Baliklar.

Konu, 'Makaleler' kısmında ZANDER tarafından paylaşıldı.

  1. ZANDER

    ZANDER

    Mesajlar:
    1.066
    Şehir:
    BREGENZ
    Favori Kamış:
    RON THOMSON HARD CORE ; Yayin icin ,Abu Garcia Cardinal 505 FR Freilauf Rolle Modell 2006 makina
    En İyi Avı:
    Sazan 17 kilo . Turna 11 kg 110 cm.
    Evet arkadaslar. Sitemizinde kurulusuna vesile olan bu muaazzam canlilari birazda yakindan taniyalim.

    Balıklar, poikloterm olan, nerdeyse sadece suda yaşıyan ve solungaçları ile solunum yapan, soğuk kanlı, yürekleri çift gözlü, çoğunun vücudu pullu, genellikle yumurta ile üreyen omurgalı hayvanlardır.

    Bulunmuş olan en eski balık fosilleri 450 milyon yaşındadır. Günümüzün balıkları kıkırdaklı balıklar (Chondrichthyes) ve kemikli balıklar (Osteichthyes) olarak ikiye ayrılırlar. Bunlar gibi diğer iki grubu oluşturmuş olan Placodermi (Zırhlı balıklar) ve Acanthodii (dikenli köpek balıkları)'nın nesilleri 300-400 milyon yıl evvel tamamen tükenmiştir.

    Bir kulakcık ve karıncıktan meydana gelen yüreklerinde daima kirli kan bulunur. Yürekten çıkan kirli kan solungaçlarda temizlendiğinden, vücutta temiz kan dolaşır. Ağızdan alınan su, solungaçlardan dışarı atılırken suda çözülmüş oksijen, osmozla kana verilir. Bu arada suda bulunan besinler ise yutulur. köpek balıklarında su hem ağızdan hem de ilk solungaç yarığından alınır. Tuzlu su balıkları su içtikleri halde, tatlı su balıkları su içmezler. Gerekli su ihtiyaçlarını solungaç zarlarından osmozla alırlar. Deniz balıkları içtikleri suyun tuzunu böbrekle değil, solungaçları ile ayırır. Balıklarda göğüs ve karın yüzgeçleri çift, sırt, kuyruk ve anal yüzgeçleri tektir. Tek yüzgeçler nadiren birden fazla olsalar da simetrik çiftler meydana getirmezler.

    Uçan balıklar çok gelişmiş olan göğüs yüzgeçlerini açarak bir-iki dakika su üstünde uçabilirler. Yaşadığı yerlerde su kuruduğu zaman balçığa gömülüp akciğer solunumu yapabilen, sürünerek gölden göle geçebilen, kısa bir süre havada uçabilen, elektrik ve ışık üretebilen çeşitli balık türleri mevcuttur. Balıkların pulları birbirleri üzerine kiremit gibi dizilmiş, kemiksi, kaygan ve antiseptiktir. Antiseptik mukus salgısı, üzerine yapışan bakteri ve sporları yok eder.

    Balıkların harekette önemli rol oynayan değişik kuyruk tipleri mevcuttur. Çatallanmış kuyruk tipine “difiserk”, çatallı olup eşit parçalı olana “homoserk”, köpek balıklarında olduğu gibi çatalları eş olmayan kuyruk tipine de “heteroserk” denir.

    Balıklar omurgalı canlılar içerisinde sayıca en fazla olanıdır. Çalışmalarda balık türünün 40.000 kadar olduğu söylenmektedir.

    Balıkların günümüzde sportif ve akvaryumdaki değeri yanında büyük bir protein kaynağı olması ticari değerini arttırmaktadır. Balıkların yeryüzündeki dağılımları o kadar geniştir ki, Antartika sularında, sıcak tropikal sularda, acı sularda, tatlı sularda, ışığın ulaştığı dağ derelerinde veya insanların henüz ulaşamadığı oldukça derin ve karanlık sularda yaşayabilmektedir. Üç türlü beslenme görülür: Herbivor (otçul), karnivor (etçil) ve omnivor (hem et hem de bitkisel besin yiyenler). Yalnız çenelerinde değil, bütün ağız boşluklarında ve yutaklarında sıralanış ve şekil olarak birbirinden farklı birçok diş bulunur. Bu genelde beslenme şekillerine göredir. Bazılarında farinks (yutak) dişleri gelişmiştir. Yalnız Mersin balıklarında ve Demetsolungaçlılarda diş bulunmaz.


