Arefe günü Balıklıova...

bayramdan birkac gun once, pekmezci'den msn'de bir soru:

"onur, arefe gunu icin bir planin var mi?"

arkasindan gelecek soruyu tahmin edebiliyordum , icim kipirdanmaya baslamisti. hani cok sevdiginiz bir yemegi sonu cabuk gelmesin diye uzata uzata yersiniz ya, aynen onun gibi tadini cikarmak icin bekleyerek cevap verdim

"yok abi, olsa da ayarlariz, hayirdir?"

ve beklenen an:

"baliga gitmek ister misin?". yaniti bilinen bir baska soru...

sevincli bir evet yanitindan sonra yine beklenen bir uyari:

"ama oyle sabahin korunde degil bak..." ah apartman balikcim benim farketmez, cikalim da oglen cikalim.

cumartesi sabahi, 15 dakikalik bir gecikmeyle guzelbahcede bulusma. pekmezci
'ye kalsa daha gidip mangal, tup ivir zivir toparlanacak. yemezler, ben termosta cayi hazir etmisim, mangal, komur, ufak tefek nevale vb hazir. daha fazla zaman kaybina hic niyetim yok. bana kalsa yemi de ben hazir eder gelirdim ama pekmezci ayirtmis, yemcinin ayirttigi mamunlari satacagini bile bile.

gene de donmus mamun denemesine vesile oldu, herseyde bir hayir var. mamunun donmusu da is yapiyormus, bu sayede ogrendik.

hava puslu, yagmur ha yagdi ha yagacak, av yerimize hafif yagmur esliginde vardik. arabayi biraktigimiz yerden asagi inerken, korfez denilen yerin goruntusu:



mehmet hocamin da bahsettigi, benim de foruma uye oldugum ilk zamanlardan beri soyledigim uzere cocuklugumdan beri kiyidan dogru durust avlanmisligim yok. kiyidan en son herhalde 10 yasimdayken falan balik tutmustum, o zamanlar da el oltasi, salla salla firlat. vermisim kendimi tekneye. kamis, makina falan da bilmem, daha dogrusu bilmezdim, balikavi.net sayesinde teori super, pratik icin ise yanimda pekmezci gibi bir hocayla firsati bulmusum, var mi benden keyiflisi?

zaten kisa sure sonra mirmirci, aparman balikcisi hocam mehmet pekmezci ilk mirmirini cekiyor. iste ilk mirmirin gelisi:



ve kendisi:



bir iki denemeden sonra baktim, cidden fena da atmiyorum oltayi. bi taraftan surekli gozum pekmezci'de nasil atiyor, nasil sariyor, nasil zil takiyor, hepsini ince ince hafizaya kaydediyorum...

derken pekmezciden ikinci balik:



iste beklenen an...kamisin ucunda zil singirdiyor. atliyorum kamisa. hocam deneyimli. "dur" diyor, "cekme, daha, daha almadi yemi"... insana sonsuz gibi gelen bi kac saniyelik bekeyisten sonra bi singirti daha, misina gerginligini kaybediyor, singirti kesintisiz. sanki las vegas'ta bir kumarhanede jackpot yapmisim, servet kazanmisim da makinelerin sirenleri otuyor gibi.

pek de keyifliymis mirmiri cekmesi. huzurlarinizda uzun yillar sonra gelen kiyi baligim:



kiymetli ya, sanki kacip gidecek gibi nasil tutmusum baligi...

balik, av falan guzel de, hep bahsettigimiz gibi, muhabbetin keyfi sonsuz. mehmet hocamla birebir ayni seyleri hissettim ben de sanki kirk yildir beraber ava cikarmisiz gibi. bu guzel duygunun karsiligi yok.

pekmezci faaliyetlerine devam etmekte:



bu arada trakonyalar da ziyaretimize geldi, zaten mehmet hocam daha bastan, hatta gitmeyi kararlastirdigimiz gun msn'de soylemisti geleceklerini.

derken benim ikinci mirmirim. artik deneyim sahibiyim ya, oyle bogazina sarilmamisim hayvanin...



tabii bu arada "yoklu" kebabimizi da ihmal etmedik:



meraklisina; tekir, efe vb arkadaslar bu gunde bize eslik etmediler. hakkimizi mirmirlara sakladik.


mehmet pekmezci hocam;
tekrar tesekkurler bu guzel gun icin, doyumsuz sohbetin icin, ogrettiklerin icin, en onemlisi gercek ve samimi dostlugun icin.

balikavi.net'in basta izmir tayfasi olmak uzere tum uyeleri, sizlerle birlikte oldugum icin kendimi cok sansli sayiyorum.

yeni avlarda gorusmek uzere...