Adetimiz, cumartesi günleri genelde öğlene kadar çalıştığımızdan, evvelden tüm hazırlığımızı tamamlayıp en geç saat üç gibi evden çıkmaktı.Ama o cumartesi dükkandaki işlerim uzayınca geç kaldık.Bunun üzerine yakın ve bildik yer diye Alibeyköy (Alibeybarajı), na gitmeye karar verdik.Aceleyle motorlarımızı yükleyip hareket ettik.Gideceğimiz yere vardığımızda (Gazi mahallesi) hava kararmıştı.Eşyalarımızı indirdiğimizde bazılarını unuttuğumuzu (fenerler.kepçe,kakıç,vs.) farkettik.Ama bunlar keyfimizi kaçıracak şeyler değildi,çünki bütün aksiliklere rahmen biz oradaydık.Sene doksandört bir eylül akşamı, neyse oltarımızı yemleyip atmaya başladık,bunun düzeni kamışları önümüze,ben sol tarafa Mehmet arkadaşımdasağ tarafa doğru yayılarak kasnaklarıda atardık.Mehmet mobilyacı olduğundan özel kazıklar yapar üzerlerini ne oltası olduğunu anlamamız için boyardı.En son elimde kayar köstekli ayçiçeği küspesi kaldı,bunun iğnelerine kuru kuşüzümü mısır ve bol miktarda solucan taktım,bunu sallayacağım yerde ayakaltı biryer atıp atmamakta tereddüt ettim.İlk sallamamda kasnaktan boşalırken takıldı bende misinayı yere boşaltım bu seferde misinaya basmışım on,onbeş metreye düştü, kızdım çaktım kazığı taktım zili bıraktım.Oturduk yemeğimizi bitirmek üzereyken zil sesi geldi.Mehmet sağa ben sola yok birşey Allah,Allah herhalde başkasının zilinin yankılanması dedik.Yemeği bitirdik çay içerken 'yahu Mehmet ben aybeden bir yere olta atmıştım onu unuttum'dedim.Gece karanlık ay yok fenerler yok oltayı buldum kazık yatmış misinanın boşluğu çekilmiş misinayı elime aldım çekiyorum boş içimden tüh kaçırdık sazanı derken misina gerilmeye başladı bir an afalladım suya doğru baktım acaba botla parekete atan birimi çekiyor diye misina aldı başını gidiyor,hemen toparlandım Mehmet kasnağı kazıktan kurtar dedim,misina 0,90,devriyaj yapıyorum bir sağ tarafa gıdıyor bir sol tarafa, tahminen yarım saat belki daha fazla uğraştıktan sonra epey kıyıladı ama daha fazla imkanı yok gelmiyor.misinayı Mehmet,e verdim soyundum.Kendi yaptığım rambo bıçağınıda dişlerimin arasına alıp suya girdim.Hiç birşey görünmüyor Mehmet üç metre sağında iki metre önünde diye bağırıyor!Su omuzlarımda,derken tam önünde diye bağırdı.Bende yavaş hareketlerle ellerimi öne aşağı uzatıp ilerlemeye başladım ve elimin birşeye dokunmasıyla önümdeki, görebildiğim karartının büyüklüğü ve kendi etrafında dönerek suyu karıştırması esnasında hayretle ağzımdan ANAM nidası çıktı ve bıçak suya düştü? Bütün gücümle karaya kulaç attım,karaya çıkmaya çalışırken bir ANAM nidasıda Mehmet,ten geldi.Dışarı çıkıp gözlerim Mehmet,i aradığında onu bayırın yukarısına doğru çömelmiş olarak gördüm.Biraz sonra aklımız başımıza gelip durum muhakemesi yaptığımızda bunun çok büyük bir yayın balığı olduğunun bize iyi bir ders verdiğini yinede verilmiş sadakamız olduğu kanatine vardık.Çünki benim karanlıkta derin suya girmemde, Mehmet,in balığı çekmek için misinayı kendi vucuduna sararak bayıra çıkmasıda çok büyük hataydı.Balıkmı?Mehmet.e kesik parmaklar benimde bıçağımı alıp gitti.sevgi ve saygılarımla