Onların mı bize yaklaşmasını sağlarız... İşte şimdi bu konunun detaylarına ineceğiz... Aguşon kelimesi bekleme yaparak balık vurma tekniği olarak tanımlanabilir. Pusulamak ile farklı tekniklerdir... İkisinden de kısaca bahsetmek istiyorum. Sualtındaki hayatı incelersek, balıkların aslıda çok basit ve bir o kadar da karmaşık hayatlarının içinde biz insanların pekde yeri olmadığını görürüz. Balıklar üç temel içgüdü ile doğar ve ölürler. Bunlar sırası ile * Yaşamın devamı için BESLENME * Türün devamı için ÇOĞALMA * Av olmamak için SAVUNMA Bu üçlem, balıkların günlük faaliyetlerini özetliyor. Yani çoğunlukla uyanık olmak zorundadırlar. Fakat balıklarında belli zaafları ve güdüleri vardır... Aguşon.. Bu spora yeni başlayan birisi için balık vurmak, balığı satıhta görmek ve genelde avı kovalarayarak, büyük olasılıkla hüsranla sonuçlanacak bir manecradır. Aslında aguşon tekniğinin prensibi şu güzel sözde gizlidir. ''...balıklar hareketlerini aniden sonlandırmış nesnelere ilgi duyarlar...'' Bu ilgi sonunda eğer yanlış bir harekette bulunmadıysak avımız büyük ihtimalle merak içinde bize yönelecektir. Aguşon yapacağımız yeri önceden kestirebileceğimiz gibi dibe indiğimizde de uygun bir yer bulup beklemeye başlayabiliriz. Aguşon tekniği hakkında bir kaç püf nokta... * Bekleme yatığımız yerde kütlemizi ne kadar küçük tutarsak balıklar için o denli az tehtitkar oluruz. * Hedefimizi gördüğümüz anda bize yöneldiyse tüfeğimizi balığın geldiği doğrultuda hareket ettirmeye çalışırsak tüfeğimizi kütlesinide o ölçüde saklamış oluruz. * Hedefimiz bize doğru yöneldi, herşey uygun ama bir anda döndü ve ürkek tavırlarla uzaklaşmaya başladı, bu esnada eğer balık yan dönmüş halde ve haala bizimle göz tamasını kaybetmediyse balığın uzaklaştığı oranda kendimizi biraz daha küçültüp aşağıya çekersek büyük ihtimalle dönücek ve bir şansımız daha olacaktır * Eğer nefesimiz yerinde ve şartlarda uygun ise vurduğumuz balığı alıp çıkmak meranın sükuneti açısından iyidir. * Ağırlık ayarını çok hassas yapmamız gerekir. Derinliği sabit bölgelerde tabana 2 m kala nötr olmalı ve aşağıya iniş yaptığımızda bir yere tutunma ihtiyacı duymamalıyız. Eğer paletlerimiz batmıyor ve kalın elbise ile sığ suda avlanıyorsak. Bilek ağırlığı ve gerekiyorsa sırt ağırlığı kullanmalıyız. Değişken derinlikteki bölgelerde ise. Derinlik ayarını dalış yapacağımız en derin noktaya göre yapmamız güvenlik açısından önemli. Sığ alanlarda ise ciğerlerimizi tam doldurmadan iniş yapabiliriz. * Bekleme yapacağımız yerler açısından, taşların kum ile birleştiği açıklıklar, taşların bitip otların veya kırmalık dediğimiz çakıllık irili ufaklı parça taşların başladığı yerler kayaların üzerlerinde oluşmuş doğal çukurluklar veya yarıklar gölge kısımda kalan duvar dipleri deniz çayılarının içi mendirek taşlarının birip kumulların başladığı yerler ( açığa veya kıyıya doğru ) uygun yerlerdir. * Denizlerimizde görüşün çok değişken olduğunu düşünürsek yanımıza alabildiğimiz en uzun tüfeği almakta fayda var. Bu çok net sular için 110 120 130 cm görüşün düşük olduğu yerler içinde 90 vaya 75 cm olabilir. * Sığ sularda bekleme yapıyorsak geniş hacimli maskeler bize daha fazla bir görüş vericektir * Meramız dar ve uzun olmayan bir alan ise mümkünse iki kişiden fazla suya girmemeye çalışın. Sesin suyun içindeki yayılma hızını hesap edersek ortamdaki üç dört kişi balıkların açığa veya taş altlarına kaçması için yeterli olacaktır. * Satıhta yüzerken mümkün olduğu kadar sessiz olmalıyız. Paletlerimiz kesinlikle suyun içinde olmalıdır. Dalış yaparken dahi ördek sitili diye tabir ettiğimiz sitili kullanmalıyız. Sessizlik birinci kural. * Bulanık veya net olsun etraftaki