Baliklar Nasil Eskisi Gibi çok Ve çeşitli Olur!!

Konu, 'Genel Konular' kısmında aresos tarafından paylaşıldı.

  1. aresos

    aresos Özay

    Mesajlar:
    20
    Şehir:
    İSTANBUL
    Favori Kamış:
    OLTA
    En İyi Avı:
    35cmlik lüfer
    arkadaşlar merhaba nette dolaşırken türkiyede balıkçılığın kurtarılması için gerekenleri anlatan bir yazı okudum ve paylaşmak istedim. gerçektende müthiş çözüm öneriler. zaten çoğumuzun bildiği birçok konu dile gelmiş bi okuyun destekleyelim amatör balıkçılar olarak ....


    1.Bölüm

    MAVİ ORMANIN, SON KRALI!

    Nasıl ormanlarımız yeşilse, tüm yeşilliğin gizeminde binlerce canlı barındırıyorsa, denize daldığınızda da, Mavi Ormanla, tanıştınız demektir. Bir zamanlar denizlerimizin şovalyesi vardı. Kılıç balıklarımız havyar zamanı su üstünde güneş banyosu yaparken büyük küçük demeden yedi sülalesini şişe geçirdiler. Yıllarca önce onları hallettik (Hatta Türk filimlerine konu bile yaptılar). Sonra sıra geldi (Boğazlarda Torik ve Kofana’nın önünü kesip yatak yapmasını sağlayan) denizin çobanlarına, çelik mavisi sırtı, altın sarısı yaldızlı, FB’li eşsiz güzel esnafın Vilmaaa diye çağırdığı (deniz kızı eftelyası) Orkinos’larına, Silivri, Tekirdağ, Marmara Adası, Asmalı Burnu arası, Doping-Soares, “ Orkinosların aşk üçgeninde” İstanbul adalarını pas geçiyorum. Uzakdoğulu kamikazelerin sebep olduğu, soykırıma uğrayacaklarını nereden bilsinler! 1984’den 5 ay, 1985’den 5 ay = 10 ayda, 100 kg.- 1 ton arası en az 30.000 Orkinos, ihracat, döviz muhabbetiyle topluca katledildi. Ufakları bu sayıya dahil değil. Mayıs 2002 Saroz Körfezi’nde, bir o kadar, yeter mi, yetmez. Sıra geldi Akdeniz’in 4.Orkinos üreme bölgesine (Alanya’nın 40 mil açığı Kıbrıs arası) 2003 yılı, ICCAT kotası 2300 ton, havyar zamanı avlanan 7100 ton Orkinos (100 kg.lık balık olsa gitti 71.000 Orkinos) diğer seneleri pas geçiyorum. 71.000 İstavrit’i sayın desem? Havyar zamanı Orkinos soykırımı! Orasıda bitince sıra geldi Libya’ya o da yetmez, ancak teneşir paklar. Bunuda bitirelim. Lezzetli, ekonomik, karekteristik, nostaljik Uskumru’yu unutmamı beklemiyordunuz herhalde. 1965 yılında Uskumru’nun uğradığı lamba ile balık soykırımını nasıl unuturuz. Yumurtası kapıya gelen ve folluk arayan tavuk gibi yumurta devresi yaklaşınca, Uskumru’lar Karadeniz Boğazı giriş ağzına yönelirler ve şamandıralar bölgesinde toplanırlar. İlk avı burada veren ve Ocak ayından itibaren Boğazdan giren Uskumru’lar, merkezi Kınalı Ada çamuru olmak üzere Marmara’ya yayılırlar. Mart sonu Nisan başında Kınalı Ada çamurlu sahasına toplanan Uskumru’lar mavrikaya dönüşür (yanağına siyahlık düşer). Yumurtasını döker , 320.000 yumurta bırakır , 8 de biri balık olur, sadece ekolojik faktörle ve çiroz olarak dönüş yoluna düşerek, (Anavaçya) Karadeniz’e çıkar. Binlerce yıldır Marmara’yı yuva edinen ve Kınalı Ada, Karadeniz yolunu belleyen Uskumru’lar gırgırların zamansız ve ışıkla avlanmaları sonucu (1965) anavatanlarını terk etmişlerdir. Bugün Yunanlı balıkçıların bol bol avladıkları Uskumru’ların dedelerinin nüfus cüzdanları Kınalı Ada çamuruna kayıtlıdır. O tarihte tam yumurta dökme sırasında Kınalı çamurunda gırgır hücumuna uğrayan Uskumru’lar, ışık vurulmak suretiyle yumurta bile dökemeden Tekirdağ önlerine sürülmüş. Oradada ışığı yemiş Avşa Adası güneyine (İncele Burun bölgesi) oradan Çanakkale Boğazı’ndan dışarı sürülmüştür. Gırgırların bu tutumları yüzünden en lezzetli ve ekonomik değerdeki balığımız komşumuz Yunanlılara peşkeş çekilmiştir. Üzülecek taraf şudur ki bu hadisede hiç bir ilgilinin kılı bile kıpırdamamıştır. Fikir Sahibi Damaklar Topluluğu isim süper. Rahmetli anacığımın yaptığı (iç pilavlı, midyeli Uskumru Dolması. Yok böyle bir lezzet). Ya şimdi! Hiç biri yok. Uskumru, Kolyoz soykırımıda tamam. Şimdi Hislon marka kol saati, 2-3-4 kuşak balıkçıyım diye övünen yasağı uzatmaya çalışanların marifetleri böyle. Aç gözlülük ve balık soykırımında Oscar verseler sırayı kimseye kaptırmazlar. Nice deniz aşığı esnafın hayellerini, sadece sizin değil, gelecek nesillerin damaklarının tadını bile çaldılar. 1984 Kasım ortası, Kumkapı ve Boğaziçi Köprüsü arasında 3 günde (sular kırılınca 1.5 milyon Lüfer, Kofana, 15.000 çift Torik) yok edildi. 2002 yılında Çanakkale Boğazı’nda 320.000 Lüfer’in kafasına geçirdiler. 2002 Eylül’de Yassı Ada, Sivri Ada’da Torik combalak atlıyor (sular var) hava kalınca sular kırılınca gırgır hücumu yarım saatte işi bitirdiler. Balık nasıl yatak yapsın. 2004 Ocak ayında Marmara’nın derin sularına yatmış 33.000 Torik, 15 günlük sürede 3 seferde bir kişi (Torik yasağını kaldırtarak) malı götürdü. Onlar birbirini bilir. Gene 2000’li yıllarda yasak zamanda bir Orkinos gırgırı Marmara’da 60.000 Torik alıyor (Havyar zamanı) bunu buzhanede saklıyor, sonra sezonda piyasaya sürüyor. 2003 Mayıs-Haziran’ında Boğaz’daki dalyanda en az 10.000 çift Torik almışlar. Ne zaman? Havyar zamanı (Poyrazlı’lar ve Salacak’lılar biliyor). Mahalle arasında el arabalarında 15 TL’den satılmış. 13 Ekim 2009 lodos havada İğne Ada tarafları 5 kulaçta, 1 molada 140.000 Lüfer, hemen yanı başı 30.000 Lüfer, onun yanıda 1000 Lüfer. Yani, 3 gırgır 3 molada 171.000 Lüfer. 2-3 Kasım 2005 Salı-Çarşamba gibi gırgırın biri İğneada’dan bayram için gelirken Kilyos Karaburun açıkları 85.000 çift Palamut’a (170.000) geçiriyor. Paso kayık yüklüyor. Balığın %40’ını alıyor. (68.000) Palamut’u alıyor. Bu arada hangi nedenle bilmiyorum % 60’ı ezilip ağda telef oluyor, yüzdeye göre 102.000 Palamut çöpe, denize geri dökülüyor. Kısa bir zaman sonra başka bir takım, orada balığa mola ediyor. Tabi ordaki balıkların bazıları ağa takılınca, Palamut o kadar çok yemişki çatlayıp ölmüşler diyor. Başka bir reis ‘denizde o kadar çok Palamut var ki Hamsi’yi bitirdik denizde yem kalmadı, açlıktan ölmüşler’ diyor. Halbuki meslektaşı döktü. İzmir’den Ankara’ya toplantıya gelmiş, gırgır reisi Palamut’un kuyruğuna çarşafı yırtıp bağlamış, denize salmış (nereleri dolaştığını, göçünü öğrenecekmiş) v.s. Başka biri, her Palamut, Torik, her Çinakop, Lüfer, her Lüfer, Kofana olmaz diyen, karpuz çatlatan reislerimiz var. Yok yok! Lüfer’e geçmeden niye Kılıç, Orkinos, Uskumru, Torik balığına deyindim! Lüfer soyunu korumak için Lüfer’i yiyeni de Lüferi’n yediğini de kollayacaksın. “Yüce yaratan, kural, nizam, dengeyi kurmuş” İnsanoğluna da tüm bunları gözetsin diye akıl vermiş, tümünü yok etsin diye değil! “Ekolojik dengede, bir noktada kırılma olursa tamamı etkilenir”. Geçmiş geleceğe: suyun suya benzemesi kadar benzer. Son 23 yılın günlük gözlemi var. Daha öncesi parçalı. Saymakla bitmez.
     
