Arkadaşlar Merhaba Geçen Hafta Gökçeada Seyahatimde çapari Yemli Parakate Gibi Denemeler Yaptik Ama Birkaç Mercandan Başka Birşey Bulamadik.akşam üstü Saatleri Gibi Kefaloz Burnuna Yakin Koydaki Kamp Yerimizde Kumluk Olan Sahil Bölgesinde 8-10 Tane Levrek Sürüsü Gördük.hemen Alelacele Birakma Oltasi Hazirlamaya Başladik.yem Olarak Canli Yem Kullandik.geçen Hafta Boş Geçti Bu Hafta Ne Yazikki Ben Yokken Arkadaşlarim Yine Ayni Teknikle Büyük Bir Levrek Almişlar.anlatilan Hikayelere Göre Bu Baliğin En Garanti Yakalanma Yöntemi Birakma Oltaymiş.konuyu Tecrübeli Arkadaşlarima Sunarim.teşekkürler
Evet konuşmayalım bencede.Amatör ruha uygun olmadığını düşünüyorum.Bizim yazlıkta uygulayan olduğunu duydum ama hiç görmedim.Belki bu şekilde olması avlanma olarak tasvip edilebilir .Mesela yazlıktasınızdır ve misafirleriniz gelecektir.Paraketa ile avlanabilirsiniz. Ama kendi yiyeceğiniz kadarını pekala olta ile yada sandaldan yakalayabilirsiniz. Paraketa kullanmayı düşünmüyorum ve tasvip etmem kullanılmasını.... Tabii özel durum olmadıkça...
sevgili birol.. özel durum yok.. keyfimize kalmış.. sana katılıyorum. etik olarak doğru bulmuyorum.. hatta olaya farklı bir yönden bakalım.. tatlı su avıda yaparım orada durum farklı.. ancak deniz amatör olarak yapılan deniz avında.. oltayı atıp.. üzerine bir çıngırak ve arka planda çay içki sigara yada başka şeylere dalmak.. zil çalıncada oltayı ele alıp.. aaaa.. balık var demek ne derece amatörlük.. vuruşu elde hissetmek.. tırtıklamaları, aradaki kuvvetli vuruşları.. bekleme yada bırakma yada paragat ne olursa olsun balığı hissetmedikten sonra çok anlamsız geliyor.. heyecanı azalıyor işin.. amaç ne günlük streslerden bir an olsun uzaklaşabilmek.. bırakarak bekleyerek ne heyecanı var.. buda nacizane benim fikrim.. yoksa yasalara bakarsak parakat için herhangibir kısıtlama deniz için yok görünüyor bu konuda tam bir açıklama yok.. rastgelsin.. sevgiyle kalın.
düşüncelerinize katılıyorum ve bencede bırakma amatör balık avcısı işi değil, balık avcısı o anı canlı yaşamak ister
bakalım daha neler duyucaz olta elde beklemek gerektinide ilk defa duyuyorum.arkadaşlar iyice abartmadınızmı gece kıyıdan lüfere gidenler ne yapsın yada tatlı su avcıları.siz olayı iyice spora döktünüz balık takıma gelince çekmektir asıl balıkçılık.balığı kepçe suyuna getirip alabiliyosan aldığın heyecandır.yoksa balığın vurması değil.
cem kardeşim iyice okursan tatlı suyu ayırmıştım.. bu benim fikrim de dedim.. katılırsın katılmazsın senin tercihin.. avın durumuna göre özellikler olabilir.. (levrek lüfer vs.) 40 senedir avlanırım.. hala o vuruşları hissettikçe ayni heyecanı duyarım.. zaten sonuçta yapılan bir spor..
benimde demek istediğim olay bu sitede iyice balıkları sevelim artık tutmayalım hepimiz panter emelize doğru gidiyor balıkların mevsimine cinsine merasına göre farklı avlanma teknikleri olur bırakmada o bölgede levrek almak için tek yolsa ne yani tutmuycakmıyız o levreği benim demek istediğim bu.yemli sahilden takım atanlarda koyuyo kamışı zil takıyo oturuyo sandalyesine bekliyo.vuruşu duyduğunda kalkıp tasmayı vuruyo o heyecenı alıyo yani.eğer bu sporsa o zaman bizde avrupa gibimi olucaz tutup serbest bırakıcaz.diyorumya bu site oraya doğru gidiyor.yakında resim gönderenlere niye öldürdün o balığı geri bıraksaydın diyenler çıkacak demedi demeyin
bu gidişle gerekirse salacağız tabikide.. geriden gelenler var onlara birşeyler bırakmak adına ne gerekiyorsa yapacağız. dediklerini bir kez daha gözden geçir. kimse panterlik peşinde değil. kimsede balık tutmayın demiyor.. sadece konuyu etik açıdan değerlendirdim ve fikrimi söyledim.. benimde bekleme yaptığım durumlar olmuş ve olacaktır.. ama elde tutulan bir oltada alınan vuruşun amatör ruha daha çok yakıştığından söz ediyorum. istisnalar ve sonrası için bir yorumum olmadı..
