En güzel şekli deneme yanılma yöntemidir,Sevgili Ersin denemeni tavsiye ederim en azından kafalardaki soru işaretlerini tamamen kaldırmış olursun. Sağlıcakla kal
Bu solucani sodaya yatirmakda ki amac nedir bilmiyorum ama fikir olarak avdan 1 saat kadar once sodaya yatirilmis solucanin ustune 2 tane de gece avlarinda kullanilan fosforlardan dokun. Sonrada farki bizimle paylasirsaniz sevinirim
Özellikle Mırmır Avında, toprak Solucanının iş yaptığını söyleyebilirim. Bunun yanı sıra kırkayak olarak tabir ettiğimiz solucanlarda iş yapıyor. Solucanları bulmak ayrı bir dert olduğu için, boru kurduna yönelmek mantıklı geliyor.
ben solucanları tuzlayıp kurutup sonrada 1 hafta yem olarak ayırdığım sardalya ile bıraktım . sonuç: boru kurdunun yarısı performans
Bu kurt üzerine fosfor dökme olayı mantıklı geldi aslında bana deneme yanılma olayını burada yapabiliriz.
Toprak solucanı yada boru kurdunun bire bir benzereleri var. Ben onları kullanıyorum gayet iyiiş yapıyor
bendende size bir tiyo, ben gece birinden gördüm ve denedım acaip bir fark gordum sülünese gece mantara taktığımız ısıgı kırdım ıyıce yedirdim fosforu, 7 adet levrek aldım ogun. kesinlikle öneririm.
Önce şunu bir aydınlatalım. Boru kurdunun fosforlu olduğu lafı, bir şehir efsanesidir. Sonra şunu not olarak ekleyelim, eşkina görerek avlanmaz. Yani fosforlu olsaydı biel önemi yoktu. Ardından söyleyelim. Büyük ihtimalle boru kurdu kokusuyla çekiyor eşkinayı. Gelelim solucan olayına. Eğer balçık dipli, dere ağzına yakın bir yerse avlağınız, bu solucan iş yapabilir. Burada mesele, sodada duran solucanın balçık kokusuna benzer, gazlı (metan bilhassa) bir kokusu olacağıdır. Eşkinanın doğal yemleri böyle yerlerde bu şekilde kokar. Ama kum yada eriştelik bir yerde bu yem iş yapmayabilir.
Ben de borukurdunu "fosforlu" biliyordum. da; peki gece/karanlıkta parlaması neden, o parıltıyı/ışıltıyı veren ne? Nasıl bir madde var kurdun bünyesinde?
Işıltı verdiği vs. yok. Teknik olarak, yakamoz denen bir şey olası sadece. Boru kurdunun derisinde, sim gibi, ışığı yansıtan şeyler var. O kadar yumuşak bir hayvan üstünde, bunlar belli bir parlaklık olarak görülecektir elbette. Ama bunun eşkina yakalamakla pek ilgisi yok. Eşkina boru kurduna parladığından ziyade, kokusundan dolayı geliyor. Olayı anlamak için, boru kurdu ile uğraştıktan sonra, ellerinizi koklayın, nasıl yoğun ve keskin kokulu olduğunu kolayca farkedersiniz.
Sevgili Nuri abim doğru biliyorsun, gece yaptığım yemli avlarda boru kurdu ve teke çok kullandım.Gecenin zifiri karanlığında kafa lambamla kurdu taktıktan sonra ışığı kapattığımda boru kurdunun florasan gibi ışıldadığına şahit oldum, keza tekelerinde antenlerinde aynı parlaklık vardır.Bana görede solucandan en önemli farkıda budur, fosforun bir önemi olmasa yoksa boru kurdu ile uğraşmadan solucanda kullanabilirdik.Ayrıca solucana fosfor enjekte etme imkanımız olsa aynı verimi alacağımızıda düşünüyorum ki imkansız bir şey değil Ayrıca boru kurdunun altı fosforlu silikon sahteleride var, Serdar üstadın dediği gibi koku önmeli bir faktör olsada sadece kokunun av için yeterli olacağını düşünmüyorum ki birçok gece yemli avında kösteklere fosforlu boncukların bağlanmasının sebebide budur diye düşünüyorum.
eğer başka balıklar ile uğraşıyorsan, kesinlikle. Hatta boncuktan ziyade, iğneden 2-3 cm fosforlu boru ile yapılır/kaplanır. Olay, boru kurdunun parlayıp parlamadığından ziyade, eşkina nın neden bunu tercih ettiği. İlk cevapta eklemiştim, suda yakamoz denen bir şey var, bu sudaki herşeyi parlatır zaten. Şöyle düşün, eğer eşkina ışığa geliyorsa, boru kurduna filan hacet yok, takarız fosforu olup biter, doğru mu? Ve bunu denedik, haliyle havamızı aldık. boru kurdu, tazeyken, tuzlaması filan değil, etli halinin kokusu eşkinayı cezbediyor.
Üstadım koku konusunda haklısın kesinlikle, ancak en az koku kadar görselliğinde önemli olduğunu düşünüyorum.Görsellikten kastım salt fosfor olmayıp kurt'un iğnedeki duruş şeklidir, yoksa dediğin gibi sadece fosfor takardık. Ayrıca yakamoz konusuna gelince gittiğim gece yemli avlarında ayın olmadığı zifiri karanlık ortamlarda (eşkina için) daha bereketli geçmiştir.