  2. aresos

    aresos Özay

    Mesajlar:
    20
    Şehir:
    İSTANBUL
    Favori Kamış:
    OLTA
    En İyi Avı:
    35cmlik lüfer
    2. Bölüm

    Sıra geldi: Mavi Ormanın Son Kralı ve Veliahtlarına!

    Lüfer magazin: Lüfer lezzeti başına bela olan Pelajik (göçmen) balıklarımızdandır. Göçmendir ama önemli bir kısmı Marmara’da ve Boğazlarda yatak yapar. Eskiden Karadeniz ve Marmara’da miktarı çoktu. (Trol ve gırgırlar bu işide halletmek üzere, bizden uyarması) Sahil bölgesi balığı sayılır, sürü halinde dolaşır. Karadeniz, Marmara’dan sonra Ege Denizi’yle Akdeniz’de , Atlantik Okyanusu’nun ılıman sahillerinde, Hint Okyanusu, Endonezya Adaları ve Afrika’nın Güneydoğu’su ve Madagaskar Adası kıyılarında, Pasifik’te Avustralya civarında yaşarlar.Bir metre boya ,14kg ağırlığa,12 sene ömre sahip olduğu bilinir. İstavrit, İzmarit, Gümüş (Aterina), Çamuka, Hamsi, Çaça, Sardalya, İstrangilos, Uskumru, Kolyoz, Zargana, Kefal, Barbun, Tekir, Mezgit, Karides,yer, mavi ormanın yamyamı, bazen kendisini (Çinakop’uda) yer. Dişine uygun ne bulursa yer. Ancak yemli ile Lüfer avcılığında o anda ne yiyorsa o yemin aynısını bulup canlı olarak ya da canlı yemi kesip yakalamak zorundasınız. Cürum zamanları da her türlü yakalarsınız. Üremeleri Nisan ortalarından Haziran nihayetine kadar devam eder. Ancak kış ılıman geçtiyse Nisan başında başlar. Burada en önemli husus yumurta, sperm oluşumu için av yasağını bir ay öne çekmelidir. (Endüstriyel için) İnsan da 9 ay değil mi? Lüfer’de 1 Mart başlangıç olmalıdır. Bunu yaparlarsa, Eylül’de mükafatını alırlar. Marmara’da bulunanlar Karadeniz’e çıkış esnasında muhtelif sahalara yumurta bırakırlar. Bir dişi 60.000-80.000 arası yumurta döker. Yumurtalar pelajiktir (su sütununda serbest gezer) ve 1-1.2 mm çapında olup 20 derece su sıcaklığında 2 günde açılır. Su sıcaklığı düşükse süre uzar. Yumurtadan çıkan bireyler planktonla beslenir. Yaz mevsiminde 2 cm boyunda olan yavrularına, kıyı rıhtım kenarlarında, mendirek içlerinde, sığlık mahallerinde sürüler halinde rastlanır. Daha o boyda liman içlerinde kendi boyundan büyük Gümüşlerin sırtından, kuyruk ucundan et koparıp iz bırakmaya başlar. Yüzüşü bile farklıdır. Sırtındaki yeşil rengin yanında beyaz yaldızlı deseninden ve yüzüşünden hemen asaleti farkedilir. Nisan ayındaki farklılık liman içlerinde çoğu zaman 2 cm’lik ve 4.5 cm’lik boyları da oluşturur. Sonbaharda da Çinakop,Sarıkanat gibi görürüz. Pelajik olan Lüfer yavruları etçil olduğu için Karadeniz’de Zooplankton (etçil) beslenir. Marmara’da Fitoplankton (bitkisel) beslenenler daha cılız, Karadeniz’dekiler daha gürbüz olur. Yavrular açısından. Ayrıca Zooplankton olmayıp Fitoplankton olan denizlere etçil beslenen Pelajik balıkların gelmeme veya terketme tehlikesi mevcut. Bütün yaz mevsiminde Karadeniz’in bol gıdalı sularında beslenen Lüfer Ağustos’un 2. haftasında, gece ayazlarınında etkisiyle İstanbul Boğazı’na doğru harekete geçer. Göç esnasında yem için koyları dolaşır. Bazen baştankara kıyılara sokulur. Dipteki kayalık, kırmalık mahalleri bilhassa yoklar; çünkü buralarda yem olmaya elverişli küçük balıklar vardır (gırgır bıraktıysa). İlk akış yapan Lüfer’lere koruk Lüfer’i veya otlak balığı deriz. Süratle boğaz içine yayılırlar. Koruk Lüfer’ini takiben tam boy harbi Lüfer’ler ve Kofana’lar. Eylül ortasından itibaren boğaza girmeye başlar. En son Çinakop gelir, bazı zamanlar hariç. Fenerbahçe Dragos arası Çinakop görünmesi 26 Ekim’dir. Bir hafta önü, bir hafta arkası olabiliyor. Geç kalmaktaki sebebi daha büyüklerine yem olma korkusundandır. Zira Lüfer hem cinsinin küçüklerini de yer. İnişte boğazda uzun müddet oyalanır. Daha sonra Haliç’e de girer, bir taraftan Marmara’ya sarkarlar. Çoğunluk burada kalır (ama yemi varsa trol ve gırgır beraberce yatakları bozmazsa). Bazı sürüler Çanakkale Boğazı’nı geçerek Ege Denizi, Saros Körfezi, az bir kısmı da Akdeniz’e geçer. Marmara’da boğazlar haricinde İstanbul adalarının tümü, İzmit, Gemlik Körfezi, Kapıdağ, Armutlu, Bandırma, Mudanya, Silivri, Çekmece önleri, tüm Marmara adaları, Marmara Denizi’nin tamamına yayılırlar. Göç, Aralık sonuna kadar devam eder. Sürekli lodoslar dolayısıyla hava ılıman giderse Paşabahçe’den Dike’ye kadar olan muhtelif kanal bölgesinde bir kısım kış hayatını geçirirler. Şubat sonlarında ve Mart başlarında kuvvetli gündoğusu rüzgarları eserse kanal sularına boğazın soğuk olan üst akıntısının karışması neticesi kırılırlar. 10 Mart 1970’de olduğu gibi (bir gün önü arkası olabilir) gökyüzü masmavi, güneşli, pırıl pırıl, ertesi gün kar, fırtına ve Torik, Kofana kırgını (büyük kırgın) kış hayatını Marmara ve boğazda geçirenler Mart’ta yumurta spermlerini oluşturup, Nisan boyunca yumurtalarını döküp, Mayıs başında Karadeniz’e çıkışa başlarlar. Çıkış iniş gibi aheste değildir. Ancak Haziran’ın 15’ine kadar devam eder (4-5 yılda bir Haziran’ın 20’sine kadar sürer). Eskiden İstanbul Boğazı’nda Eylül, Ekim, Kasım, Aralık, Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs aylarında uzun olta, çapari, seğirtme, çarpma yapardık. Yemli oltada, Mayıs 15’ine kadar Zargana’yla sonra Haziran başına kadar İstavrit, İzmarit’le uzun olta, 1 Haziran’dan sonra 15 günde seğirtmeyle Kofana yakalardık. Hepsi hayal oldu. Bir numaralı faktör gırgır ve trollerdir, yaşayanlar bilir. Tartışma konusu bile değil. Esnafın ekmeğini değil hayallerini bile çaldılar. Günlüğün hepsini yazamayız. Aklımda kalan 16 Ekim 1982 Cumartesi günü, 1 gün çok güzel Kofana yaptı (her yer). Gırgırlar burda yoktu (Fenerbahçe, adalar ve Bostancı sahil arasında) sonra 1988 senesi iyiydi. Bir de her zaman Eylül’de başlayan Lüfer ilk defa 2002’nin 24 Temmuz’unda tuttuk, Lüfer, Kofana karışık. Gırgır yoksa devamlı tutuyoruz. Buraya geldiler mi hava gazı. Bir de büyüklük olarak 14 kg’lık Kofana’nın fotosu var. Bir de 1974 senesinde gırgır sahibi asker arkadaşım Karadeniz’de 40.000 Kofana içinde tek bir balık 18 kg geldiğini ailece 1 hafta yediklerini anlattı. Velhasıl saydığım türler gibi trol ve gırgırların Lüfer’in sonunu getirmesi yakındır. Neslini koruması mucize. Acil tedbir alınmalıdır. 25 yıldır dilimizde tüy bitti!
     
