Aci deyince aklima geldi, esek istavritlerini tutup igneden cikartirken ciglik atar gibi bir ses cikartiyor. Insani oldukca rahatsiz eden bir ses bu. Ama mantikli aciklamasi nedir bilemiyorum. Belki sikica tutarken ic organlarindan geliyor olabilir
17 yıldır akvaryum hobisiyle uğraşan biri olarak balıkların acı çektiklerini kesin olarak belirtebilirim. Balıklar insan gibi "Ah!" diye bağıramaz veya kedi gibi acı acı miyavlayamaz acı çekerken. Bunu hareketlerinden anlayabilirsiniz. Hastalanmış, enfeksiyon kapmış, yaralanmış, saldırıya uğramış ama ölmemiş; çok acı çekmiş balıklar gördüm. Acı çektikleri her hallerinden belli oluyor. Saygılarımla...
bu acı hissiyle ilgili ve hafızayla ilgili okuduklarım ve yaşadıklarım bunu doğruluyor.ama korkuyu bilemiyorum. Birkresinde kefal avlamak için azmak civarına gittim.oltamı attım.uzun bir bekleyiş sonunda bir kefal aldım.kolaylıkla çektim.fakat daha sonraki atışımda kefal değil başka bir balık geldi.ne vuruşu ne gelişi alışkın olmadığım şekilde. Neyse çektim kıyıya kadar görebileceğim mesafeye geldi.alabalık olduğunu farkettim.önce şok oldum çünkü buralarda alabalık olmaz.ama sonra düşündüm ki burada bir alabalık çiftliği var. heycanla o balık kaçtı.kaçtı ama yakınlarda dolanıyo.tekrar yemleyip attım.bu sefer kepçemde hazır.aynı balık aynı oltayı tekrar yedi.tekrar çektim.kepçeye sarıldığımda kepçe suya düştü.oltayı bıraktım kenara balıkla.biliyorum çeksem kaçacak.çıkardım üstümü girdim buz gibi suya.kepçeyi aldım çıktım.balıkta kaçtı bu arada.baktığımda oralarda dolanıyodu hala.inanmayacaksınız ama doğru.tekrar attım oltayı.ve aynı balığı aynı oltayla aynı gün 3 kere tuttum.ben kaçırdım o gelmekte ısrar etti.sonunda balığı aldım.başardım yani. gelin siz karar verin balıkmı saf.benmi safım.acı varmı yokmu?hafıza ne kadar?vs.
Burak arkadaşım, senin başına gelen olay biraz farklı bence. çünkü burda mantık gerekli. o balık oltaya takıldığında mutlaka acı hissetmiştir fakat çok aç olduğu için açlık hissi daha ağır basmıştır ve tekrar tekrar oltaya gelmiştir.ama mantık içersinde bir daha gelmemesi gerekir fakat balıklarda mantık kurma kabiliyeti yok maalesef maalesef dememeli aslında iyi ki yok demeli bir de o balığın çiftlikten kaçtığını düşünürsek daha önce hayati tehlike geçirmediği için hafızada böyle birşey olmadığı için tekrar oltaya yönelmesi çok daha kolay olmuş...