    DUYU ORGANLARI.

    Görme organları [değiştir]
    Balıkarda gözler yüksek omurgalılara benzer. Kornea daha düz ve mercek daha yuvarlaktır. Kornea, merceğin önünde koruyucu bir görev yapar. İris; kırmızı, siyah, portakal rengi, mavi, yeşil olabilir. Balıklarda göz yapısı, yaşadıkları çevreye uygun bir özellik arz eder. Işığın kolay geçtiği temiz sularda yaşayanlar iyi görür ve renkleri ayırt ederler. Derinde yaşayanlarda gözler oldukça büyük olup, ışığın zayıf olarak ulaştığı daha derinlerde teleskop gözlü olanlarına da rastlanır. Bulanık sularda yaşayan balıklarda ise gözler küçülmüştür. Kör mağara balıklarında gözler görev yapmaz. Işık olmadığından gözlere ihtiyaç duymazlar. Balıklarda gözyaşı bezi ve gözkapağı bulunmaz. Yalnız Raja balıklarında üstten gelen ışığa karşı gözü korumak için üzeri pullu kalın bir kapak vardır. Balıklar dinlenme halinde yakını görür, uzak için uyum yapar. Memelilerde durum tersinedir. Bazı dişli sazanlarda gözler yatay bir bantla ikiye ayrılmıştır. Üstteki kısım havada, alttaki kısım suda görmeye yarar. Böyle balıklara "dört gözlü" denir.


    Tat alma organı
    Balıklarda tat alma cisimcikleri dudaklarda, farinkste, burun epitelinde, baş derisinde, bıyıkların uçlarında yerleşmiş olduğu gibi bazılarında da ağız içinde yerleşmiştir. Balıklarda dil yoktur. Olanlarında da gelişmemiştir. Sazanların ağzı içinde çok kalın kastan yapılmış yastık şeklinde bir yapı bulunur. Bu organ tat almaya yarar. Balıklar bazı maddeleri memelilerden daha iyi ayırt edebilirler. Sazanlar tatlı, tuzlu, acı suyu ve asitli ortamı ayırt edebilirler.


    Dokunma duyusu
    Dokunma duyusunda bıyıkların rolü büyüktür. Bıyıklar tat almada etkili olduğu gibi, besin bulma ve dokunma organı olarak da görev yaparlar.

    Balıkların baş, gövde ve yüzgeç derileri üstünde tomurcuk veya çukurcuklar halinde küçük duyu organları mevcuttur. İçlerinde sinir uçları dallanmış haldedir. Görevleri; yaklaşan düşmanı, sıcaklık değişimini, besin ve tuzluluğu hissetmektir. Duyuda yan organın da etkisi önemlidir. Bazı derin deniz balıklarının yüzgeç ışınlarında uzamış olan bazı kısımlarında duygu organları yer almıştır.


    İşitme ve yan organ
    Balıklarda dış ve orta kulak yoktur. İşitme organı bir kapsül içinde bulunan iç kulaktan ibaret olup, sudaki ses titreşimlerini idrak eder. Bu işitme organına “labirent” denir. İşitmede etkili olduğu gibi, dengenin sağlanmasında, ağırlık ve yerçekimi tespitinde de önemli rol oynar. İçlerinde kalsiyum karbonattan yapılmış “otolit” adı verilen cisimcikler de bulunur. Bazı balıklarda hava kesesinin ön kısmının her iki yanında iç kulakla ilişkili dörder adet kemikcik bulunur. “Weber cihazı” adını alan bu sistem ses dalgalarını ve basınç değişimini iç kulağa ileterek daha iyi işitmeğe yardım eder. Küçük frekanslı titreşimler, yanal çizgi sistemiyle idrak edilir. Bu, vücudun yanlarında derinin altında uzanan içi mukus dolu bir çift kanaldır. Belirli aralıklarla bu kanalı pulların arasından veya ortasından dışarı bağlayan yollar, bu yolların ucunda içinde sıvı ve sinir hücreleri bulunan bir torba vardır. Sudaki titreşimler bu sıvıya geçerek sinir hücreleri tarafından idrak edilir. Mesaj daha sonra sinirler vasıtasıyla beyne iletilir.

