Balıkçılık yardımlaşma işimidir yoksa yardımcı olmaktan kaçmak ve ilgilenmemekmidir??

Konu, 'Genel Konular' kısmında hapy08 tarafından paylaşıldı.

  1. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Muvaffak abi, böyle bir denklem yok. Oltacılık sevgisi ile insanı sevmek başka bir şey. Balığa gidince yanında insanı fıtık eden birinin olmasını istememek başka bir şey.

    Ve balıkta yanında kimsenin olmasını istemeyen adam, insan sevgisine sahip olmaz diye de bir şey yok.

    Kimisi balığı bahane eder, muhabbete şahane der. Kimisi ise, muhabbet edeceksem niye bu kadar yol tepeyim der, kahveye gider. Bunlar olağan şeylerdir.

    Kendi adıma, yalnız avlanmayı sevmem. Hatta o yüzden, balık filan olmayacağını bile bile Galata'ya filan giderim sık sık. Balık olsa da, olmasada, insanların arasında olmak hoş olur.

    Külli acemi, daha kamışı, makinesi dahi olmayan insanları, buyur edip, malzeme vs. sağlayıp, balığa gitmişliğimiz de çok olmuştur. Kısaca, ben bu mevzuya yalnız balık avı en çekilmez balık avıdır şeklinde bakarım.

    Ama herkes böyle düşünmek durumunda değil. Ve bahsettiğimiz sebeplerden yanında bilhassa acemi biri olsun istemez. Bazıları başka sebeplerden de istemez. Bu ayrı bir şeydir ve saygı duymak gerekir, çünkü gerçekten onun özgülük alanına sınır koyan, daraltan bir durum ortaya çıkmaktadır.

    Paylaşımcılığa gelince. Olayın şöyle bir yönü var. Ben sırtımda yük etmiş, bilmem nereye bir sürü kurşunu taşımışım. Beyefendi ise, oh ne rahat, gelsin, senden otlansın kurşunu. Hah, işte bu noktadaki farkı anlamak lazım. Acemiysen, beceremeyip takıyorsan, ona göre bol malzeme ile geleceksin. Bunu suistimal etmeyeceksin.

    Ama adam gelmiş, unutmuş atıyorum sıyırtma kurşunu getirmeyi. Biz ona seve seve veririz elimizdekini. Kısaca olay, ihtiyaç hasıl olması olayı değil. Olay, acemiliği istismar etmek olayı.

    Ve acemilerde genelde bunun farkında olmaz. İşte ters olan budur. Aceminin balık tutmayı öğrenmek, yem tutmak, takım yapmak, atmak, çekmek vs. kadar, malzeme tedariki, temini, avlak paylaşımı vs. gibi şeylerde de ustalaşması gerekir.

    Bu noktada, kendi adıma acemilere yardımcı olurum. Kurşunu eksikse veririm seve seve. Ama öncelikle "Kendine şöyle şöyle bir kutu al, içinde, şu şu kurşunlardan olsun." şeklinde, "Şuradan şöyle şu malzemeyi alabilirsin" şekilnde tecrübe aktarmayı da ihmal etmem.

    Fakat herkes böyle olmak durumunda değil. Ve biz "aman böyle yapın" desekte, ipleyecek hiç değil.

    İşte o nedenle diyoruz ki, "Beyler, bunu bunu yaparsanız, kimse sizin yanınızda olmanıza ters bakmaz." Ha, bu tavsiyelere uyarsınız, gittiğiniz her yere sığarsınız kolayca. Zamanla insanların tecrübelerini de paylaşırsınız. Ama yok yapmazsanız, neden böyle diye karşınızdakini itham eder, bencillik vs. ile suçlarsınız. Ama işe yaramaz, o ayrı mesele.

