av hikayeleri-yayın 5

Konu, 'Av Hikayeleri' kısmında teomanturker tarafından paylaşıldı.

  1. teomanturker

    teomanturker

    Mesajlar:
    58
    Şehir:
    Amasya
    Favori Kamış:
    el oltası
    En İyi Avı:
    yayın
    Kışdan yeni çıkmış..baharın ilk günleri...o gün,araziye tamir işine giden iş arkad
    aşlarım,biryerden siyah sülük bulmuşlar..bana,-biz işten cıktıktan sonra,aynalı
    mağranın önündeki bağların altında olta atacağız dediler.bende işten çıkar çıkmaz,iş yerine yakın olan evimize gidip,zorda olsa yengenizden izin alıp,olta
    çantamı kaptığım gibi,soluğu arkadaşların yanında aldım.hava kararıncaya kadar
    arkadaşlarla beraber olta attık.kimse bir şeytutamadı,zaten yayın ,sular soğuk olduğu ıçın uyuşuk ve nazlı olur bu aylarda.arkadaşlar oltalarını toplayıp geri dö
    ndüler,bende izin aldım ya! -ben biraz daha duracağım dedim.hava kararmaya
    başladı,yanımda fener yoktu ve geri dönüş yolunda..önünde kocaman bir coban
    köpeğinin bulunduğu,bir bağ evi ve ahırlar vardı,burdan geçmek zorunda oldu
    ğum için,bağ sahibinin,köpeği serbest bırakmadan,burdan geçmek için,oltalarımı
    hemen toplayıp,büyük köprünün altındaki,iki ırmak çatının ağzına geldim.burası
    yakın bir kasabaya giden asfalt yolun hemen altı olup,bir sokak lambasınında
    ışıttığı bir yer olup,tersakan dediğimiz bir çayında yeşilırmakla birleştiği noktaydı
    aynı zamanda,üst tarafdaki büyük köprünün ışıklarıda ırmağı aydınlatıyordu.köp
    runün alt tarafı taşlık olup,suyun çağlak birşekilde akmasını sağlıyor ve buraya
    hemen sağ tarafımdan ters akan dediğimiz bir çay karışıyordu,gece yayının bu
    çağlağa gelerek sis balığı avlıyacağını düşündüm..olta attığım yer;ancak ayak
    ta durabilecek ve çayın ırmağa karışarak köşe yaptığı büyük bir taşın yanı olup
    üç metre üstümdende asfalt yol geçiyordu..gece yarısına kadar burada bekled
    im ,tık yoktu,usanmıştım ve sabah işe gidecektim.evet artık gitme zamanı gelmişti...oltamı istemiye istemiye,sokranarak çektim,çaysızlıktanda başıma ağ
    rı girmişti..tam oltamı kasnağa sarmaya başlamıştımki,son bir şans faktörümü
    kullanmak istedim..misina ayaklarımın dibine yığılmıştı..misinanın ayaklarıma takı
    lı olup olmadığını kontrol ettkten sonra,dip oltamı,aynen göldeki gibi döndürerek
    savurma şeklinde,yukardaki büyük köprünün önüne fırlattım,dip oltam köprünün önündeki çağlağın içine düştü ve suyun küvvetli akıntısıyla,taşlara takılmadan
    çağlak önündeki sakin suyun içine oturmak üzereyken balığın yeme vuruşunu
    hissetim..herhalde pullu dedim(biz sis balığına pullu,büyüğünede hozik deriz)
    hemde hozik dedim ve oltanın tabana oturmasını beklerken,ipin küvvetli bir şekilde çekilmeya başladığını farkedip,düz bir şekilde ipi çekmeye başladım.and
    ranelimyükselmeye başladı,balık büyüktü ve yerimde çok riskliydi,kafamdan balı
    ğı nasıl dışarı alabilirimin hesabını yaparken...birden ipimin boşaldığını hissttim
    resmen ip boş geliyordu..-tühhh!!! dedim ip iyicene takılmadan
    çekmeye başladım,alnımdan soğuk terlerin döküldüğünü hissediyordumki,o da ne ..?? ipim önüme gelecek yerde,yön değiştirip...sağımdan akmakta olan çayın
    içine yönelmiş ve ip çayın içinden gelmeye başlamış olup hala boştu,kafamda
    bir sürü sru işaretleriyle uğraşırken,ipinim gerilmeye ve çayın iç taraflarına doğ
    ruçekilmeye başladığını gördüm...-hahh !! dedim şimdi durumu anlamıştım,ben
    balığa adeta yön vermiştim ve balık süratli birşekilde önümden geçere sağımda
    ki çayın içine girmişti.umut,hüsran ve sevinç hisleri üçgeni içerisinde balığı başa
    rılı bir şekilde ayaklarımın dibine getirmiştim,ama bende kan ter içinde kalıp sırır
    sıklam olmuştum...hemen elimi,balığğın sol solungacına sokarak dışarı cekmemle
    birlikte üst tarafımdaki asfalt yola nasıl çıktığımı hala bilemiyorum.14 kg.lık yayın
    yerde boylu boyunca yaterken bacaklarımın titrediğini hissediyor,ellerim titriyerekten bir sıgara yakmaya çalışırken,kasabanın son otobüsü geldi ve beni
    biraz geçip az ilerde durdu,geri geri gelip yanıma geldi herkes pencerelere üşüşmüş beni seyrediyorlardı,bende balığı kaldırıp onlara ,-adam boğazlamıyorum,balık tuttum diye,balığı gösteriyordum..neyse meraklarını giderince yollarına devam ettiler.ben sakinleştikten sonra iğneyi çıkardım ve ipimi sarıp,belimdeki kayışımı çıkarıp balığın solungacından geçirip,tutmak için bir
    halka yaparak,balığı sırtlanıp nefes nefese eve döndüm.sabah işe giderken balı
    ğın bıyıklarını kesip yanıma aldım ve çay saatinde,beraber balığa gittiğimiz arka
    daşların masasına bıraktım...gerisini siz düşünün.o gün AMASYA da günün balık
    çısı bendim.oltalarınız balıksız kalmasın,hepinize ras gele TOM AMCA
     
  2. sazancı

    sazancı ibrahim

    Yaş:
    36
    Mesajlar:
    164
    Şehir:
    balıkesir
    Favori Kamış:
    olta
    En İyi Avı:
    2.5 kilo sazan
    tom amca her zamanki gibi döktürmüşsün yazıyı okurken inan balığı kendim tutuyomuşum gibi hissettim...bu arada balıktan hiç bi zaman ümidimizi kesmememiz gerektiğine iyi bi örnekti....


    yayın-6 gecikmesin...........
     
  3. anil20

    anil20

    Mesajlar:
    414
    Şehir:
    denizli
    Favori Kamış:
    gırgır dip takımı ve şamandıra
    En İyi Avı:
    aynalı sazan 5 kg.
    tom amca her zaman ki gibi döktürmüşsün.her anlattığın avda o üstün sabrını görüyorum.balıkçı dediğinde her zaman böyle olmalı zaten.diğer avlarınıda bekliyorum(rastgele):)