Arkadaşlar selamlar. Malumunuz, neredeyse her Balık Avı Raporu altında, amatör balıkçılar için düzenlenmiş Tebliğ yüzünden tartışmalar çıkıyor. Tartışmaların ortak noktası ise Tebliğ'e uymuyor olmaları. Forumda, aynı zamanda Tebliğ'e uymayan avları eleştirenlere karşı olan bir kısım üye de mevcut. Onlara göre bu Tebliğ yüzünden rapor yayınlanmamakta. Yine bir kısım üye, amatör balıkçının avladığı balıkla denizde balığın bitmeyeceğini öne sürüp üyelerin birbiriyle kavga etmemesini önermekte. Bence Tebliğ'nin ne olduğu konusunda anlaşmamız gerekiyor; Tebliğ ne değildir? - Bir öneri değildir. Öneri, kişinin seçim özgürlüğü ile ilgilidir. Tebliğ ise, ona uyulmasını hükmeder. - Herkesin kendi kafasına göre yorumlayabileceği bir kurallar zinciri değildir. Balık isimleri, adetleri vs açıkça belirtilmiştir. - Ülkede, kanunları uygulama noktasında sıkıntı olması, kanun dışı eylemlerin, sosyal platformlarda, internette, kısaca umuma açık herhangi bir yerde paylaşılmasını mazur gösteremez, göstermemeli. Kanunların takibinde, denizler konusunda yaşanan sıkıntı, asayiş konusunda da yaşansaydı ne yapacaktık? Birisini öldürüp, ballandıra ballandıra forumlarda mı paylaşacaktık? Prensip olarak bakmamız lazım. Suç, suçtur. Sorarım size. Eğer kanunlarımız işliyor olsaydı. Balık tutulan her yerde görevliler olmuş olsaydı ve Tebliğ'e uymayan amatör, profesyonel balıkçılara hakettikleri cezalar kesiliyor olsaydı, bu kadar rahat bu raporları paylaşabilir miydiniz? Cevabınız evetse, cezası neyse çekmeyi göze almış biri olurdunuz, ve normal olarak bu forum gibi platformlarda paylaşmaya kalksaydınız aforoz edilirdiniz. Hayırsa o halde neden şu an paylaşmakta bir sakınca görmüyorsunuz. Arkadaşlar, belki amatör balıkçının avıyla denizde balık bitmez ama doğa anaya saygı ve en önemlisi amatör balıkçılığın ana ruhu biter, bitmek üzeredir. Saygılar, sevgiler...
Hadisenin ozu budur! :thumb: "Ülkede, kanunları uygulama noktasında sıkıntı olması, kanun dışı eylemlerin, sosyal platformlarda, internette, kısaca umuma açık herhangi bir yerde paylaşılmasını mazur gösteremez, göstermemeli.".... diyen yuregine, ellerine saglik dostum Kerem. Umarim bundan sonra teblige uygun olmayan avlari raporlayanlar, boyle raporlara elestiri getirenlere tepki gosterenler, "boyle elesiriler oldukca kimse rapor acmaz" diyenler daha sagduyulu davranirlar. Boyle boyle amator avcilik ruhunu hep beraber ozumseyebiliriz.
Sevgili Kerem İnşallah buraya geldiğinde belki Okan MOtelde,belkide benim teknemde bir maraton av esnasında balık kollarken yada beklerken uzunca bu konular üzerinde konuşuruz. Yarım asrı geçen balıkcılık geçmişimde çok uzun seneleri amatör tebliğ olmayan senelerle geçirdim. Bugüne kadar forumlardaki birkaç kardeşimin yazdıklarının haricinde hiçbir avcının,buna amatörler dahil elbette,limit yada tebliğ dışı av esaslarına harfiyen uyduğunu görmedim. Ancak forumlarda tebliğe güzelce uydurmayı becerenlere,yada zaten limiti tutturamayıp,limitimizi aldık avımızı sonlardık diyenlere sıkca rastladım. En eski,en çok ava giden ve yazan birisi olarak ben böylesine bir eyleme asla girmedim.Bu bakımdan sıkca forumlarda polemiğe düştüm,kimisinden banlandım. Ama çişzgimden dönmedim,dönmeyeceğimde. Bu şu demek asla değildir. Kanun,kural tanımaz bir avcı değilim.Arada limitleri kaçırabiliyorum,Artık benden istenen ve umulan iri trofe balıkları salmak yönündedir. Beraberce avlanırsak göreceksin tutma ve salma konusunda hayli titizimdir. Levreğin ardından eskisi gibi koşmuyorum.Bu sene iki adet yakaladım ve saldım.Tatlısuda tuttuklarımın büyük çoğunluğunu salarım.Hatta hepsinide salarım. Son yayın avlarımızda irilerini alıkoyduk,ufakcalarını hep saldık. Tebliğ hükümlerinin hepsinin isabetli olduğuna inanmam,yanlışlıklarla doludur.Yanlışa uymam,vicdanıma daha çok güvenirim. Örneğin