Evet arkadaşlar başlıktanda anlaşılacağı gibi bizlere yani toplumumuza yani insani yönümüze ne oluyor manevi değerlerimizi kaybetmeye başlıyoruz maddiyat hırsı almış başını gitmiş buna dayalı olarak üzerinde yaşadığımız ülkemize çevremize o güzelim doğaya hiç düşünmeden zarar verebiliyoruz yani bindiğimiz dalı kesiyoruz bununla ilgili bir kaç yazı ve fotoğrafı sizlerle paylaşmak istiyorum ve ilerliyen zamanlardada bıkmadan usanmadan bu tip konu ve haberleri elimden geldiğince sizlerle paylaşacağım. Saygılarımla Kum Mafyasına Şok Baskın Yaklaşık 1 aydır Kilyos, Karaburun, Akpınar, Yalıköy ve Kıyıköy açıklarında deniz kumunu vakumlayarak depo edip kıyıya pompalayan "Cornelis Zanen" adlı Hollanda bandıralı gemi sözkonusu bölgede Deniz Ekosistemine onulmaz yaralar vermektedir. [IMG] Cornelis Zanen adlı kum gemisinin bir yıldır bölgede kum vakumlayıp çektiğini belirlediklerini söyleyen çevreciler, geminin ruhsatının da olmadığını ifade ettiler. Çevreciler "Ekmeğimle oynama, denizime dokunma" ve "Denizlerimiz öldü, toprağımız bol olsun" sloganlarını yazdılar. TROL AVCILIĞINA HAYIR Üç tarafı denizlerle çevrili bir ada konumunda olması 8703 km sahil şeridi, 2800 balıkçı köyü, 24.000.000 hektar ekilebilir tarım arazisi (GAP Bölgesi hariç) 26.000.000 su Ürünleri yönünde zengin deniz ve iç denize sahip olmasına rağmen, geleceği düşünmeden, hoyratça doğal zenginlikleri tahrip etmekteyiz. 1970’li yıllarda ülkemiz balıkçılığın gelişmesine fayda sağlayarak, denizcilik bakanlığının alt yapısını hazırlayacak olan 1380 sayılı yasa çıktıktan sonar ekipman yönünde ileri gitmesine rağmen, su ürünleri yönünde giderek fakirleşmektedir. Genellikle Karadeniz kıyılarında küçük balıkçılık yapan balıkçı köyleri bu kimlik altında deniz yoluyla kaçaklık yapmaya başlayınca, özellikle 12 Eylül 1980’den sonra, gerekil altyapı ve eğitim verilmeden açık deniz balıkçılığına teşvik kredilerini geri ödemek gibi nedenlerden kaçak ve usulsüz avcılığına yönelmiştir. Kıyı şeridi ve Marmara Denizi’nde başta trol avcılığı ve kum çıkarılması hızla yayılmış bu da su ürünlerinin çeşitlilik oranında düşüşüne neden olmuştur. Türk balıkçılığı arasında küçük, büyük balıkçı kavgası her meslek alanında olduğu devam etmektedir. Başta küçük balıkçılar hatta büyük balıkçılar arasında gırgır, manyat, tarlakos, volicilik ve uzatmacılık yapanlar bile trol avcılarına karşı önemli şikayet ve ihbarlarda bulunmuş neticede 1380 sayılı kanunun bazı maddeleri değişerek trol avcılığı Marmara Denizi’nde tamamen yasaklanmış, kıyı şeritlerimizde 3 milden sonar serbest bırakılmıştır. Az emek çok kar ve kazanç getiren, kaçak balık avcılığı avlanma yasakların boyunca da devam etmekte olup, Marmara Denizi’nde yasak olmasına rağmen 10 yıl evvel 80 kadar olan trolcü sayısı bugün 700’e ulaşmıştır. [IMG]