    Bir başka balığın hareketinin doğurduğu titreşimleri, yanındaki balık bu yolla duyar. Yan organ çok alçak frekanslı titreşimleri idrak edip işitmeye yardımcı olduğu gibi, su akıntısının yönünü, sıcaklık ve soğukluk farklarını da tesbit eder. Yan organ işitmede de yardımcı olur. Ses ve basınç dalgalarını tesbit edebilir. Kemikli balıklarda, vücudun her iki yanında solungaçlardan kuyruk yüzgecine kadar uzanır.


    Koku duyusu
    Balıklarda burun (nostril), solunum için değil, suda çözünmüş kimyasal maddeleri koklamaya yarayan bir duyu organıdır. Koku alma kapsülleri üst çene üzerinde bulunan bir çift (veya bir adet) burun çukuruna yerleşmiştir. Koku maddelerini taşıyan su burun deliklerine girip çıkarken, koklama kapsüllerini yalayarak sinirleri uyarır. Bu duyu köpek balıkları gibi bazı balıklarda çok kuvvetlidir. Köpek balıkları kan kokusunu yüzlerce metre uzaktan alabilirler.


    Yüzme kesesi
    Balıkların suda batmadan durmasını sağladığı için önemlidir. Sindirim kanalının bir uzantısı olup, sırt tarafta torba şeklindedir. İçi CO2, O2 ve NO2 gazları ile doludur. Balığın yoğunluğunu, suyun yoğunluğuna göre ayarlar. Balık suda batmadan durmak için, içindeki gazı artırarak keseyi şişirir. Yüzerken havasını azaltır. Bazı balıklarda yüzme kesesi ikiye ayrılmıştır. Yüzme kesesi solunum, hidrostatik görev, ses meydana getirme ve bazı uyartıları hissetmede de etkilidir. Bütün balıklarda hava kesesi bulunmaz. Böyle balıklarda yağlı vücut ve göğüs yüzgeçleri batmalarına mani olur. Dip balıklarında ise zaten gereksizdir.


    Üreme
    Yumurtlama zamanlarında dişi balık, birkaç saat içinde dibe binlerce yumurta bırakır. Erkek, yumurtalar üzerine sperm ihtiva eden sıvısını püskürterek yumurtaları döller. Böyle döllenmeye vücut dışında cereyan ettiğinden “dış döllenme” denir. Yumurtadan çıkan yavrular, etraftaki “plankton” denen küçük organizmaları yiyerek gelişirler. Köpek balığı gibi bazı balıklarda döllenme, dişinin vücudunda olur. Yumurtalar vücud içinde açıldığından doğuruyormuş hissini verir. Böyle doğurucu balıklara “ovovivipar” denir. Zaman zaman bazı balıklar hermafrodit (erkek ve dişi organa sahip) olurlar. Uskumru, sazan ve alabalıklarda bu duruma rastlanır...




    Kaynak:http://de.wikipedia.org/wiki/Fische
     
  2. güneyli

    güneyli

    Mesajlar:
    418
    Şehir:
    mersin
    Favori Kamış:
    olta
    En İyi Avı:
    70 cm Baraküda
    Paylaşım için çok teşekkürler..(Bende diyordum bu Ercan nerede...şimdi anlaşıldı:)
    Bence sabitlenmesi gereken bir konu..
     
  3. ergen

    ergen

    Mesajlar:
    36
    Yüregime serin su serpildi

    Yazdigin konunun önemi cok büyük bilmekte fayda var.

    Senin tekrar buralarda oldugunu bilmekte daha büyük yarar var.

    Hos geldin canim kardesim!:) :)

    Rasgele
     
  4. sevgili ercan... katkılarından dolayı minnettarız...

    varlığın bize mutluluk ve "bilgi" veriyor. eksik olma.....
     
  5. ETAYLAN

    ETAYLAN Erhan TAYLAN

    Yaş:
    48
    Mesajlar:
    71
    Şehir:
    ankara
    Favori Kamış:
    SHIMANO COMPRE SPINNING
    Favori Makine:
    Pflueger President Spinning
    En İyi Avı:
    turna
    hoşgeldin

    sevgili ercan paylaşımın için çok teşekkürler.senin yazılarını okumak çok keyifli her yazında bilgim biraz daha artıyor.:) saygılar
     
  6. excalibur

    excalibur

    Mesajlar:
    774
    Şehir:
    Antalya
    Favori Kamış:
    olta
    Ercan arkadaşımın dönüşü muhteşem oldu, umarım böyle de devam edecektir. Teşekkürler paylaşımın için. :)
     
  7. ZANDER

    ZANDER

    Mesajlar:
    1.066
    Şehir:
    BREGENZ
    Favori Kamış:
    RON THOMSON HARD CORE ; Yayin icin ,Abu Garcia Cardinal 505 FR Freilauf Rolle Modell 2006 makina
    En İyi Avı:
    Sazan 17 kilo . Turna 11 kg 110 cm.
    Degerli arkadaslar eksik olmayin, hepinize selamlar.
    Öncelikle belirtmek isterim ki asil tesekkürü bu calismayi yapanlara borcluyuz.

