ankaradan tüm balıkçı dostlara

kapullukaya barajı ile yaklaşık bir 10 sene önce tanıştık, tabi o yıllarda baraj gölü temiz ve bakir alanlar çoktu, ve suda yalnızca levrek(sudak) ve sazan bol miktarda kadife gibi balıklar vardı.
Ava genellikle öğlen çıkar en az iki av günü planlardık. giderken kızılırmaktan yeterince gümüş yakaladıktan sonra şamandıralı oltalarla canlı yemle 3-3.5 kg büyüklüğünde sudak yakalardık, ta ki suda sasi ile ilk turnayı tutana kadar, bundan sonra süreç çok hızlı devam etti turnalar büyüdü ve levreğin yerini aldı kadife ve sazan da çok az kaldı (turna balığını dsi veya su ürünlerinin tankerle attığını duydum sebepte sudağın baraj turibünlerine zarar vermesiymiş),
Şimdi turnalar baraj gölünde nazlınazlı yüzüyorlar,
ancak; hirfanlı, kesikköprü, kapullukaya, çanılı barajı, dikilitaş göleti gibi durgun sularda daha önce hiç görmediğimiz şeffaf küçük gümüş benzeri bir balığın birdenbire türediğini gördüm (söylentilere göre balık sivrisinek mücadelesinde kullanılan lepistes türü bir balıkmış ve ülkemizde köpek maması üreten bir firma tarafından hirfanlı barajı balıkçılarından kg. bedeli ödenerek alınıyormuş) bana göre bu balık çok hızlı üremekte ve diğer yerli türlere yumurtalarını yiyerek zarar vermekte, yani turnaların soyu da azalmakta.
neyse en son turnaya iki hafta önce gittim favori yerim boğaz diye adlandırdığımız sülübük aynası ile hacılar arasında kalan dar geçiş, buraya köprüköy içinden sola doğru ham yol ile gidiyorum bayağı bir gittikten sonra ıssıs koylara iyi bir yürüyüşten sonra varılabiliyor. canlı yem ile sabah ve akşam iyi iş yapılıyor.
Bahsettiğim canavar balıklar ankaralı tüm amatör balıkçıların dikkatini çekmiştir sanırım, bu konuda su ürünleri koruma ve kontrol şube müdürlüğünden araştırdım balıkların nereden geldiği konusunda kimsenin bir fikri yok...
Bu güne kadar tutuğum turnaların karnından da bu balıklardan hiç çıkmadı.

 

tufan abi aramıza hoşgeldin fly takımında başarılar dilerim rastgelsin

 

Merhaba, aramıza hoşgeldiniz