Alabalık avı geri salma

Hedef avımın gökala olduğu haftasonu avından oltaya takılan talihsiz kırmızı beneklilerin geri salınışı selamlar
saygılar.

http://www.dailymotion.com/harunzengin#video=xv2b9r

http://www.dailymotion.com/harunzengin#video=xv2b8o

 

Öncelikle tebrikler, ve bu balıkları geri saldığınız için ayrıca teşekkürler.. boluda yaşıyorum ve bu balıkların anavatanı burası sayılı, malesef burada bitirdiler ve belediye çok fazla masraf yapıp üretti ve bolu içindeki göllere 150.000 ila 250.000'er adet göllere saldı.. tekrar tebrikler rastgele

 

Hemserim duyarliligin icin tesekkur ederim.. Memleketime selamlar sevgiler

 

Yaprak katliamından daraldığımız bu günlerde böyle duyarlı insanları görmek keyif veriyor.Saygılarımla

 

Sevgili Harun

Bence sirküler müsait olsadakırmızı beneklilerle benzer aylarda yumura dökmeye giren Gökalalarıda bırakmak gerekir.Sebebi ise,sanıldığı gibigökalanın kırmızı benek neslini tehdit eder kanısının yanlışlığıdır.

Bilinizki kırmızı benek hem genelde daha yukarılarda suyun daha soğuk olduğu yerleri tercih eder ve asla Gökaladan korkmaz ve icabında o gökalayı yer bile.

Bunlar benim uzun tecrübelerimin sonucunda vardığımnoktalardır.

Duyarlı davranıp salıverdiğin kırmızı beneklilerin yumurtalı olduğunu sanmaktayım.Böylece balık nesline zarar vermemiş olmaktasın.Ancak balığı salarken mümkün olduğunca pek elle tutmadan,icabında forseps kullanarak meppsin uygun yerinden tutturup silkerek suya bırakmalısın.

B öylece balık üstünde bulunan sümüğümsü koruyucu yapıyı bozmamış olursun.Aksi takdirde balık dış etkenlerden daha fazla etkilenebilir.

Sevgimle kal

 

Ah o Boluların kemik kurduyla yasak olmasına rağmen avlanmaları ve Abantta olduğu gibi güyakontrol edenlerin duyarsızlığı yokmu.

Senin gibi duyarlı kardeşler bununla mücadele etmelisiniz.

Sevgiler

 

Helal kardeşimin yüce gönlüne...

 

Adı gibi gönlüde zengin kardeşim

Helal olsun sana

Avlarına bereket katmışsın

oltana trofeler denk gelsin

 

Vedat Abi, görseniz avcum kadar beneklileri atıyorlar poşete ve birde seviniyorlar, bolu belediyesinin bu güne yaptığı tek iyi iş benekli ve abant alası üretip salmak oldu, burada gönüllülerle kurulan bir dernek insanları aydınlatmak için çok yararlı olur, yoksa gölköydeki gibi turna ve aynalıya hasret kaldığımız gibi bu balıkları sadece google'da fotoğraflarıyla görebileceğiz. kimse yanlış anlamasın ama,20 lira benzin verip birde okadar masraf yapıp alabalık avlayıp "eve götürecek başka yiyeceğim yok" diye bir mazeret olamaz ve bununla çok karşılaştım, allah aşkınıza palamutun 5 tl olduğu bir yerde daha lezzetsiz "göldeki alalar" bir balığa niye bukadar masraf yapılır, eğer amaç buysa.. 1 ay önce gölköyde avlanırken 50'li yaşlarda bir beyfendi parmak kadar tatlı su levreklerini poşete atmış bu bilinç meselesidir, ben yabancı ülkelerdeki avları izledikçe imreniyorum, adamlar tartıyorlar trophy'lerine ekliyorlar foto çekiyorlar ve geri salıyorlar.. bu bilinci bizimde benimsememiz lazım..
Saygılarımla...

 

ayrıca tatlı su levrekleri bir 20-25 cm olana kadar 7-8 yıl geçmesi lazım.. lütfen birazdaha dikkatli olalım. ben önceden tadı çok güzel diye yemek için avlıyordum artk 30 cm gelse bile geri salıyorum çünkü mis gibi hamsi palamut var, bu hayvanları avlayıp gölü kurutmanın hiç bir mantığı yok

 

Sevgili Vedat Abi bilgi ve önerileriniz için teşekkür ederim. Sizi gibi ustalar sayesinde bu işin aslını öğreneceğiz elbette... eklemek istediğim bir konu var, benim tecrübelerim gökala-kırmızı benekli ilişkisinde biraz daha farklı. yarım kilonun üzerinde birçok gökalanin midesinde doğal türlere rastladığım oldu. bununla ilgili çekmiş olduğum bir video vardı bulabilrsem eklicem. saygılar..

