Suların vazgeçilmez canlıları. Kimi zaman soframızı, kimi zaman da evimizdeki akvaryumu dolduran balıklar. Torpido ya da iğ şeklindeki vücutları var. Bu vücut yapısı sayesinde su içerisinde daha az enerji harcayarak hareket edebiliyorlar. Bazen renk renk, göz alıcı güzelliğe sahip balıklarla karşılaşırız. Vahşi yaşamda bu balıklar, 0-200 m derinliklerde yaşar ve littoral balık olarak isimlendirilir. Littoral balıklar, bulunduğu bölgedeki taş, kum, resif ya da kayaların rengine sahipler. Yani kamuflaj yetenekleri var. Balıklar için bu özellik, düşmanlarından saklanmak için bir avantaj. Bu avantajı onlara verip, renk değiştirerek saklanmalarını sağlayan renk hücreleriyse dört çeşit. Kromotofor adı verilen bu hücreler, melanofor (siyah), ksantofor (sarı), eritrofor (kırmızı) ve gümüşi renkte olan iridositler. İridositler dışındaki diğer kromotoforlar, merkezi bir kısım ve uzantılarından oluşan karmaşık bir hücresel yapıya sahip. Işık, hormon ve sinirlerin etkisiyle kromotofor içerisindeki pigment granü'lleri, bu hücrenin merkezinde toplanırsa balığın rengi açık, tüm hücreye yayılırsa renk koyu oluyor. Bu özellik ani renk değişimi olarak biliniyor. Bazen de karanlık bir ortamda yaşayan ya da uzun süre böyle bir ortamda kalmış olan bir balık, yavaş yavaş kromotofor sayısını arttırarak, vücut rengini bulunduğu ortama göre ayarlayabiliyor. Bu renk değiştirme biçimi uzun süreli olup, kalıcı. İridositler dediğimiz gümüşi renkteki kromotoforlarınsa içinde özel bir renk maddesi bulunmuyor. Bunun yerine ışığı kuvvetlice kıran, guanin kristalleri içe-riyorlar. Bu kristallerin hücre içindeki yerine göre, ışığı az ya da çok miktarda yansıtmasıyla da bir gökkuşağı rengi meydana geliyor. Açık denizlerde yaşayan balıklardaysa renk karakteristik. Sırt, mavi yeşil parıltılı olup, balığın yanlarından karnına doğru gümüşi, karın tarafı da beyaz. Sofralarımızı dolduran hamsi, sardalye, uskumruda olduğu gibi... Dip balıklarından vatoz (Rajiformes), dil ve pisi (Pleuronectiformes) balıklarına bakacak olursak, sırt taraflarının koyu renkli ve karışık desenli, karın taraflarının da soluk renkli olduğunu görürüz. Karanlık çevreye uyum sağlamak için bu gibi dip balıklarında menekşe ya da siyah renk hakim. Ayrıca diplerde ve bulanık sularda yaşayan balıklarda gözler küçük. Besin aranmasında, düşmanın algılanmasında vs. gözler yerine bıyıklar ya da koklama organı gibi başka organlar görev alıyor. Bıyıklar üzerindeki reseptörler kimi zaman tat almada, kimi zaman da besin aranmasında rol oynuyor. Balıklardaki koklama organı kara hayvanlarında olduğu gibi solunum işine yaramıyor ve yutakla bağlantısı yok. Balığın gözü ile ağzı arasında bulunan burun delikleri, her iki yanında bir çift delikten oluşup burun boşluğu içinde koklama kapsülü bulunuyor. Yüzme sırasında su, ön delikten giriyor ve koklama kapsülünden geçtikten sonra arka delikten çıkıyor. Özellikle de sürü halinde gezen balıklarda bu organ, balığın kendi sürüsünden birinin ya da düşmanın kokusunu ayırt etmede kullanılıyor. Bazı balıklarda bir bireyin yaralanmış derisinden salgılanan koku maddesi, sürünün diğer üyeleri tarafından algılanarak, ortamda düşmanın var olduğunu anlamalarını sağlıyor.http://www.denizce.com/ilgincyasamlar.asp alıntıdır
Balıklarının sırtının siyah, altının beyaz olma sebebi bildiğim kadarıyla alttan bakıldığında yukarıda güneş olacağından (tabi gündüz) alt taraf kamufle oluyor tabi yukarıdan bakılıncada su yüzeyi koyu olduğundan sırt tarafı koyu olan balık kolayca görülemiyor.
.....Açık denizlerde yaşayan balıklardaysa renk karakteristik. Sırt, mavi yeşil parıltılı olup, balığın yanlarından karnına doğru gümüşi, karın tarafı da beyaz. Sofralarımızı dolduran hamsi, sardalye, uskumruda olduğu gibi... Bilgiler için teşekkürler,özellikle sırtı için denizdeki balıklar gibi düşünmek gerek ve bu b gibi bilgiler sayesınde sahtelerimizi daha bilinçli seçebiliriz.Yalnız alıntı yapılan yeri de yazarsak paylaşımlar da emeğe saygımızı göstermiş oluruz...
verdiğin bilgiler için teşekkür ediyoruz bende renk oluşumu hakkında birkaç bilgi vermek istiyorum,balıkların renkleri derilerindeki özel renk hücreleri tarakından meydana gelmektedir. renk hücrelerinin dışında çeşitli faktörlerde var bunlar,ortam,sinir sistemi,hormonlar,yaş,üreme zamanıvb.. balıkların renklerinin oluşmasında en büyük rolü,pigment hücreleri,renkli yağ damlacıkları,uzunlamasına yer alan janjanlıkristal çubucuklar oynarlar. saygılar..
Ozlem'cigim bu super bilgileri bizlere tasidigin icin emegine ve goz nuruna saglik.Cok degerli bilgiler. Konunun son satirlarinda bahsedilen yarali baligin farkli koku salmasi balikta cok ise yarar bir bilgidir.Biz lufer tutarken hep canli yemimize baligi oldurmeyecek ince bir jilet atardik. Buyuk farklilik yaratirdi balikciligimizda. Boylesi degerli paylasimlarda bulusmak umidiyle, sevgiyle kalin...
Emeğine sağlık Özlem teşekkürler verdiğin bilgiler için . Huseyin abi jilet attığınız balıklar suyun altında müslümcü diye anılıyor olabilir mi?
Lufer onlara yetiyordur. Bir de Muslumle hayatlarinin son anlarini anlamli ve derin bir butunluge tasiyacaklarini sanmiyorum....