Arkadaşlar belki çoğunuza saçma gelecek ama sizlere anlatmak istediğim ve görüşlerinizi merak ettiğim bi durum var.. Ben Gök ala, Tatlı su kefali (kasna) ve Turna (birde levrek ama daha hala deneme safasındayım hiç yakalayamadım) avlıyorum.. Balık avını, o ortamı, oltada hareket beklemeyi vs çok seviyorum ve bu olaydan inanılmaz zevk alıyorum taki balığı yakalayana kadar.. Nezaman balığı yalakasam bu hayvan nasıl ölecek diye düşünmeye başlıyorum hadi turna şekil itibariyle daha keskin vahşi bakıyor bilmiyorum onda odakar rahatsız olmuyorum ama özellikle alabalık ve tatlısu kefalinde inanılmaz rahatsız oluyorum ilk amanlar kenara alıyodum ve hayvandan uzaklaşıyordum ölümünü görmemek ve çırpınışını duymamak için, sonradan netten araştırdım hayvanın kafasına sopa gibi bişeyle tek vuruşta öldürmeyi öğrendim bunun daha acısız olduğunu düşünerek bi dönem yine öyle yaptım ve en son dün bi gök ala daha yakaladım ve 1tane zaten salayım gitsin dedim fakat dayımın ısrarı üzerine onuda salmadım ve o elini vurmadı acı çekmesin diye yine ben sopayla bayılttım hayvanı (bu arada nette gördüğünüz beceriksizler gibi defalarca vurmuyorum gerçekten tek bi vuruşta doğru yere vurarak öldürüyorum) fakat yine çok rahatsız oldum ne bileyim gözü açık gidiyo hep ondanmıdır nedir bi canlıya kıymak gerçekten hiç içimden gelmiyor ve sırf bu yüzden yanlızken yakaladığım balıkları kimseye çaktırmadan salıyorum suya.. Ne yapmam gerektiğine bir türlü karar veremedim gerçekten çok saçma bi durum tuttuğum balığı yemek ve aileme getirmek istiyorum fakat ölmesini ve ya benim öldürmemi istemiyorum.. Ama diğer yandan da kendimi ''eğer bunu ben öldürmesem kimse elini sürmeyecek ve bu hayvan daha çok acı çekerek ölecek'' diyerek rahatlatıyorum.. Aslında güzel verimli sularda bulunsak benim en çok istediğim her zaman yakala bırak avcılığı.. merak etitm acaba benim bu duygularımı yaşayan başka balıkçı arkadaşlar da varmı diye ve neler yapıyorlar onu merak ettim.. Farklı önerileriniz aklıma gelmeyen bi çözüm yolu varsa önerilere açığım.. Gerçekten çok saçma gibi görünen fakat benim için saçma olmayan bi ruh hali çelişkisi yaşıyorum.. Umarım yanlız değilimdir
Senin yüreğini severim ben. Yanlız değilsin elbet, çoğumuz yufka yürekli insanlarız. Yalnız abartma bence, zira bunun sonu vejeteryanlıktır. Tabiat düzenine aykırı bir şey değil avlamak ve öldürmek. Herşeyde olduğu gibi bunda da sınırlara riayet etmeli elbet. Yumuşak yüreğinle mutlu yaşa inşallah.
Elbette yalnız değilsin Öner. Ayrıca saçma falan değil. Ben de sık sık yaşıyorum aynı duyguları. Tekne de yaptığım avlarda balıklara sırtımı dönüyorum, bakmıyorum ama çırpınışları dahi beni rahatsız ediyor. Kıyıdan yapılan avlarda özellikle deniz levreği için solungaçlarını kesici bir cisimle kesip sonlandırmayı öğretmişti bir abi. 2 kez denedim ve balık çok hızlı bir şekilde saniyeler içerisinde öldü. Tuttuğun balıklar iriyse solungaçlarını falçata veya çakı gibi bir cisimle biraz kesersen balık hemen ölecektir diye tahmin ediyorum. Gerçi tatlı suda tecrübem yok ama sopayla kafasına vurmaktan iyidir sanırım. Seni daha az üzecektir. Bakalım başka öneriler gelecek mi? Takip ediyor olacağım. Rastgelsin...
