bu baliklar konusunda dikkatli olmakta yarar var. bunlarin bazi turlerine dokunmanın bile tehlikeli oldugunu soyluyordu bir belgeselde. japonyada bile bu baliği temizleyecek gercek ustalar cok azmis. bu baliğin yakalandiginda denize tekrar salinmamasi taraftarayim. 2 tane dikkat cekici benzer bilgi içeren metin var bu tehlikeli turler hakkinda ilginizi cekebilecek. 1- AKDENİZ'DE ZEHİRLİ BALON BALIĞI UYARISI Kızıldeniz'den Süveyş kanalı üzerinden Akdeniz'e göç eden, fiyatı ucuz olduğu için tüketimi artan balon balığının denizlerimizde de bulunan “lagocephalus sceleratus” türünün, üreme dönemi olan yaz aylarında öldürücü zehir salgıladığı ve bu türün bu dönemde kesinlikle yenilmemesi gerektiği bildirildi. Küresel ısınmanın da etkisiyle sıcaklık oranı artan Kızıldeniz'den, Süveyş kanalını geçerek Akdeniz'e göç eden 65 balık türü ve su canlısı bulunuyor. Bu türler arasında, kurbağa ya da kirpi balığı da denilen tetraodontidae familyasındaki 6 tür balon balığı da yer alıyor. Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi ve Türk Deniz Araştırmaları Vakfı Bölge Temsilcisi (TÜDAV) Yrd. Doç. Dr. Mehmet Gökoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, balon balığının 6 türünün Akdeniz ve Ege kıyılarında arttığını belirterek, yaz aylarında üreme dönemine giren lagocephalus sceleratus türüne karşı uyarılarda bulundu. Antalya kıyılarında da yoğun olarak avlanan bu türün, yaz aylarındaki üreme döneminde yavrularını korumak için bir tür zehir olan tetrodoksin salgıladığını bildiren Gökoğlu, balıkçılar ve tüketicilerin çok dikkatli olması gerektiğini söyledi. “KESİNLİKLE YENMEMELİ” Ölümlere ve felce neden olabilen bu türün fiyatının ucuz olması nedeniyle tüketiminin arttığına işaret eden Gökoğlu, bu nedenle İsrail'de ölümler meydana geldiğini, Türkiye'de de bu balıktan yiyen kedilerde ölümler görüldüğünü belirtti. Kılçığı az, eti lezzetli bu balığın üreme döneminin sona ermesinin ardından kış aylarında tüketilebileceğini ifade eden Gökoğlu, lagocephalus sceleratus türünün zehirli dönemiyle ilgili Tarım ve Köyişleri Bakanlığı kanalıyla balıkçıların da eğitilmesi gerektiğini vurguladı. Gökoğlu, tropikal iklim balıklarından olan, ancak küresel ısınmanın etkileri ile besin alanlarının uygun olması nedeniyle Akdeniz ve Ege'ye göç eden balon balığının diğer türlerinde ise yaz ya da kış aylarında zehir bulunmadığına dikkati çekti. DİĞERLERİNDEN AYIRAN ÖZELLİKLERİNE DİKKAT Yrd. Doç. Dr. Mehmet Gökoğlu, 6 tür arasında zehirli olan lagocephalus sceleratus türünün kendine özgü özellikleriyle diğerlerinden ayırt edilebileceğini belirterek, balıkçılar ve balık tüketen vatandaşlara şu uyarılarda bulundu: “Yaklaşık 2,5-3 kiloya ulaşabilen zehirli balon balığı türünün gözlerinde ovallik, sırt yüzgecinde ağaç kökü görünümüne benzeyen 10-13 arası ışın, anüs yüzgecinde 8-12 arası ışın, vücudunun sırt kısmında yeşilimsi, kahverengi ve siyah noktalar bulunuyor. Bu türde ayrıca