Sevgili Arkadaşım,Sevgili Bülent Abibin Gönderdiği resimdeki insanların yaşını az çok tahmin edebiliriz,Benim Bu forumda bahsettiğim kişilerin % 80 i emekli yani sabit gelirli,yine forumda Türkiyenin ekonomik şartlarınada değindim,Ekmek Parası konusunda ok,ama Arkadaşlar 500 mt ağ - 50,100 yer oltası ekmek parasından çok daha öte bir şey Selamlar
Paylaşım İçin teşekkürler sevgili Bülent Abi. Tespitinde doğru abi,Maalesef bu baskıya doğa dayanmaz Selamlar,saygılar
ben ankara köprüköy barajından 2000metre civarında ağ çıkartıp yaktım yetkililere mail attım tek yaptıkları orayı amatör balıçılığa kapatmak oldu
allah kahretsin!ha germe sermişsin ha olta atmışsın cahil herifler! arkadaşlar bu iş jandarmayla olacak iş değil...jandarmanın iç güvenlik gibi sorumluluğu yüksek bir görevi varken birde bu sorumluluk yüklenirse olmaz.devriyeye çıkan araçların mazot harcamalarının hesabı sorulurken mazotunuz kısıtlı verilirse bir günde 1 defa korunacak bölgeye intikaliniz ancak mümkün olabilir.kadrolarda o kadar çok atıl devlet memuru çalışıyor ki insan ister istemez hayıflanıyor...neden sulak alanların avlakların korunması için ayrı bir oluşum gerçekleştirilemiyor?onca atıl devlet memuruna akan paralar neden böylesi bir iş için kullanılamıyor? bizim insanımız eğitimle falan yola gelecek cinsten değil maalesef...kuralını koyacaksın yaptırımını uygulayacaksın,yaptırımını uygulayacak personelini göreve getireceksin...bu işler böyle olur sevgili arkadaşlar...
Evet kötü manzara. Arkadaşlar sorunumuz sadece ticaret için 500 m ağ serenler ya da çok fazla sayıda olta atanlar değil. Bakın bizim buralar sanayi bölgesi. Sanayi kuruluşları eskiden atıklarını akarsulara rahatça bırakabiliyordu. Bunlara arıtma sistemi kurma zorunluluğu getirildi. Ancak kuruluş yöneticileri maaliyetin yüksek olması nedeniyle bu sistemi zaman zaman devre dışı bırakıyorlar. Dolayısıyla kirlilik devam ediyor. Aslında sıkıntı denetim yetersizliği ya da yetkinin kötüye kullanılması. Çok büyük cezalar kesilmesi gerekirken bu cezalardan çok daha düşük miktarlarla işi götürüyorlar. Nasıl mı? Bunun nasıl olduğunu hepimiz biliyoruz. Türkiyede yaşıyoruz.
Sevgili Basri Yanılıyorsam düzelt lutfen,Ben bu konularda en hassas belediyelerden olarak biliyorum Tarsus belediyesini,Yeğenim orda barajda görevli onun bana söylediğine göre,zabıta ekipleri tırıvırı kullanan ve satanlara tırıvırı başına 750 ytl ceza kesiyormuş,tırıvırı konusunda böyle önlemler alan bir belediyenin bahsettiğin konuda cok daha ağır yaptırımlar uygulayacağını düşünüyorum Ama Canım Türkiyemin genelini söylüyorsan bu işi Çevre ve Orman bakanlığının sorumluluğunda yani anlayacağın yine sümenaltı Selamlar
Orhan abi. Benim sözüm belediyelere değil. Belediye sınırları dışında kalan sanayi kuruluşları var. Bakın bilirmisiniz bilmiyorum, Mersinin girişinde deliçay var. Eskiden çok güzel yılan balığı çıkardı oradan denizle birleştiği yerden de levrek hatta daha uzağa atıp çupra, mırmır türü balıklar alıyorduk. Deliçaya petrollerin pislikleri akmaya başladı şu anda eskisi kadar balık vermiyor. Zaten verdiği balıkta yenmiyor. Bununla Çevre ve Orman bakanlığı mı başka bir kurum mu ilgileniyor bilmiyorum ama doğamız gün geçtikçe tahrip oluyor. Bakın bizim sahillerde trata denilen bir av yöntemi var. sahilden agı içeri doru gererler sonra bir hilal çizerek ağın diğer ucunu sahile getirirler ve iki uçtan tutup çekerler. kıyıda ne var ne yok (yengeç, karides, denizanası v.s) ağa girer. Ağa giren zavallı hayvanlar büyük bir kinle öldürülür. Normalde yasak bir av yöntemi bu ama dinleyen ya da kontrol eden kim. sonuçta levrek, çipura, mırmır gibi sahil balıkları ağdan çıkarılıp öldürülen hayvanlarla besleniyor. Besleneceği şey azalan balık göç eder ya da ölür. Birde çiftçilerimiz tarlalarını ilaçladıktan sonra gelip çay kenarında malzemelerini yıkıyor. Bu şekilde ilaçlar suya karışıyor ve su içerisinde yaşayan ne kadar canlı varsa zehirleniyor. Şimdi bu kadar kötü duruma rağmen sularımızda balık olmasına dua ediyorum ben. Çok konuştum galiba saygılar arkadaşlar
Bu görüntünün bir benzeride Samsunda kefal zamanı sahilde oluyor.İnsanlar nöbetleşe olta bekliyorlar.Avlanacakları bölgeyi yemledikleri için hiç kimseyi yaklaştırmak istemiyorlar.Ancak içlerinde tanıdık olursa,bir oltalık yer alınabiliyor.Kavgaları söylemeye gerek yok,geçen sene bir kişi bıçaklandı.Profil resmimdeki kefalde o günlerde zorla bulabildiğim yerde yakalanmış bir balık.Çıkan balıklar hep o büyüklüklerde oluyor.
Bıy bunlara etçil insanlar diyoruz. Adamların spor, hobi gibi bir anlayışları yok. Resmen "et"için gelmişler.