iri balıkları göremesekte varlıklarını hissedebiliriz. Küçük balıklar özellikle papaz balıkları bizim işimize çok yarayacaktır. Normalde orta suda veya tabana yakın yerlerde gezen papaz balıkları iri balık varlığında adeta tabana yapışırlar. Ya da tüfeğimiz önde beklemeye başladık. İlk aşamada meraklı papaz balıkları zıpkına yönelecektir. Onları ürkütmemeye özen gösterin, çünkü papazlar erken uyarı sistemine sahiptirler. Özellikle sinarit, levrek, akya gibi avcıları önceden bilirler ve bizi uyarırlar. Beklemeye devam ediyoruz. Görüş çok iyi olmasa dahi papazlar zıpkının ucunda veya bikaç metre önümüzde güven içinde yüzüyorlar ve bizde onları izlemeliyiz. Ben bu tür ortamlarda kesinlikle balığa veya açığa bakmam, küçük balıkları izlerim, çünkü onlar benden daha önce avımı göreceklerdir. Bu sayede hem kendimizi sakinleştirmiş oluyoruz hem de işimizin bir kısmını bu küçük balıklara yüklemiş oluyoruz. Balıkların panik halinde kaçıştığı an çok kısa bir süre sonra avımız ile tanışırız. * Eğer dalış yaptığımız yerde hafif bir pus varsa işimiz çok daha kolay olacaktır. Avımız bizi gördüğünde çokdan menzile girmiş olacaktır. Ama burada tartışılması gereken bir durum daha var. Eğer avımız bizi görmediyse bize neden ve nasıl gelicektir. Beklemenin genel prensibi balığın merakını kamçılamak olduğuna göre, görmediği bir cisme nasıl ve hangi nedenlerle geliyor ? Belki sesimize belkide suda çıkardığımız ve balığın yan organında yerimizi algılamasını sağlayan ufak titreşimlere. Burası tartışmaya açıktır. * Bir diğer teknik ise balığın merakını kamçılayarak değil, balığın olası geçiş yerlerini tahmin ederek veya öğrenerek bekleme yaparak gerçekleştiririz. Bu biraz tecrübe ile gerçekleştirilebilinecek bir teknik. Aguşon tekniğine göre daha kolaydır ama balıkların olası geçiş noltalarını ve zamanlarını bilmek biraz zaman ve tecrübe gerektirir. Balıkların günlük faaliyetlerini gerçekleştirirken geçiş yaptığı, sürü halinde hareket ettiği noktalar vardır. Belli dönemlerde dere ağızları, belli dönemlerde ve saatlerde mendirek ağızları, belli türlerin toplu halde toplandıkları topuklar ve sığlıklar, bazı balıkların sevdiği gölge ve yarı karanlık alanlar, hatta bazılarının çok sevdiği kirli ve bulanık sular, çoğalmayı tercih ettikleri çok soğuk sular, avlanmayı tercih ettikleri küçük sürü balıkları ve sığ sular, tekne altlarından liman direklerinin karanlık köşelerine kadar farklı ortamlar için farklı balık türleri bulunur. Bunları hepimiz zamanla kazanıcağız... Onur GÜNER...
Onur tek kelimeyle mukemmel. Klavyane saglik degerli Ustadim. Deniz avciliginin hangi turunu severse sevsin herkesin zevkle okuyacagi ve bilgi dagarcigina essiz hasatlar toplayacagi bir yazi olmus. Zipkinci degilim ama inan aramizda olman cok guzel. Ozellikle su alti video cekimlerine basladigini da gorunce, zipkinci kardeslerimin ve bir lider abi olarak senin gelecegini cok parlak gordum. Insaallah her gencimiz senin kadar yaptigi ise dort elle sarilip , onu topluma mal etme yolunda boylesi sebatkar olur. Insaallah her zaman bilgin, ahlakin ve liderliginle umut ettigin butun guzelliklerle bulusursun. Tesekkurler...
Onur gerçekten çok güzel, çok faydalı bir yazı olmuş. Özellikle zıpkına yeni başlayacak olan arkadaşlarımız için temel unsurları içinde barındıran çok akıcı bir yazı olmuş. Ellerine sağlık.
bu adam denizden gelmiş heralde yaaonur abi valla helal sana zaten burda balık yok sen vuruyorsun biz bakıyoruzhüseyin abi onur abi gibi olmak isterdim şartlar uygun değilderine dalamıyorum ki nefesim yetmiyor ...1 dk zor duruyorum ölecek gibi oluyorum....Onur abi nefes geliştirmek için ne yapmak lazım??yardımcı olursan sevinirim..