Balıkların acı duyusunu memelilerin beyin zarıyla ilişkilendirmek gerçekten saçma olmuş. ben bu araştırmada buna bakıldığını zannetmiyorum. büyük ihtimalle gazatedeki yabancı basından alıntı yapan yazar ya da haberi ilk elden alan kişi ya bu haber vurucu olsun diye ya da anlayamadığı için yanlış yazmıştır. çünkü beyin zarında sinir hücresi bulunmaz. yani acıyı zarın algılaması mümkün değildir. Bu konuyu acı üstünde tartışırsak eğer balığın acıyı duyduğuna emin olabiliriz. Çünkü ağrı(ya da acı) en primitif hislerden biridir ve canlıyı zararlı etkilerden korur. ateşe dokunursanız canınız yanar ve bir daha dokunmazsınız.ilk insandan beri böyledir. yani ağrı öğretir. ha diyeceksiniz ki bir iğneye atlayan balık geri salsanız bile neden tekrar atlar(benim de defalarca başıma gelmiştir). insan öğrenme prensibine göre bu yanlıştır. ama bir insan da hayatını aynı derecede etkileyecek iki uyarana aynı şekilde tepki verebilir(çok yüce bir amaç oldukça ki bu muhakeme yeteneğine girer)(vatan uğruna defalarca tehlikeye atılmak gibi). ama hayvanlar ağrı uyaranı aldıkları ortama tekrar girmek istemezler ve tekrar yakalanmalarının nedeni beslenme içgüdüsünün yaşama içgüdüsü ile içiçe geçmesidir.yaşamak için beslenmelidir ve beslenmek de ölümcül olabilir. işi biraz karıştırdım ama kısaca anlatmak istiyorum ve teknik konuşmak forumda pek bir şey ifade etmez. Tıp biliminde çalışan bir insan olarak hayvanların acı hissettiklerini söyleyebilirim. Ama en nihayetinde biz avcıyız. bu hayvanları öldürmeyi göze alarak bunu yapıyoruz. acı çektiklerini bilelim ve onların acılarını daha cok arttırmamak için uğraşalım. ağzını yırtıp bir balığı denize atmayalım ya da elimize bıçağı alıp onu oymayalım. bu hayvanları kanun koruyabilir. ama hiç bir kanun bir manyağın o balığa eziyet etmesini engellemez. bizim kendi etik kurallarımız olmalı ve balıkları ancak bunlar korur. yazılıcak çok şey ama...
bence bence kısa sureli hafıza olayın akötü takmıslar. peki o balıklar dogdukları yer enasıl yüzüp geliyor. koca denizlerde nasıl göç ediyorlar. hafızaları 6 saniyelikse bazı balıkla rnasıl yavrularına bakıyor. onları gerekirse agzında taısıyp sürekli aklında tutuyor ve onları koruyor. Peki zıpkın yiyen ve yaralı kurtulan bir kefali diger arkadasları benim bir sevgili dostumun gözü önunde nasıl burunlarıyla ite kaka kaçırmaya kurtarmaya çalısmışlar. haaaa... demin yakalandıgı zokaya neden tekrar atlıyor demiş ustadlardan biri. peki o kadar sosyal ve zeki bir yaratık olan karınca kendisine saldıran insanı nasıl ayırt edemiyor ve kaçmayı akıl edemiyor. bence burada algı seviyesindeki farklılıklar esas. Yani balık teknolojiden anlamadıgı için zoka nedirolt anedir rapala nedir hangi misina daha iyidir bilmiyor. o sadece bazı ihtimallerden süpheleniyor. gölgeler göruyor yada metal tadından ürküyor. fakat. denizde yenmek yenilmek yara almak ölmek yada parçalanmak okadar anlık ki. bir balık az önce ölumden dönmusken eger ikna olmussa aynı yeme tekrar saldırabiliyor. çunku tuzak, yem olta kavramları yok. Bu onu aptal yapmıyor sadece farklı yapıyor. tavanda tava yada ızgara.:=) ancak bir canlının acı hissinin olmaması mumkun degil aksi halde yaşayamazdı. Bir sekilde kendini yaralar hissetmez ve ölürdü. ve 6 sn lik veya 30 sn lik hafıza. dusunsenize o an nerede gununhangis aati. demin hangi balıgı kovaliyordu bu kayalık neresi. bilmeden nasıl yasar. olayı bu sekilde algılarsak amerikalılarıncesaret hapı yada çapkınlık genei gibi magazinsel teorilerinede inanmak gerekir ki. bence hiç gerek yok.
kefal avlarken kefalin yeme yaklaşıp koklayıp kaçması metal korkusundan olabilir yani?bu arada ben bu göç etme ve aynı yolu geri dönmeye hafıza demem içgüdü derim.çünkü insan bile bir gittiği yolu geri dönerken unutuyor.heleki doğup yola çıkmış ve birdaha ölmek için geri geliyorsainsan dahil hiçbir mahlukat bu hafızaya sahip olamaz.ama içgüdüsel olarak yön bula duyuları geliştiği için bulabilirler diyorum ben?
