sicak bir ağustos ayında FETHIYEDE,bacanağımın yanında yaz tatilindeyiz... dört bacanak biraraya geldik ve hergün bir koyda,günlerimizi neşeli bir şekil de geçiriyoruz. bacanağımızın,motorlu bir kayığı olan bir aile dostuda bize katıldı yolu olmayan bazı koylara..bu motorlu kayığa 4-5 aile doluşup gidiyoruz bu aile dostu aynı zamanda amatör bir balıkcı,yani tam kafa dengi bir gün bana...sabah erken çıkabilirseniz,İBLİS koyuna gidelim... burada sırtı çekerek balık yakalıyabiliriz dedi bende bir balıkcı olarak tamam dedim ve sabah erkenden rıhtımda buluşup motora doluştuk ve denize açıldık ŞOVALYE adasını geçerken hava bulutlanmaya başladı ve hafif bir esintide çıkınca,denizde dalgalanmaya başladı... niye yalan söyliyeyim..içime hafif bir korku ve endişe girdi acaba,bir balık hevesi için,çoluk cocuğu tehlikeyemi sokmuştuk...? Havayı kontrol ettim..öyle fırtına olacak kara bulutlar yoktu nihayet yaklaşan sonbaharın habercisi olan ilk geçici bulutlanmalardı ve ufuk açıktı ben her zamanki kaderci tevekkülüme bürünerek,çolukçoluğun neşeli ortamına katılmaya çalıştım tabii bu arada dümen başındaki motor sahibi dostumuzun yüz ifadelerini kontrol etmeyide unutmuyorum bu arada,hafif bir cisi yağmurlada serinledik nihayet İBLİS koyuda gözüktü...lakin buarada dalgalanmada devam ediyor.. neticede koya girdik,burası çok geniş bir koy olup,etrafı tamamen dik yamaçlı kayalık bu kayalıklar,koyun etrafını,bir duvar gibi çepeçevre çeviriyordu gerçektende adına yakışır bir koydu tam koyun orta kısmına gelmiştikki,birden dümende oturan dostumuzun yüz ifadesinin değiştiğini gördüm ve yanına giderek -hayırdır bir şeymi oldu? dostum -motor yol almıyor,motor çalışıyor,pervaneye bir şey oldu...dedi evet gerçekten motor çalıştığı halde yol alamıyorduk..sadece dalgalarla olduğumuz yerde yalpalıyorduk hemen motoru istop edip,sintine kapağını açtık ve grçekle yüz yüze geldik pervane milini motora bağlayan kavrayan kaplinin arasındaki haç biçimindeki lastik takoz yıpranmış ve kopmuştu... belliki dostumuz motorla pek ilgilenmiyormuş... dostumuz hemen çapa attı 15-20 kulaçta çapa dibe takıldı fakat biz yine dalgalarla olduğumuz yerde sallanmaya devam ediyorduk... -dostum bu parçanın yedeği yokmu..? dedim -hayır yok ve ilkdefa başıma geliyor..dedi dostumuz böyle deyince,ben hemen,sintine kapağından kavramayı kontrol ettim kendi kendime,hem izcilik hem balıkçılık ruhumla ve mesleğim icabıda karşılaştığım vede maruz kaldığım,birçok çaresizliklerde,çare ve imkan yaratma yeteneğimi kullanmaya başladım.... bu arada çapa ipi koptu!!!! başka bir çapamızda yoktu tamamen dalgaların insafına kalmıştık ve dostumuzda paniklemeye başlamıştıki-tamam dedim...