Antalya ve çevresi organizasyon ve tartışma platformu

Dur Mehmetim onu sana ben anlatayım.... Oy oy oyyyy, yok böyle birşey...

Sabah yine karga kahvaltısını yapmadan biz soluğu Aksu'da aldık.
Oraya vardığımızda avlağın daimi avcıları zaten oradalardı ve gecenin bilmem kaçında gelip ateş yakmışlar ve ateş başında dinlenirken bir yandan da sohbet ediyorlardı. Sorduk henüz alan olmamış...

Neyse çok geçemeden at-çeke başladık, yaklaşık iki saat kadar sonra yani 07:15 sularında, Swordfish oltaya birşey asılır gibi oldu, acaba nedir ne değildir, balık geldimi asılacakmıyız yoksa salacakmıyız kalamayı diye konuşurken ben de daha önce levrek almadığım için onun bana sorduklarını kafamda tartıyordum acaba ne yapmak lazım diye.

Aradan daha 30 saniye geçmeden, benim oltama küt diye birşey asılı verdi, o anda kalbim duracak sandım, sanki bir anda saldırdı salladı rapalayı ve bir anda o gerginlik aynı gerilen bir lastiğin kopması gibi gevşeyi verdi... Sonrasında sarmaya devam ettim ancak ucunda ki o ağırlık bir anda yok olmuştu...

Rapalayı kenara çektik ve birde ne görelim üzerinde yaklaşık 2 cm'e 1 cm genişliğinde bir alanın boyası komple sökülmüş. Rapalanın tam orta yanı, sırta doğru... Sonra bunu oranın müdeavimlerine gösterdim, bunun iri bir balık olduğunu ve bugün şansımın olmadığını söylediler....

Ah ah anlayacağın kaçan her zaman ki gibi yine büyük oldu....

Akşam bir ara boyası atan rapalanın fotosunu koyarım buraya....

Hem Swordfish, hem de benim için unutamayacağımız bir an oldu.
Swordfish'in çektiği ufak balığıda canlı yem olarak bıraktık ama ondan da bir sonuç çıkmadı.

Bir levrek avımız daha dün de söylediğim gibi SABAH SPORU' ndan öteye gidemedi....
Ama hedefe en çok yaklaşılanı da buydu hani...