sinagritin avlanma boyu 20 cm'dir.Bu muhteşem balığın 5 kg hesabında tutulması serbesttir tebliğde.Yani 300 gr ancak gelen bu palazlardan 15-20 tanesini tutsan tutabilirsin. Böylesine palazları tebliğe uygun diye alıkoyanların eli kırılsın derim. Keza levrekte boy limiti 18 cm'diydi sanırım. Birkaç kere alıkoymuş olsamda 1 kg'mın altında ve hemen üstünde tuttuklarımızı salarız biz. Birde sinagrit yada başka trofe peşine gitmişiz.Sıkca asla başımıza gelmeyecek şekilde bir tane yakalamışım diyelimki 5 kg avımı sonlandıramıyorum. Bunun üstesinden geleceğim ve salacağım göreceksiniz. Akya,orkinos gibi iri balıkları salmak kolayıma gelmektedişrde şu iri kırmızıları henüz salamadım. Alabalık tutarsam hepsini salarım,alıkoyamam,yiyemem. Bence hakiki amatör avcının sonunda ereceği nihai nokta,korumacı ve kollamacı hüviyete ermesidir. Her şartta,cevap alsada,alamasada şahit olduğu tebliğ dışı eylemleri anında yetkili birimlere ihbar etmesi lazımdır. Bu eylemi kerelerce cesurca yaptım.Yaşadığım bölgede böylesine avı kolayına kimse yapamaz bu sakallıdan çekinirler. Falan,filan işte böyle birisiyim. Sevgimle kal
15 gr.lık hamsiyi, 30 gr.lık sardalyayı, istarviti, 600 gr.lık karagözü, çipurayı, '' Bunlar iri '' diyerek alıkoymak, 2 - 3 kiloluk akyayı, 3-5 kiloluk orkinosu '' Bunlar daha yavru '' diye salmak, daha doğrusu salabilmek; işte bence vicdani muhasebe, vicdani limit bu olmalı.
:clap2: :clap2: :clap2: :clap2: Dürüstlüğünden ötürü canı gönülden ellerinden öpüyorum usta. :thumb: Bende kendimi geliştirmeye çalışıyorum bu konuda. Levrekle mücadelem devam ettiği gibi nefsimle mücadelem de devam edecek. Sevgiler...
"Arkadaşlar, belki amatör balıkçının avıyla denizde balık bitmez ama doğa anaya saygı ve en önemlisi amatör balıkçılığın ana ruhu biter, bitmek üzeredir." Benim en beğendiğim kısmı burası oldu. Tebrik ederim.
Kod: Forumda, aynı zamanda Tebliğ'e uymayan avları eleştirenlere karşı olan bir kısım üye de mevcut. Onlara göre bu Tebliğ yüzünden rapor yayınlanmamakta. Bu çok sinir bozucu bir durum. İnsanlar eleştiri almaya kabullenemiyor. Hemen bi sataşma karşı çıkma, asarım keserim havaları başlıyor. Bizler kesinlikle vazgeçmemeliyiz, balık neslinin devamı için bu tür uyarıları hep yapmalıyız. O tür insanların raporlarına da ihtiyacımız yok zaten. Ufak bir benzetme yapmak istiyorum. Bir gün bir konfeksiyon atölyesine gittim, içerisi bir lokantayı andırırcasına tertemizdi. (Normalde çok kirli olması gerekiyor, ipler kumaş parçaları makina yağı vs...) Düşündüm dedim ki burda kızlar çoğunlukta o yüzden temiz oluyor diye ama öyle değildi sonradan farkettim ki bir tabela asılmış her bölüme, bazı bölümlerde aynı tabeladan 2-3 tane var, Her açıdan görünsün diye bol bol asmışlar ve bütün çalışanlarda o tabelaya uyuyor. Tabelada da aynen şu yazıyor "BİREYSEL TEMİZLİK TOPLUMSAL TEMİZLİKTİR". Böyle bir konuya ihtiyaç vardı, teşekkür ederim.
Ben tutmasam onlar başkaları tutacak diyenleri tez olarak taksimde sallandıralım. Çok geyik oldu, Taksim de değilde başka yer bulmalı. Sallandırmasak da olur, en iyi denize atalım sonra peşine her türden binlerce insan takalım avlamaya çalışsın lavukları.
Sen bu satırları yazarken, ben de linkteki satırları yazıyormuşum. Tesadüf işte. (Sallandırma ile ilgili son mesaj) http://www.balikavi.net/forum/showthread.php?t=45313 Muhalif fikir diye yazmıyorum. Seninkinin latife olduğu belli.
Herşeyle mücadele edilebilir ama cahillikle mücadele gerçekten zor. Ne yazık ki insan çoğu zaman Uluç'un latifeyle söylediği şeye yakın hissediyor. Adamlar hala Vicdani Sirküler deyip duruyor! Yarın biri mahkemede çıkıp benim Vicdani Kanun anlayışıma göre bana vuranı vururum diye savunma yaparsa hiç şaşırmam! Allah bunlara akıl vermemiş, o belli. Biz toplum olarak ne verebiliriz işte onu bilemez bir haldeyim.
