Balıkta değilsen bu hayatın heyecanı meyecanı yok! Selam dostlarım, Sanırım burda av paylaşmayalı oldukça uzun bir süre olmuş :-( baksanıza yazmaya yazmaya yazıyı unutmuşum tekrar bir merhaba deyip yaşadığımı hatırlatmak istedim. Forumu şöyle bir baştan aşağıya taradım sanırım benim gibi pek çok paylaşımcı arkadaşımda sosyal ortamlara takılıp oralarda paylaşır olmuşlar onlardan bir kısmı ile görüşüyoruz tabi ki. Ben de yoğun olarak facebook ve youtube kullanıyor ve oralarda paylaşıyorum belki aranızdan takip edenler vardır etmeyenlerde alapalukçu ismiyle bulabilirler. Tabiki foruma sadık kalan paylaşımcılar da var onlarada maşallah diyorum Helal olsun valla.Açıkcası burda ki samimi forum ortamını bazen özlüyorum güzel paylaşımlarımız olmuştu. Ama aynı anda hem sosyal ortamlarla uğraşmak hem forumda yazmak gerçekten zor zaten hayat kısa... Ben en iyisi avımı anlatayım... Son iki avda önce gökkuşağı trofelerini sonrada kırmızı benekli trofelerini kaçırmıştım. Balığa gitmeyeli bir hafta olmuştu ama sanki bana aylar kadar uzun gelmişti. Bugün için yakın ve bol balıklı bir merayı gözüme kestirmiştim. Ancak gece 1 de fikrim trofelere kaydı. Uzun zamandır tanıştığımız ve bir türlü beraber avlanamadığımız youtube üzerinden sıkı takipçilerimden Ertan Beyi arayarak yarına plan yapalım dedim sağolsun o da kırmadı. Planlar yapıldı hedefte büyük bir dere ve trofeler vardı. Aradaki yolları gece aşarak sabah gün aydınlanırken derenin kenarına vardık ancak dere bizi hiç de umduğumuz gibi karşılamadı. Hem bulanık hemde debisi yüksekti. İlk göletten sabahın altısında ilk balığımı kandırdım ancak bu şartlar altında avlanmak gerçekten zordu. Bir süre daha avlanıp birer balık kaçırıp istikametimizi daha küçük bir dereye çevirdik. Dere suyu son derece duru ve güzeldi. İlk kez geldiğim bu derede ilk güzel gölette sağlam bir balık döner kaşığa saldırdı, ancak ısıramamıştı. Göletin başlangıç kısmındaki suyun kuvvetli ve derin aktığı yerden yukarıya çıkmış saldırmış ve yerine dönmüştü. Ertan Bey ikinci atışını yapmasını söyledim ama o senin şansın diyerek geri çevirdi. Tekrar aynı noktaya ikinci atışımı yaptım. Ve yine yükselen balık yine ıskaladı. Çok şükür bizi farketmemişti. Üçüncü kez atışımı yapıp bu sefer biraz daha derinden çekmeye çalıştım ve balığın ağırlığını oltamda hissedince hafifce tasma attım. Tasmayı yiyen balık su üstü yapıp bir kaç parende attı. Ancak ben zaten gevşek olan kalamamla daha fazla sert hareket yapmayıp biraz gezindirerek onu sakinleştirdim. Ve kıvama gelince kenara zıplatıverdim muhteşem güzellikte bir kırmızı benekliydi. Balıkla bir kaç poz sonrası yaşam alanına iade ettik. Sonunda keyfim yerine gelmişti. Son avların hüznü yerini huzura bırakmıştı. Artık rahatlamıştım balık tutmasamda olurdu. Bundan sonraki atışlarda genellikle Ertan beye öncelik tanımaya çalıştım. Ancak yine güzel bir balık bu sefer onun bana öncelik tanımasıyla bana nasip oldu ilkine göre daha fazla kırmızı beneğiyle bu da bir başka güzeldi. Onu da resimleyip gelecek nesillere emanet ettik. Benim tuttuklarıma göre daha büyük bir balık Ertan beyin oltasına saldırdı ancak ısıramadı ve bir daha da rağbet göstermedi sanırım bizi farketti. Ancak Ertan beyde bir başka güzelliği kamdırdı fakat tam kenara alırken oltadan düştü çok şükür aksiyon kameramız kaydetti. Öğlen saatlerine doğru bir başka güzelliği kandırıp onu da uğurladıktan sonra avı sonlandırıp dere kenarında Allah ne verdiyse yedik. Alabalık avlarımda tek eksik gördüğüm yanım mola verip bir şeyler yemememdir Şükürler olsun bugün av bitimi de olsa bu görevi dere kenarında ifa ettik. Tatlı olarakda böğürtlen bahçesine daldık.Mutlu huzurlu evlerimize döndük. Daha güzelleri oltanızdan eksik olmasın... Avına saygı duyan gelecek nesillere balıklı dereler bırakmak isteyen dostlara selam olsun...
