Av etiği konusu en önem verdiğimiz konuların başında gelmektedir. Amacımız sürdürülebilir balık avcılığı felsefesini av örf ve gelenekleriyle sunabilmektir. Dünyada balık avcılığı iki dala ayrılmaktadır. İlki ticari balıkçılık olup ana fikir balıkçılıktan geçimini temin etmektir. İkincisi ise rekreasyonel balıkçılık olup maddi yada ticari kazanç gütmeden sadece spor,dinlence,hobi yada kişisel ihtiyacı karşılamaya yönelik olarak yapılan balıkçılık etkinliğidir. Rekreasyonel balıkçılığı da kabaca Amatör balıkçılık ve Sportif balıkçılık olarak iki dala ayırmak mümkündür. Sportif balıkçılık: Bir balık avcılığı klübü yada federasyonuna bağlı olarak sporcu lisansı ile federasyon kurallarına bağlı olarak müsabaka amaçlı yapılan balık avcılığı etkinliğidir. Bu tür avcılıkta balıkların örselenmeden geri salınmaları şartı vardır. Bazı amatörler işte bu prensibe uyarak yakaladıkları balığı geri salıverirler dolayısıyla eylemlerinde sportif bir ruh taşırlar. Ancak bu eylem sportif balıkçılık olmayıp sportif ruhla yapılan amatör balıkçılık olarak adlandırılır. Dolayısıyla bizim zevk için yada ihtiyacımızı temin için yaptığımız balık avı eyleminin doğru tanımı amatör balıkçılıktır. Eğer balık avcılığını sportif bir ruh ile yapıyorsak lyenilmeyecek yada başka bir amaçla kullanılmayacak balığın mutlaka suya canlı geri döndürülmesi fikrine erişilmesi gerekir. Bazı Ülkelerde ufacık bir göl yada baraj etrafında bile yüzlerce balıkçı ve olabildiğince dev balıklar tutmuş avcı resimleri görürsünüz . Eğer bu avcılar avlanan balığın tümünü eve götürmüş olsalardı çok kısa sürede o ortamda balık kalmamış olurdu yada onlar yakaladıkları balıkları suya bırakmış olmasalardı acaba o boya kaç balık erişirdi.? Bizde ise malesef balık resimleri toplu katliam hatırası gibidirler. Çoğu zaman 20-30 balık önünde gururla poz veren avcı resimleri görmüşümdür.. Halbuki bilinçli avcılıkta avcılar balığı bir resim çekerek geri salmakta böylece balık nesli o ortamda sürebilmektedir. Ülkemiz balık otoritelerinden Prof. Atilla Alpbaz’ın dediği gibi bu alışkanlığın gelişmesini beklemek zaman alacağından hiç olmazsa yiyebileceğimizden fazlasını geri bırakmayı adet edinmek durumundayız. Bu konuda kurallar olmasına rağmen malesef son yıllara kadar gerçekçi yaklaşımlarla yayınlanmış kuralların olmaması ve olana da yeterince uyulmaması nedeniyle yeterince zaman kaybetmiş durumdayız. Yakala Bırak Tekniği: Bu teknik avcının amatör balık avı bilincinin bir göstergesi olarak kabul edilmelidir. Eğer hedeflenen av türü yapay yemle avlanabiliyorsa; örneğin Turna için anlatacak olursak öncelikle yapay yem seçiminden işe başlanır. Bu teknikte turna için canlı yem kullanmak yakala bırak tekniğinin ruhuna aykırıdır. Çünkü bir canlıyı yakalamak için başka bir canlı feda edilmektedir. Kullanılacak yapay yem mutlaka tek iğneli olmalıdır. Ayrıca tekli iğnenin damak kısmı bir pense ile ezilmelidir. Balık yakalandıktan sonra fazla örselenmemesi için mutlaka kepçe ile sandala yada kıyıya alınmalıdır. Bir eldiven ile tutulup damaksız iğne bir pensle kolayca yerinden çıkarılır. Hatta balık örselenmesin diye eldivenlerin avuç içinin kaplamasını bile özel güderi yada kadifeden imal edenler bulunmaktadır. Daha sonra balık fırlatılarak değil yavaşca suda karın altından tutularak bırakılmalı ve solungaçlarının düzgün çalıştığı görülünce salınmalıdır. Kimi balığı öperek salar. Ama turna için kaç kişi buna cesaret eder bilemem. Ayrıca ağızdaki mikropların yada balığın derisindeki mikropların karşılıklı bulaşma tehlikesinden dolayı bu önerilmez. Kısaca teknik budur. Tekrar belirtilecek en önemli nokta Kesinlikle fırlatarak atılmamalıdır. Bu gereksiz yere ölü bir balığı suya atmak olur . Fırlatmak balığın omurgalarını zedeleyecektir. Yaşamın pek çok alanında olduğu gibi avcılıkta ve balık avında da belli görgü ve ahlak kuralları vardır. Günümüzde her alandaki bu kanunlarla belirlenmemiş ancak toplumun benimsediği bu ilkelere etik kurallar denmektedir.