  3. aresos

    aresos Özay

    Mesajlar:
    20
    Şehir:
    İSTANBUL
    Favori Kamış:
    OLTA
    En İyi Avı:
    35cmlik lüfer
    3. Bölüm

    Avlanan Lüfer Miktarına da Kısaca Göz Atalım:

    Dünyada son 50 yıldır en çok avlanma 60.055 ton ile 1983 yılında kaydedilmiştir. Türkiye’mizde 1970’li yıllarda su ürünleri teşvik yasası ile sağlanan düşük faizli kredi ve gümrük muafiyetleri ile endüstriyel balıkçı filosunda av gücünde meydana gelen artışlar sonucu hızlı bir gelişme göstermiştir. Toplam türler itibariyle 150 bin ton civarında gerçekleşen üretim 500 bin tonun üzerine çıkmıştır. Denizlerimizin idam fermanı devlet eliyle sağlanmıştır. 1980’li yıllardan bugüne Türkiye balıkçılık sektöründe patlama yaşanmıştır. Ama bu endüstriyel balıkçılıkta olmuş, kıyı ve geleneksel balıkçılığın ve balık stoklarının ırzına geçilmiştir. Yöresel gözlemlerimize göre 2. darbe telsizden gelmiştir. Bir gırgır bir merada Lüfer’in kafasına geçirdiği zaman diğerlerinin haberi olana kadar 1 hafta-10 gün balık tutardık. Şimdi anında görüntü. 50-100 tanesi hurra, hücum gittikleri yeri haritadan siliyorlar. Tekne boyları, motorları, eski siyah beyaz döner kağıtlı sonarlardan, renkli sonarlara ekosounder cihazların balıkçılıkta yer alması, taramalı (okyanuslarda orta su trolü için) derken o da yetmedi 60 khz altı cihazlar yasakken kitabına uydurup bunu 20 khz’e indirerek gücünü 3 kat arttırdılar. 2004-2006 sirkülerine geçirdiler (kitabına nasıl uydurulduğunu 6 sene sonra öğrenebildik). Bu cihazların balıkçılıkta yer alması ve gırgır takımlarının daha yoğun kullanılması ile birlikte Lüfer balığı avcılığında miktar olarak artış göstermiştir. Adam internete koymuş (53 m tekne, 15 m en, 3 motor, 4 trilyon para) 4 trilyon paran varsa denizleri rahat bırak be adam. Lüfer ve Torik balığına bir geçirirsem bir gecede alırım diye düşünüyor. Bu modeller böyle! 1982 yılında 32.184 tonla en yüksek miktara ulaşmıştır. 2002 yılında yoğun Çinakop, Lüfer (az Kofana) akımı olduğu Türkiye denizlerindeki avcılık miktarı 25.000 ton olarak kayıtlara geçmiştir. Karadeniz, Ege, Akdeniz’de Lüfer avcılığı yapan 14 ülke içinde en büyük avcılık Türkiye sularında gerçekleştirilmektedir (Türkiye’de enflasyon rakamları ne kadar doğruysa bu rakamlar da o kadar doğrudur). 2009 – 2010 yılında troller tarafından kaçak avlanan 200.000 kasa Çinakop kasalarda 320 adet , saysak 64milyon Lüfer buhar oldu.(Bilgi İst. Üst birlik) Aşırı avcılığın temel göstergesi avlanan balıkların yaş ortalamasının düşmesi ve giderek daha küçük balıkların avlanmasıdır. Mevcut Lüfer’in stok miktarının tespiti ile birlikte maksimum sürdürülebilir ürün miktarının elde edilmesi önemlidir. Nitekim stok miktarı bilinmeden yönetime ilişkin söylemler afaki olacaktır. Türkiye denizlerinde teknelerin balıkçılık gücünün tespit edilmesiyle birlikte avlanacak Lüfer’in boy sınırlaması günlük avlanan balık sayısında sınırlama gibi önlemler kaçınılmazdır. Denizlerimizde ekonomik değeri tartışılmaz olan bu türün korunması için stok üzerindeki av baskısının azaltılması büyük önem arzetmektedir. 2004 yılında 19.901 ton avlanan Lüfer’in yıllık üretimi 2002 yılından itibaren düşüş göstermiştir. Su ürünleri avcılığını düzenleyen sirkülerde (şimdiki haliyle çöp sepetine) denizlerimizde Lüfer balığı için minimum avlanma boyu 14 cm olarak belirtilmiştir. Eğer bu değerler dikkate alınırsa ülkemizde Lüfer için konulan 14 cm’lik minimum avlanma boyunun en az 1 kere üreme şansı bulunmadan avlanmasına neden olduğu görülebilir. Lüfer magazin de bitti. Stok tespitine gelince, esnafa yaa sabır çektiren tesbih olsa gerek (Kılıç, Uskumru ve Kolyoz’u bitirdiler. Torik, Orkinos, Kofana’yıda bitirdiler. Mersin,İzmarit, Kırlangıç ve Kalkan’ıda bitirdiler. 113 balık türünden ne kaldı!) hangi stok tespiti nesli tükenenleri tespit etmeye gerek var mı! 50 yıllık sakız, çiğne dur. Bilinçsiz avcılıkmış (haddinden fazla bal gibi biliyorlar). Uzun lafın kısası, ilk önce trol, orta su trolü, gırgırın ışıkla avına, sürütme ile avcılığa, pasaport veren ne kadar prof, bilimadamı, akademisyen Tarım Bakanlığı bünyesinde çalışan varsa ünvanlarını alıp, kapının önüne koyacaksın. 50 yıldır denize kürtaj yapan ilk 50 ya da 100 takım sahibini Tarım Bakanlığı’nın bahçe duvarının kapısından bile sokmayacaksın, bunlar barınak sorunu, evrak sorunu, kredi, ötv’siz mazot için gelebilir. Ancak yasağı uzat diye gelenin önceden ilan edip plakasını iptal edeceksin. Balık ıslak altındır. Bu ülkede 50 yıldır ıslak altın hortumu var. Gündem gani! Dördüncü ve son darbe, Balıkçılıkla ilgili hangi tedbir alındı da ötv’siz mazot verildi. Buradaki olay partiler üstü meseledir. Bir partide trol, gırgır, balık çiftliği sahibi, milletvekili varsa ordan sıfır sonuç çıkar. Hangi parti olursa olsun. Bir bakan gırgırın tepesine biner, denize açılırsa sıfır sonuç değil, işte denizler bu hale gelir. Gökyüzünde uçakla uçarken yerdeki karıncaları görebilir misiniz? Aldığım bir duyuma göre doğruysa! 2009’da balıkhanedeki bir komisyoncu 17 gırgır, 7 trole para veren, camide Başbakan’ı görüp konuşup, yasak uzatılırsa (Havyar zamanı 50.000 kasa iri Kolyoz, Uskumru, para da yapmamış kasası 20 tl) ordan sıfır sonuç çıkar. Orası sözün bittiği yerdir. Ömrümüzü yediler ömrümüzü! Çoğu deniz balık sevdalısı esnaf gözleri açık gittiler.

