Evet başlıktanda anlaşılacağı üzere benimde bir sitemim var.Bakalım bana katılanlar olacak mı? Ben Maltepe'de oturuyorum fakat eminim birçok yerde aynı durum sözkonusudur.Hafta içi çalıştığım için hergün akşam eve gitmeden saat 20:00 gibi önce sahile uğrarım ve balık durumuna bakarım.Genelde balık tutanlar hep aynı kişiler olur ve bu kişiler genelde emekliler veya boş vakti olanlardır.Hepsini kastetmiyorum ama büyük çoğuluğu balık tutmak konusunda müthiş hırs yapmışlardır bu amcaların.Ve bu hırsta suratlarına ve oltayı atış şekillerine fazlasıyla yansır.Buraya kadar bir sorunum yok.Fakat Kartal'dan Bostancı'ya kadar olan kısmı çok kişi bilir.Bu bölgede balık ancak belirli yerlerde olur.Biz çalışanlarda ancak ayda yılda bir,hafta sonunda, oda belki birçok işimizi erteliyerek balığa gideriz ki bu amcalar yine oradalardır.Bu sefer suratlarında daha da büyük bir hırs vardır ve yer vermemek için olağan üstü bir çaba içerisindedirler.Yahu kardeşim zaten haftanın 6 günü oradasın.Bırak yedinci günde gelmede millet hevesini alsın.Ama nerdee... Tamam bahsettiğim bölgede fazla balık çıkmaz ama çok iyi biliyorumki balığın eksik olmadığı yerlerde de bu amcalardan bolca vardır ve bu amcalar hergün kovalarını doldurmadan eve gitmezler. Şimdi bir sorum olacak.Adam ayda yılda bir balığa gidiyor ve 6 kg balık tututyor.Ne yapıyoruz? Tabiki haklı olarak yaptığı yanlış konusunda uyarıyoruz.Peki ya hergün balığa gidip 5 kg balık tutanlar.Bu bir çelişki değil mi?
güzel deyinmişsin bu gün pazar ve benim devamlı balığa giden arkadaşlarım abilerim var 5 veye 6 gün giderler derlerki hafta sonu çok kalabalık oluyor biz dinlenelim ve balıkğa hafta sonu gidenlere yer açılsın şimdi ben onların yanından geliyorum kimse balığa gitmiyor bu gün bende yalnız gitmek istemediğim için evde kaldım ama en güzelini, onlar yapıyor hafta içi balık hafta sonu dinlence
Arif iyi güzel demişsin ama bu durum sitemden öteye geçmemeli bence.zira sirkülere uyuldugu sürece adamların anayasal hakkını yargılamak,bize ters gelen bir durum karşısında demokratik hakkını kullananın tü-kaka konumuna sokulması gerekmemektedir. sosyal yaşam görgü kuralları malesef bizde yeterli uygulanmıyor toplumca malesef.
Arif bey, çelişkilere girersek çıkamayız sanırım Bir de şöyle düşünün, siz ayda yılda bir balığa gittiniz ve 6 kg balık aldınız, bir başkası da aynı şeyi yaptı ve o da ayda yılda bir avlandığını söyledi. İkinci kişinin dediğinin doğru olduğu ne belli? Bunu denetleme şansımız var mı? Zaten sirükelerde de 5 kg diyor, 1 kg için vicdanızı ve başınızı ağrıtmaya ne gerek var? Ama tutarken 5 kg civarı gibi geldi, eve geldim tarttım 6 kilo çıktı derseniz ona ne denir bilmiyorum. Sanırım bir sonraki avda daha dikkatli olun demek gerek İlk konuya gelince: haftasonları, hele ki havalar da ısınmaya başlayınca kıyılar iyice kalabalıklaştı. Haklısınız. Ama buradaki insanlara hafta içi geliyorsunuz haftasonu gelmeyin demek ne kadar doğru? Bu insanların seçimidir, hergün balık avlamak isteyene de tutma diyemeyiz. Sonuçta kıyılar kamu malıdır ve sınırlama yapılamaz. Ama şu noktada haklısınız, yer kapma ve başkalarına yer vermeme konusunda biraz daha dikkatli olunabilinir. Tabi bunlar benim düşüncelerim
toplumlarda bu tip davranışları(yer verme gibi) tetikleyen otokontrol mekanizmasından yoksun kimseler çıkabiliyor.ben şimdiye kadar sohbete çalışıpta bana suratsızlık yapan amcaya 1-2 kez rastladım.onlarında haleti ruhiyesine verdim.ama balık tutarken insanın gözünün döndüğü de bir gerçek.iyi avlar herkese.