 

Doğal türler derken,kırmızı beneklilerimi kastediyorsun sevgili Harun.

Bu durumun tam terside olabilir.Yani iri bir kırmızı beneğin karnında yavru gökalada çıkabilir.

Benim buradaki gözlemim şu olmuştur.

Bizim burada Kaz dağlarında bir alabalık üretme istasyonu var.Hem gök ve hemde kırımızı benek üretmekteler.

Oranın yetkilisi kırmızı beneklilerin ürkek olduklarını,ancak belli bir boydan sonra hızlı bir şekilde beslenmeye başladıklarını ve gökalalarla olan arayı kapatmaya başlayabildiklerini söylediydi.

Hatta damızlıkları o kadar büyüktülerki inanmakta zorlandıydım.

Yakup hocamız bu alabalık türlerini tüm detayıyla incelerken,sanıldığı yada korkulduğu oranda gökalanın kırmızı benek nesline tesir etmediğini,hatta kimi zaman gökalaların daha pasif kalabiklerini söylemiştir.

Elbbete iri gökala,yada kırmızı benek yamyam bir hale gelir ve kendi hemcinslerini avlar ve yutar.

Benim bazı iri kırmızı beneklerde birçok kere kendi hemcinsinin ufaklarını bulmuşluğum vardır.

Esas vurgalamaya çalıştığım husus Gökalanın illaki zararlı bir tür olduğunun tam manasıyla kabul edilmesinin,avının tüm sezon açık olmasının gereksiz olduğunu vurgulamaktır.

Keşke dahageniş şartlarda büyüyebilen daha çabuk büyüyen,daha sıcak sularda barınabilen bu kıymetli tür,kırmızı beneklilerin pek tercih etmediği alt bölgelerde dahada yaygın olarak bulunabilse.

Sportif olarakta kırmızı beneğin mücadele gücü Gökalaya erişemez.Tabii olarak beslendiğindede lezzeti nerdeyse aynıdır.

Ne bileyim gönlüm Gökalanında bazı koruma ve kollama tedbirlerini hak etmesi yönünde

Sevgiler

 

Sportif olarakta kırmızı beneğin mücadele gücü Gökalaya erişemez.Tabii olarak beslendiğindede lezzeti nerdeyse aynıdır.

Ne bileyim gönlüm Gökalanında bazı koruma ve kollama tedbirlerini hak etmesi yönünde

Sevgiler[/QUOTE]

Sevgili VEdat abi.
benim gözlemlerime göre doğal ortamda kırmızı benekli 1 yılda 6-8 cm ulaşırken gökalada bu oranın 20-25 cm kadar ulaştığıdır. Kırmızı benekli alabalığın bu nedenle risk altında olablieceği düşüncesindeyim.
Sizin de belirttiğiniz üzere Gökalanın müthiş bir adaptasyon yeteneği bulunmaktadır ve düşük sıcaklıklarda dahi hayatını idame ettirebilmektedir.

Size gökalanın da korunma -kollanması yönünde katılmaktayım zira sayısız geri bırakmışlığım vardır ancak benim dikkatini çekmek istediğim nokta zaten nüfus olarak kırmızı beneğin az bulunduğu ortamlara gökalanın kontrolsüz bir şekilde onbinlerce bırakılması.bü tür ortamlarda risk oluşabileği düşüncesindeyim.

saygılar sevgiler.

 

harun tebrikler örnek bir davranış

 

Bu Gökala üretme işini ilk başlatanlardan birisiyim sene 1971

Sonrasında köylülerden kazık yeyip devrettimdi.

Ben sistemli bir şekilde Gökalanın bazı doığal ortamlarına bıraklıldığını sanmıyorum.

Artık su kalitesi uygun olan her dere üzerinde nerdeyse Gökala üretme çiftlikleri var.Seller ve bazı dış etkenler sebebiyle bu balıklar dere ve ırmaklara ve hatta göllere karışabilmektedir.

Önceleri bu balıkların tabii olan bu tip yerlerde üreyemedikleri sanılırken,bugün b u dururmun tersi kabul edilmiştir.

Bence bu durum çok olumlu bir durumdur.Herhalde birçok kişi kırmızı beneklilerin yaşam alanı olarak pek bulunmadığı yerlerde iri Gökalaların bulunmasından hoşnuttur.

Ülkemiz sularında bu balık orijini olan yerlerden dahi daha iri boylara ulaşabilmektedir.

Bu konuyu ele alıp inanılması güç irilikte olanların resimleriyle birlikte yollayacağım.

Sevgimle kal

 

Ben sistemli bir şekilde Gökalanın bazı doığal ortamlarına bıraklıldığını sanmıyorum.