    4.bölüm

    Balıkçılıkta radikal reform şarttır. Mavi Seferberlik, Mavi Devrim, Mavi Sirküler, Mavi Anayasa, Mavi Açılım (siz hangisini seçerseniz!) Lüfer balığının korunması ve avcılığının sürdürülebilir olarak yeniden düzenlenmesi! Aşama aşama, öncelik Zihinlerde Reform: Asıl reform düzenlemelerde değil zihinlerde yapılandır! Kafa yapıları kökten değişecek, beyinlerde reform “eğitim” eksiler, artılar, geçmiş zaman, şimdiki durum tespiti, gelecek algılaması en önemlisi “Balıkçılık politikasına konacak teşhis nedir” teşhisde tedavi de bizde var. “Balıkçılığın kaderi balıkçıların iyi niyetine bağlıdır.” 50 yıldır iyi niyetin kırıntısını görmedik, sirküleri yazdıran endüstriyel balıkçılardan.

    MAVİ DEVRİM

    Balıkçılığın Anayasası Neye Göre Hazırlanmalıdır:

    1- Marpol 73/78 sözleşmesine göre: Baltık Denizi, Kızıl Deniz, Basra Körfezi, Akdeniz (Su yolu açık olduğu için, Ege, Marmara. Akdeniz diye geçer) ve Karadeniz. “Özellikli, Duyarlı, Deniz Alanları” anlamı! Dünyada bir eşi daha olmayan kirliliğe aşırı av baskısına, duyarlı deniz alanları demektir.

    2- İstihsal Rakamlarına Göre: Kaynak (Ulusal Denizcilik Şurası, Çalışma Gurupları Nihai Raporları. Eylül-1997. Toplam İstihsalin: %80’ni Karadeniz (%65 Doğu-%15 Batı, Hamsi’den) Zooplankton açısından fakir Akdeniz %5, Ege Denizi %9, Marmara Denizi %6.

    3- Filo Yapısına Göre: Yuvarlak rakam 22.000 tekne, 1900 endüstriyel (900 gırgır-1000 trol) 20.000 kıyı ve geleneksel balıkçılık yapan tekneler diyelim.

    4- Ülkemize iki kıta olarak bakarsak, 7 tarafımız denizdir. Bölgelerimizin kıta sahanlığı doğal, coğrafi, dip yapısı biyolojik türlerin dağılımı (Demarsal) dip balıklarının, (Pelajik) göçmen balıkların, göç yolları ve bir kısmının konaklama alanları (yatak yaptığı bölgeler) üreme bölgeleri türlerin nesil yetiştirme kabiliyeti kazandığı bölgeler, habitat dağılımı v.s.

    5- Marmara Denizi, bir doğum evi kabul edilmeli. Analık payı %75’ten aşağı olmamalı. Avlanma payı ise şartlara ve bölgelere bağlı kalmak kaydı ile %25’ten fazla tutulmamalıdır. Bu sahalar endüstriyel balıkçılıktan korunmalı ve olta ile avcılık dışında ava kapatılmalıdır.

    6- Balık türlerimizin korunması ve avcılığın sürdürülebilir olması için hangi sahalarda ne tür avcılık yapılmalı.











    ACİL

    1.Aşama 1.Aşama



    Madde 1: İstanbul Liman Hudutları: Olta ile avcılık dışında ava kapatılmalıdır.

    İstanbul Boğazı (Karadeniz girişi, 3mil açıkları dahil) Yeşilköy’den, 9 İstanbul adalarınıda içine alan (Kınalı, Burgaz, Heybeli Ada, Kaşık, Büyük Ada, Sedef, Balıkçı Adaları “Leandros”, Yassı Ada, Sivri Ada “Hayırsız”) Tuzla adalarınıda içine alan, Darıca “Yelken Kaya’ya” kadar olan saha. Bütünlük içinde “Biyolojik Koridoru” temsil eder. İşin birde İzmit Körfezi boyutu var. (Harita A1 pembe boyalı alanlar.)

    Madde 2: Diğer Biyolojik Koridor, Çanakkale Boğazı’dır. Burasıda aynı şekilde olta dışında ava kapatılmalıdır. Çanakkale Boğazı’nın giriş çıkışları (Ege, Marmara 3mil açıkları dahil) Karadeniz ve Marmara’nın gırtlağı sıkılmamalıdır. İki sahada aynı şekilde korunmalıdır. Harita A2 pembe boyalı alanlar.)

    Madde 3: Bu alanlarda belli başlı hakim tepelere özel mobesa kameralarla donatıp, gece gündüz 24 saat (trol ve gırgırdan) korunmalı bir teki bile bu sahalara girmemelidir.

    Madde 4: Marmara Denizi’nin 50 yıllık sorunu (Çinakop’a en büyük darbeyi boğazlarda vuran) trol işi halledilmelidir.Boğazın kanal suyunda , gırgır mola edemezken , troller gece gündüz kürtaj bu gırgırlarada haksızlık olur.Marmara’nın her yerini kanser gibi sarmış bu tümörlere %100 caydırıcılık için yıldırım hızıyla derhal Meclis’ten kanun çıkarılmalı, direk tekne teçhizatına el konulmalı. Sonsuza kadar balıkçılıktan men edilmelidir. Marmara Denizi’nin bütün limanlarında (denizde karada farketmez, her yolu denerler) bağlı olanlar dahil tekne techizatlarına el konup balıkçılıktan men edilmelidir. Para cezası kesinlikle kaldırılmalı. Plaka iptal. (sadece bu yöntem) uygulanmalıdır. Çünkü 50 yıldır bir işe yaramamıştır. Para cezası (sadece evrak, yada tekne eksikleri için olabilir) ilaveten kanunla, Sahil Güvenliğe “ateş açma, tekneye el koyma, limanlardan toplama yetkisi verilmelidir”. Ayrıyeten, kanunla en az 10 yıl hapis cezasıda getirilmeli. Bu iş kökünden hızla halledilmelidir. 2010 Nisan ayında televizyonlarda Sahil Güvenlik önünde trolcü kepazeliğini, utanmazlığın tavan yapışını görmüşsünüzdür. Bu iki sahaya giren (trol, gırgır) boğazlarda çekmecilik (yeldirme) algarnalar (Karides, Cikcik, Midye) bu alanlar içinde tekne teçhizatına el konacak. Plaka iptal.
     