ağızdan, kuyruk yüzgecine kadar gümişi bantlar yer alırken, karın kısmı beyaz, gözlerinin önünde gümüş renkli leke ve göğüs yüzgeci tabanı siyah renkli.” Bu türün bahar ayları sonunda ve yaz döneminde kesinlikle yenilmemesi gerektiğini hatırlatan Gökoğlu, Ağustos ayı sonundan itibaren tüketilebilecek bu balığın o dönem ve kış aylarında da derisinin yüzülmesi ve iç organlarının ayıklanarak tüketilmesi gerektiğini vurguladı. Gökoğlu, balıktan olası zehirlenmenin kusma, şok ve ani felçle ortaya çıktığını sözlerine ekledi. Öte yandan, balon balığı türlerinin 5 YTL'den satıldığı, lezzetli ve uzun olması nedeniyle daha fazla tercih edildiği öğrenildi. 2- Akdeniz'de kurbağa balığı korkusu Akdeniz’de, su sıcaklığındaki artışla beraber, Süveyş Kanalı aracılığıyla Kızıl Deniz’den gelen ekonomik değeri yüksek balıklarla beslenen ve eti yenmeyen kurbağa balıklarının (Lagocephalus sceleratus) çoğaldığı bildirildi. Mersinli balıkçılar, "Denizdeki canavar" dedikleri kurbağa balıkları yüzünden ağlarının boş kalmasından yakınırken, uzmanlar, bu balıklardan kurtulmanın tek çaresini, kurbağa balığıyla beslenen avcı balıklarda görüyor. Mersin’in 30 yıllık balıkçılarından Yakup Çınar, avını son derce hızlı yakalayabilen kurbağa balıkları yüzünden işlerini bırakma noktasına geldiklerini bildirdi. Çınar, "Bu balığın etinin zehirli olduğu söyleniyor, bu yüzden yemeyi hiç denemedik. Geçmiş yıllarda da aynı balığa rastlıyorduk, ancak hiçbir dönemde bu yılki kadar yoğun görmedik. Denize attığımız yemleri bile kısa sürede yutan bu balıklar, Mersin’de neredeyse balıkçılığı bitirecek" diye konuştu. UMUT AVCI BALIKLARDA Mersin Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bedii Cicik ise Süveyş Kanalı’nın açılmasının, bu balık türünün Akdeniz’de görülmesine yol açtığını, bu balıkların zamanla çoğalarak baskın duruma geçtiklerini ifade etti. Kürsel ısınmaya bağlı olarak deniz suyu sıcaklığındaki artışın, tropikal indo pasifik kökenli kurbağa balıklarının çoğalmasında etken olduğuna dikkati çeken Cicik, şunları söyledi: "Son dönemlerde Akdeniz’de sayıları artan bu balıklara balon balığı da deniyor. Kızıldenizden Süveyş Kanalı aracılığıyla Akdeniz’e geçen bu balıklar ekosistemde dominant hale gelerek ekonomik türler üzerinde olumsuz etki yapmaya başladı." Doç. Dr. Cicik, bu tür balıkların içerdiği "tetrodoksin" adlı zehirli madde nedeniyle tüketilmelerinin son derece sakıncalı olduğunu belirterek, "Özellikle kaslarda kasılmaya, diğer bir ifade ile felce neden olur. Ancak içerdiği zehir özellikle karaciğer ve sindirim sisteminde olduğu için etinin belirli işleme teknikleri kullanıldığında Uzak Doğu ülkelerinde tüketiliyor. Birçok ülkede tüketilmediğinden de ekonomik öneme sahip olmayan bir türdür" dedi. Cicik, deniz suyu sıcaklığının mevsim normallerine dönmesiyle bu balıkların sayılarının azalacağını ümit ettiklerini belirterek, şunları kaydetti: "Kurbağa balıklarıyla beslenen avcı balıklar