Şimdi sirküleri bir defa gözden geçirirsek.... DENİZLERDE VE İÇ SULARDA AMATÖR (SPORTİF) AMAÇLI SU ÜRÜNLERİ AVCILIĞINI DÜZENLEYEN 37/2 NUMARALI SİRKÜLER BİRİNCİ BÖLÜM Tanımlar MADDE 2- (1) Genel tanımlar a) Amatör balıkçı: Amatör balıkçılık etkinliğinde bulunan gerçek kişiyi, b) Amatör balık avı rehberi: Bakanlık ile Bakanlıkça yetkin kılınan Gönüllü Amatör Balıkçılık Kuruluşları tarafından eğitilen ve bu eğitimin sonunda Bakanlığın yapacağı sınavı başarıyla geçerek Amatör Balık Avcılığı Rehberi belgesini almaya hak kazanan gerçek kişiyi, c) Amatör balık avı yarışması: Amatör balıkçılar arasında, amatör balıkçılığı özendirmek ve geliştirmek amacıyla düzenlenen ve bu sirkülerde anılan kurallara uygun olarak ödüllü ya da ödülsüz olarak yapılan balık avlama yarışmasını, ç) Amatör balıkçılık: Sadece rekreasyon, spor veya dinlence amacıyla yapılan, maddi ve ticari kazanç gayesi gütmeyen, avlanılan ürünün satılmadığı balıkçılık etkinliğini, şeklinde tarif edilmektedir. Bunun yanında sizin yazmış olduğunuz mesajınızda belirttiğim bölüme göre siz bu olayı amatör olarak algılamamaktasınız.Tanımlamaya göre amatör olarak düşünmüyorsunuz.
GÜRÜLTÜ VE ÇEVRE KİRLİLİĞİNDEN KAÇMAK İSTEYEN KENT İNSANININ YAKLAŞIK DÖRT YÜZ YILDIR SPOR OLARAK DA BENİMSEDİĞİ “BALIKÇILIK”, AMATÖRLER İÇİN MACERA, BAZILARI İÇİNSE TAM BİR YAŞAM BİÇİMİ... Bu birçoklarının öyküsü, yaşam biçimi… Hafta sonlarını ve tatil günlerini değerlendirmenin en keyifli ve dinlendirici şekli. Bu insanlar, her gece başını yastığa koyduğunda rüyalarında denizi düşleyen ve hatta okyanusu görenlerdir, gerçek hayatlarında bir kez bile görme şansları olmasa da … Dört tarafının ufuk oluşu gözlerinin önüne gelir ve hatta bir yelkenlinin arkasından kaşık çekmektir en büyük özlemleri… Belki o yüzdendir ki; denize olan düşkünlükleri onlara balık tutmayı da sevdirir. Bir hurda balıkçı kayığı alıp denizlere açılmaktır onların yaşam diye tarif ettikleri… Amatör balıkçılık bir ayrıcalıktır; sosyal dayanışmayı da sağlayan bu uğraş, sportif amacın yanı sıra, günlük sıkıntıları bir parça olsun zihninden silme, temiz hava alarak bedensel yorgunlukları giderme amacına da yönelik bir tutkudur. Sevgi, sabır, hoşgörü ve refleks isteyen amatör balıkçılıkta, deneyim ve ustalık ufku sonsuzdur. Dere kenarında, göl ve deniz üstünde, kötü hava koşullarına aldırış etmeden, sabırla saatler geçirmeyi, malzeme almak için epeyce para harcamayı, bol balıklı suları bulabilmek için kilometrelerce yol yapmayı göze alabiliyorsanız, balıkçılığı muhakkak denemeniz gerekir. Amatörler için tam bir macera olan balıkçılık, bazıları içinse zamanla bir yaşam tarzı haline dönüşür. Denizlerde avlanan balıkçılar, tatlı suda yapılan balıkçılığı pek beğenmeseler de, birçok insan için tatil eğlencesi ve dinlencesi haline dönüşen bu spor, özellikle gürültü ve çevre kirliliğinden kaçmak isteyen kent insanının bir tür hafta sonu meditasyonu haline geldi. Açık havada uzun süre bulunmak ve yürümek gerektiren tatlı su avcılığının en büyük armağanı, kirlilikten ve gürültüden uzak bir tabiatın içinde düşüncelerinizle baş başa kalabilme şansıdır.