dogrudur evet göçlerin bir kısmı iç gudu . de ne nasıl bir gudu dur ki bu. 2 bin km göçe hizmet ediyo."yumurtadaykenmi buyukokyanusun haritası çiziliyo yani buhayvanların dna larına. tabiki hafızaya her virajı yazmıyolar ancak belli verileri degerlendirecek egilimleri var. yani "zeka?" söz konusu. neyse sonuçta balıklara belli renklere tepki verme ve karsılıgında yiyecek alma davranısı ögretilebiliyor. bu hafızaya ve ögrenmeye işaret eder. acı meselesine gelince. aslanlarca parçalanan bir geyik tık bile demiyor.yada bir kadın dogum yaparken ciyak ciyak bagırıyor da bir hayvan dan tıs gelmiyor aynı durumda. bu acı duymadıkları anlamına mı gelir. yoksa vahsi iç gudunun bagırmanın manasız olusu gerçegiyle hayvanı ketlemesine mi. acıya verilen tepkilerin farklılıgı acı hissetmiyorlar fikrine ulastırmaz bizi.
delinin biri kuyuya bir taş atmış kırk akıllı çıkaramamış misali olmuş abi balıkların evrimi yani av olmamak için veya daha iyi avcı olmak için uğradığı gelişimler bir birikim sonucu olabilir ve diğer nesillere aktarılabilir.. bu nedenle hafızaları warmı sorusuna cevabım kesinlikle olur.. fakat zeka konusunda şüphelerim war çünkü zekayı düşünme gücüyle ölçebiliriz, hayvanların düşünemediğini bilioruz onların durumu daha farklı buna iç güdü dersek her hayvanda olduğu gibi balıkta da warlığı kabul edilebilir.. akıllılar kervanına katılarak bilgilerim doğrultusunda yorumum bu oldu..
zeka konuyu dallandırmayalım arkadaslar sonra sapla saman karısacak. zeka sorun çözebilme yetenegi pratik sonuc çıkarma vs dir. yani bir kaplan avını kovalar kaçırır bir dahaki sefer avını aynı yerde bukez ürkütür ancak pesinden degil oradaki cukur alanlardan giderek önune çıkar. vs gibi bir durumdur dusunce yani akıl gucu ise somut yada tumuyle soyut kavramlardan yine tumuyle soyut ancak ilk fikirden tumuyle bagımsız yargılara varma gucudur .yani zeka ve akılı karıstırmayalım hayvanlar zekidir. yani avının kaçış yolunu görur ve önlem alır. ancak avının ruh halini yada mezhebini kaç çocuklu olup olmadıgını , o dunyada neden oldugunu sadece insanlar dusunur. aradaki fark budur. balıklardaki hafıza ve acı duygusuna gelince. işte sapla samanorada ayrılıyor. memelilere göre acı duygusu yok demek bizi şuraya göturur. balık memeli degildir.yania ptaldır acı bile duymaz. biz memeliyiz hemde en zekisiyiz. fiziksel uyarı yokken bile acı duyarız. hepsinden ustunuz ve salak balıklar ölomeyi hakediyorlar. ne bilimsel dimi. Oysa NASA da bir grup bilim adamı söyle bir teori üretmiş. eger ömürleri 5000 yıl olan canlılar olsa aramızda yada 1 milyon yıl biz onların yasadıgını hissede bilirmiydik?.Yada onlar bizi. sanırım kavramlar bu teori ortaya atıldı atılalı baya degişti.dusunsenize bir balıgına cı duygusunu reddeden bencil düsünce yapısından bir kaya yada gaz bulutunun bile canlı olabilecegine dogru evriliyoruz. son söz. aptal bir balık dunya için bir insandan daha önemli vevazgeçilmezdir. İnsansız bir dunya kendinden bir sey kaybetmez yine hala mukemmel v eharukulade olur. ancak balıksız bir dunya çok sey kaybetmiştir.
