Balıkçılık Nereye Gidiyor..

Konu, 'Makaleler' kısmında bulsep tarafından paylaşıldı.


  1. Lüferin bollaştığı bu günlerde, 37/2 numaralı sirküler dâhilinde belirlenen boy limitlerinin sıklıkla çiğnendiğini görüyoruz. Lüferdeki boy limiti sirkülere göre 14cm olmasına karşın bu düzenlemenin “14 cm altı çinakop olur” bahanesi ile hiçe sayıldığına üzülerek şahit oluyoruz. Balık tezgâhlarındaki manzaraya bakıldığında bu limitlerin çiğnendiği açıkça ortada ve daha da üzücü olanı bu kural çok ciddi biçimde ticari balıkçılar tarafından çiğneniyor. Tüm dünyada bilinçsiz avlanmalara yönelik ülke meclislerinde kararlar alınıyor, balık stoklarının korunması için yapılan düzenlemeler ve projeler için milyon dolarlarca paralar harcanıyor günümüzde. Ülkemiz ticari balıkçılarının gelecekte bu türü bir daha göremeyecek olma pahasına da olsa, yarınlarını hiç düşünmeden, adeta bir türü göz göre göre katletmesi ve buna hiçbir yetkili merci tarafından takip, ceza ve uyarı gelmemesi ‘acaba bu sektör kaderine mi terkedilmiş’ sorularını akla getiriyor.

    Geçtiğimiz günlerde Avustralya hükümeti, amatör balıkçılığın gelişimine yönelik 55 proje için 15 milyon dolarlık kaynak kullanımını onayladı. Sportif balıkçılık artık tüm dünya üzerinde özellikle sanayi ve tarım yoksul kesimlerde çok önemli bir gelir kaynağı haline geldi. İngiltere’de önümüzdeki 10 yıl içinde en çok ilerleyecek spor dalı olarak sportif balıkçılık gösteriliyor. Diğer yandan Fransa’da avlanma yasaklarını ihlal eden ticari balıkçılara tarihi cezalar veriliyor. İç suları kirleten şirketlere kapatma cezalarının verildiğini görüyoruz. Çok kapsamlı bir şekilde balık stoklarını koruma çalışmaları yürütülüyor. Yine İngiltere’de bazı okullarda balıkçılık dersleri verilmeye başlandı. Tüm bunlar artık ekonomik olarak ta sportif balıkçılığın ne kadar önemli olduğunu gösteren işaretler. Öte yandan sportif balıkçılığın toplumda suç oranlarını azalttığına yönelik çok ciddi çalışmalar mevcut. Öyle ki rehabilitasyon merkezlerinin programlarına dahi giren bir sektörden bahsediyoruz. İngiltere’de 100 yıllık geleneklerin bozulup, ticari balıkçılık yanında sahil yörelerinde sportif balıkçılığın takibi ve gelişimi için komiteler kurulduğunu görüyoruz. Ve bu komiteler özerk bir yapıda değil, devlet kurumları olarak statülendiriliyor ve bütçeden pay veriliyor. Tüm yukarıdaki örnekler, artık sportif balıkçılığın yalnızca keyif sporu olmaktan çıkıp, tıpkı futbol gibi bir sektöre dönüştüğünü gösteriyor. Bir çok takım ve ülke bazında, 53.sü Portekiz’de düzenlenen ve her yıl bir ülkede dünya şampiyonalarının düzenlendiği ve kendi federasyonuna sahip, aynı zamanda yerel liglerin olduğu bir sektörden bahsediyoruz. Artık Avrupa’da balıkçılık sadece ticari değil, ticari ve sportif balıkçılık bir bütün olarak algılanıyor.

    Yukarıdaki örnekleri vermemizin sebebi, suiistimaller neticesinde parlayan bir yıldız olan sportif balıkçılığın geleceğinin yok edilmek üzere olduğunu ve Avrupa ülkelerinin bunun önüne geçmek için çok ciddi kaynak ayırdıklarını göstermek içindir. Olaya diğer bir perspektiften bakacak olursak, artık ülke gözünde ticari balıkçılığının total olarak sağladığı fayda ile zarar kıyaslandığında, neredeyse başa baş noktasına gelindiği gerçeğidir. Oysa ki sportif balıkçılık irdelendiğinde, neredeyse balık stoklarına hacim itibari ile hiçbir zarar vermeyen ve özellikle yoksul kesimlere çok ciddi ekonomik girdi sağlayan bir spor karşımıza çıkıyor. Amatör balıkçılığın gelişimi için yapılan çalışmalar da bu bağlamda kilit nokta olarak değerlendirilebilir.