Sevgimle kal[/QUOTE]
Sevgili VEdat Abi,
KEsinlikle her yerde böyledir demiyorum ama benim avlandığım bazı bölgelerde oluyor.

Çağlayan Santralden gelen su kanal vasıtasıyla aşağıda tarım arazilerine iletiliyor. buralardaki derelerde alabalık derelerin sazlık, çamur, diplerinin otluk ve sıkı ağaçlık olması nedeniyle nispeten biraz daha güvenli bir şekilde yaşıyor. buralarda gökalanın aşağıdaki fotoraflardan anlaşılacağı üzere bir anda ortaya çıkmasının nedeninin yoğun bir şekilde yavru bırakılmasdır.
http://imageshack.us/photo/my-images/690/sany0074k.jpg/

http://imageshack.us/photo/my-images/203/sany0034ew.jpg/

Ben gökalanın kesinli,kle sularımız olmasından yanayım fakat bunun kontrollü ve sağlıklı bir şekilde olmasından yanayım sevgiler saygılar..

 

Harun bey,

Örnek davranışınız için tebrik ediyor, bir doğal ala sevdalısı olarak size teşekkür ediyorum.

RASTGELSİN.


Ayrıca yazacaklarım da var.

Yetiştirme çiftliklerinde devasa boylara ulaşan damızlıkların tamamından sağım yoluyla yumurta ve sperm alındığını, bunun her mevsim tekrarlanabildiğini biliyoruz.

Yani bilinçli bir el o alabalıklara değil deymek, alenen sağıyor.

Ancak iddia edilenin tersine o canlı yaşamına devam ettiği gibi damızlık olarak kullanmaya da devam ediyorken bir Amatörün oltasına gelen boyu küçük ya da ihtiyaç dışı görülen alayı eline alıp mümkün olduğunca zedelemeden iğneyi çıkararak salmasının neresi yanlıştır? Tabii ki balık tutulmadan önce el ıslatılmalı ve en kısa sürede iğne çıkarılarak mukoza dokusuna zarar vermemeye dikkat edilmelidir. Tüm Dünya'da da bu şekilde yapılagelmektedir.

Ayrıca tüm bilimsel kaynaklı araştırmalar Gökkuşağı Alabalıkların doğal türler üzerinde baskı oluşturduğunu yazarken, hangi bilimsel veriye dayanarak böyle bir şeyin olmadığı sanılmakta ve hatta savunulmaktadır?

2000 li yıllara kadar orman içi sularımızı Gökala ile balıklandıran, bunu fayda sağladığı için yapmakta olduğunu sanan Orman Bakanlığı yetkilileri bile yanlışın farkına varıp, bu yanlıştan geri dönmüştür. Hatta ilki Yedigöller'de ve daha sonra Abant'ta kurulan Gökkuşağı alabalığı üretim istasyonları kapatılmıştır.

Su Ürünleri Yetiştiriciliği Yönetmeliğinde bir zamanlar üretilen Gökalaların belli bir yüzdesinin kullanılan suya salımı şartı varken, aynı yanlışın fark edilmesi ile çiftliklerin kullanılan suya yumurta, larva ve yavru balık kaçışına engel olması şartı konulmuştur.

Damızlık yetiştirilmesinden, yavru alımı ve bu yavruların salınan yeni ortama uyumuna kadar çok daha meşakkatli ve başarı oranı düşük olan doğal ala üretim ve uyumu çok daha kolay olan Gökalaya tercih edildiyse bunun en büyük nedeni doğal yaşamın devamlılığının sağlanması ve doğal türlere karşı gelişecek yapay - olumsuz rekabetin önüne geçilmesidir.

Kim ne derse desin gökkuşağı alabalık aynen 3/2 Tebliğin İçsularımızdaki Ekolojik Açıdan Potansiyel Sakıncalı Balıklar listesinde de yazdığı gibi, "Ülkemiz iç sularının doğal türü değildir. Doğal balık türlerinin yumurta ve yavrularını yok eder. Hastalıklara karşı son derece dayanıklı olup, özellikle hassas olan doğal alabalık türlerine hastalık bulaştırma riski taşır ve doğal türlere karşı yem rekabetini lehine geliştirir."

Dikkat edilince fark edileceği gibi, 2/2 tebliğe kadar bu açıklama içerisinde "Kültürü yapılan bu balık kendi kendine üreyemez." cümlesi de yer almaktaydı.
Ancak son yıllarda yapılan araştırmalar göstermiştir ki, Gökala artık doğal ortamda da üreyebilmekte, doğal türler üzerindeki baskısı giderek artmaktadır. Bu nedenle de bu yıl yayınlanan Tebliğden bu cümle çıkarılmıştır.

