Ekibimle birlikte 06 Mayıs 2007 Pazar günü için Bahçecik barajına gitmek üzere sözleşmiştik Cumartesi gündüzden. Ancak dayanamadık, hava çok tatlı idi ve ayın parlaklığından da cesaret alarak cumartesi akşam 23:00 de Bahçecik barajına gittik. Anayoldan gözüken kıyı kesiminde kendimize bir yer bulduk. Yanımızda bir başka grup daha yer alıyordu. Selamlaşmadan sonra yerleşip ateşimizi yaktık, ufaktan ayışığında kaşık atarak ya da alabalık için solucan takarak beklemeye başladık. Daha yarım saat geçmeden yandaki gurp her beş-on dakika da bir adeta böğürerek alabalık çekmeye başladı ama gözlerimize inanamadık. Meğer sudaki bütün oltaları tırıvırı imiş. O ufacık bebeler bile adeta usta bir balıkçıymış edasıyla balığa hiç şans tanımayan bu tırıvırı ile şov yapar olmuştu. Sinirlerimiz bir milyon oldu ve bütün keyfimiz kaçtı. Biz nöbetleşe dinlenelim derken bir ara jandarma geldi yanımıza. Gözümü açıp fırladım dışarı. Zaten sinirden uyku tutmuyordu. Hemen sokuldum yanına jandarmanın. Oltalarımızı çekip tırıvırı kontrolü yaptılar. Sevindim, korkacakta birşeyimiz yoktu. Sordum yandaki grubu kastederek şimdi ne yapacaksınız diye..tırıvırılarına el koyuyoruz sadece dedi jandarma eri. Ne yani bu kadar mı dedim? Ağ yasak ama bundan sadece toplama yapıyoruz diyebildi. Burada dolaşıp üç-beş tanesine el koymak yerine satış yapanları denetleseniz dedim. biz onlara karışamıyoruz dedi. Titrediğimi hissettim. Yandaki gurubun elinden alınan tırıvırılarla uzaklaşırken jandarma ben ağzımda birşeyler geveliyordum dişerimi sıkarak su kenarında. Çok sürmedi zaten, jandarma gider gitmez adam takım çantasından 8-10 tane daha tırıvırı çıkarıp hiçbirşey olmamışçasına saldı gene suya.. Biz sabaha kadar hiç tutamadık belki ama şunu gördüm. Jandarma korkusu da kalmıyor adamlarda. Yazıklar olsun diyorum böyle işe..:mad: :( :mad: