Nasil yok abi balik anlamadim ben karakoy kabatas arasinda atiyorum dun kasikla saat 5 ten sonra 7 tane limit ustu cinekop aldim ki acemi sayilirim balik isinde takilan rapala karisan oltayla ugrasmama ragmen
Başka yerlerde çok verimli avların raporlarını görmeye başladım arkadaşlar. Haftasonu iyi geçmiş. İnşallah böyle devam eder. Şu günler balığa çıkma zamanı. Gelgelelim çarşambaya kadar boş zamanım yok Zamanı olan değerlendirsin.
Bugun 6-14 arası Kulelide sıfır çektim,alanlarda 2-3 den fazla değildi. Yemli ve rapala sonrada çapari attım sonuç malum... Artık mekan değişikliği yapıcam Kuleli çok verimli olmuyor.
Herhalde tamamen bir denk gelme meselesine dönüştü Güzel raporlarla sıfır çekenler bir arada... Keşke arada gidip akşamsuyuna dönseydin, belki daha verimli olurdu.
Malesef özel işlerimden dolayı dönmek zorundayıdım.Oradaki dostlarda aynı şeyi söyledi.Balığın ne saati belli ne yeri kısmet işine döndü iyice.
Sular soğudu, balık epey açıldı. Cumartesi İstinye'de tekneler çapari ile kısmetlerini aldı. Kıyıdan atanlar ne yaptı bilmiyorum. Rast gele.
Dun dalga kiyiya dogruydu karakoyde aksam tutana denk gelmedim dalga cok olunca misinada karisiyor rapalada
Adil Abi, verimsizdi derken hiç balık alınamadı mı yoksa tek tük alan var mıydı? Öyle bir duruma geldik ki bir tane balık alacağımızı bilsek saatlerce soğuk yemeye razı olacağız...
Boğazın daracık yerine 14 tane gırgır günlerce ag atarsa , 20 30 metrelik tekneler , ne balik gelir ne seneye adam gibi balık kalır. Yasalarımız şahane. ..
Boğazdaki balık durumunu bilmiyorum ama İzmir Karşıyakadaki lüfer durumunu biliyorum. Bu sene lüfer hiç gelmedi desek yeridir. Gerçi geçen sene kıyamet gibi lüfer çıkarken buralara gelen yine çinekop ve sarıkanattı. Bu lüferleri hangi balıkçı satıyor çok merak ediyorum. Çandarlı, dikili, izmir balıkçıları komple çinekop satıyor. Sözüm ona sarıkanatta diyorlar bir kısmına. 20 cm'i tutanı çinekop adı altında bu hafta 25 tl idi. 20 cm'i biraz geçenler. 23 - 25 cm arası oldumu sarıkanat. 30 tl. İyi de lüferler nerede? Geçen sene de aynı manzara vardı. İzmir dolaylarında 30 cm'i bulan bir kasa balık hiç görmedim. Kendim lüfere gidemiyorum, bari tadına bakayım diyorum. Onda bile içime sinen boyutu bulamıyorum. 2 ay bekledim hiç göremeyince dün mecburen aldım 25 cm'i zor bulanlardan. Merak ettiğim sizler görüyormusunuz lüfer gibi lüfer. Kime nereye satılıyor bu balıklar? Birde, oltacılar için lüfer yok senesi olsa da. Bol zamanında geçen sene 20 tl'ye satılan balıklar, bu sene 20 ila 25 tl arası. Gerçekten balık yokmuydu, yoksa havalardan oltacılar mı ulaşamadı bu balıklara. Mantıken, yok olsa, daha fazla fiyata satılması lazım değilmiydi?
Sarayburnu tarafında bir adet balık alındı, o kadar. (Yani bütün günün raporu değil tabi.. ama balık yapması beklenen zamanda orada bir iki saat deneme yapan arkadaşların verdiği istihbarat bu)
İktisat biliminden anladığımız kadarıyla fiyatın arz ve talebe göre belirlendiği bir piyasada arz (piyasaya sürülen balık miktarı) düştüğü halde fiyat da düşüyorsa demek ki talep daha da hızlı düşmektedir Balık durumuna gelince.. bizim de bildiğimiz önce lüferler hava çok geç soğuduğu için henüz gelmediler, sonra da hava çok soğuduğu için derine kaçtılar Gerçi forumda tekneyle açılan arkadaşlar da var, onlar da çok verimli avlar paylaşmadılar. Yani balık gerçekten azaldı. Bundan 10-15 sene önce küresel ısınmaya dikkat çekenlere tepeden bakan insanlar gibiyiz; biz de balığın bizi terk edebileceğine bir türlü inanamıyoruz. Hele bir bakalım, bi on sene daha balık olmazsa "kessin balık yok" deriz
Talebin düşmesi için çeşitli değişkenler olması lazım değil mi Adil abi. Çok mu fakirleştik? Geçen sene ne kadar lüfer sülalesi (20 -25 cm arası)geliyorsa bu sene de 3 aşağı 5 yukarı o kadar lüfer sülalesi geliyor benim gördüğüm. Fiyatlar da aşağı yukarı aynı seyrediyor. Lüfer yok yalnız. Benim merak ettiğim lüferleri nereye satıyoruz? İç piyasada gördüklerim pulanyadan çıkmış gibi 25 cm max. boy. Diğer şehirlerde durum nasıl? Ben inanıyorum balıkların biteceğine veya bizi terkedeceğine. Bu sene şu ana kadar 5,5 kg levrek duydum 1 tane. bi elin parmakları kadar 2 kilo ve biraz üstü. Gerisi 1 kilo baremlerinde. Levrek boyları da git gide küçülüyor. Anaçlar her yıl azalıyor. Lüferde durum içler acısı. Siril (okunuşu) diye bir adam var. Tv'de izliyorum. Özgürlük heykelinin açığında Amerikan levreği tutmaya çalışıyorlar. Daha doğrusu irice bir birey arıyorlar. 10'larca balık yakaladılar sahteyle. Kıyamet gibi balık var. Ufak diye saldıkları 1-2 kilo arasında. Kofanalardan gına geldi kendilerine. Tabi onlar lüfer (blue fish) diyorlar. Derin suda sahte atıyor, dur kalk aksiyonuyla çekiyorlar. Tutup saldıkları levrek ve lüferin (kofana) haddi hesabı yok. Kerterizi aldım ama. Özgürlük heykeline sırtını ver. Sağ ve sol taraf komple balık. Bizim halk orda olacak diye de acı acı gülümsedim.
Ben önünden geçerken gördüğüm 3 4 balıkçıda hep sarıkanat gördüm. Lüfere denk gelmedim. Tek bir yerde lüfer yazıyordu, heyecanlanıp yanına gidip baktığımda yine sarıkanat...
Bizler en fazla çok sevdiğimiz bu uğraştan vazgeçeriz oltaları asarız bir yere ,imkanı olan egeye gider akdenize gider (tabi orada da kalırsa) vs vs... Bu işten evine ekmek götüren insanların bu kadar biliçsiz olması yıllardır denizi dipsiz kuyu görmeleri inanılacak bir şey değil, Aynı şekilde amatörlerinde sadece suçu başkalarında araması şuan benim yaptığım incelenecek başka konu. Örneğin ben 80 lı yılların sonuna doğru babamla Avşa adasında açılırdık ,artık balığı koyacak yer bulmazdık ,kolyozları atardık,istavritleri dağıtmak zorunda kalırdık şimdi düşünüyorumda 9-10 yasında bile benimde babamla bu katliama katkım olmuş ... Neden o kadar tutardık neden bilinçsizdik yüzlerce amatör ve prof balıkçı gibi... Şimdiki aklım keşke o zamanda olsaydı... Yazık..
Polat, tebrik ederim çok güzel noktalara temas etmişsin. Şuur, şuur, şuur.( Şİmdi bilinç deniyor.) Şuursuz hiçbir şeyden hayır gelmez. Profesyonel balıkçı, denizde balık bitmez diyor, oysa ben ne yazık ki biten bir değil birçok balık biliyorum. Küçük balıkçı ve amatör balıkçı, benim tutacağım üç beş balıktan ne olacak diyor. Bir ölçüde doğru ama deniz yıldızlarının hikayesini unutmayalım, hani binlerce deniz yıldızı sahile vurmuş da orada yürüyen iki arkadaştan biri, bir deniz yıldızını alıp denize atınca öteki, ne farkeder demiş, burada binlerce var, yıldızı atanın cevabı gerek bize, - bak, onun için farketti. Midyeleri kazıdılar, denizde izmarit kalmadı, hani kimsenin beğenip yemediği izmarit, daha önce uskumru, 80'li yıllarda orkinos, boğazın dibi felaket, dip balıkları dibe inemiyor. Bu yüzden dibe ağ atarak avlanan küçük balıkçılar, kelimenin tam manasıyla aç, oltacılar yaşama savaşında. Balıkçılık İdaresi Ankara'da uyuyor, dört yılda bir tebliğ çıkarıp bir daha arkalarına bakmıyorlar. Çubuklu'da gırgırlar neredeyse mantar yakasını rıhtımın üzerine bırakacak, boğaz gibi dar bir su yolunda 20-30-40 m. teknelerle avcılık mı olur, oluyor işte, kimsenin umurunda değil. Birçok gırgırın tayfası kaçmış, boşa gezip para kazanamadıkları için, dayananlar, ne bulursa temizleme derdinde. Kaçak trollar harıl harıl çalışıyor Sahil Güvenlik botunun gözü önünde, ne askeri umursuyor ne sivili, adeta balık bitse de kurtulsak der gibiler. ..., Diyecek çok şey var da...Allah sonumuzu hayreylesin.
Karaköy'e uğradım, neredeyse kimse yoktu. Yine de olta salladım, ama sahteyle bir şey yakalayamadım, sonradan attığım silikonla iskorpit dahi yakalayamadım. Bizim kullandığımız kaşıkları üreten bir usta var, hep oradadır, onunla biraz sohbet ettim. Çok yerdeki balıkçılara malzeme götürdüğü için balık durumunu az çok biliyor. Balık "Boğaz'ın yukarılarında" dedi, "orada alıyorlar". Peki neden orada, dedim. Çünkü yemlik balık orada, dedi. Bak burada yemlik tek balık yok, dedi. Peki yemlik balık neden orada? Neden burada yok. İşte onu bilmiyoruz. (Bence yemlik balığın orada olduğunu da bilmiyoruz. Orada balık olduğuna göre yemlik balık da oradadır diye düşünüyoruz. Yani sonuçtan yola çıkarak akıl yürütüyoruz.)