Balıklarda acı çekme olayı. Bilim ve teknik dergisine bir okurun sormuş olduğu soru ve dergiden Aslı Zülal Hanım'ın vermiş olduğu cevap sanırım bu konuya güzel bir açıklama olacaktır. SORU : Bildiğim kadarıyla, bazı hayvanlarda acı bizim hissettiğimiz gibi hissedilmiyor (mesela balıklarda). Benim merak ettiğim şey şu: "acı duygusu" bu gibi ilkel hayvanlarda sadece irkilmeyle mi ortaya çıkar? Yani tek tepki bu mudur? Teşekkürler. (Bilge San) CEVAP : İlkin, balıkların “ilkel” canlılar olmadıklarını belirtmek istiyorum. Balıkların acı çekmediği; bunun nedenininse, insanlarda ve omurgalı başka canlılarda bulunan ve acı çekmede rol oynayan beyin yapılarının balıklarda bulunmaması olduğu söylenir. Ancak, bunun tersini gösteren araştırmalar var. Örneğin, İngiltere’den bir grup araştırmacı, balıkların derilerinde ve başlarında, dokularda zedelenme olduğunda bunu beyne ileten alıcılar bulunduğunu; balıkların, acı veren bir uyarıcıya çeşitli tepkiler verdiklerini gösterdiler. Alabalıklarla yapılan araştırmada, bazı balıkların çenesine, acı verici zehirli maddeler enjekte edilmiş. Balıkların bu duruma, başka tepkilerin yanı sıra, dudaklarını buruşturmak ve sallanmak gibi tepkiler de verdikleri gözlenmiş. Bu tepkiler, memeli canlılarda ve başka omurgalılarda acı çekmenin psikolojik göstergeleri olarak kabul ediliyor. Araştırmacılara göre, balıkların da acı çektiği açık. Kaynak : Bilim ve Teknik Dergisi (Aslı Zülâl)
İlkin, balıkların “ilkel” canlılar olmadıklarını belirtmek istiyorum. Balıkların acı çekmediği; bunun nedenininse, insanlarda ve omurgalı başka canlılarda bulunan ve acı çekmede rol oynayan beyin yapılarının balıklarda bulunmaması olduğu söylenir. Ancak, bunun tersini gösteren araştırmalar var. Örneğin, İngiltere’den bir grup araştırmacı, balıkların derilerinde ve başlarında, dokularda zedelenme olduğunda bunu beyne ileten alıcılar bulunduğunu; balıkların, acı veren bir uyarıcıya çeşitli tepkiler verdiklerini gösterdiler. Alabalıklarla yapılan araştırmada, bazı balıkların çenesine, acı verici zehirli maddeler enjekte edilmiş. Balıkların bu duruma, başka tepkilerin yanı sıra, dudaklarını buruşturmak ve sallanmak gibi tepkiler de verdikleri gözlenmiş. Bu tepkiler, memeli canlılarda ve başka omurgalılarda acı çekmenin psikolojik göstergeleri olarak kabul ediliyor. Araştırmacılara göre, balıkların da acı çektiği açık. Kaynak : Bilim ve Teknik Dergisi (Aslı Zülâl) Forumda vardı
bunu internette gecen okumuştum Balıklar da Acı Çeker... 30/04/2003 İngiltere’de araştırmacılar balıkların acı hissettiğini gösterir kanıtlar bulduklarını açıkladı. Uzun yıllardır balıkların acı hissetmesi konusunda farklı görüşler ileri sürülüyordu. Hayvanları koruma dernekleri ile balık avcıları, balık avının zalimce bir iş olup olmadığı konusunda anlaşamıyordu. Edinburg Üniversitesi ve Roslin Enstitüsü'nden bir grup araştırmacı, balıkların ağzına takılan oltaların hayvanlarda davranış ve psikolojik değişiklere yol açtığını tespit etti. 'BALIK HAFIZALI' deyimi İngiliz uzmanların yaptığı araştırmayla tarihe karışacak. Belfast Kraliyet Üniversitesi tarafından yapılan araştırmaya göre elektro şok verilen balıkların acıyı 24 saat boyunca hatırlayabildiği ortaya çıktı. Daha önce yapılan araştırmalarda acıyı hissetmediği düşünülen balıkların başında yüzde 58 sinir tespit edilmişti. Ayrıca acı veren şeylere karşı belirli tepkiler verdiği ortaya çıkmıştı. Bu bulgular bugün İngiltere Kraliyet Ulusal Bilim Akademisi tarafından yayınlandı. [/B]
http://www.youtube.com/watch?v=EXRTHFmorF4 İşte böyle bir şey yaparsak çeker.Yazık ya bırak olsun de öyle temizle.