mutlaka vardır. Sorunun giderilmesi için deniz suyunun soğuması ve avcı balıklarının bunları tüketmesini beklemekten başka çaremiz yok" KURBAĞA BALIĞI Başının gövdeyle birleştiği yerin hemen üstünde arkaya doğru sert iğne olan, boyları 30 santimetreye kadar ulaşan kurbağa balıkları Akdeniz, Ege ve Marmara’da taşlık ve yosunlu bölgelerde yaşıyor. Vücutları grimsi kahverengi, düzensiz açık renkli benekleri bulunan ve sırt yüzgeci siyah olan kurbağa balıkları, kafalarının da diğer balıklara göre daha büyük oluşuyla dikkati çekiyor. Dipte yatarak başının üstündeki gözleri ile küçük canlıları veya balıkları görüp avlayan bu balıklar, nisan ve mayıs aylarında kışladıkları derin sulardan sahillere, bazen de acı su bölgelerine sokulup, temmuz ve eylül ayları arasında ürüyorlar. Ağırlıklarına göre 10- 20 bin yumurta bırakan bu balıkların, "fugu" adı verilen türünü, Japonların özel sertifikalı aşçılar aracılığıyla pişirerek, yedikleri biliniyor
bizim burdada bol miktarda mevcut,ipek sarmaylada 2 kere tuttum şimdiye kadar. balon balığı sadece yılın 2 ayı yenilebiliyormuş sanırsam. tıslayan,zehirli,örsü olan,kedilerin bile beğenip yemediği balığı hiç yememeli bence. bu balığı yiyen başka bir balık yok ve çok hızlı üreyebiliyorlar.denize salmamak gerek.atın bir köşeye ölsün.acı çektirmeyin...
Bence yanlış cevap ! Hiç bir şey boşa yaratılmamıştır, tabiatta her şey birbirine hizmet eder. İnsanoğlu çok kez tabiatın dengesine burnunu sokup hata yapmıştır. http://www.haberpan.com/timsah-yiyen-kurbagalar-haberi/ linkteki yazıda bahsi geçen olayda, bunlardan sadece birisidir. Yemeyeceğiniz hiç bir şeyi öldürmeyin, bırakın tabiattaki görevini yerine getirsin.
Bence, bu canlıda doğanın bir parçası , zararlı veya zararsız , varlığı istenmiyormuş gibi hükümlerle , katledilmesine karşıyım , tüketemiyeceksem salarım. Ayrıca aşağıdaki mesaj !!! yönetici arkadaşlarımızın , herhalde , gözünden kaçtı !!! bu mesaj açıkça ''suç'' teşkil etmekte !!! ve kötü bir örnek olarak hala yerinde durmaktadır.!..
Sadistsiniz galiba, sizin bu yaptığın işkencedir. İşkencede hangi malukat olursa olsun yapılması, yanlıştır, ayıptır, adiliktir......
Can verebildiğimiz oluyor mu ki can almayı bu kadar rahat tercih edebiliyoruz. Bence denize arkadaşlar. O da ekosistem'in bir parçası beğensek de beğenmesekte...
arkadaşlar,abiler bu balık zehirli,yenmeyen,diğer canlılara zararı dokunan bir balık.kimse keyfi olarak bu balığı avlamıyor zaten.şayet oltaya takılırsa denize salınmamalı ama eziyet ederek de öldürülmemeli. he derseniz ki bütün canlılar ekosistemin bir parçası,canlılara zarar vermeyin,öldürmeyin,ben hayvanseverim o zaman keyfi olarak balık,domuz,keklik vs avlardada bulunulmamalı.hayvanları sırf hobi olarak öldürmemeli derim bende
İnsanımız çok acayip. Diğer canlılara saygı duymayı, yemeyeceği bir şeyi öldürmemeyi hayvanseverlikle karışyırıyor. Hayır bu İNSAN'lık dır. İnsan olmanın özünü yakalamakdır.