Ben günde en az iki paket sigara içen biri olarak .ve Amatör balıkçılığa gönül verdiğimden beri balık avındayken 4-5 saat sigara içmediğimi bilirim nedeni bu işi spor olsun diye yapmamdır ve bu sporu yaparken kendimi Dünyadan ve sorunlardan soyutlamamdır. Ve tabi oltamı elimde tuttuğumdan sigara yakmaya zamanın ve ellerimin dolu oluşundandır.
Nerde o günler? Uydu kanallarından izlerseniz, memleketleri tam bir av cenneti. Oltasını boş çeken yok. Bizdeyse bir günde parmak kadar 10 kg. kıraça var. Söylemeyeyim dedim, söylettiniz yani.
Aynı fikirdeyim seninle.Akşamdan at,sabaha topla sonrada ben şu kadar balık tuttum de.... Özel durumu tasvip edebilirim zira Sirkülere aykırı bir avlanma değil ama amatör ruha aykırı..Kullanmadım ve kullanmayı düşünmüyorum. Ha ağ atılmış ha paraketa benim için farkı yok......İkisindede amatör balıkçılık ruhu yok.Daha çok profosyonel , ekmeğini bu işten kazananaların av şekline uygun bir yöntem.....
Hafta içi arkadaşlarla karar alınmıştır. Hafta sonu balığa gidelim diye. O saatten sonra başlar insanın içerisinde heyecan dalgası. Gün gün hava raporları incelenmeye başlanır. Acaba hafta sonu hava nasıl olacak. Bu arada takımlar gözden geçirilir. Her şey yolunda gider ve balığa çıkacağın gün tan yeri ağarmadan kalkılır. Bütün malzemeler tekrar kontrol edilir ve balığa çıkacağın yere varılır. Sabahın seherinde hava ayazdır ama içindeki heyecan ile bunu bile hissetmessin. Tekne ile avlak sahasına varılır. Bir yandan kahvaltı hazırlanır. Fırından ilk çıkan taze simit ve peynir yanında mis gibi demli bir çay, bu arada boşta olan arkadaşlar tarama yapar. Bir yandan kahvaltı yapılır ,gerçi o heyacan ile kahvaltıdan bir şey anlamazsın ama olsun. Neyse kahvaltı biter ve oltalar denize salınmıştır. Misinanın boşluğunu alırsın ve ilk balığın vuruşunu işaret parmağında hissedersin. İnanılmaz bir histir bu. Misinayı tekneye toplamaya başlarsın bir taraftan da teknenin altına bakarsın gelen balık ne diye. Sanki tekneye alınca görmeyeceksin ama işte işin zevki de orda gelen balığı görmek. Balığın bol olacağı bellidir ve o neşe ile arkadaşlar arasında muhabbet gırladır. Bazen kısmeti kapalı olan olur. Aynı taraftan olta sallayanın biri tutar diğeri bakar Ve o arkadaş ile akşama kadar dalga geçilir. Akşam üzeri olunca yavaş yavaş oltalar toplanır tatlı bir yorgunluk kaplar insanın içini . Temiz havada huzur ve neşe içerisinde geçirilen bir günün sonunda eve varılır ve balıkları temizleyecek kadar bile dermanın kalmaz. Yattığın yer neresi olursa olsun beğenirsin artık. İşte benim amatör balıkçılıktan anladığım budur arkadaşlar. Naçizane duygularımı belirttim. Hepiniz sağlıcakla kalın.
öyle zaman gelir ki, olta başında beklersin beklersin vuruş olmaz , tam ocakta hazırlamış olduğun çaydan bir bardak koyma anında gelir işte o muhteşem vuruş, o anda ne yapacağını şaşırır ve heyecenla tekrar oturursun olanın başına ama nafile ,bekle bekle yok , işte o evet o vuruş anını yakalamak , çok kısa bir sürede olsa o an yok mu onu yakalamak hissetmek , kısada olsa yeter balıkçı olana