Bir zamanlar bir filim vardi "Atlantisten Gelen Adam", bu adam denizden gelmis dediginde onu hatirladim. Merak etme, Onur'da Atlantisten gelirken yolda cok sey ogrendi. Sen de ogreneceksin.Sen yeter ki aonu dinle,o yolu sen de yurursun. Ogretmen isteyene ogretmeni gelir. Ama bir kere ogretmen secildi mi ogrenciye ogretmeni ne derse onu yapmak kalir...Ozellikle Onur'un guvenlikle ilgili soyledikleri her bu iste ilerlemek isteyenlerin unutmamsi gereken seyler bence.. Hepiniz Allah'a(CC) emanet olun.
Anıl kardeşim ben senin yaşında iken o sürelere ulaşamıyordum. Bu spordaki yavaş ama emin adımlarla ilerlemek gerekli. Aceleye kesinlikle yer yok. Yaş ilerledikçe tecrübe artar. Bak sana ne diyeceğim bunu çok iyi dinle... Futbol oynuyoruz maç yapıyoruz yani. Topa yanlış vurdun en fazla ayağın burkulur. Ya da birisi geldi tekme attı. Ayağın kırılabilir. Bu sporda yapılan bir hata veya acele bir hamlenin sonucu çok daha üzücü olur. Umarım anlatabildim. Bu yüzden kesinlikle acele etmemelisin...
dikkate alıcam...sen bana sığ suda en bol balığın nerede bulunacağını söyleyebilirmisn ben 1-2 yer buldum ama eskiden orda olan balıkları hiç göremiyorum acaba benden ürkmüş olabilirlermi???
çok güzel paylaşım teşekür ederim bu sene zıpkınla balık avlıycam inşallah.Ben balıkların peşinden koşturuyordum Ben nefesimi 2-3 dakika haraketsiz denizin altında tutabiliyorum bende bi sorun var anarmol bişi diyo arkadaşlarrım
baliklara yaklasma kolay olmadigi kadar yakalamakta hele zipkinla avlamak dagada zor ama zipkinla avlanicak arkadaslara tavsiyem baliklari asla kovalamamalari ben denedim yakaliyamadim yaklasik 5 kilometre geri yurumek zorunda kaldim ama asla birdaga balik kovalamiyacagim onur kardes klavyene saglik
onur abi ben 15 yaşındayım pusu avını sectim ama bi sorun var yosunların arasında pusu kursam bni tehlikeye sokucak bi canlı ola bilirmi cvp lütfen
Onur abi benim bir kaç tane sorum olacak sen ne kadar kalabiliyosun ortalama olarak bu agaşon tekniğini kullanmak anlamında suyun altında kamufle olarak ? bir de nefes bittiğinde suyun üstüne çıkarken balıklar ürkmüyor mu , ürküyorsa o dalışta tekrar orada duramıyor musun yerini değiştirmen mi lazım? Şimdiden Teşekkürler
selam, ben sorunuzun bir kısmını üzerime alayım dedim belki onur kardeşimiz müsait olmaz, sorunuz cevapsız kalmasın istedim; aynı noktaya tekrar tekrar dalış yapabilirsiniz, eğer iniş çıkış ve yüzeyde dinlenme süreniz içerisinde ani veya su altına özgü olmayan hareketler yapmazsanız tekrar dalıp yattığınızda uzaklaşmış balıklar yeniden size yönelebilirler. kendinize göre bir dalış programı belirleyin, mesela 3 dalışta sonuç alamıyorsanız ve tekniği aşağı yukarı uygun kullandığınızı düşünüyorsanız yerinizi değiştirin, mesela erişteler içine yattığınızda balıklar nazlı gelip zıpkın menziline girmiyorlarsa başka bir alanı deneyin veya karaya çıkıp bir müddet dinlenin. kahve telvesinin beklemek ile dibe oturması gibi yavaşça deniz dibi sizi unutacak ve normal yaşantısına devam edecektir. daha sonra daldığınızda bu sefer balıkların daha meraklı yaklaştığını görebilir ve aynı alandan tekrar balık alabilirsiniz. tabi ki şunu da unutmamakta fayda var; gördüğünüz balıklar diğer dalışınızda belki de bölge değiştirip av peşine gitmişlerdir. sonuç olarak denizsel hareketler ile yumuşak bir şekilde yaptığınız iniş çıkışlarda pek problem çıkmayacaktır. ancak zıpkın atışlarından sonra oluşacak hareketliliklerden diğer balıklar ürküp uzaklaşabilir. hedefini bulmayan zıpkın, balığın ilk atışta kuyruğundan vurulup kolay sönmemesi ve çokça debelenmesi tüm balıklara stres sinyali göndereceğinden ve "potansiyel tehlike" olarak algılanacağınızdan dolayı tekrar inmek için biraz beklemeniz faydalı olabilir. sözü burada onur kardeşe bırakıyor ve saygılarımı sunuyorum. kendisi benden daha tecrübeli gözüküyor bu bakımdan ekleyeceği ve çıkartacağı daha faydalı bilgiler olduğuna inanıyorum...