Palavralarıda bol güya eylem yapacaklardı denize açılmayacaklardı. Sabah kireçburnunda 10 a yakın gırgır vardı. Sürekli faaliyet halindeydiler. At yalanı varsa inananı.
Arkadaşlar bu eylem, bu tepki size bize, halka değil.. Bu tepki Direk şu an ülkeyi yönetenlere.. Boğazda oturanlar, ya da o esnada balık tutanlar veya haberlerde izleyenler hatırlasınlar.. İstanbulda şu anki iktidar tarafından miting yapıldığında boğaz gırgır tekneleri ile dolmuştu, insanları alanlara bunlar taşımıştı.. Yönetenler görmezden gelse bile insanlar şikayetçi olunca görevliler mecburen yaptırım uyguluyor..Bunların derdi, "görmezden gelmeniz YETMEZ, şikayetçi olsalarda hiçbir yaptırım uygulamayın.. Çünkü sizi bulunduğunuz yerlere biz taşıdık.." imasında bulunmak..Bunu sözlü olarak ve aracılar kullanarak yapmaları yetmedi ki görsel medya aracılığıyla da ulaştırmak için bu eylemi yaptılar..
Dün boğazın girişinde tekneyle lüfer yakalıyorduk. Yaprak zargana ve rapala ile çok güzel Lüfer alınıyordu. Bu arada birden Beşiktaş civarında toplanan gırgırları ve attıkları işaret fişeklerini gördük. Bir anda her yer kıpkırmızı sis ve ışık olmuştu. Önce anlam veremedik daha sonra olay belli oldu. Lüferi boğduğumuzu anlayan gırgırlar protesto etmek için eyleme başlamışlardı.. Ben cep telefonum ile birkaç kare çekmeye çalıştım ancak tabi çözünürlük düşük olduğu için pek belli olmuyor malesef. Bir ara haliçin girişini tamamen kapattılar, feribot ve vapurlar denizin ortasında zaman geçirmek zorunda kaldılar. Daha sonra kumkapı önüne gidip yan yana demirlediler ve eylemi sonlandırdılar. Tabi adamlar da haklı deniz lüfer dolu ve hepsini biz tutuyorduk, baktılar ağa sokacak balık bulamadılar eyleme başladılar Ayrıca sanılanın aksine boğazda çok keyifli lüfer avı var. Hem tekneden hem kıyıdan güzel lüfer yakalanıyor. Balığın kıyılamadığı, Suların hala soğumadığı gibi şeylere pek itibar etmeyin.. Bunlar son yıllarda lüfer tutamayanların diline moda gibi yapıştı..
Aman efendim şimdi bunlar yarı fiyatına aldıkları mazotla bu kadar tekne boğaza çıktılar ya.... Ay sonu derler, bakın kazancımızın yarısından çoğu mazota gitti de, kazanamıyoruzda... tayfanın parasını anca ödüyoruz falan... bir de defne yaprağını yasakladınız... diye ağlarlar... Gerçi bu eylem kurnazlara yaradı... meydan boşaldı... bunlar eylem yaparken diğer gırgırlar kasaları dolduruyor bile...
Herkez Hak Ettiği Gibi Yaşar Hak Ettiği Gibi Muamele Görür Mümkünse hiç çıkmasınlarda Balıklar Nefes Alsın Ekolojik Denge Kendini Toparlasın Nesillerimize Güzel Bir Gelecek Bırakalım Birazda Bunları Düşünsünler Hep Ceplerini Düşünüyolar Böyle Giderse 10 Sene Sonra Bizimkinin Santimi Belli diye o Pankart Açan Gırgırcılar Balık Yerine Santimi Belli Olan Şeylerini Tutmak Zorunda Kalırlar!!!
Bugün bu tekneler katliamlarına devam etmek için kıyıya sıfır dönüş yapıyorlardı. Şans bu ya, tam birkaç teknenin aynı anda kıyıya sıfır geçtiği vakit güzel bir lüfer çıkardım sudan. Tayfa hemen hareketlendi, kıyıda beni gösteriyorlar birbirlerine. Yamyamların içi gitti, yasak olmasa anında saracaklar orayı da. Alın, bu balık böyle tutulur diye bağırıp elimdeki balığı gösterdim. Tabi sonuna burada sarf etmenin uygun olmadığı birkaç küfür de iliştirdim. Bir işe yaradı mı? Hayır elbette. Ama en azından son olaylar üzerine iki üç gündür biriken nefretimi bir şekilde döktüm.
Bu adamlarla göze göz dişe diş mücadele etmek lazım. Top yekün balık boykutuna girmek lazım. Şurada üç beş meraklı kendi kendimize konuşuyoruz. Halkın çoğunluğu çinekopu diğer balıklardan ayıramaz. 20 cm. limitinden ve bunun göz göre göre çiğnendiğinden habersiz, gelecek nesillerin lüfer denen en önemli Boğaz balığını göremeyeceğinden habersiz. Birilerinin önayak olup mücadele başlatması lazım. Gazetelere fotoğrafları ilanlarla, çinekop budur, gerçekler bunlardır, uygulanmayan kanunlar bunlardır, isterseniz gidin gözünüzle görün, bu yasaklara uymayan balıkçılardan alışveriş etmeyin gibi ilanlarla halkı yönlendirmek gerekli. İşte gırgırcıları görüyoruz, adamlar hem suçlu hem güçlü. Bu işten para kazanıyorlar diye yasağı kaldırmak için ellerinden geleni yapıyorlar, maddi kaynak aktarıp kamuoyu oluşturuyorlar. Sayısal kalabalıklarını söz konusu edip siyasi iktidara gözdağı veriyorlar. Yarın seçim yaklaştığında da ne istiyorlarsa onu alırlar. Peki biz ne yapıyoruz, oturmuş seyrediyoruz, kendi kendimize sinirleniyoruz. Dediğim gibi bizi yönlendirecek birileri lazım. Hangimiz bu işlerde kullanılması için 50-100 lirasını bağışlamaz ya da bir-iki gün gidip bir yerlerde gönüllü çalışmaz. Bizim potensiyelimiz çok fazla, en önemlisi haklıyız, yeter ki bu işe öncülük edecek birileri çıksın.