    Gelelim, öğretmek meselesine. Ben balığa gelmişim. Sana anlatana kadar, iki at çek yapsam belki balığım gelir. Sana gösterene kadar, oltamın ucuna baksam belki balık vurur. Zaten evde karının dırdırından kaçmışım, sana anlatana kadar kafayı dinlesem biraz huzur olur.

    Ve bunları düşünen her kimse, bu isteklerinde de haklıdır. Zira öğrenmenin yolu birilerini kafasını ütülemek, onun vaktini almak değildir sadece. İzleyerek, bakarak, inceleyerek öğrenmeyi becerebilmek lazımdır. Birilerinden "aman sen işini, gücünü, keyfini bırakta, bana şunu öğret" deme hakkınız yok. Zira bu aslen onun zamanını almak demek.

    Ha, bana söyleyenlere ben oturur uzun uzun anlatırım, gösteririm. Yaptırırım, püf noktalarını söylerim, uğraşırım. Bu ayrı bir mesele. Ama birilerinin böyle yapmak istememe hakkı olması ayrı bir mesele. Ve bu hakka saygı duymak lazım.

    İşin daha ilginci de şudur. Eğer siz karşıdakinin bu hakkına saygı duyarsanız, o büyük ihtimalle yakın bir zamanda sizinle bildiklerini paylaşmaya kendisi gönüllü olacaktır.

    Çünkü, sosyal vaziyetler, karşılıklıdır. Benim senden öğrenecek bir şeyim varsa, senin de benden öğreneceğin şey vardır. Kişi bunu içgüdüsel olarak anlar. Eğer sen onun alanına, yani hak ve özgürlüklerine saygı duyarsan, bunu duyduğunu hissettirirsen, o zaman o alanı senle paylaşmayı isteyecektir.

    Kişinin aklından geçmez, içgüdüsel bir davranıştır bu. Size düğüm atmayı öğretirse, yarın oradan şu balık çıkıyormuş, bu yem daha iyi iş yapıyormuş vs. gibi bilgileri de senden edinebileceğini hisseder, aklında fikrinde olmaz. Böylece sizinle paylaşımcı olmaya gönüllü olacaktır mutlaka.

    Örneğin ben neden avlağımı senle paylaşayım? Yakup hocam bu husustan dem vurmuş, haklı olarak. Eğer sen o avlağın benim olduğunu anlıyor ve buna saygı gösteriyorsan, öğrendikten sonra orayı tarumar etmeye çıkmıyorsan, bir sürü adama avlağı ifşa edip işgal ettirmeyeceksen, kısaca, benim avlağıma saygı duyacaksan, elbette ben senle orayı paylaşırım.

    Ama tersini yapacaksan, neden ben keşfetmek için bir sürü emek ve masraf yaptığım avlağı sana açıklayayım ki?

    Ve eğer karşılklı bu güveni ortaya koyabildiysek, benden aldığın avlak bilgisinin karşılığı olarak senden de bir diğer avlağı alacağımı bilirim zaten. O yüzden paylaşmaya senden daha çok gönüllü olurum.

    Kısaca, bahsettiğimiz bu gibi hususlar olayın sebeplerini ortaya koyar. Sizin de çıkıp, Mevlanacılık, Karmacılık yapmanız veya lanet olsun böyle tiplere diyerek eyyamcılık yapmanız neticeyi değiştirmez. Ama bahsettiğimiz gibi hususlara dikkat ederseniz, bir iki asosyal tip dışında herkes sizle paylaşımcı olacaktır, emin olun.
     
  2. roy

    roy roy

    Yaş:
    48
    Mesajlar:
    4.646
    Şehir:
    dünya
    Favori Kamış:
    Ron Thompson heavy telecoast, daiwa crossfire,lineaeffe extreme,Pezon&Michel Rafale pro pike
    Favori Makine:
    Daiwa tournement entoh 5500, Mitchell compact gold 7000 , Okuma Razor 65, Daiwa procaster A 4000
    Vallaha serdar abi çok samimiyetle yaziyorum bu ise yeni baslayan birinin en büyük hatasi senin gibi bir ustayla baliga çikmak olur. Senin sistemlerin bilgin tecrüben bu ise yeni baslayan birini aninda sogutur balikciliktan :)
     
  3. 33orfoz

    33orfoz Mustafa

    Yaş:
    44
    Mesajlar:
    368
    Şehir:
    MERSİN
    Favori Makine:
    Makina kullanmam , balık ile aramda misinadan başka bir şey istemem...
    En İyi Avı:
    Ceylan - 6,5 kg , 8 Tane Barracuda
    amatör balık avcısına göre usta-üstad kimdir ?

    Yukarıdaki başlık sanırım bu konunun cevabını veriyor .... Usta yada üstad her neyse ....
    Bu işe nasıl başladığını unutan ,
    Yardımlaşmayan ,
    Paylaşmayan ,
    Hoşgörmeyen ,
    Kıskanan,
    USTA yada ÜSTAD değildir .
    İsterse dünyanın en büyük balıklarını yakalasın umrumda değil ....

    Bilgisini , becerisini , hoşgörüsünü , imkanları doğrultusunda malzemelerini benimle paylaşan herkes ustamdır , üstadımdır .....
     
  4. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Yok böyle bir şey orfoz..

    Bende derim ki, bana aferim diyen ustadır, bravo diyende üstad...

    Usta ve üstad tanımı bellidir. Hiç kimse, paylaşmıyor yada hoşgörmüyor etmiyor diyerek usta veya üstad olmaktan çıkmaz.

    Bir husus önemlidir. Usta'nın ve üstadın aynı zamanda birde öğretici yanı olur. Usta çırak vaziyetinde. Çırak, ustasından öğrenir. Ama gidip ustasının çırağa öğretmesi beklenmez. Öğrenmek, yani paylaşım, ustanın değil, çırağın yükümlülüğündedir.

    Biz ustalarımızdan çok dayak yedik yeri geldiğinde, sanayide vs. Yok öyle, aman bana anlatsın, paylaşsın filan... Bilgi, sanat ve zanaat öğretilmez, öğrenilir. Rahatınızdan vs. fedakarlık edip, öğrenmek için bir sürü şeye ki, ustanın ensenize gelecek şaplağı da dahil, katlanmanız gerektiğini bilmelisiniz.
     
  5. isottevfik

    isottevfik Tevfik

    Mesajlar:
    4.310
    Şehir:
    B U R S A
    Favori Kamış:
    SHIMANO Catana BX 240 Tele
    Favori Makine:
    SHIMANO BIOMASTER 5000 CFB
    Yani kısaca, amiyane tabirle, '' Para var,dosluk var; para yok doslukta yok. ''hihi hihi

    Ben, imkanlarım dahilinde, konuyla ilgili her şeyimi, sizlerle ve çevremle paylaşmaya hazırım.

    Tabii, sadece ve sadece bir '' abiniz '' olarak. :p :p
     
  6. sazan_kolik

    sazan_kolik saffet

    Mesajlar:
    250
    Şehir:
    izmir
    Favori Kamış:
    Mitchel atlantis 390.lineaeffe oyster 390 albastar leo 350
    Favori Makine:
    Mitchel armada 7000.Lineaeffe rapid carp 65 albastar kk 70
    En İyi Avı:
    10 kg aynalı sazan 17 kg yayın 3.5 kg alabalık
    sadece ışıldak fosfor yani ihtiyacım icin balıkmalzemesi satıcısına girdigim zaman bir kac kurşun ve kanca alırım ne olur ne olmaz cesitli ebetlarda boyda agırlıkta toplam 5 kilo kursun vardır takım cantasında ben her balıga gidisimde kulansamda kullanmasamda o 5 kilo kurşunu hamal gibi tasıyorum. acemi kardeş alacak tek takım ilk atışta onuda taktıracak hadi bitane yaptık verdik ben iyi bir balıkcı oldugum halde bir dünya duzen bırakıyorum acemi onuda bırakır işi gücü bırakayım aksama kadar acemiye olta duzenegi yapayım ben cekemem acemiyi kimse kusura bakmasın. atarke nekadar olta varsa onların uzerine atar hadi hepsini cek yeniden at dolasanları ayıklastır takılıp kalanları yeniden bagla zaten biraz balık keyfimiz var sakin sakin takılacagız onuda acemi yuzunden mundar etmeyelim.
     
  7. sea_basser

    sea_basser ahmet

    Mesajlar:
    43
    Şehir:
    Antalya
    Favori Kamış:
    alba star 2.4 m olta
    En İyi Avı:
    75 cm barakuda
    maksat stres atmak eğlenmekse siz de haklısınız
     
  8. hapy08

    hapy08 MURAT

    Yaş:
    34
    Mesajlar:
    23
    Şehir:
    MUĞLA
    eyv abicim çok saol ara sıra geliyom göceğe özkan abi var bizim onunda sözü balığa ama daha götürmedi gelirsem bulurum seni mutlaka...
     
  9. hapy08

    hapy08 MURAT

    Yaş:
    34
    Mesajlar:
    23
    Şehir:
    MUĞLA
    göllerde sıkıntı olur tabi ama denizde hiç sanmıyom.dalga sesinden kendini duyamıyon çoğu yerlerde.balık tutma işi zevk işi be abi bunu bu kadar abartmaya gerek yok.iki balık çekcen diye genç vede tecrübesiz insanların kalplerini kırmamak lazım.bende hastasıyım ama asla yapmam...(büyük konuşmamak lazım tabi ama yapmam inş:))
     
  10. 33orfoz

    33orfoz Mustafa

    Yaş:
    44
    Mesajlar:
    368
    Şehir:
    MERSİN
    Favori Makine:
    Makina kullanmam , balık ile aramda misinadan başka bir şey istemem...
    En İyi Avı:
    Ceylan - 6,5 kg , 8 Tane Barracuda
    Size AFERİM diyorum . ben üstad mıyım şimdi;)

    Ustanın öğretici yanı olur diye eklemişsiniz ama benim yazımda '' bilgi , beceri paylaşımı '' olarak zaten var .
     
  11. 33orfoz

    33orfoz Mustafa

    Yaş:
    44
    Mesajlar:
    368
    Şehir:
    MERSİN
    Favori Makine:
    Makina kullanmam , balık ile aramda misinadan başka bir şey istemem...
    En İyi Avı:
    Ceylan - 6,5 kg , 8 Tane Barracuda
    Acemi balıkçıya karşı bakış açımız 180 derece ters , ancak bu çok doğal , olabilir . Sizinle aynı fikirde olmasamda size ve düşüncenize saygı duyuyorum .
     
  12. 33orfoz

    33orfoz Mustafa

    Yaş:
    44
    Mesajlar:
    368
    Şehir:
    MERSİN
    Favori Makine:
    Makina kullanmam , balık ile aramda misinadan başka bir şey istemem...
    En İyi Avı:
    Ceylan - 6,5 kg , 8 Tane Barracuda
    O metinden bu anlamı nasıl çıkardınız anlayamadım . Yaşınıza ve hayat tecrübelerinize hürmeten , metin içerisinden iki kelimeyi makaslayıp , asıl resmin önüne koymanıza da çok şaşırdım .

    İmkanlar dahilinde malzeme paylaşımı derken şunu kastettim :Acemi demek sadece balık tutmada yetersiz ve tecrübesiz demek değildir . Acemi balıkçı yanına alacağı alet edevatın miktarını ayarlayamayabilir , yer yer eksiği olabilir . Bu da acemiliğin bir parçasıdır .

    Çantasında bulunan fazladan kurşunu veya iğneyi her neyse , ihtiyaç halindeki acemi ile paylaşmıyorsa birisi , benim gözümde üstadı bırak , balıkçıyı bırak adam değildir . Bu benim düşüncemdir , kimse kabul etmek zorunda değildir . Karşı görüşlere katılmamakla beraber saygı duyarım .

    Paylaşımla ilgili bu düşüncemi okuyan ve paylaşmayı maddiyat olarak algılayan herkes yaşantılarına kaldıkları yerden devam edebilirler . Bu onların hayatları ve onların seçimleri , saygı duyarım .
     
  13. mufi

    mufi Muvaffak İŞMEN

    Mesajlar:
    3.332
    Şehir:
    İzmir
    Favori Kamış:
    kıyı balıkçılıgı standart malzeme oltakamışı ve makine
    Favori Makine:
    Daiwa GS 9
    En İyi Avı:
    her av iyidir yeterki usule uygun olsun
    ...:) 2 satır yazdım amma cevap yazmışsın be ya ? :D :D :D

    benim sözüm en başıından insan tanımak istemiyenlere.. yani bir kezde olsun bir arkadaşa tanıma fırsatı vermeyenlere...

    - bu insan ile bir kez gideyim tanışayım bakayım nedir inmidir cinmidir

    deme zahmeti göstermiyenlere... ..;) :)
     
  14. jigging

    jigging Caner

    Yaş:
    45
    Mesajlar:
    1.213
    Şehir:
    Istanbul
    Favori Kamış:
    Penn spinfisher surf & Lineaeffe sorrento & Lucky Craft ESG II
    Favori Makine:
    Penn Surfmaster 750 & Shimano Ultegra XTB & Exage 4000fa & shimano twinpower 4000xg
    En İyi Avı:
    seni meraklı, hadi ordan... nazar değdireceksin..
    Balıkçılık yardımlaşma işi değildir...

    Hele amatör balıkçılık bir iş hiç değildir...

    Yardımlaşma işleri için vakıflara ve derneklere üye olmalı ve onlar kadar sizde madem bunu istiyorsunuz, katkıda bulunmalısınız... amatör balıkçılık bunun ne yeri nede görevidir.. bundan kastınız kurşun, iğne gibi yardımlaşmaysa tabiki bu olmalıdır..

    Amatör balıkçı bir öğretmen değil, haftanın belli bir gün veya günleri hatta bizim gibi sadece izinlerde balığa gidebilen insanlar için bir hobi sadece...

    Nasıl insanlar bu tür sitelerde gönüllü olarak öğreticiliğe katkı sağlıyorlarsa ve insanlar okudukça, gördükçe öğreniyorsa...

    Yeni başlayan biride balık tutan birinin yanına gidip, rahatsız etmemeli... amaç öğrenmekse, oturulur yanına, ne yapıyor, ne ediyor, bakılır, öğrenilir... siz bakabilir miyim takımınıza dediğinizde kimse size bir şey demez.. yeter ki siz öğrenmek isteyin... ama ikide bir soru sorup, o kişinin haftada geçirdiği bir kaç saatini böyle alıkoyuyorsanız, bu hiçte yakışık olmaz... herşeyin bir yolu yordamı var..

    Av biter, o sırada gidip yanına istediğinizi sorarsınız, bu çok normal ve kimse de geri çevirmez herhalde, sorularınızı topluca sorar, topluca cevaplarını alırsınız zaten daha önceden de ne yapıyor ne ediyor, takımlar nasıl diye bakıp, gördüğünüz için anlayamadığınız durumlar olmaz... olursada sitelerde yazıp öğrenirsiniz, en azından hangi balığı hedefinize almak istediğinizi bilirsiniz, kafanızda birşeyler şekillenmiş olur... hatta soru sorduğunuz kişinin av sonrası telefonunu isteyin ve bir sonraki ava katılmak istediğinizi belirtin, böylece daha şık olur ve kendi takımlarınızla katılır, onlar nasıl avlanıyorsa sizde öğrenmeye çalışarak, bir şekilde üstesinden gelirsiniz...

    Bu yazımdan acemi arkadaşları dışladığım sanılmasın, sadece hafta da bir veya bir kaç saatini ayırabilen bir kişinin, fazla rahatsız edilmemesinden yanayım.. av sonrası herşey sorulabilir, av sırasında bakılabilir, ön bilgi edinilebilir hatta telefon no alınıp, bir sonraki ava katılınabilir ama hazırlıksız pek yakışık olmuyor, biraz da karşıdaki insanı düşünmek lazım... çalışan insan için vakit çok değerli, bu bir kaç saatide ondan almayalım... anlatmak istediğim budur, kendi adıma...
     
  15. mufi

    mufi Muvaffak İŞMEN

    Mesajlar:
    3.332
    Şehir:
    İzmir
    Favori Kamış:
    kıyı balıkçılıgı standart malzeme oltakamışı ve makine
    Favori Makine:
    Daiwa GS 9
    En İyi Avı:
    her av iyidir yeterki usule uygun olsun
    İçinde bulundugumuz zaman ,(eskiye göre) maalesef menfaatlerin ön plana çıktıgı bir zaman.. maddi manevi..

    hani bir laf vardır , ben yoktur biz vardır derler ya... işte o sadece lafta kalır..

    işyerlerinde ,çalışma hayatında takım çalışması-ekip işi vs diye bir gerçek konuşulurken özel hayata geçildimi tam tersi olur....
     
  16. isottevfik

    isottevfik Tevfik

    Mesajlar:
    4.310
    Şehir:
    B U R S A
    Favori Kamış:
    SHIMANO Catana BX 240 Tele
    Favori Makine:
    SHIMANO BIOMASTER 5000 CFB
    Mustafa kardeşim,

    Öncelikle saygınız, hürmetiniz ve hassasiyetiniz için teşekkür ederim.

    1 - Makaslama derken, örneklemelerinizden sonra ki, işin ana teması olarak yazdığınız cümlenin, tamamını kopyaladım.

    2 - '' Para var, dostluk var....... '' benzetmemin, sadece espiri ile yaklaşılmış bir benzetme olduğunu bilmeni, özellikle istirham ederim. Yanlış anlaşılmaması için arkasına özellikle gülen sembol koydum. ( Değerlendirmenizin ve bakış açınızın kesinlikle öyle olmadığından zerre kadar şüphem bile yoktur.)

    3 - Zaman zaman dostluklarımız ve arkadaşlıklarımız arasında, '' Nüfus cüzdanınıda verde, tam olsun bari '' v.s. gibi espirili ve şakamsı yaklaşımlarımız olmazmı ?

    4 - Burada konulara karşı görüş beyan edip yazmakta, bir nevi paylaşım değilmidir ? Bu görüşlerimi yazarken de araya, birazcık mizansen koymak, gülümseyen suratımla yazmak, ara sıra şakalaşmak benim mizacımdandır. Zaten gerçek değerlendirmemi, sonraki satırlarımda reel olara belirttim.

    Sohbetlerinizde, gülmeyen, asık bir yüzle yapılan diyaloglar ile, aynı konuları gülümseyen yüzlerle, espirili yaklaşımlarla yapılan diyaloglardan hangisini tercih eder, hangisinden daha mutlu olurdunuz ?

    Şayet cevabınız, '' Tabiiki gülümseyen yüzler '' olarak verirseniz, burada ki nüktemi de bu şekilde algılamanızı ve değerlendirmenizi özellikle rica edeceğim.

    Ayrıca '' Öğretmenler gününüzü '' tebrik eder, selam ve sevgilerimi iletirim.

    İyi dileklerimle.
     