İşletmeciler bilir, seksene yirmi kuralı vardır. Yüzde seksen'i oluşturan faktörler nelerse onlara göre bütçe ve plan yapılıp strateji oluşturulur. Yüzde yirmiyi oluşturan dünya kadar faktör ise sonra incelenmek üzere gözardı edilir genelde. Elimdeki çöpü atmak için bir çöp kutusu arıyorsam ve bulamıyorsam ne yaparım? Nispeten pis bir yere bırakırım. Pis yer yoksa cebime koyarım. Yüzde seksenimiz böyledir herhalde. O halde yüzde yirminin bıraktığı çöpleri de gördüğümüz yerden alırsak temiz kalırız. Yoksa biz de yirmiye uyarız. Bu kadar basit. Birbirimizin pisliğini temizleyeceğiz. Pis olanları dövmeden eğitmiş oluruz. Pisler göze battığından dolayı çokmuş gibi görünüyor. Halbuki yirmiden çok değiliz.
Ben vicdani sirkülerime uyarim diyen torbacinin önde gidenidir. Vicdani sirküleri istavrit için 7cm mesela.. Torbacisin iste bu kadar basit
Vicdani sirküler eğer mevcut sirkülerden daha fazla sınırlama getiriyorsa bir anlam taşır. Örneğin çinekopta sınır 20 cm. adam ben 25'ten aşağısını avlamam diyorsa o kişi ayakta alkışlanır. Ama bu lafı ağzından düşürmeyenler tam tersini tapıyor. Mevcut limitlerin altında balık yakalıyorlar buna da vicdani sirküler adını koymuşlar. Kuralları kendim belirlerim veya kural tanımam demenin bir başka türlüsü.
Mevcut Tebliğ'e uyulması iyi bir başlangıç olur. Hep konuşuyoruz aslında 20 cm çok az diye. Doğru da. Ama daha henüz bu limite uyulmazken, limitlerin olması gereken sınırlara yükseltilmesini nasıl bekleyebiliriz ki? Bu işin ceza uygulama kısmının düzeltilmesi gerekiyor. Düşünsenize, bugün görevli birkaç memur, atıyorum Galata Köprüsüne bir uğrasa, kovaları kontrol etse ve limit altı balık tutanların malzemesine el koysa, okkalı bir ceza yazsa merak ediyorum acaba burada vicdani sirküler diye atıp tutan arkadaşlar bir daha cesaret edebilir mi Tebliğ'e uymamaya. Arslan'ın olmadığı yerde maymun kendini kral zannedermiş. Bizimkide o hesap.
Aret e katılıyorum,eğer vicdani sirküler yasal sirkülerden fazla ise problem yok.Örnek vermek gerekirse yasal sirküler levrek için 18 cm deniz turnası için 60 cm ama levrekte 35 cm deniz turnasın da 70 cm den aşağısını suya iade ediyorum ve birlikte avlandığımız tüm arkadaşlarım aynı hassasiyeti gösteriyor.Yani sabaha kadar 10 saat at çek yaptık 25 cm de olsa levreği alırım diye bir şey yok.Kaç defa 6-7 kişi atçek yapıp, suya iade edilen balıklardan sonra elimiz boş döndük ama bu bir dahaki sefere vicdani limitlerimizin dışına çıkma bahanesi olmadı.Fakat görüyorüm ki zaman zaman hava,yol vb. şartlar bahane edilerek limit altı avlar meşru gösterilmeye çalışılıyor, şartlar ne olursa olsun limit altı av kabul edilemez ( eğer gerçekten doğaya saygılı ve insan olarak vicdan sahibi bir amatör avcıysak )
Çok güzel bir konu ve güzel bir uyarı, zaten bizler buraya girerken veya üye olurken bu sirkülere bu kaidelere uyacağımızı belirtmiştik ve de arada sırada uymayan bir iki kişi gördüysem onlarında bilmeden yaptığına inanırım, bizler gibi amatör balıkçılık sitelerini bilen ve üye olup okuyan insanların sayısı zaten sayımız ortalama bana göre % 10 civarındadır, ükemizin denizlerinde, göllerinde, nehirlerinde, ırmaklarında bu sirküleri falan bilmeyip eline olta alan ve istediği kadar balık tutan zaten bu ülkede balık satmanın da yasak olmadığı ve kontrol edilmediği için uymayan, bana göre diğer % 90 amatör balık avlayan olta balıkçılarını nasıl uyarmalı ve nasıl eğitmeliyiz, onlara bu kuralları nasıl öğretmeliyiz. İstanbul boğazında balık avlayan arkadaşlarımız çok vardır görüyorlardır yan tarafındaki balıkçılar bir kaç kova istavrit, lüfer, çinakop avlarlar ve hemen oracıkta satarlar onlara kim müdahele edebilir bence en önemli konu işte bu yanlışın devlet tarafından ele alınıp daha fazla kontrol edilebilir bir hele getirilmesidir, hepimizin altına imza atıp yollayabileceğimiz bir devlet kurumuna yollayabileceğimiz bir uyarıcı yazıyı yazmamız ve hepimizin oraya göndermemiz gibi bir aksiyon yapmamız gerekir diye düşünüyorum, ellerine sağlık sevgili Kerem kardeşim sevgiler hoşça kal.