Ben Arif Bey i çok iyi anlıyorum maleşef iştanbuldayken benim de en çok şikayet ettiğim şeylerden biriydi bu amcaların tavırları! Yanlış anlaşılmaşın kanımca Arif beyin derdi;bu amcalar şürekli ordalar biz de onların yüzünden balık tutamıyoruz değildir,dert:amcaların şizi gördükleri andaki şurat ifadeleri(işte bir amatör daha geldi,tühhhh),yanlarına gittiğiniz zaman takındıkları tavır ve şürekli var olan bir ihtiraş,anlamşız bir hırştır!Ama şiz 2 tane fazla tutun hemen yanınıza şokulup "kardeş kaç kulaca atıyoşun,balık hangi turda dip temi ,yüzeydemi" gibi tüyo işterler maleşef! Başımdan geçen bir olayı aktarmak işterim: İştanbulda şürekli şpor şalonumdan hocam ve bir kaç arkadaş balığa giderdik,yine o gün 5 civarı unkapanında yerimizi aldık 4 kişiyiz;hocam 115 kilo,biri 120 kilo ve bir arkadaş daha o da 100 kilo civarı bir de ben(ben biraz daha hafifim),hepşi yılların bodycişi... Neyşe güzel iştavrit alıyoruz,elemanın bir taneşi geldi aramıza girmeye kalktı,(köprüde yazılı olmayan belli kurallar vardır,2 kişinin araşına eğer yeterince meşafe yokşa girilmez),"birader yer yok nereye giriyoşun" dedik,bu arkadaş da "ben şürekli buraya geliyorum buraşı benim yerim gibi şavunma yaptı",tabi biz de kendişine hemen tapu şorduk...olayın akabinde ortam gerildi(o arada adamın şöylediklerini şöylemiyorum),bizim arkadaşların adamı tutup havaya kaldırmaşıyla ortam tekrar şakinleşti(adamın yer çekimiyle ilişkişi keşilince kafaşı daha iyi çalışmaya başladı şanırım)...Daha şonra eleman ufak ufak takımlarını toplayıp kendine başka bir yer aramaya başladı! Yani şilentfişher beyin dediği gibi balık tutarken inşanın gözünün dönmeşi bazen şağlığına ve de şabıka kaydına da zararlı olabilir! Hepimiz balığa keyif almak için gidiyoruz!3-5 in heşabını yapmadan keyif almak için yapalım,şağa şola takılmayalım " buyur babacım şen de tut ,yeter ki yüzün gülşün" diyelim! Biz onları değiştiremeyiz o yüzden kendimizi değiştirelim! Şaygılar!(Ş lerin kuşuruna bakmayın klavye arızaşı)
Kartal Koçtaş'ın karşısından 1 gün olta atalım dedik, Pazar günü saat 14:00 civarları güç bela kendimize bir yer ayarladık 3 kişiyiz. Bizden sonra bir kaç "amca" geldi, oradaki çapari,kurşun vs. satan kişiye "Niye bizim yerimizi verdin?" tarzında bir şeyler deyip durdular, hiç oralı bile olmadım, gelip çekilmemizi filan isteseler de niyetim yoktu, bende karda kışta ve hatta yağmur altında Pendik burnunda ve Kartal Koçtaş'ın karşısından olta salladım, kışın kimse yoktu ama kimseye gidip te "burası benim yerim" deme hakkım yok diye düşünüyorum. Bana da böyle bir şey söylemeye ve hatta gelip beni sıkıştırıp rahatsız etmeye dahi hakları yok. Çünkü ben onlardan böyle bir şey talep etsem alacağım cevabı tahmin etmenin ötesinde biliyorum zaten.
teshis dogru teshis efendim bahsettiginiz tipteki kişiler çogunlukla ve aslında balık tutmayı bir zevk degilde takıntı haline getirmiş kişiler. Diycen ki nasıl yorum bu. Efendim meselaaaa pul biriktirmek güzel bir ugrastır. Ancak psikoloji bilenler bilir "biriktirmek" temelinde akıl sağlığındaki sapmaya delalettir. Yani en masum seyler bile bazan insanı yoldan çıkaran bazı sapmaların habercisi olabiliyor. Sanırım hayatlarındaki boslugu balık tutma eylemiyle doldururken biraz mıcıra girmiş bahsi geçen abiler. Kendileri hariç herkes yaptıkları yalpayı görüyor. Silme dolu kovalar, nizami boya gelmeden öldurulen bir sürü yavru balık. Eminim her gun tutulan okadar balık onları aslında tatmin edecegine dahada hasta ediyordur. fazla mı iddialı oldu. Eh bu kadar eric from okursan seninde sonun bu olur.
Sinan Kardeşim kesinlikle haklısın.Sizin sahilde çapari satan ağabeylerin böyle bir düzenlemeye gitmesi gerekir.Adamların başka türlü kafaları basmaz. Üsküdarda Şemsipaşa Cami önünde bu sorun çözülür gibi oldu,o da dediğim metodla oldu.Sizlerde 5 veya 6 kişi onların arasına girip olta atarsanız adamları kaçırtmaya başlarsınız.Tek tek hiç bir şey yapamazsınız.
Bu amcalarla bu kadar uğraşmayın Bunlar sanırım İstanbul trafiğinin stresinden kaynaklanıyor olabilir . Bütün amcalar öyle değildir.Mesela ben balıkları gençler tutsun diye kaç gündür balık tutmuyorum. Şaka bir tarafa hakikaten ben genelde çok kalabalık oluyor hafta sonu çalışanlar ballığa gitsin diye genelde gitmiyordum ama şimdi durum değişti.Forumdaki arkadaşlarım hep genç ve çalışıyorlar onlarla beraber olabilmek için bende gitmeye mecburum. Ayrıca buralarda 2 kilo balık tuttukmu 4 rekat Şükür namazı kılıp evin yolunu tutuyoruz
Unkapanı'nda bir malzemeci vardır.. Köprüye bir sürü tahta bağlar, sizi oraya sokmaz "Sahibi var, gelecek filan" diye oraları tapulamaya çalışır.. Bir şekilde o gün bana ilişmedi.. Ama bir dieğrine denk geldi ve temiz bir dayak yedi.. Ama üzerinden bir yıldan fazla oldu.. Dayağın acısı geçmiş olmalı ki, gene başlamış öyle yapmaya.. Hiç tasvip ettiğimiz bir davranış değildir: İnsana kaba kuvvet kullanmak.. Ama bunlar insan olmadığı için, başka dilden anlamıyor maalesef..