  17. Cenani

    Cenani cenani

    Yaş:
    51
    Mesajlar:
    1.189
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Lineaeffe AC Casting 420
    Favori Makine:
    Okuma Rav-II 65
    En İyi Avı:
    1 kg 500 gr Gökkuşağı Alabalığı (Şemsipaşa)
    Daha geçen gün başıma gelen olayı anlatayım;

    Ha bu arada ben kendimi usta balıkçı olarak görmüyorum. Hele hele bu rapala işinde gayet de güzel amatörüm.

    Neyse, avlaktayken yanıbaşıma bir bey geldi. Elinde kamış ama üstünde takım elbise. Yani evden balık tutmak için çıkmamış belli.

    Neyse ben zaten uzağa atıyorum sonra milletin arkasından akıntıyla yürüdüğümden sorun yok. Ama bu arkadaş rapalacıların arasında taktı çapariyi atıp çekmeye başladı.

    Ben kendi işime bakıyorum. Arkadaş bu arada takmış oltayı bırakmış takımı. Ben tam atış yapacakken yanıma geldi. "Ya kardeş acaba fazla kurşunun var mı?"

    Dedim ki, var ama yedek olarak tutuyorum. Burası zorlu mera. Her an herşey olabilir. Ama istersen hemen şurada bir malzemeci var oradan temin edebilirsin."

    Haa öyle mi dedi ama oralı olmadı. Eğer o an malzemeciye doğru yönelmiş olsaydı arkasından "Dur ya şimdi o kadar yolu gitme ben kurşun vereyim," derdim. Ama arkadaş göstermiş olduğu tutumla hemen niyetini belli etti.

    Niyet önemli, insanın yaklaşımı önemli. Diyelim bir avlağa geldiniz, insanlar var baık tutuyorlar. Diyelim ki siz de yeni başladınız. Ama usta bile olsanız, oraya ilk gelişiniz ise, düzgün insan önce bir kenarda durur izler. Nasıl avlanıyorlar, kaç gr kurşun takmışlar. Hatta o an avlanmayan kişilerle orası hakkında konuşursun, bilgi alırsın. Ondan sonra açarsın oltanı, rahatsızlık vermeden balık tutmaya başlarsın.
     
  18. roy

    roy roy

    Yaş:
    48
    Mesajlar:
    4.646
    Şehir:
    dünya
    Favori Kamış:
    Ron Thompson heavy telecoast, daiwa crossfire,lineaeffe extreme,Pezon&Michel Rafale pro pike
    Favori Makine:
    Daiwa tournement entoh 5500, Mitchell compact gold 7000 , Okuma Razor 65, Daiwa procaster A 4000
    Akintiburnunda o takim elbiseli abilerin biriyle resmim var arkadan Aret çekmis faceboka koymus altina da istanbul beyefendileriyle balik tutan kro diye yazmis :) Aretten rica edeyimde eklesin o resmi. Aman uzaga atalim mümkün mertebe de kraçaya daldirmayalim takimi diye yirtinirken amcam hiiç orali degil asik bi surat ifadesi ile 20metre önüne atip milleti topluyordu birde firça atiyordu düzgün atsaniza kardesim ta önüme atiyorsun :s
     
  19. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Güruh ile sürü arasında bir takım farklar vardır Muvaffak abi.

    Bizler sürü canlısıyız. Ortak bir gen havuzunu paylaşırız ve güdülerimiz bu ortak gen havuzunun çıkarları üzerine kurulmuştur.

    İşte o genler bize, her önüne gelenin sürüye alınmasının sakıncalı olabileceğini dikte eder. O yüzden seçici oluruz, adamın tipine, şusuna busuna bakarız.

    Sürünün en özgün hali aile iken, en geniş hali tüm insanlıktır. Ama arada bir sürü sürüler ortaya çıkar. İşte o ekip, takım vs. ise, maalesef bu sürü kavramının dışında yer alan şeylerdir.

    Onlar, aslen bir güruhtur. Yani toplanmış bir insan kalabalığı. Bu, ortada bri şeyler anlatan adamın başına toplanan insanlar gibidir. Her birinin amacı farklıdır. Her biri aslen ait oldukları başka sürülerin çıkarlarını düşünür.