Sonuçta doğanın bir kanunu var. Mesela bir turna ya da lüfer avladığımızda bu avcı balıkların her gün avlayıp yediği onlarca yem balığının hayatını kurtarmış oluyoruz. Ama sayemizde hayatta kalan o onlarca balık da binlerce küçük balık yavrusunu, balık yumurtasını, kurdu yiyior. Bu binlerce canlının da ölümünden kaynaklanacak değişimleri düşünürsek çok akıl almaz sonuçlara ulaşabiliriz. Sonuçta bu kendi kendini tekrarlayan bir döngü. Biz de avcı olarak bu döngünün içerisindeyiz. Önemli olan aşırı avlanma, yavru ve yumurtalı balık avı, trol, dinamit, tırıvırı gibi doğaya zararı olan, 1 balık elde edebilmek için binlerce balığı yok eden doğa düşmanı yöntemlerle bu zincire zarar vermemek.
dostum bu konuda arkadaşlarda belirtmiş kesinlikle yanlız değilsin. Bende bu kış kapsamlıca bir araştırma yaptım. Dediğin başına vurma işide olabilir fakat ağaç ile vurmak gerekiyormuş. Demir ile değil. Diğer yönü ise balıklar yaradılış itibarı ile acı çekmezler imiş. Dolayısı ile sudan çıkartıp kendiliğinden ölmesini beklemek en doğru olduğu yönünde bir bilgiye ulaştım. Sonuçta bütün hayvanlar insanoğlunun hizmetine sunulduğundan yavruları katletmediğin ve ihtiyacın kadarını aldığın zaman sorun yok demektir. Aretin dediği gibi dinamit gibi katliam araçlarını kullananların cezasını rabbim veriyor. Haberlerde okuyoruz dinamit atarken elleri koptu, yasak zamanda göle ağ sererken ağa dolandı gölde boğuldu gibi. Yüreği sevgi dolu tüm dostlara faydalı olması dileği ile
Teşekkür ederim Yavuz abi amin.. Sonunun vejeteryanlığa gitmesi şu anda benim için çümkü her gün bi öğünde et vs tüketirim öldürdüğüm balığı yemek istemiyorum bazen ama ''bunu sen öldürdün boşa mı öldürdün tiksinsen de yiyeceksin'' gibi telkinler le tüketiyorum.. Sonuçta satın aldığımız ala lar daha kötü şekillerde ölüyor.. Bilemedim nasıl dolduysam en sonunda bu konuyu açtım.. Gerçekten yanlız olmadığımı görünce bunun hasta düşünceli bi davranış olmadığını anladım ve rahatladım en azından sağlıklıyım benim abim veteriner hekim ona sorduğumda yanında makas gibi bişey bulundur ve boynunun üst kısmından omuriliğini tek hamlede kes anında ölecektir demişti fakat onu da deneyemedim.. dediğiniz yöntemi nette görmüştim daha önceden solungaçın alt kısmından kesiyorlar ve balığı hafif kıvırıp kanı akıtıyorlar gerçekten hemen ölüyor fakat onuda deneme fırsatım daha olmadı.. Bakalım daha ne öneriler gelecek Teşekkürler Volkan abi.. Aret abi dediğiniz gibi de düşündüm bizde doğanın bi parçasıyız balık avında ve balığı tüketmekte kesinlikle bi sıkıntım yok sadece yakalandıktan sonra ki kısım beni her seferinde üzüyor.. turna ve ala yine çabuk ölüyor ama abartmadan söylüyorum hayatımda tuttuğum ilk ve en büyük tatlı su kefalim abartısız 45 dakika yaşadı 45 dakika göz göze baktık.. ozaman daha acemiyim nasıl tuttuysam hayvanın damağına girmiş iğne ve hiç bir şekilde çıkaramadım.. 15 dakika diğer arkadaşlarımın yanına yürüdüm balıkla 10 dakikalık uğraş sonunda onlarda çıkartamadı ve iğne kırıldı.. sonra bunu poşete koyduk bekliyorum ölsün diye bu daha çırpınıp duruyor ben o sırada etik düşünmeye çalışıyorum bi yandan ''Ben nefes alıyorum ama bu alamıyo ondan çırpınıyo acı çekiyor'' falan diye ozaman kafasına vurmayı bile bilmiyorum.. sonra ben balığı poşetten çıkardım elime aldım suya koşarken arkadaş farketti ve yakaladı beni geri poşete koyduk balığı neyse bi 30 dakka sonra falanda yağmur yağdı av bitti eşyaları topladık balıkları arabaya koyacaz (bu arada ilk balığı ben tuttum) bi baktım tüm balıklar ölmüş benimki hala zıplıyo.. neyse arabaya bindim o an tek korkum eve geldiğimde balığın hala yaşıyor olmasıydı neyseki eve geldiğimizde artık oynamıyordu.. Biraz uzun bi hikaye oldu ama heralde beni bu olaylar da etkiledi artık o hayvanların çırpınmasına dayanamaz oldum.. Zeten alabalığa günlük 10 tane limiti koymuşlar ama ben bi avımda max 5 tane tutup 3ünü salan bi tipim tutamıyorum zaten 10 tane Hayırlısı olsun bakalım daha neler göreceğiz elbet gün gelecek bende alışacağım heralde bu duyguya belkide daha iyi teknikler bulacağım..
