kış aylarının sonu,ilkbaharın ilk günleri,hava kapalı ve puslu.günün ilk saatlerinde AMASYA-REŞADİYE kelkit ırmağı hattında,benim siprinkle,sisbalığı avına çıktık. bu aylarda sisbalığı nazlı çekmesine rağmen,yine ekibimin her hafta balığa gitme alışkanlığından dolayı yollara düştük.yolda bölge bölge,kesif sis vardı.TAŞOVA düzlüğüne,bir rampadan inerken,aşağıda,önümüzde bir sis denizi olduğunu gördüm ve hemen farları yaktım.rampadan inip sis denizine daldığımızda..hayret hemde ne hayret!! çok enterasandırki..sis tabakası,araba yüksekliğinden 1,2 m. yukarıda asılı kalmış,yol l görüşümüz çok net bir vaziyette açıktı.balıkçılığımızda,ras ladığımız,enterasan bir hava olayı ile karşı karşıyaydık.4-5 km.bu vaziyette gittikten sonra sis olayı bitti.ERBADAN sonra,ırmakla karşılaştığımız ilk noktadan itibaren,olta ata,ata REŞADİYE avcı çeşmesine kadar geldik.vakitte,öğle olmak üzere olduğu için,burada yemek molası verdik.balık yoktu.tetbirli olduğumuz için tavukları hemen ızgaraya koyduk,bu arada bende,meşhur çoban salatamı hazır ladım.1 saatin içerisinde..ızgara tavuk.çoban salata ve rakıyla,yemek işini tam amlayıp,kara demlik çayımızıda içip,yine olta ataraktan geri dönüşe başladık. saat 16,00 sularında,olta atacağımız son nokta karanlık dereye geldiğimizde güneşte dağların tepesine düşmek üzere idi.arabayı park eder etmez,ekip arka daşlarım hemen dökülüp ortadan kayboldular.bende çantamı alıp arabayı güve ne aldıktan sonra,arazinin kenarına gelip,şöyle bir baktım.ırmak araziden 25-30m.aşağıdan akmakta olup,altı sazlık,üst tarafı,dikenli bük olan 50-60 m.lik kenar ı ağaçlıklı kısa bir mesafeidi ve ekip hemen yerleri kapmış,bana olta atacak yer kalmamıştı.zaman azdı 1 saat sonra hava kararacaktı.arkadaşların alt tarafı olta atmaya elverişli değildi,üst tarafa baktığımda,200 m.ilerde ,kenar daha sebest ve gözümün,kestirdiği noktayada bir ayak yolu iniyordu,belliki balıkcılar o tarafa doğru çalışmışlar.hemen seri i vaziyette yardan aşağı inip,tespit ettiğim su ken arına geldim.burda yatak geniş olup,olta atacağım noktada toprak suya doğru çıkıntı yaptığından,suyun akış yönünü,tam cephe olarak önüme alıyordum,hem en,dip oltalarımdan birine,sabahtan beri skladığım,3-5 llokmalardan en irisini iğn eye takıp,oltamı 50-60 m.suyun akış yönüne fırlatıp,oltayı sabitledim.oltayı attı ğım kesim sakın bir akıntı olup,ön kısmı çğlak,sürgün bir akıntıydı.ipin boşluğunu alıp,kasnağı yere bırakıp üstünede küçük bir taş koyduktan sonra,ikinci dip olta mı hamsiyle yemleyip atmak üzere idimki,yerdeki kasnak dönmeye başladı ve su ya doğru çekildiğini gördüm,hemen elimdeki hamsili kasnağı eyere bırakıp,suya dalmak üzere olan kasnağı kaptığım gibi ipi çemeye başladım,ipin bşluğu bittiğin de..hayret! ıp gelmiyordu,daha doğrusu,ipi çekemiyordum,sanki ineye bir kütük takılmış,akıntıyla ipi çekmek istiyor,fakat bir darbe yoktu.adranelim yükselmeye başladı,ipim ruslardan aldığım 60 lık bir ipti fakat iğnem 0,2 lıkti,iğneye güvene miyordum.tahminime göre 3-4 kg.lık bir sis balığıidi.ipi bıraksam,balık çağlağa girecek olup,ağırlık iki misli olacaktı,ipi çeksem balık yiğitti ve iğneyi açacaktı.. tecrübelerime dayanarak..ipi sabit tutarak balığın tabana oturmasını sağladım balığın tabana oturdğunu hissettikten sonra,yavaş yavaş,aralıksız çekmeye başladım.bu arada düşünüyorum..!! sis balığı olsa kenardan ortaya doğru çapra z bir vaziyette yukarı seyir göstermsi lazımdı ve hareketli bir direnç belirtisi gös terirdi fakat gelen balık,ağır ve düz bir şekilde sakin sakin gelmekte idi,bende heyacan ve merakla,boşluk vermeden ipi çektim.balık tabandan tabandan geli yordu,iğne açılacak,balık kurtulacak diyede ,yüksek bir adrenalin içerisinde finali tamamladım.hayret bu mevsimde gelen tam 12 kg.lık bir yayındı!!! hemen solun gacına elimi sokup,balığı arka tarafdaki büklüğün içine attım.nefes nefese kalmı ştım.hemen iğneyi çıkarıp,balığı emniyete aldım ve bir sıgara yaktım,daha olta atmama gerek yoktu,voleyi vurmuş beklemediğim bir nasibi kapmıştım.sıgaram bitti,ama heyacanım daha yatışmamıştı,bir sıgara daha yaktım,olmadı bir sıgara daha derken,üst üste 5 adet maltepe,ancak andranelimi sakinleştirdi.oltalarımı topladım,arkadaşlara bir düdük çalıp,yukarı işareti verip,balığı sol tarafıma alıp yukarı,yola doğru tırmanışa başladım.arkadaşlar benden evvel arabanın yanına gelmış,havada kararmak üzere idi.arabanın yanına geldiğimde arkadaşlar daha işin farkında değillerdi..balığı önlerine yatırınca,hepsi:-usta bizde odun getiriyor sun zannattik,-yine yapacağını yaptın,-helal olsun sana,dediler. AMATÖR RUHLU BALIKCILIKTA SABIRLI DAVRANIŞ,DAİMA SON BİR ŞANS AVANT AJINI DOĞURUR. Oltalarınız balıksız kalnasın TOM AMCA
abi hikayen herzamanki gibi çok güzeldi ağzına ve eline sağlık.yayın-5 sabırsızlıkla bekliyoruz artık
teoman amca ellerin dert görmesin, böyle güzel hikayeleri bizimle paylaşıp sanki seninle beraber aynı balığı avlamış hissini yaşattığın için çok ama çok teşekkürler her yazında, hikayende aynı heyecanı yaşıyoruz amasyaya selamlar sevgiler.
Tom amca, yine inanılmaz keyifli bir anlatım ellerine sağlık. senin av hikayelerini okumak benim için gazetede köşe yazısı okumak gibi oldu okumazsam aklıma takılıyor
bu anıya konu olan avları yaşamak nasıl ki ustalık istiyorsa,o anıları aktarmak daha doğrusu okuyanlara yaşatmak da bir o kadar usta işi bence.emeğinize sağlık
Tom amca maceraların ve hikayelerin içinde alınması gereken dersler çok güzel paylaşımlarının devamını bekler saygılar sunarım.