Olay tam da benim balıkçımda geçiyor maalesef Bu tarz bir durumda hemen temizlemek gerekiyorsa önce kafasına vurulmalıdır. (Hemen temizlemek de neden gerekiyor derseniz bu konuda EmreCide kardeşimizin bir tespiti vardı ki haklıdır diye düşünüyorum)Her durumda av ve avcı arasındaki mücadele bittikten sonra (av yakalandıktan sonra) unutulmaması gereken bir istavrit ya da mırmır da olsa bir "can" alındığıdır. Ruhunu teslim eden, saygıyı hak eder... Bu açıkça vicdansızlıktır. Yazık...
Değil. Bunu profesyonel bir balıkçının yapması daha beter. Yazları ben yazlığa balığı oradan alırdım. Bunu izledikten sonra balıkçımı değiştirmeye karar verdim...
Yazıklar Olsun! Allah o adamın ....................Buraya neler yazarımda....Ya bu adam ezik bir kişilktir.Ufacık balığa eziyet etmek onu tatmin ediyor biliyorsunuz değil mi? Cidden söylüyorum bu zavallı adam çocukluğunda muhtemeldirki çok ezildi itildi...İçinde bastırdığı ezik kişiliği ufacık bir balığa eziyet ederek ortaya çıkarıyor.Sorsan süper birşey yaptı...Aferin be, alkış sana...Marifet sanıyor o yaptığını, etrafında 3-5 tane de dalkavuk vardır, vay be abi sen bu işi biliyorsun dediklerinde iş bitti...Bunu yapmak ezikliktir, acizliktir, vicdansızlıktır... Ben zıpkınla balık vurduğumda çok balığı şişi hemen çıkarayım balık kendisini yaralamasın derken çok kaçırdım balığı....Tamam biz avcıyız bizde öldürüyoruz onları ama şahsen ben hiçbir eziyet etmiyorum... Ayrıca eziyet etmemek elinde adamın...Bekle ölsün, hiç mi birşey yapamadın, kafasına vur, kafasını kes be önce, yazıklar olsun... Balıklar veya diğer canlılar kendi doğal yaşantılarında birbirlerine daha vahşiler... Bunu herkes bilir, sırtlan mesela geyiği, antilopu canlı canlı yer Aslan gibi boğmaz...Veya bir balık kendi boyuntundaki balığı yerken parçalayarak yer...Onlara birşey denemez.. Yani hayvanları doğası bu, ama biz insanız ama bu adam değil...Birde övünç gibi koymuşlar oraya Silivriliyiz falan diye bravo valla....Çok iş becerdin...Çok vicdansızmışsın mı dememizi bekliyor bununla mutlu mu olcuak...Yazık valla....
http://www.youtube.com/watch?v=wnlA_KoDj4U Birde buna bakın isterseniz ama işte bu tür herifler için söylenecek sözlerin burada yeri yok....
Psikopot bu ya acayip acayip bakışları var.Ne oldu şimdi bir iş mi becerdi?Gerçi arkadaşlar bunu insanlara yapanlar var ama yinede canlı canlıdır ayırt edilmemelidir.