    Ben sadece internette bazi konulari ararken denk geldim.
    Okudum cok begendim.
    Ve sizlerlede paylasmayi uygun gördüm.

    Eksik olmayin. Saygi ve sevgiler benden.
     
  8. kovboy

    kovboy MESUT

    Yaş:
    49
    Mesajlar:
    1.380
    Şehir:
    ist
    Favori Kamış:
    olta
    En İyi Avı:
    89cm turna 4,350kg
    ercan kardeş yazdıkların için çok teşekkürler
     
  9. Korhanb

    Korhanb

    Mesajlar:
    74
    Şehir:
    fethiye/muğla
    Favori Kamış:
    olta
    En İyi Avı:
    orfoz 7400 gr, kefal 1300gr, ahtapot 7200 gr (el ile)
    Teşekkürler..

    Bilmediğimiz yada hakkında fazla bilgiye sahip olmadığımız konularda açıklayıcı bilgiler edindik sayende. Teşekkür ederim..

    ABD da bir Üniversitede yapılan araştırmaya göre balıklarda acı duyusunun bulyunmadığı ispat edilmiş. Bu konu üzerine biraz canice görünüyor ama sudan yeni çıkmış bir balığın önce pullarını sonrada içini temizledim( solungaçlar dahil)
    balığı tekrar suya saldığımda hiçbirşey olmamış gibi yüzmeye devam ettiğini gördüm yaklaşık 5 dk kadar yüzmeye diğer bir tabirle çırpınmaya devam etti eh sonunda da tavadaki yerini aldı :D
     
  10. aynalı81

    aynalı81

    Mesajlar:
    129
    Şehir:
    Düzce
    Favori Kamış:
    Rastgele......
    En İyi Avı:
    Sazan 4x4. yayın 3kg 20gr..
    Üstadım, bu güzel ve bilgilendirici konun için teşekkürler....:)
     
  11. serkanderya

    serkanderya

    Mesajlar:
    14
    Şehir:
    izmir
    Favori Kamış:
    olta
    En İyi Avı:
    1363 kg çupra
    verdiğin bilgiler için çok teşekkürler
     
  12. ZANDER

    ZANDER

    Mesajlar:
    1.066
    Şehir:
    BREGENZ
    Favori Kamış:
    RON THOMSON HARD CORE ; Yayin icin ,Abu Garcia Cardinal 505 FR Freilauf Rolle Modell 2006 makina
    En İyi Avı:
    Sazan 17 kilo . Turna 11 kg 110 cm.
    Ben tesekkür ederim sizlere. Okumaniz en büyük tesekkür zaten. Eksik olmayin.
     
  13. fsekerci

    fsekerci

    Mesajlar:
    822
    Şehir:
    ankara-batıkent
    Favori Kamış:
    sadece olta
    En İyi Avı:
    turna 4 kg
    sağol ercan ellerine sağlık.....


    korhan sen ne yaptın abi yaaa..balığın içini çıkardın yine de yüzdü öylemi..
    ben acı hissi olmayan bir canlı olduğuna inanmıyorum,,,korhanın balık işkence için özel eğitilmiş bir ajan olabilir..
     
  14. göksen inal

    göksen inal göksen

    Mesajlar:
    174
    Şehir:
    Kocaali/Sakarya
    Favori Kamış:
    okuma salina spin 2.40
    Favori Makine:
    pen pursuıt 3000
    En İyi Avı:
    henüz levrek yok
    güzel paylaşım
     
  15. lojistik45

    lojistik45

    Mesajlar:
    387
    Şehir:
    Manisa-Merkez
    Favori Kamış:
    Olta,Zoka,Kamış,Çıkrık
    En İyi Avı:
    Sinarit, Levrek,Çipura
    Güzel paylaşım için teşekkürler, eline sağlık.:)
     
  16. AYDINDH

    AYDINDH Aydın

    Mesajlar:
    648
    Şehir:
    Adana
    Bilgi paylaşımınız için teşekkürler.