapay, doğal ve mamul doğal yem kullanılabilir. RASTGELSİN.
Çabuk pes ettin birader. Ben de pes etmiştim ancak belki yeni bir açıklama gelir, kim bilir? Mesela şöyle sorabilirsin, bakalım ne cevap alabiliyorsun: - ki zamanında ben sordum ancak, ancak işte...idk -
Amacım burdakilere bişey kanıtlamak değil ve solucanın yasak olmadıgını bana anlatmaya calısıyordu başardıda zaten sorun solucandan kaynaklı cıkmıştı. Haa senin soruna da ben cevap vereyim.Bilinçsiz yönetim ve idari teşkilatın yasa ve yasaklar oluşturmaya kalkması sonucu böyle bir karar alınmış fakat aynı yasak abant veya diğer sularımıza uygulanmamıştır.Bu nedenle bende bazı yerlerde kendi yasamı koyup dogru olduguna inandıgım ve deneyerek doğrulugunu kanıtladıgım yöntemleri onlar yasak desede demesede uyguluyorum. Zaten hayatımda yaptıgım hiçbir yanlış bilinçsiz yöneticilerin aldıgı kararlardan daha fazla doğaya zarar veremez
Akarsularda alabalık avında sahte harici yem kullanımının yasaklamasında payı olan ve bundan haklı olarak gurur duyan sevgili Tarık ağabeyimiz değil de sen olsaydın bu sorumu sana sorardım. Zira "Bilinçsiz yönetim ve idari teşkilat yasa ve yasaklar oluşturmaya kalkması sonucu böyle bir karar alınmış"sa buna kim ve ne adına destek verdi-yol gösterdi, açıklasın. Solucanın bir suçu yok abicim. Da, Abant'ın suçu ne? Benim merak ettiğim de buydu.
İkinizde benim buyuğümsünüz top artık sizde aranızda çözün artık gerisini.Ama ne yalan söyleyim,bu yasağa neden bukadar sıkı sıkıya bağlı kalınmaya calısıldıgını bende halen anlamış degilim.Bu arada ufak ayrıntı göllerde serbest solucan fakat akarsularda yasak.Ben gölde solucan ve tek iğne avı yaptım ve onu savundum.Lakin akarsuya gidersem durum değişmiyecek gene eğer bana ağaçlar izin vermeyen bir akarsuda olursam tecihim gene doğal yemden yana olucak. Saygılarımı sunarım ustadlarım..
Unutmadan Tarık abim avlanma tekniklerinde görüş ayrılıklarımız olsada sakın bana alınma.Size bir balık avında eşlik etmekten onur duyarım.Saygılarr..