Gültekin abi birde şöyle bi hassasiyetim var mesela videolarda baktım ki kafasına vurarak öldürüyorlar bi video ile asla yetinmem detaylı araştırma yaparım ve en iyi nereye vurulur neyle vurulur bunları hep ince ince araştırdım. Demirle vurduğunuz zaman hayvanın resmen kafası yarılıyor fakat tahta ile vurulduğu zaman daha çok sarsıcı bi etki veriyor ve en önemlisi bu işlemi yaparken hayvenı sırt yüzgeci ve boyun arasından bi elle tutup diğer elimizdeki sopayla tam beyninin üzerine vuruyoruz.. Balıkların acı çekmediği yönünde söylediğiniz sözleri bende daha önce duymuştum fakat gerek aldığım eğitim gerekse kendi tecrübelerime inanarak sinir sistemi olan bütün canlıların acı çekeceği düşüncesindeyim.. ve bütün hayvan ve böceklerin acı çektiğini düşünüyorum.. Ama dediğiniz gib insanoğlu için yaratıldı bu şeyler ve balığında insan diyetinde nekadar önemli bi yeri olduğu hiç tartışılamaz.. Değerli bilgileriniz ve cevaplarınız için Teşekkürler..
İslam inancına göre karada yaşayan hayvanlar bıçakla kesilir, avlanılan hayvanlar vurularak kan akıtmak yoluyla öldürülür. Kan akmadan ölen hayvan mundar ölmüş sayılır ve eti haramdır. Balıklar için ise farklı bir yaklaşım tarzı vardır.Rivayete göre: Nuh a.s. zamanında bir balık peygamberden söyle bir şey istemiş : Ümmeti olan insanların balıkları karada yaşayan hayvanlarda olduğu gibi bıçakla kesmemelerini, insanların balıkları suyun dışında bekleterek öldürmelerini istemiş. Bu hadiseye hürmet nedeni ile balıklar yakalandığı zaman suyun dışında bırakılarak ölmesi beklenir. İslam inancına göre YAKALANMIŞ balığı başka bir yolla öldürmek hoş karşılanmaz.
Farklı bir yaklaşım tarzı Yakup abi kişisel görüşünüze saygı duyuyorum fakat ne yalan söleyeyim rivayetlere %100 inanamayacağım için ve yukarıda da anlattığım gibi bi tatlı su kefalinin 45 dakika çırpındığını gördüğüm için o hayvan orada çırpınırken rahat olamıyorum sadece onun içindir sopayla vurma yada makasla kesme girişimim.. Fakat gerçekten farklı bi bakış açısı kattınız konuya teşekkürler Yakup abi..
Özellikle balık avında yalnızken ben de sıklıkla yaşıyorum bu duyguyu... Her tuttuğum balık için içimden Allah'a şükrederim, fazla balık veya küçük balık avlamadığım için de bu şekilde içim rahat ediyor. Sen de içini rahat tut, kısa yoldan öldürmek en mantıklısı yine de...
Sevgili Öner sen aşırı duyarlı bir yapıda isen evde beslediğin bir akvaryum balıgı bile öldüğünde mateme girersin .. canlılar dünyasına olan hassasiyet insanoğlunda görecelidir. ve buda normaldir..herkes aynı derecede ,aynı şekilde düşünmez.. belli mantıkları vardır.. önünde 3 yol var , rivayetleri vs boşver.. 1- bu işi bırakman ve saglığına zarar vermemen,, 2- balıgı tutup salman farklı bir ruh hali yaşaman tatmin olman 3- en zoru olan buradaki balıkçılar gibi dayanıklı olman...kendini alıştırman..
Aşırı soğuk su balıkları şoka sokup pek acı çekmeden ölmelerini sağlıyor olabilir. İnsan için donarak ölmek uykuya dalmak gibi derler. Belki balıklar için de etkisi aynı olabilir.
Av mevsimi filminde söyle bir replik geçiyordu. baba oglunu ava götürür. Geyik vurur. Geyik vurulunca dizleri üzerine çöker, ölürken gözlerini çocuga diker. Çocuk aglamaya baslar. Baba ogula bir tokat atar ve ' bak ogul aglayacaksan birdaha gelme; avin geregi budur ' der. Kara avi için sizinle ayni duygulari paylasiyorum. Çünki hiç denemedim deneyemem de elim varmaz. Balik avina 4-5yaslarimda babamin sevdasi sayesinde adim attigimdan bu konuda bir tedirginligim hiç olmadi.
Öner ne zaman tanışcaz kardeşim? Kayseri ve civarı samimi dostları özellikle Öner gibi özü sözü bir arkadaşları bekliyorum...