-çocuklar hemen balık çantamı getirin dedim çocuklar balık çantamı getirdiler ve ben hemen işe koyuldum bir gün evvelki bir koy pikniğinde bulduğum,dört köşe ,kırık sandelye bacaklarından birkaç parçayı çantama koymuştum.... birtanesini alıp,kavramanın takoz yuvasıyla karşılaştırdım parça çok az bir farkla yuvaya kalın geldi hemen av piçağımla parçayı yontarak yuvaya göre alıştırdım ve herzaman balık çantamda taşıdığım kırma testeremle parçanın boyunu yuvaya göre kestim ve bu parçayı takoz yuvasına çaktım.. evet bu sandelye bacağı bu ıki kavramayı birbirine sıkıca bağlamıştı.. dönerken tahta parçasının çıkmaması içinde kavramanın etrafını atlatimden kestiğim parçayla sararak yine her zaman balık çantam da bulundurduğum motor kayış ıpiylede bezide güzelcene kavrama etrafında sabitledim ben bu işlemi yaparken çoçuklarda renkli giysilerini sallıyarak,koy ağzından geçen tur yatlarının dikkatlerini çekmeye çalışıyorlardı... evet! benim işim tamamdı -dostum motoru çalıştır..dedim motor çalıştı pervane dönmeye başlamış ve biz yol alıyorduk ansızın arkamda bir şamata koptu -EN BÜYÜK TOM DED, -EN BÜYÜK TOM DEDE ( bacanakların çoçukları ailede benden büyük olmadığı için,bana TOM DEDE derler) nidalarıyla bana alkış tutuyorlardı... içimden derin bir oh çekip,balıktan da vaz geçip,geri dönmeye başladık çapamızı yitirmiştik ve dalga devam ediyordu koydan çıktık ve burnumuzu FETHİYEYE yönelttik motorcu dostumuz bu arada ufak ayranı açıp bir armutla götürüp heyacanını yatıştırmaya çalışırken -eğer bu işi halletmeseydik dalgalar bizi kayalıklara atardı..diye söylendi tam şovalye adasının hizasına gelmiştikki,kavrama yine boşaldı.. dostumuz bu arada yanımızdan geçmekte olan tur yatından yardım istedi yat bizi yedeğe aldı lakin yat turunu tamamlayıp bizi ondan sonra FETHİYEYE GÖTÜRECEK,bu arada ben yine boş durmadım ,aynı işlemi tekrarlıyarak pervaneyi faal vaziyete getirdim bunun üzerine yatın ipini çözerek tekrar FETHİYEYE yöneldik ve sağ salimen rıhtıma yanaştık.... EVET SEVGİLİ DOSTLARIM BİR AMATÖR RUHLU BALIKCININ..BİR BUKALEMUN GİBİ...UYUMCUL İŞGÜZAR,MÜŞKÜL PESNTLİĞİ... bir facığa ile sonuçlanabilecek bu olayı kazasız belasız atlatmayı sağlamıştı OLTALARINIZ BENİM GİBİ BALIKSIZ KALMASIN TOM AMCA teomanturker 3-6-1948 AMASYA
Teoman kardeşim, İzin ver, bu konuda bir iki şey söyliyeyim. Birincisi, hepinize geçmiş olsun. İkincisi, senin ahbap, gerçekten denizde hiç olmaması gereken işleri yapmış,Allah bir daha başına getirmesin. Benim çok kullandığım bir örneğim var. Hani arabayı tamire,bakıma götürürüz de motorcu,karbüratörcü her kimse ağzında sigarayla motor kaputunun içine eğilir.Yahu ne yapıyorsun havaya uçacağız deyince de pişkin pişkin -Birşey olmaz abi. der ya. (Zaten sadece bir defa olur.) İşte senin ahbap tam bu misaldekine benziyor.Hadi kavrama takozunu her zaman kontrol etmek mümkün değil ,herkesin başına gelebilir, ama çapa ipi kopar mı kardeşim. Okurken ben heyecanlandım vallahi.Bir de çoluk çocuk. Benim babam rahmetli ''-Oğlum deniz takımı sağlam olacak.'' derdi. Sandaldaysan, sandalın ,küreklerin sağlam olacak,ipin, ıskarmozun sağlam olacak. Ne demiş şair, (Hanımlar alınmasın) -Deniz kadın gibidir, Hiç güvenmek olmaz ha! Allah'tan ki Tom dede tedbirli ve elinden iş geliyor. Ellerine sağlık ve gerçekten tekrar geçmiş olsun,hiç şakası yok kayalara çıkardınız.
Tedbiri hiçbir zaman elden bırakmamak gerektiğine dair güzel bir örnek vermişsin yine o akıcı anlatımınla Tom amca,teşekkürler..