madem ki hayvanları sırf yemek için öldürüyorsunuz.yemediğiniz,diğer canlılara zarar veren hayvanı öldürmüyorsunuz.öyleyse şu yaz aylarında hamamböceği,kene,sağlığınızı tehdit eden canlılar yada sivirsinek menünüzde yoksa onlarıda öldürmeyin.ekosisteme zarar vermeyin aman diyeyim. bizler zaten zorunlu olarak açlıktan ölmemek için,survivorda olduğumuz için hayvanları öldürüp,yiyoruz.yoksa hayvanlara zararımız dokunmaz hayvanseverlik yiyeceğin bir şeyi keyfi olarak,hobi niyetine,kendini tatmin etmek için öldürmek değildir.hiçbir hayvana zarar vermemektir.NE AMAÇLA OLURSA OLSUN.ASIL İNSANLIKTA BUDUR!HİÇBİR CANLIYA ZARAR VERMEMEK... bu konu altında son yazı...
''madem ki hayvanları sırf yemek için öldürüyorsunuz.yemediğiniz,diğer canlılara zarar veren hayvanı öldürmüyorsunuz.'' Buna düz mantık derler, Örnek: Domatesler kırmızıdır, o zaman tüm kırmızılar domatesdir. :S Tabiki de her hayvan yemek için öldürülmez size zarar veriyorsa öldürürsünüz.(fare, sivrisinek vb.) Ama size zararı olmayan bir hayvanı sırf zararlı olduğu fikrine kapıldığınız için öldürüyorsanız sizin bu cehaletinizi gösterir. Özetle tüm tabiat ve varlıklarının bir hiyerarşisi vardır kendi içinde, sizin zararlı olduğunu düşündüğünüz bir varlık, başka bir döngü için anahtar rol oynayabilir. Bu kadar bilinmiyenlik içinde her şeyi bildiğimizi sanıp devamlı yanılıyoruz.
Arkadaşlar öncelikle dengeli düşünmek gerekir. Birincisi balon balığı sularımızın balığı değildir. Sulara gelince doğal olarak denge bozulacak. Bakın kıbrıs da çözüm bulmuş. Adet başına 2 tl para veriyormuş ve bunu uzak doğu ülkelerine ihtaç ediyor. Hem balığı iskence çektirmiyor katletmiyor satıp ekonomisine katkıda bulunuyor. Öğle ya güzelim akdeniz orkinoslarını popülasyonunu kontrol etmeden japonya ya ihraç etmiyormuyuz. Bu arada sorum hayvanları öldürmeyelim diyenlere '' Neden israil sazanı na katletmek gerekir dendiğinde herkez destek çıkıyor?''
Hiçbir hayvana zarar vermiyorum. Evimin pencerelerinde sineklik var. hamam böceği vs olmuyor ama yazlıkda bazen denk geldiğim oluyor bir kağıt parçası ile alıp bahçeye atıyorum. Karınca olan yerlerde kesinlikle ama kesinlikle bastığım yere çok dikkat ediyorum. Yine yazlıkta kimilerinin çıyan dediği kimilerinin se kırkayak olarak adlandırdığı zararlı bir türe de denk geliyorum 1 kez olsun öldürmedim. Akrep, fare hiç mi hiç... Denizde avlanırken canlı yem tercih etmemeye özen gösteriyorum hele canlı yavru balığı kesinlikle kullanmıyorum. Şimdiye kadar sadece 1 kez trafik kazasında bir köpeği ezdim o da adı üzerinde bir kaza idi. 1 hafta vicdan azabından uyumadım. Ama mesele yukarıda anlattıklarım değil. Bir canlıyı bilerek ve isteyerek öldürmek sadece ve sadece insana özgü bir özellik. Yani başka bir canlı kesinlikle ihtiyacı olmadığında öldürmüyor! İnsanoğlu bazı şeyler için fikir yürütürken doğaya bakıp örnek almak yerine kendi kendine bahaneler üreterek "zaten zehirli" demekten öteye gidemiyor. Lütfen bir kez daha düşünün... Bu arada israil sazanının da katline karşıyım. Ama yemek için eşe dosta komşuya verilecekse limit çok önemli değil benim için.