Yakamoz suda gerçekleşen bir olay değil mi? Su dışında mesela kurt taşın üzerindeyken yada henüz borusundan çıkarılmışken parlıyor ki sevgili İsacan da dile getirmiş bu durumu. Kısa bir de not: Bazı toprak solucanlarında da karanlıkta parlaklık ve ışıma benzeri bir durum gözlemlediğim oldu. "Fosfor" benzeri.
metin kardeşime katılıyorum aynen çok güzel sonuç alınıyor bende duydum denemedim ama mutlaka deneyeceğim tavsiye ederim
Aslen burada anahtar kelime: Halkalı olmak. Deniz ve kara kurtlarının içinde tonla tür, ateş böceği gibi ışık çıkarma kabiliyetine sahip. Evet, bir sürü karides, teke türüde bu özelliğe sahip. Bu kurtlar içinde öyle ışık çıkaran türler, halkalı olanlardan. Ülkemizde yaşayan toprak solucanlarının da pek çok türü aynı şekilde ışık çıkarabiliyor. Boru kurdu ise, bu listeye dahil değil. Fakat çok iyi yansıtıcı özelliği var, kedi gözü gibi sanki, bu kesin. Bu olayın kurt ışık çıkarır mı, çıkarmaz mı tarafı. Bizim baktığımız taraf ise, eşkina ışık çıkaran yemi daha mı çok sever? Bu açıdan bakınca, yemin ışık çıkarması minör bir etmen. Muhakkak bir payı vardır tabi. Fakat asıl etmen kokusu vs. Şimdi şöyle bakın. Zifiri karanlıkta yaşayan bir balık, görüp avlanmaya çıkarsa aç kalır. Onun görmekten daha başka yollar bulması lazımdır, avının yerini tespit etmek için. Bu açıdan eşkina için, borukurdunun asıl anlam ve önemi parlamasından ziyade, kokusu. Bunun pragmatik bir durumu var. Eşkina için yem bakıyorsanız, ışık çıkarmasından ziyade kokusuna bakmak lazım. Gelelim toprak solucanı ve soda hikayesine. İlk bakışta ne alaka, çatlağın birinin bizi tiye alması gibi görünüyor di mi? Ama olayın aslı şu. Bizdek solucanların çoğu halkalı solucan. Ve neydi, bunların içinde pek çoğu ışık yayabilen tür. Bu tamam, peki ya soda? Soda ne? Yada maden suyu? Olayın esprisi şu. Soda ve maden suyu içeriğinde bolca iyon halinde kalsiyum (Ca2+) bulundurur. Bu solucanların vs. parlaması, yani ışık çıkarması ise, fotoproteinler ile gerçekleşir. Bu fotoproteinler ise kalsiyum iyonları ile aktif hale gelir. Yani, solucanı sodaya atar, bekletirseniz, sodadaki kalsiyum iyonları solucanın ışık yayan proteinlerini çalıştırır, solucan parlamaya başlar. Bu eşkinaya fayda eder mi? Muhakkak edecektir. Ama eşkinanın bunu yemeye ikna olması için, kokusunun onun beslendiği şeylerin kokusuna benziyor olması gerekecektir. Ve bir tarafta ışıl ışıl ama yem gibi kokmayan bir yem, öbür tarafta hiç parlamayan ama nefis kokak bir yem varsa, eşkina elbette kokulu olanı tercih edecektir. Kendinizden örnek alın, bir disko topu mu, spot ışığı mı yoksa kutunun içinden gelen nefis koku mu sizin yeme isteğinizi uyandırır?
Olayı "nedir" den ziyade "ne değildir" bağlamında değerlendirmişsin gubani. Koku da koku demiş durmuşsun da ona birşey diyen yok zaten. Boru kurdu suyun dışında iken ve de herhangi bir ışıkla da teması yokken parlıyor/ışıldıyor. Bu nasıl oluyor? Halkası vardır-yoktur veya akar-kokar durumları mevzu bahis değil benim nazarımda. Adına fosfor demesekte - tahlil etmedik ne de olsa- o parlama neyin nesi? Yok mu diyorsun? Ama var. (dı)idk Bir kısa not daha düşeyim: O günkü gece avımızda 4 kişi 100 civarında mezgit avladık. Bir tane de iade edilen yavru eşkina oldu.
Fosforlu olmak, yani kendinden ışık üretmekle ışığı çok iyi yansıtıp parlamak farklı şeyler. Burası da, bioluminesans dersliği değil. Şimdi oturup nerediade familyasındaki bioluminesans özelliklerine sahip türleri incelemenin yeri de değil. Burada dikkat edilecek şey şu. Yeminiz parlayabilir, ok, bunun zararı olmaz. Ama ekstra faydası da olmaz. Eşkina için özellikle, önemli olan kokusudur. Eşkina yeminizin ışığını görüp ötelerden gelebilir, olasıdır, ama yem gibi kokmuyorsa, yemeden geri gider. Dahası, suda koku, ışıktan çok daha etkili bir şeydir. Eşkina için en cazip yemi arıyorsanız, cevabı meşhur eşkina taşlarında aramanızı öneririm.