NOT:
Lütfen kişiselleştirmeden, sertleşmeden gelişen düzeyli bir yazışma olsun.
Şimdiden teşekkür ediyorum.

 

Sevgili Harun

Erzincana en son 1968 senesinde gitmiştim.O sene birgünde 100'adedin üstünde kırmızı benek yakalarken 1968 senesinde oltama gelenlerin sayısı tüm gün boyunca 15adedi geçemedi.

Sebep ise o sene gelen selin dereye inanılmaz zarar vermesiydi.

Girleviğiğ su tutulan beton ve oluşan derin ve uzunca kanallarında elinde tuttuğun gökala boyunda birçok balığı dipte yatarken görebilirdiniz.

Ben onları 5 no mepps ile yakalardım.

Gökalanın şöyle veya böyle sularımıza yerleşmiş olması,olta balıkcıları için bir nimettir.

Şimdi mesela sen bir alabalık deresinde avlanırken,şayet o akarsu iri gökalalarda barındırıyorsa sanırım illaki kırmızı benek peşine düşmez ve trofe gökalaları yeğlersin.

Bence bu durum sair avcılar içinde geçerli olup en azından o akarsudaki kırmızı benek üzerindeki baskıyı azaltacaktır.

Amerikalılar ilk kırmızı benekliler sularına salınırken,aynen bizim şimdilerde gösterdiğimiz tepkiyi göstermiş,kırmızı beneğe ihtiyatla yaklaşmış ve onu alabalıktan dahi saymama eğilimine girmişlerdir.

İngilizce değimi ile Kırmızı Beneği,''Most cannibal of all'' deyimi ile anar olmuşlardır.

Elbette şimdilerde kırmızı beneğin değeri anlaşılmıştır.

Ülkemizdede adeta Gökalayı sulardan temizlenmesi çabasına layık bir alabalık cinsi olarak görmek,bu balığı tüm mevsimler boyunca avlanması serbest bir balık türü olarak kabul etmek bence yerinde bir davranış değildir.

Sevgimle kal

Not;Abanta kadife atan,bugünki rezil haline getiren,tebliğ hükümlerini hazırlayanların aymazlıkları ve bilgisizlikleri benim bu müesseseye olan inancımı nerdeyse tamamen silmiştir.

Tebliğ ve sirkülerlerin isabetsizliği,yasak av mevsimleri ve kapsamının yanlışlığı,işte bugünlerdeki tüm denizlerimizi kapsayan balık azlığını gidermek değilde,nerdeyse sebebi olacak kadar isabetsiz,uzaktan güdümlü,belkide siyasi niteliği bile olan hükümler olarak ortaya çıkmış ve neyazıkki çıkmaktadırda.

İşte bu yanlışlıkların müsebbiplerinin ve savunucularınında ne denli avcı,doğayı sever bu işi bilir olduklarıda kaçınılmaz sonuç olarak ortaya çıkmıştır.

 

Yok öyle kuru kuruya ben öyle bilirim demek.
İspat gerek, ispat.

Hem de bilimsel ispat.

İngilizcesi olanlar aşağıdaki makaleyi okur ve özellikle 4. sayfanın ortasından başlayan IMPACT (Etkilenen habitatlar ve yerli organizmalar) bölümünü Türkçeye çevirirlerse yerlere göklere sığdırılamayan Gökkuşagı Alabalık - Gökala - Onchorhynchus mykiss neymiş hep birlikte öğrenmiş oluruz.

http://www.nobanis.org/files/factsheets/Onchorhynchus_mykiss.pdf

Tersini belgeleyen bilimsel veri varsa önemle rica edeyim.

Öyle ya.
Okuyalım aydınlanalım.

Bu konu üzerine ülkemizde yapılmış bir araştırmadan örnek vermek isterdim. Ancak böylesi açıklayıcı bir bilimsel veri bulamadım. Varsa onu da okumak isterim tabii ki.

Mesela aşağıdaki linkte yer alan makalenin okunması halinde Gökkuşağı alabalıkların ülkemiz sularında üremeye başladığının bilimsel açıklamasını görebilirsiniz.
http://www.cilginbiyologlar.com/makaleler/fkucuk-rikiz.pdf

Ama ne yazık ki Gök alanın fayda ya da zararları üzerine bizim sularımızda yapılmış bir makale bulamıyorum.

 

Ayrıca "hangi tarihte olursa olsun bir günde 100 ün üzerinde Doğal Alabalık yakaladığını yazabilen bir kişinin kimin ne kadar avcı ve doğa sever olduğunu saptamaya kalkışması ne kadar inandırıcıdır?" diye sorarlar adama.

Buna da okuyan, anlayan hür iradeler karar versin.