Kesinlikle haklısınız, balıkavı.net olarak verelim ilanı, bununla ilgili hesap açılsın, herkes bağışta bulunsun, şeffaf bir şekilde, bağış miktarları ve yapanlar, masraflar vs. net bir şekilde açıklansın.Hepimizin taşın altına elimizi koyma vakti geldi de geçiyor:thumb:
zeten 10 cm lik defne yapraklarını hiçkimseden korkmadan hem tutuyorlar. hemde satıyorlar. bunlar aç köpekler. utanmasalar yumurtaları toplayacaklar.aralarında bazılarını tanırım. sadece ticari düşünürler. onlar için önemli lan para. gelecek sene hiç önemli değil. ben daha önce söylemiştim. denetimsizlikten istedikleri gibi tutuyorlar. tutacaklarda. çünkü bunlar gerçek balıkçılar değil.çoğu yamyam.. deniz ile hiç alakaları yok. denizi sevmeleri beklenemez.. ama deniz sevdalısı olmayınca böyle oluyor.
Bugün Bakırköy Capacity karşısındaki balık pazarı (tek balıkçı kaldı bu arada, diğerleri alkolsüz balık lokanktası oldu) içindeki balıkçının önünden geçerken baktım Çinekop. Baktım kilosu 7 TL. Ben bakıyorum ya, satıcı atladı " Abim hepsi taze," Dedim "Evet görüyorum, şu Çinekop en fazla 5 aylık," Zavallı anlamadı "Yok abi, daha bugün denizden çıktı," Dedim "Senin IQ'na veriyorum," Yine anlamadı. "Abi yemin billah olta balığı bunlar. Boğazda geliyor," dedi. ( Bu noktada söylediğinde doğruluk payı var mıdır buradaki raporlara bir göz gezdirmek yeter) "Yok," dedim. "Çinekop avlamak, satmak yasak ya, onu diyorum," dedim. "Abi, iş yok güç yok belanı arama burada," dedi. Buna istinaden son sözüm: The human race must be destroyed!
Zaman Ve Mekan Yasaklari Iste Bunun Icin Dostlar, bu isin tek kalici cozumu var. Kampanyalar, gosteriler, ilanlar, gonullu calismalar, bireysel uyarilar, resmi basvurular, sikayetler, hatta kavga, dovus... kalici ve kapsamli cozum getirmez, fakat sinirli da olsa fayda saglar... bu saydiklarimin hepsi tek bir hedefe yonelik olmalidir... o da kamuoyu destegi saglayarak ZAMAN VE MEKAN YASAKLARI cikartilmasi icin baski olusturmaktir. Neticesi de su olmalidir: Istanbul Bogazi'nin surasindan surasina kadar, su tarihten su tarihe kadar filanca tur baligin avi (amator, profesyonel diye ayirmadan) tamamen yasaktir... Baska hicbir sekilde kalici cozum mumkun degildir.
Bazı bölge ve illerimizde '' Amatör olta balıkçıları '' veya benzeri dernekler var. Bu derneklerin örgütlemeleri ile, yasal platformlarda sorunlar daha etkin olarak dile getirilebilir. Maalsef ki onlarda, dernek adı altında başka işlerle iştigal içerisindeler; sesleri solukları çıkmadığına göre.
Arkadaslar, luferde 20 cm limitinin kabul ettirilmesi, yeterli degilse bile cok ciddi bir basaridir. Bu noktadan geri adim atilmasina izin veremeyiz. Bunun gerceklesebilmesi, Greenpeace tarafindan balstilan kampanya ile mumkun oldu. Fakat limit 20 cm'e cikartildiktan sonra Greenpeace sanki kenara cekildi, artik konuyla pek ilgili gibi gorunmuyor. Oysa ki istedigi zaman ne kadar etkili olabildigini hep beraber gorduk. Zira kamuoyu olusturmak boyle boyle, kucuk kucuk atilan adimlarla olur. Bunu yaparken en etkili arac da sivil toplum orgutlenmeleridir. Lutfen asagidaki Greenpeace linkine girip ilgili bolume yorumlarimizi yazalim, bu sayede Greenpeace'in konuyu sahiplenmeye devam etmesini saglayalim. http://www.greenpeace.org/turkey/tr/news/174e-yavru-balik-ihbarinda-bulunun-031111/
liman başkanlığına gitmiştim bu tekneler fındıklı sahilinden geçiyodu. teknelere lüferime dokunma... birmilyon balıkçı madur falan yazmışlar. ne lüferi dedim hangi lüfer. nerde var. şurada birikitane kalmış desem eylemi bırakıp tepesine binmezmisiniz sanki dedim. birmilyon balıkçı madurmuş. hey allahım ya ne günlere kaldık.