    İşte bu noktada işyerleri, en azından teorik olarak, o güruhu bir sürüye çevirmeye, bireyleri sürünün ortak çıkarları için yönlendirmeye çalışır. Ama bizim taklitçi patronlar, sürüyü "ben alfa bireyim, sürü benim çıkarlarım için var olacak" şeklinde idare etmeye çalıştığı için, bu da zaten becerilemez, o ayrı mesele.

    Şimdi, balığa gitmiş bir amatörün yanına gelen bir veya N kişi, orada bir güruh oluşturur. Bunun bir sürü olup birbirini gözetlemesi için bir kaç şey lazımdır.

    Birincisi, kişilerin sürüye ihtiyaç hissetmesidir.
    Bir diğeri, kişilerin diğerlerini sürü için bir şeyler yapma gayretinde görmeleridir.
    Son olarakta, kişilerin o sürünün ortak kaynaklarından faydalanabiliyor olması gerekir.

    Adamın her şeyi varsa, öyle hissediyorsa, yanına yaklaşanı sürüsüne kabul etmez. Adam sizin sürüye veya sürünün ortak çıkarlarına zarar vereceğini düşünüyorsa, sizi yanında istemez. Ha, o sürü sadece bir tek kişide olabilir, bu başka mesele.

    İşte bizim biyolojimize göre en kaba anlatımla bu mesele böyle sürer. Burada kolay karışan husus, hissetmekle, düşünmek arasındaki farktır. Birisi kendini sürüye muhtaç hisseder ama tam tersini düşünebilir, yürekten iman edebilir pekala. Genelde hisler, düşünceye galebe çalar, o da öyle bir şey...

    Bu yüzden siz, kişilere oku, ikna et, anlat et vs. diyerek bu sürü davranışlarını değiştiremezsiniz. Çünkü bu işler düşünmekle değil, hissetmekle gerçekleşir.

    Ve benzer şekilde amanda menfaatçilik, aman şu bu çoğalmış vs. vs. sözleri maalesef faydasız sözlerdir.

    Şehir hayatı, bireyselliği öne çıkarıyor. Nasıl çıkarıyor? Sizi korumak için eşe dosta değil, polise gidiyorsunuz. eş dosta ihtiyaç hissetmiyorsunuz. İşte bunun gibi. Bu yüzden insanlar başkalarına ihtiyaç hissetmiyor. O nedenle de sürü oluşumlarına daha soğuk bakıyor. Yardımlaşmayı vs. beceremiyor. Çünkü hissedemiyor.

    Sorunun aslı bu. ama bunun çözümü, bolca terane okumak, veryansın etmek, şikayetlenmek değil. Bunun çözümünün balıkçılığa dair hususlarını izah etmeye çalıştık. Bu gibi hususları diğer alanlarda da yaparsanız, emin olun ki, sürülere kendinizi kabul ettirmeniz, o sürünün kaynaklarından daha fazla yararlanmanız gayet mümkün olacaktır.
     
  20. emir şengezer

    emir şengezer emir

    Yaş:
    43
    Mesajlar:
    878
    Şehir:
    istanbul
    Favori Kamış:
    Shimano Speedmaster Power Game - Shimano Nexave BX Surf - Lineaeffe Prestige 7000
    Favori Makine:
    Shimano Ultegra 10000 XSB - Shimano Biomaster C5000 FB
    Acemi gördün mü kaçacaksın :D

    Yeni başlayan biri forumlardan/internetten teorik bilgileri öğrenir sonra da müsait yerlerde denemeler yaparak kendini geliştirir. Bu platformlarda zaten yeterince yardımcı olmaya çalışılıyor. Durumlar da artık eskisi gibi değil. Misal gogıla "iğne bağlama" yazınca yaklaşık 268000 sonuç bulunuyor, çoğu videolu resimli :)