  4. aresos

    aresos Özay

    Mesajlar:
    20
    Şehir:
    İSTANBUL
    Favori Kamış:
    OLTA
    En İyi Avı:
    35cmlik lüfer
    Madde 5: Bu sahalardaki dalyanlar derhal kaldırılacak. Yassı Ada’da ki balık çiftliği buna dahildir. Sanki villasına havuz yaptırmış. Ötrifikasyon ne olacak? Kaykay, lez Marmara’nın son ihtarıdır.

    Madde 6: Türkiye kara sularının tamamında gırgırın ışıkla avı yasaklanmalıdır. Voli (alamana), Sardalya için bile olsa. Marmara Denizinin tamamı Saroz Körfezi, Bozcaada, Gökçe Ada, Edremit Körfezi, Ayvalık adaları görüldüğü yerde tekne teçhizata el konulacak. Balıkçılıktan men cezası verilmelidir.Plaka iptal. Bunu yapmazsanız Uskumru’yu rüyanızda görürsünüz. Norveç’ten Uskumru ithal edersiniz.

    Madde 7: Sahil Güvenliğe ihbar telefonu geldiğinde, nüfus memuru gibi ahiret soruları sormayıp ihbar ile ilgilenmeli,ordan bilgi alan, ihbar edenin evinin kapısına dayandığını duyuyoruz. (telefonun başında bu işi bilen biri olmalı) gerekçe ne olursa olsun şikayet konusu. Zincirli trolcü protestosunda, biz kıyı ve geleneksel balıkçılık yapanlar olarak sonuna kadar Sahil Güvenliğin arkasındayız.

    Madde 8: İstanbul liman hudutları içindeki diğer sorunlar başlıklar halinde; İstanbul Boğazı’ndaki 57 metredeki deşarj, adalardaki 3 deşarj, derelerin ıslahı, Haydarpaşa Limanı, Kumkapı’daki gemiler ve sintineleri sonradan uzatılan Haydarpaşa dalgakıranı (%70 oranında İzmit Körfezi’ne giden su sirkülasyonunu kesti) Tuzla’daki gemi tersaneleri (yanlış yer seçimi), Yassı Ada’daki balık çiftliği (bu konular hakkında ne yapılması gerektiği Mavi Devrim, Mavi Anayasa’da açıklaması var. Yer darlığından burda yazamıyoruz.)

    Madde 9: Marmara Denizi 2. Aşamada, 3.de iş biter uyarıyorum. İstavrit çaparileri (eski) İstavrit geliyordu. Şimdikiler kıl gibi incecik. Sebebi, önceleri etçil Plankton “Zooplankton” şimdikiler bitkisel Plankton (Fitoplankton) olduğu için, yağış azaldığında, rüzgar, akıntı azaldığında, gün ışığı ve ısı arttığında (ONLARI YİYECEK BALIKLARDA YOK EDİLDİĞİNDE) hızla çoğalıp, denizler açık yeşil oluyor. Bazı havuz suları gibi. Aşırı çoğalınca da kendi yapısı bozularak, sümüksü bir hal alır. Alsana kaykay, lez. Bu Marmara Denizi için S.O.S’tir! Uyarıyoruz! Son ihtar.

    2.Aşama (Mavi B1-B2) 3.Aşama (Mor C1-C2)

    Pembe Boyalı Alanlar A1 A2: Olta dışında ava kapalı alanlar.

    Mavi Boyalı Alanlar B1 B2: Kıyı ve geleneksel balıkçılık yapılacak alanlar.

    Mor Boyalı Alanlar C1 C2: Gırgırla av yapılacak yerler.

    Belirli Zamanlarda: 2-3 yılda bir.

    Belirli Aylarda: Ekim, Kasım, Aralık, Ocak, Şubat.

    Belirli Sayıda Tekne: 10-20 gırgır? Bölge dağılımı?

    Belirli Yerlerde: Her türlü kara parçasından 3 mil açık.

    Belirli Derinlikte: 30 metreden sığa asla girmeyecek.

    Belirli Türlere: Hamsi, Sardalya, İstavrit.

    Belirlenecek Tekne Boyu: 20-25 metreyi geçmeyecek.

    Belirlenecek Ağ Derinliği: 70 kulaç (tartışılabilir)

    Belirlenecek Ağ Harmanı: 400-450 kulaç (tartışılabilir)

    Belirlenecek Sonar Çıkış Gücü: 1000 wattı geçmeyecek.
     
  5. aresos

    aresos Özay

    Mesajlar:
    20
    Şehir:
    İSTANBUL
    Favori Kamış:
    OLTA
    En İyi Avı:
    35cmlik lüfer
    GÖZETİM ALTINDA KONTROLLÜ AVCILIK

    Gözetim altında kontrolü sağlayacak kuruluş “Sahil Güvenlik” özel bu işle ilgili birim kurup bu görevi o yapacak, eğitim aldıktan sonra. (Bu sahada nelerin yapılması gerektiği Mavi Devrim, Mavi Anayasa’da açıklaması var. Yer darlığından burda yazamıyoruz.)

    Denizlerimizin balık dolu olmasını istiyor muyuz? İstemiyor muyuz? Tercih meselesi! “Gecenin en karanlık vakti, gündüze en yakın olduğu vakittir”.

    NOT: Uskumru’nun Selamı Var

    Av yasağı hakkında, Göçmen (Pelajik) balıklarımız, Mart ayında yumurta ve spermlerini oluşturur. Nisan ayında yumurtalarını dökerler. Mayıs başında da Karadeniz’e çıkarlar. Bir kaç yamyamın yasağı uzatmasındaki sebep yukarı çıkacak Lüfer, Kofana, Torik’ten büyük sürüye rastlayıp acaba voli vurur muyuz? Eğer Uskumru ve Kolyoz’u, Kuzey Ege’de, Çanakkale Boğazı, Marmara Denizi’nde İstanbul Boğazı ve Adalar’da, Karadeniz’de görmek istiyorsak eğer, “Türkiye Kara Suları’nın” tamamında gırgırın ışıkla avı yasaklanmalıdır. Voli (alamana) Sardalya için bile olsa özellikle Kuzey Ege, Saroz Körfezi, Bozcaada, Gökçe Ada, Edremit Körfezi, Ayvalık adaları Marmara Denizi’nin tamamı görüldüğü yerde tekne teçhizatına el konulacak ve balıkçılıktan men cezası verilmelidir. Plaka iptal.Bu sahalarda kuş uçurtulmamalıdır. (Karadeniz’deki orta su trolü dahil). Bunları yapmazsanız Uskumru’yu rüyanızda görürsünüz. Norveç’ten Uskumru ithal edersiniz. Onun için tüm karasularımızda gırgır ve trol avı yasağı 1 Mart’ta başlamalıdır. Uskumru ithal etmemizin sebebi buna izin verenlerle, bunu yapanlar ve bunu önlemeyenlerdir. Artık sizde öğrenmiş oldunuz! Haa... Aklımdayken kolu kanadı kırık, herbiri bir yere dağılmış trol ve gırgırların balığı bitirişi yüzünden aç kalmış çatılardaki martılarında selamı var.Bizler kimlerin yüzünden burdayız diye sorarlar.Arif olan anlar diyeceğim,ama arif varmıydı?Varsa niye bunları yazmak zorunda kaldık!

    “Ben Uskumru’muda geri istiyorum!”





    5. Bölüm

    BİYOLOJİK KORİDOR

    9 Ada ve İstanbul Boğazı birlikte bir bütündür. Balığın inişi ve çıkışınıda düşünürseniz, Çanakkale Boğazı’nıda Biyolojik Koridor’dan ayıramazsınız. Ayırmaya kalkarsanız, Marmara Denizi ve Karadeniz’in gırtlağını sıkmış olursunuz. Bu bölgede dip (Demarsal), göçmen (Pelajik) balıklara ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca göçmen balıkların bir kısmının yatak yaptığı, dip balıkları ile birlikte Havyar döktüğü, larva halinden buluğ çağına ve yetişkin birey olana kadar nesil yetiştirdiği alanlardır. (Türlere ve mevsime göre, 0-30m.-60m. Arası değişkenlik gösterir). İstanbul Boğazı, adaları ve bu bölge de, yumurtlama alanı, hemde stoka katılım öncesi bireylerin beslenme alanıdır. Göçmen balıkların bir kısmı boğaz ve adalarda yatak yapar, kışı geçirir. Ama buralarda trol, gırgır hücumu, algarna, manyat, marya ağları, misina ağlar. Bunların hepsi kendini bir kişi görüyor. 100 kişi, 1000’er kulaç ağ attımı heryer gece gündüz Çin Seddi. İstem dışı ıskarta avda sınır yok. Yetmedi dalyan, yetmedi balık çiftliği! Siz balık olsanız nereye gidersiniz? Taş üstünde taş kalmıyor. Bütün bunlara rağmen, (2009-2010) Kumkapı’da Sinarit, Burgaz’da Çipura, Kupez, Haydarpaşa mendireğinde 12m.de 1kg.lık Mercan’lar yakalandığını biliyormuydunuz? Bu yazdıklarımız 30 yıl önce yapılsaydı, burda 113 tür yaşamına devam ederdi. 2010-Ocak-Şubat ayına gelelim. Dip ağları (kurşun yaka gözü gözüne, algarna, manyat öyle, gırgırın çevirdiği alan içinde kalan, binlerce İstavrit kadar Kırlangıç yavruları. (İstavrit, Çinakop işe yarayanları seç, öldükten sonra gerisini kar küreğiyle denize dök). Trollerin verdiği zararı düşünmek bile istemiyorum! Bu sene Kalkan ağlarına vuran, ufak Kalkan’lar 1-1.5kg. internete düştü. Gırgır ve trolün her türlü balığı katletmesinden dolayı. Bazı kıyı ve geleneksel balıkçılık yapan esnaf, kimisi algarna, manyat, kimisi Pisi, Kalkan ağı atmak zorunda kalıyor. (Hem Pelajik, hemde Demarsal balıkların tümü katlediliyor). Toplu halde gırgır ve troller tarafından bu işin bir yönü. Dolaylı yönü, esnafın diğer yöntemlere başvurmak zorunda kalıyor olması. Alan küçük, bütün ilişkenler, her türlü ağ ile kaplı. Denizde balıktan çok balıkçı var. Bu deniz bu kadar gırgır ve trolü kaldırmaz. “Şüphesiz, ilim sahibi için göklerdeki ve yerdeki herşey, hatta sudaki balıklar bile, dua ve istiğfar ederler”.



    26.05.2008 Pazartesi-7 Yavru Kalkan (Fotoğraf: Baba Yalçın)



    11.06.2009-5 Kırlangıç, 2 Kalkan yavrusu, 2 Deniz İğnesi, 2 Zargana yavrusu (Fotoğraf: Baba Yalçın
     
  6. aresos

    aresos Özay

    Mesajlar:
    20
    Şehir:
    İSTANBUL
    Favori Kamış:
    OLTA
    En İyi Avı:
    35cmlik lüfer
    “GELECEĞİN AVLANMA YÖNTEMİ, OLTA İLE AVCILIKTIR”

    (Özellikli, Duyarlı, Deniz Alanlarında, Marpol-73/78)

    İstem dışı balık tutulmaz. Stoklara asla zarar vermez. Iskarta av yoktur. Balıkları ürkütüp kaçırmaz. Yemli balık tutarken dökülen yemlerle diğer balıklar da kümeler teşkil ederek yemlenir. Koku alma mesafesindeki bütün balıkları teknenin altına toplar. Yatak yapmasına yardımcı olur. Gidecek olan varsada oyalar. Sadece karnı acıktığında canı isterse yer. Zorla bir şey yaptırmıyorsunuz. Gün doğarken ve batarken daha iyi yemlenir.Beğenmediğiniz balık geldiğinde denize geri bırakırsınız.

    Yumurta Zamanı Oltacılık

    Balıklar, yumurta zamanı bir tür karın ağrısı çekerler. (Strese girerler). Normalden az beslenirler ya da en aza indirgerler. Balık yumurta attıktan sonraki zayıflığı da bunun ispatıdır. Hani Uskumru’daki çiroz gibi zayıflığı yumurta attığı için değil, havyarlı zamanın bir bölümünde karın ağrısından az beslendiği içindir. O yüzden %85 oranında gelmez, sadece %15 av verirler. (Kaynak: Dış kaynaklı belgesel). Zararlı olmayan yöntem, kendiliğinden eko sistemin sigortası olmuş oluyor. Birde sular ısınmaya başlayınca zaten takım seçer, iyi görür, oltaya da gelmez, nazlanır. Örnek: Orkinos’un kışın sular soğukken çelik telden oltaya gelip (gözüne perde inmiş deriz) sular ısınınca misinaya bile gelmeyişi gibi, gelse de çok nazlıdır. Çünkü sular ısınınca yumurta sperm oluşturmuş ve havyarlıdır ve daha iyi görür. Görme sebebi de suların ısınmasındandır. Ayrıca balıkların yukarı çıkışı hızlıdır. İnişi gibi aheste değildir, oyalanmaz. Olta ile avcılık, İstanbul Boğazı ve adaları, tüm sahillerine yerleşmiş, karakteristik özelliğini, nostaljisini yaşatan unsur olmuştur. Adeta, İstanbul’la özdeşleşmiştir. Canlı olta balığı isteyen halk limanlarda balıktan dönecek teknelerin yolunu gözlerdi, kedilerle birlikte. Bu avcılıkta, balık yataklarına zarar verilmediği gibi balığın çıkış ve inişine engel teşkil etmez. Bununla birlikte Uskumru, Kolyoz eski yuvasına döner, Lüfer de yatak yapmaya başlar. Ben hepsini geri istiyorum! Bu trol ve gırgırlar buraları (Duyarlı, Deniz Alanlarını) mahvetmese sahillerde işsizlik biter. Sahillerdeki tüm tekneler eğer balık tutarsa işi vardır. Eğer trol, gırgırların balığı bitirişi yüzünden limandan çıkıp mazotunu bile karşılayamıyorsa işsiz ve aç demektir. İşin özü, bu bölgede (yazdığımız alanlar) 1000 kasa balığı, 1 gırgır teknesi tutmasın. 800 tekne birer kasa tutsun. Misal, 200 kasa denizde kalsın. Bir gırgır bir seferde 10.000 kasa tutmasın. 8.000 tekne birer kasa tutsun. 2.000 kasa denizde kalsın. Çinakop ise Lüfer, Lüfer ise Kofana olsun. Gelecek senenin garantisi olsun. “En güzel haslet paylaşımdır”. Olta ile avcılıkta bu sahalarda stoklar korunmuş olur. Halk taze canlı balık yer. Seneye balık daha çok olur. 10.000’lerce kişi ekmek yer. Olta malzemesi satan dükkan ve bu dükkanlara iş yapan sayısında patlama olur. Civatasından somuna, boyacısından nalburuna, marangozundan motorcusuna, konfeksiyondan markete, lokantaya binlerce kalem malda alış-veriş sirkülasyon başlar. Bu ülke işsizlikten kırılmıyor mu? Bu iş denizin altındaki eko sistem zinciri gibi, zincirin ucu karada devam eder. Bizim işimiz hiçbir zaman şahıslarla değildir, 1. “Zihniyet”, 2. “Yöntemdir”. Aklı başında reisleri ayırıyoruz. Bazı tatlı su kurnazları teknede 30 tayfa var! Ne yiyecek? v.s. Denizde bir tek onların tayfası var! Bizler, hem reis hem tayfayız. Denizlerde onbinlerce esnaf var. Başkaları taş yesin! Bankada istif için niye diyemiyorlar? Acaba! Şimdi deliler çıksın, ben halk ucuz balık yesin diye para bağladım desin. Akıllılarda buna inansın, öylemi! Yemezler! Hani deniz kirliydi? Niye para bağladın? Tekneleri büyütüp 50-60m. yaptın. Bir molada 150 bin-200 bin Lüfer alırken kirlilik aklına gelmiyor! Nedense. Tayfayı 50 yıldır bahane eden, düşünen reislere devlet deseki sen onları düşünme reis, ben hepsine 6-7m. Tekne vericem, o bölgede sadece olta ile avcılık yapıp borçlarınıda öderler. Kendi kendilerinin patronu olurlar. Reis sanada öyle yapalım dese, ne yapacaklar acaba! 50 senedir, sektör,sektör, diye medyayı, siyasileri, bürokratları, sayısal olarak bizleri, herkesi kullanıp kemençe eşliğinde televizyonda 50 sene şov yaptılar. 50 senedir sular kirli diye diye, tüm stokları çökerttiler. Oteller, lokantacılar, garsonlar uyandı, kadınlar uyandı, siyasiler uyanmadı. Bilimadamı geçinen bazıları dünyadan haberi olmayanlar, buna atlayan tatlı su kurnazları stok tespiti diye resmen alay ettiler. Kulağınız duymuyor, gözlerinizdemi görmüyor? Mübarekler! (Kılıç, Mersin, Kalkan, Orkinos, Kofana, Torik, Uskumru, Kolyoz, Palamut, İzmarit, Bakalyaros Mezgit, Kırlangıç) ve sıra geldi Lüfer’e, alayının tohumunu kuruttular. Alın size mükafat ÖTV’siz mazot daha iyi kürtaj yapın dedi. Devlet Baba! Peki ne tedbir aldınız? Hiiiçç! Doğruyu gören bilimadamlarına, bürokratlarına resmen terör estirip azarladılar. Bağıra bağıra hepsi mahallenin kabadayıları. Son Ankara’da ki av yasağı toplantısında ,(29 -3-2010 Pazartesi) bürokratlar “polis çağıracam” demek zorunda kaldılar. Birinci aşamayı bir deneyelim bakalım. Ne olacak? En az 50 yıl! Çünkü, 1960 yılını milat alırsak 50 yıl denizleri gece gündüz kazıdılar. 50 yıl tüm siyasileri uyuttular, halkı medyayı uyuttular, üstede para aldılar. Yoksa, birileri korkuyor mu? Burda yazılan tedbirler eksiksiz yapılırsa tüm balıklarımız eski mekanına döner, buralarda yatak yapar, onbinler ekmek yer, alış-veriş canlanır. Bu sahalar 30-40 yıl öncesi gibi dağ-taş balık dolar diye bazı tatlı su kurnazları korkuyorlar mı! Başbakan’ın derdi bini aşmış. Acaba, Başbakan’ımız 50 yıldır balıkçılıktaki gerçekleri, denizlerimizin, balık stoklarımızın başına gelenleri tam hakkıyla etraflıca öğrense, hop dedik arkadaşlar, bi dakka, bi dakka (ONE MINUTE) der miydi? Demezmiydi! Adım gibi eminim ki onlara külahını papucunu ters giydirirdi. O esnada acayip işsizliği de önlerdi. Ekmek ekmek dediler, hadi günde 3 ekmek ye, hadi bir fırın ekmek ye, tarlada buğday bile bırakmadılar. Bu ne iştah! Boşanın da semerinizi yiyin.

    Uzun lafın kısası bizler ne diyoruz?

    Why niçin, herşey vatan için.

    Başka ne diyoruz? Herkes için!

    Onlar ne diyor? (Trol, gırgırlar). Bankada istif için!

    Peki gelecek nesil! Onu kafandan sil. Bu mudur?

    Onların tümüne diyoruz ki!

    “Gerçeğe yanlışı giydirmeyin, bile bile doğruyu gizlemeyin”. “Bakara Suresi 42. Ayet”.



    Baba Yalçın
     
  7. aresos

    aresos Özay

    Mesajlar:
    20
    Şehir:
    İSTANBUL
    Favori Kamış:
    OLTA
    En İyi Avı:
    35cmlik lüfer
    Bu güzel çalışma Yalçın bey den alıntıdır.
     
  8. emir şengezer

    emir şengezer emir

    Yaş:
    42
    Mesajlar:
    878
    Şehir:
    istanbul
    Favori Kamış:
    Shimano Speedmaster Power Game - Shimano Nexave BX Surf - Lineaeffe Prestige 7000
    Favori Makine:
    Shimano Ultegra 10000 XSB - Shimano Biomaster C5000 FB
    Üşenmeden okudum. Güzel yazı, mantıklı ve bilimsel düşünce ile çıkarımlarda bulunulmuş. Yazanı tebirk ediyorum. Keşke o maddeler bir şekilde uygulanabilse. Hatta en temizi 2 sene boyunca komple balık yasağı olsa.
     
  9. emir şengezer

    emir şengezer emir

    Yaş:
    42
    Mesajlar:
    878
    Şehir:
    istanbul
    Favori Kamış:
    Shimano Speedmaster Power Game - Shimano Nexave BX Surf - Lineaeffe Prestige 7000
    Favori Makine:
    Shimano Ultegra 10000 XSB - Shimano Biomaster C5000 FB
    Başbakanın bu konuda bilgilendirilmesi lazım da kim nasıl ulaşıp duyuracak...
     
  10. 3182

    3182

    Mesajlar:
    1.186
    Hangi parti bunu programına alırsa oyum onundur.
     
  11. Goldarrow

    Goldarrow FATİH ALTINOK

    Yaş:
    39
    Mesajlar:
    77
    Şehir:
    İSTANBUL
    Favori Kamış:
    EUROSTAR CARBON TOLEDO 3.90
    Favori Makine:
    zamanla daha iyisi olacak
    En İyi Avı:
    henüz yok (lüfer 600 gr)(sazan 1 kg)
    emeğiniz için size binlerce kez teşekkür ediyorum konu ıle alakalı olarak AKİM(Ak Parti İletişim Merkezi) ne defalarca mail gönderdik.Gönderdik diyorum ben ve Eren abim (erenozler) sağolsunlar dündülerde bızde sızler gibi 2 yıl boyunca her ne sebeple olursa olsun bagazda ve tüm karasularımızda olta balıkcılıgıda dahil balık yakalamanın yasaklanması cagrısında bulunduk.Bizlere duyarlılıgımız için tesekkür ettiler hatta bir kaç ilgili aradı ama devamı olmadı oysa bızler cok ümitlenmiştik.Sizlerden ricam goggle e akim yazdıgınızda çıkıyor bu konu ıle ılgılı önerilerinizi bıldırmenız.Calışma için binlerce kez tesekkür ederim.Saygılar.
     