Ben de bu kafaya vurma işini yapanları görünce bir garip oluyorum. Yabancılar çok yapıyor bunu, küt diye ses çıkıyor. Ben doğru düzgün balık yakalayamadığım için bahsettiğiniz gibi bir duygu yaşayamadım. En son yakaladığım turnayı da geri suya saldım gitsin diye döndü dolaştı karaya vurdu ve öldü.
Banada öyle geliyor uzun süre acı çekmesinden ise daha iyidir diye düşünüyorum Hakkı abi Teşekkürler.. Muvaffak abi 1. şık en kolayı ama bu hobiyi bırakmayı istemiyorum. 2.şık zaten elimden geldiğince yapıyorum emin olun tuttuğum limit üstü balıkları alıkoyduklarımla kıyaslasam arada uçurum var ama alı koyduklarımda yaşıyorum bu duyguyu.. Şu anda 3. şık üzerinde çalışıyorum Peki siz avlarınızda ne gibi bir yol izliyorsunuz Muvaffak abi vuruyormusunuz kenara alıp bekletiyormusunuz vs başka yapmış olduğunuz bir işlem mi var? Sitedeki üyelerimizinde avlarında bu konuda nasıl bir yol izlediklerini merak etmekteyim.. Kerem abi dediğiniz doğru fakat avlakta içmeye bile soğuk su bulamadığımızdan dolayı yapabileceğimi sanmıyorum.. O sahneyi hatırlıyorum ve ne yalan söyleyeyim o sahneyi yaşadımda her ne akılsa bir kuş vurmuştum sadece meraktan dolayı vuramam sandım nişan alamam ıskalarım sandım vuramayacağıma inanarak sıktım havalı tüfeğin mermisini çünkü daha önce nişan aldığım hiç birşeyi vuramamıştım ama vurdum ve o hayvanın ölümünü izledim sonra oturdum ağladım çok etkilendim ve hayatta ilk tövbe ettiğim şey oldu o olay.. ama balık işinde açıkcası hayvanların yüz ifadesi pek olmuyor hepsi aynı bakıyor o bakımdan problem yaşamıyorum fakat bu ifade edemiyor ama acaba ne kadar acı çekiyor diye merak ediyorum oradaki düşünceler üzüyor beni.. bu olayı çok yoğun anlattım galiba ama o kuşu vurduğum zamanki kadar etkili yaşamıyorum sadece o an ve o balığı yerken aklıma geliyor.. ertesi gün hiç birşey yok Konuyu açmamdaki en büyük amacım kullanılan yöntemleri öğrenmek ve en insani şekilde nasıl öldürülür kendimce onu bulmak istiyorum.. Eğer sizlerde yöntemlerinizi yazarsanız sevinirim. Kubilay abi bende sizinle tanışmayı ve birlikte aynı avlarda bulunmayı çok istiyorum. Fakat kpss dolayısı ile ve son zamanlarda balık avı işini bıraktım temmuz a kadar inzivaya çekildim full ders ama temmuzdan sonra da balıktan gelmeyeceğim Sizin gibi çevreye duyarlı güzel insanlarla tanışmak beni çok mutlu eder Furkan abi o ses videoda her nekadar beni de rahatsız etse de etkisini görünce doğru olduğunu düşündüm fakat en önemlisi doğru yere doğru sopayla doğru şekilde vurmak diye düşünüyorum.. Benimde son turnamın başına aynı şeyi geldiğini düşünüyorum.. iğneyi çıkarmam uzun sürdü geri saldım bi iki kere ters döndü kıyıya vurdu , sonra geri oynadı düzeldi biraz yüzdü ama bi hoş yan yan gidiyordu derine indi ağaç köküne falan takıldığını düşünüyorum sonra göremedim umarım yaşamıştır
Konuyu açmamdaki en büyük amacım kullanılan yöntemleri öğrenmek ve en insani şekilde nasıl öldürülür kendimce onu bulmak istiyorum.. Eğer sizlerde yöntemlerinizi yazarsanız sevinirim. benim bu konuda herhangi bir yontemim yok. baligi yakalarim, eni boyu cinsi uyunsa kovaya atarim. ufaksa, istemedigim bir cins baliksa ve suya koydugumda yuzebilecek pozisyondaysa itinali bir sekilde igneden çikarip nasil gerekiyorsa o sekilde suya iade ederim. kokmamasi için ozellikle sicak havalarda saat basi suyu degistiririm. istanbulda istavritte çok olur mesela; eve gelirsin baligi lavaboya dokersin bir bakarsin içinde hala canli baliklar var. onlari ayiririm kenara. digerlerini temizlerim en sona onlari birakirim. hala canlilarsa solungaçtan çekerek degilde kafasini biçakla keserek temizlerim. zaman içerisinde bu fobinizden kurtulacaginiza eminim. o bahsettiginiz dusunceler akliniza geldiginde "ben avciyim, su an avdayim" diye dusunun faydasi olacaktir.