    Fakat bilinçsiz avlanma ile birçok balık türünün neslini tehlikeye sokan çoğunlukla ticari balıkçılar ve çevreyi kirleten sanayi üreticileri, günümüzde ve artarak gelecekte ülke ekonomisine bu kadar ciddi yarar sağlayacak sportif balıkçılığın en önemli unsuru olan “balık” türleri ve stoklarını adeta baltalamaktalar. Bu acı tabloyu gören Avrupa ülkeleri, amatör balıkçılığın gelişimi için kaynak aktarıp komiteler kurarken, usulsüz avlanan ticari balıkçılar ve suları kirleten firmalar için de bir o kadar acımasız ve yüksek meblağlarda ceza ve yaptırımlar uygulamaktadırlar.

    Kesinlikle ticari balıkçık yapılmasın gibi bir düşüncemiz veya önerimiz olamaz. Hiçbir ülkede ticari balıkçılığın önünün kesilmesi gibi bir niyet olamaz. Fakat yapılan suiistimaller, sektörün getirdiklerinin birçoğunu götürmekte. İşini kurallara göre yapan ticari balıkçıların emeklerinin bazı korsan meslektaşları tarafından çalındığı da bir gerçek. Bir tarafta limitler dâhilinde avlanıp örneğin tuttuğu 2 ton balığı satarak kazanç sağlayan dürüst kaptanlar, diğer taraftan 1 tonu kurallara aykırı tutulmuş 3 ton balık satarak kazanç sağlayan ve katliam yapan korsan kaptanlar.

    Dileğimiz ve temennimiz hem sportif bazda hem ticari bazda hem de sanayiciler bazında kurallara uyulması ve gelecek nesillere her tür balığın bulunduğu tertemiz denizlerin, göllerin ve nehirlerin emanet edilmesidir.

    “Araştırmaya göre Türkiye'de yaşayan 62 balık türünün 41'i yok olmak üzere. Bu türlerin 18'inin yalnızca tek bir noktada kaldığı belirtilirken en az 11 türün ise önlem alınmadığı takdirde birkaç yıl içinde tümüyle yok olmasından endişe ediliyor. Doğa Derneği Önemli Doğa Alanları Sorumlusu Murat Bozdoğan, "Türkiye'nin su kaynaklarının yönetilmesinden sorumlu kurum olan Devlet Su İşleri'nin göl ve akarsularımızı sadece su kütlesi olarak değil, içindeki paha biçilmez gen kaynaklarıyla birlikte koruması ve kullandırması gerekiyor." dedi. Doğa Derneği'nin bu çalışması, son zamanlarda sıkça gündeme gelen sulak alan kaybının balık türleri üzerindeki etkisini ortaya koyan ilk araştırma. Araştırma, Hacettepe Üniversitesi'nden Prof. Dr. Füsun Erk'akan ve Niğde Üniversitesi'nden Doç. Dr. Ahmet Karataş'ın desteği ile yürütüldü.”

    37/2 numaralı sirküler sportif balıkçılık ile ilgili, 37/1 numaralı sirküler ise ticari balıkçılık ile ilgili kural, kaide ve limitleri belirlemiştir.


    Sayın Mehmet AYDOĞAN' dan ALINTIDIR..
     
  2. ufukkula

    ufukkula ufuk

    Yaş:
    39
    Mesajlar:
    1.537
    Şehir:
    İzmir
    En İyi Avı:
    Henüz yakalamamış olduğum
    Teşekkürler..Güzel ve bilgilendirici bir yazı.Mehmet Aydoğan'ın diğer yazılarını da okumak da fayda var.Beğeniyle takip ediyorum şahsen.Amatör balıkçıklık sadece balık tutmak değil aynı zamanda doğa dostu olup birşeyler de yapabilmektir.
     
  3. bülent abi bu güzel yazı için teşekkürler.Eminim hepimiz için fayda sağlayacaktır...
     
  4. derya__kuzusu

    derya__kuzusu Manyak Müjdat :)

    Yaş:
    53
    Mesajlar:
    7.966
    Şehir:
    izmir/bornova
    Favori Kamış:
    olta
    En İyi Avı:
    yayın 4,5 kg.-4,kg.Lambuka
    İnşallah sadece iki prof tarafından incelemeyle kalmaz ve kurallar gerçek yasalarla korunur aynı zamanda sadece sirküler gereği değil vicdanen biz insanlarda bunlara uyar ve riayet ederiz .
    Teşekkürler Bülent abi.baya emek sarfetmişsin.