Balon balığı bizim sularımıza ait bir tür değildir. "Eğer yaratıldıysa boşa yaratılmamıştır" diyen arkadaşlar başkalarını düz mantık yürütmekle suçlamak yerine kendi düz mantıklarını tartmalıdırlar. Bu balık bizim eko sistemimize sonradan girmiş bir balık. Doğal düşmanı yok! Doğal düşmanı olmadığı gibi bizim sularımızda yaşayan birçok tür için de büyük tehdit. Bu nedenle müdahale edilmesi gereken bir tür. "Madem doğada var dokunmayalım, öldürmeyelim" dersek yanlış yaparız. Evet acı çektirmemiz de doğru olmaz. Ancak ben bu balığın yakalandıktan sonra salınmaması taraftarıyım...
Arkadaşlar bana denk geldiğinde israil sazanını da, antalyada balon balığını da öldürüyorum. Götürüp çöpe atıyorum. Yakaladığım yerde fareyi de, sineği de, çiyanı akrebi de öldürüyorum. Bana zararı yoksa illa birine olacak. Eğer bu kadar can almaya karşıysak, ne kurban keselim, ne balık tutalım, ne kara avı yapalım, ne de et yiyelim. onu da bizim için biri öldürüyor sonuçta. Videolarını defalarca izledim, bu balon balığı kofana avına takılan palamutun yarısını almış saniyesinde. Denizde balık mı bırakır böyle bir tür? bulduğunu, tuttuğunu, gördüğünü... Balon balığı, israil sazanı çöpe bence..
Bence öldürmemeliyiz. Sonuçta o balığın bu sulara gelme sebebi küresel ısınma, denizlerin aşırı ısınması. Bu da bu balığın suçu değil. Öldürmek yerine başka önlemler alınmalı.
oo balıktan usandık dip oltasi atamıyoruz acıkda herseye saldırıyor tekne ciler onu pişrip yiyenleride war konyaaltı sahiline kadar yanastıkları oldu 30 dk içinde 2 kilo yakaladık zevkine onun oldugu yerde baska balık vurmuyor, tekneci kuyrugunu kesip martılara yem yapıodu gerçekten acıga artık gıtmıom balon var diye ..
Geçen sene kışın misafirimle hem piknik yapmak hemde olta atmak amacıyla bi koya gittik. ilk attığım takımlar klasik üçlü dip takımlarıyla dip kıbrıs dediğimiz zeminin 1 karış üzerinde kalan takımdı. Suda bi şapırtı kamış büküldü derken elime aldığım oltanın boş olduğunu gördüm ne takım kalmış ne yem sadece misina geldi. ardından yeni takımlar yeni yemler yine aynı. En son kayış balığı avında kullandığımız alttan 20 cm si çelik misinadan oluşan tek iğneli takımı attım aman Yarabbim çelik teli bulaşıkteline çevirmiş resmen. tekrar ve tekrar derken bu dejavu sürüp gitti. ne kurşunum kaldı takım çantamda nede kıbrıs takımım. çelik misinanın etrafına lolipop çubuğu geçirip takım yaptım attım onu bile milimetrik aralıklarla kesmiş paramparça etmiş. atacak birtek takımım kalmayana kadar devam ettim ama olmadı. gerildim sinir oldum, tepem attı. kıbrıs şamandırasının beyaz süngerimsi yerini bile yiyen onlada yetinmeyip içindeki sert teli büklüm büklüm yapan o canlıyı bir denk getirirsem bende onun balonunu patlatmazmıyım a dostlar ahdettim ilk gelenin elimden çekeceği var.