  12. grslnnr

    grslnnr gürsel

    Yaş:
    39
    Mesajlar:
    29
    Şehir:
    İstanbul/Silivri
    Favori Kamış:
    olta
    En İyi Avı:
    iskine
    sitede siyaset konuşulmaz usuluna formatına aykırıdır ama şunu demeden edemiycem. başbakana'da duyursan cumhurbaşkanına da duyursan hatta ve hatta T.B.M.M'sinin alayınıda duyursan hiç birşey olmaz. onların bunu oturup düşünmeleri gerekiyor bizlerin değil. teorik olarak gelişmiş ülkelerde böyle. Marmaranın- Karadenizin- Akdenizin -dibinde altın, para, elmas, olduguna emin olsalar baştakiler inanıyorum ki dünyanın gözü önünde kuruturlar denizlerimizi..
     
  13. Vedat Abayoğlu

    Vedat Abayoğlu Vedat Abayoglu

    Yaş:
    76
    Mesajlar:
    7.065
    Şehir:
    Canakkale
    Favori Kamış:
    Shimano Game ARC
    Favori Makine:
    Okuma V system
    En İyi Avı:
    Sarıkuyruk
    Sevgili Özay
    Emeklerin için müteşekkirim.Gerçi çok uzun olduğundan dolayı okunma kabiliyeti kısıtlı olabilecektir,ancak okunan bölümleri itibariyle bile,dünyanın hiçbir ülkesinde görülmeyen bu vahşet derhal anlaşılmaktadır.
    İnsanın içini ısıtan husus ise,sanki seferberlik ilanı yapılmışcasına,insan neslini tehdit eden mahlukata karşı topyekün imha çabalarına karşın,denizlerimizin direnme çabasında oluşudur.
    Bunun manası şudur;
    Avlanma ve yasak sürelerini 2 ay kaydırmayla,generatörlü,ışık teknelerini önlemeyle,trollerin avlanma sahalarını 3 mil üzerine çıkarmakla,12 ay av serbestisi olan,kimilerinde gırgır ağı bulunan onbinlerce küçük boylu profesyonel tekneleride av yasağı dönemine tabi tutmakla,denizlerimiz mevcut avantajlarıyla kısa sürede kendilerini toplayacaklardır.
    Bunları tatbikata koymak aslında çok kolay ve uygunabilinir ölçüdedir.
    Sonuçta Karadeniz ve Egede av ve avlanma bilinçi olan komşularımız vardır.Bunlar sayesinde bir miktar ve zaman daha lüfer,istavrit,hamsi,uskumru,palamut gibi ekenomik türleri avlayabileceğiz.
    Şayet Karadeniz bir iç denizimiz olsaydı,Ege adalarını Yunana kaptırmasaydık,balık avı ve balığı sadece rüyalarımızda görür olurduk.
    Her iki haliyle bile üzüntümüz maalesef eksik olmazdı.
    Ben geldim yarım asırı geçen sürede avlandım,artık gideceğim,ne yazıktırki herşey gün geçtikce berbata gitmektedir.
    Sizler ne yapacaksınız,üzülüyor ve üzülüyorum.
    Sevgiyle kal
     
  14. Vedat Abayoğlu

    Vedat Abayoğlu Vedat Abayoglu

    Yaş:
    76
    Mesajlar:
    7.065
    Şehir:
    Canakkale
    Favori Kamış:
    Shimano Game ARC
    Favori Makine:
    Okuma V system
    En İyi Avı:
    Sarıkuyruk
    Yahu,sahi bende verirdim be
     
  15. aresos

    aresos Özay

    Mesajlar:
    20
    Şehir:
    İSTANBUL
    Favori Kamış:
    OLTA
    En İyi Avı:
    35cmlik lüfer
    konuyu hortlatayım:) ... yukarıda yazılanlan tedbirlerin belkide sadece %10 nu gecen sene uygulandı lüferde boy arttırıldı belli bir derinlikte ava izin vrildi... sonuçları ortada farkındasınız değilmi şimdilerde lüfer palamut biraz kendine geldi...
     
  16. night fisher

    night fisher fatih

    Yaş:
    60
    Mesajlar:
    2.135
    Şehir:
    bursa
    Favori Kamış:
    kendisinin dizayn ettiği muhtelif kamışlar
    Favori Makine:
    çançinçon çinişi makineler
    En İyi Avı:
    kırlangıç 8.4 kg
    ''İKİ YIL HER TÜRLÜ BALIK AVINI YASAKLAMAYI TEKLİF ETMEK''
    -ne adına?
    -Balık neslinin çoğalması adına.
    -Peki sonra ne yapılmalı?
    -????
    -Hadi yaptık,bu işten ekmek yiyen 500 bin kişi iki yıl boyunca nasıl geçinecek?
    -Yıllık gayrisafi milli hasılaya yaptığı katkı nasıl doldurulacak?
    -milyonlarca amatöre ve profesyonele malzeme sağlayan sektör iki yıl hiçbirşey satmayıp,nasıl varlığını koruyacak?
    -Ömrü boyunca çalışıp ilerleyen yaşında bir sahil kasabasına yerleşmiş,hayali olan küçük sandalıyla balığa çıkan ihtiyara iki sene bekle nasıl diyecez????

    -Sorular çoğalır,cevaplar yetersiz kalır.
    -BURADA EN ÖNEMLİ SORU,''PEKİ SONRA NE YAPILMALI''DIR.
    -komple yasaktan ziyade,yasak sonrası neler yapılacaksa şimdiden onları sıralayıp,uygulamaya geçirilmesini talep etmek gerek.
     
  17. sessizdenizci

    sessizdenizci Mustafa

    Mesajlar:
    595
    Şehir:
    istanbul
    Favori Kamış:
    Okuma Trio Rex 425-250, Okuma Safina-x Tele-Spin300, Ron Thomson Tyron teleskopik 270. mt
    Favori Makine:
    Okuma Avanger AV40, Okuma Safina Pro SPA 65, Lineaeffe Rapid Drake RD 30, Silstar
    En İyi Avı:
    Büyük balık kaçtı
    Katılıyorum Fatih Bey,

    Bende yukardaki ihtiyara bir ekleme yapmak isterim.
    -O ihtiyarın gelişme çağındaki torunu 2 yıl balık yiyemez ise gelişimi nasıl etkilenecek acaba?
    :)

    Saygılar.
     
  18. mertparlak

    mertparlak Mert PARLAK

    Yaş:
    43
    Mesajlar:
    1.103
    Şehir:
    Bursa
    En İyi Avı:
    300Gr İstavrit
    dünya sıralamasında hemen hemen neredeyse enaz balık tüketen ülkelerin başındayız
     
  19. melikşah

    melikşah ........................

    Mesajlar:
    1.978
    Şehir:
    .................
    Baliklar Nasil Eskisi Gibi çok Ve çeşitli Olur!!
    Cevabı kolay uygulaması hiç bir zaman gerçekleşmeyecek bir soru:confused:
    Kolay cevap bilinçli olmak, uygulaması hiç bir zaman gerçekleşmeyecek olan ise bilinçsizlik ..
    Bende sana bir yerlerden bulduğum acı bir istatistik bilgiyi vereyim vereyim.
    Ülkemizde 10 bin kişiden 3 kişi yılda 10 ve üzerinde kitap okuyorsa kitap kurdu sayılıyor. Kitap okuma oranı %4.5. TV İzleme %94 )